iltasyazilim
FD Üye
Erezyon Olan Bölgeler Nerelerdir?
Ülkemizde Erozyon ve Erozyon Çeşitleri
Erozyon hakkında ansiklopedik data
Kayaların ve organik maddelerin farklı alanlara yönlendirilmiş derecelerdeki fiziki parçalanma, kimyasal ve biyoloji ile ilgili ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar topluluğu barındıran ve içinde belirtilmiş oranda su ve hava ihtiva eden toprak, bilinçli ve etkili olarak kullanılmadığı ve teftiş altına alınmadığı zaman iklim olaylarının yıpratıcı etkisiyle aşınıp taşınmakta ve diğer yerlerde birikmekte, sonuçta işe afacan duruma gelmektedir Bu durumda erozyon olayı gündeme gelmektedir
Topografik özellikler, iklim faktörleri, ormanların dağıtılmış şekillerde yıkım edilmesi, tarımsal üretimde uygulanan hatalı teknikler, hızlı nüfus artışı gibi etmenler erozyonun oluşmasına neden olan esas faktörlerdir Gerek dünyada gerekse ülkemizde değişik derecelerdeki erozyon olaylarında bir artışın olduğu gözlenmektedir Özellikle son yıllarda dünyadaki erozyonun 19681984 yılları aralarında % 50 oranında arttığı ve toprak kaynağının her yıl %07sinin kaybolduğu belirtilmektedir Aynı şekilde ülkemiz topraklarının %86sı erozyona uğramış ve büyük zararlar görmüş durumdadır Bu erozyon sonucunda topraklar giderek fakirleşmekte, tarımsal üretimde verim azalmakta, bununla beraber baraj ve göletlerin hesaplı ömürleri kısalmaktadır
Toprağın verimliliğinin arttırılması ve üretkenliğinin devamının sağlanması için alınması zorunlu toprak muhafaza tedbirlerinin yanısıra, hidrolik erozyonun bir tarlada veya bir havzada meydana getirdiği toprak kaybı miktarının belirlenmesi amacıyla çoğu ülkede farklı alanlara yönlendirilmiş formüller geliştirilmiştir Bu formüllerden yararlanılarak hesaplanan toprak kayıplarının miktarına kadar ekonomik açıdan en yerinde olan önlemler saptanmakta ve bu sayede toprak kayıpları minimuma indirilmektedir
Adapazarı Ovası için de bilhassa yağışlar sonucu meydana gelen toprak kaybı miktarlarının belirlenmesi büyük yük taşımaktadır Bu yüzden çalışmamızın temeli, su erozyonu esas alınarak oluşturulmuş ve yapılan hesaplamalarda hidrolik erozyonun matematiksel anlamda ifadesinden yararlanılmıştır
Su erozyonu ile herhangi bir alandan kayba uğrayacak toprak miktarının tespit edilmesinde kullanılan ve gerçeğe en yakın sonuçlar veren formüllerden birisi Üniversal Toprak Kaybı (USLE) denklemidir
Bu eşitlik, ülkemiz koşullarında da tarımsal alanlarda ve havzalarda alınacak en etkin ve idareli toprak koruma önlemlerinin saptanması nedeniyle kullanılmaktadır Bu çalışmada Adapazarı Ovası için USLEnin uygulaması yapılmaya çalışılmıştır Oysa 10 yıl gibi uzun bir dönemde üretilmiş olan deneylerin sonuçlarının kullanılabilecek olması, alıştırma alanımızda bir sene gibi kısa bir sürede deneyde kullanılan bir başvuru formu yapma ve kullanılabilecek gerçekçi sonuçlar elde etme şansımızı ortadan kaldırmıştır böylece Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün desteği ile daha önce üretilmiş denek çalışmalardan ortaya meydana çıkan sonuçlar kullanılarak teorik bir perspektif geliştirilmiş ve elde edilen verilere dayanarak Sakarya İlinde mevcut erozyon durumu ile ilgili sonuçlara varılmıştır Mevcut durumun analizinin yapılması, alınması gereken önlemler ve gelecekteki durum ile ilgili öneriler ile çalışma sonuçlandırılmıştır *
