iltasyazilim
FD Üye
Erken Çocukluk Eğitiminin Önemi ve Türkiye ’de Okulöncesi Eğitim
“Erken çocukluk dönemi çocuğun gelişiminde, kişiliğinin oturmasında, sağlıklı bir birey olarak yetişmesinde esas inşa taşlarının atıldığı kritik bir dönemdir Çocuk yedi yaşında okula başladığında gelişiminin büyük bir kısmı tamamlamış oluyor ve eğitim için fazla geç
Eğitim, doğumla başlayıp hayat boyu devamlı bir süreçtir Yaşam boyu sürecek öğrenmenin temelleri ise birincil altı yaşta, yani erken çocukluk döneminde atılır Bu dönemde çocuklara iyi eğitim verilmesi ve olumlu çevre şartları sunulması çocuğun maddesel, zihinsel, duygusal, sosyal gelişimini desteklemede fazla önemli rol oynar
Erken çocukluk eğitimi başlangıçta aile de başlar Aileden daha sonra, okul öncesi eğitim kurumları çocuğu toplumsal yaşama hazırlamada aileyi desteklemektedir Okul öncesi eğitim kurumları, çalışan anne babaya yardım olup çocuk bakıcılığı görevinin üstlendiği bir yer yok; çocukların bedensel, sosyal, duygusal ve bilimsel gelişimlerini en dinç şekilde geçirmesini, onları gelecek eğitim basamaklarına hazırlamayı, kendini ifade eden, yaratıcı yönlerini ve becerilerini ortaya koyan sosyal bir kişi olarak yetişmesini ve aileyi okul öncesi eğitimi konusunda bilgilendirmeyi amaçlayan eğitim kurumlarıdır
UNICEF, okulöncesi eğitim kurumlarını “yaşama en iyi açılış yeri olarak görüyor ve çocuklar için yaşamsal önemde olan bu dönemeçte, onlara eşit haklar verilmesi gerektiğini savunuyor
Türkiyede okulöncesi eğitime baktığımızda eğitim düzeyi, az gelişmiş ülkeler seviyesinde olduğu görümektedir(Bkz Tablo, Kaytaz, 2005) Dünya da 35 yaşlarında erken çocukluk eğitimi alanların oranlarına bakıldığında, idareli açıdan fazla benzetildiğimiz Meksika ’da yüzde 70; Fas ’ta yüzde 34, Ürdün ’ de yüzde 27; Doğu Avrupa ülkelerinde minimum 50; abone olmak istediğimiz AB ülkelerin her birinde bu oran % 100 ’e yakındır (Kağıtçıbaşı, 2005)
Turkiye ’de 100 çocuktan 85 ’i okulöncesi eğitim almıyor ve bu eğitimi alan %15 ’lik oranın çoğu ise eğitimli ailelerin çocuklarından oluşmakta Anasınıfı dışındaki