Ülkemizde Erozyon ve Erozyon Çeşitleri
Erozyon hakkında ansiklopedik data
Kayaların ve organik maddelerin farklı alanlara yönlendirilmiş derecelerdeki fiziki parçalanma, kimyasal ve biyoloji ile ilgili ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar topluluğu barındıran ve içinde belirtilmiş oranda su ve hava ihtiva eden toprak, bilinçli ve etkili olarak kullanılmadığı ve teftiş altına alınmadığı zaman iklim olaylarının yıpratıcı etkisiyle aşınıp taşınmakta ve diğer yerlerde birikmekte, sonuçta işe afacan duruma gelmektedir Bu durumda erozyon olayı gündeme gelmektedir
Topografik özellikler, iklim faktörleri, ormanların dağıtılmış şekillerde yıkım edilmesi, tarımsal üretimde uygulanan hatalı teknikler, hızlı nüfus artışı gibi etmenler erozyonun oluşmasına neden olan esas faktörlerdir Gerek dünyada gerekse ülkemizde değişik derecelerdeki erozyon olaylarında bir artışın olduğu gözlenmektedir Özellikle son yıllarda dünyadaki erozyonun 19681984 yılları aralarında % 50 oranında arttığı ve toprak kaynağının her yıl %07sinin kaybolduğu belirtilmektedir Aynı şekilde ülkemiz topraklarının %86sı erozyona uğramış ve büyük zararlar görmüş durumdadır Bu erozyon sonucunda topraklar giderek fakirleşmekte, tarımsal üretimde verim azalmakta, bununla beraber baraj ve göletlerin hesaplı ömürleri kısalmaktadır
Toprağın verimliliğinin arttırılması ve üretkenliğinin devamının sağlanması için alınması zorunlu toprak muhafaza tedbirlerinin yanısıra, hidrolik erozyonun bir tarlada veya bir havzada meydana getirdiği toprak kaybı miktarının belirlenmesi amacıyla çoğu ülkede farklı alanlara yönlendirilmiş formüller geliştirilmiştir Bu formüllerden yararlanılarak hesaplanan toprak kayıplarının miktarına kadar ekonomik açıdan en yerinde olan önlemler saptanmakta ve bu sayede toprak kayıpları minimuma indirilmektedir
Adapazarı Ovası için de bilhassa yağışlar sonucu meydana gelen toprak kaybı miktarlarının belirlenmesi büyük yük taşımaktadır Bu yüzden çalışmamızın temeli, su erozyonu esas alınarak oluşturulmuş ve yapılan hesaplamalarda hidrolik erozyonun matematiksel anlamda ifadesinden yararlanılmıştır
Su erozyonu ile herhangi bir alandan kayba uğrayacak toprak miktarının tespit edilmesinde kullanılan ve gerçeğe en yakın sonuçlar veren formüllerden birisi Üniversal Toprak Kaybı (USLE) denklemidir
Bu eşitlik, ülkemiz koşullarında da tarımsal alanlarda ve havzalarda alınacak en etkin ve idareli toprak koruma önlemlerinin saptanması nedeniyle kullanılmaktadır Bu çalışmada Adapazarı Ovası için USLEnin uygulaması yapılmaya çalışılmıştır Oysa 10 yıl gibi uzun bir dönemde üretilmiş olan deneylerin sonuçlarının kullanılabilecek olması, alıştırma alanımızda bir sene gibi kısa bir sürede deneyde kullanılan bir başvuru formu yapma ve kullanılabilecek gerçekçi sonuçlar elde etme şansımızı ortadan kaldırmıştır böylece Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün desteği ile daha önce üretilmiş denek çalışmalardan ortaya meydana çıkan sonuçlar kullanılarak teorik bir perspektif geliştirilmiş ve elde edilen verilere dayanarak Sakarya İlinde mevcut erozyon durumu ile ilgili sonuçlara varılmıştır Mevcut durumun analizinin yapılması, alınması gereken önlemler ve gelecekteki durum ile ilgili öneriler ile çalışma sonuçlandırılmıştır *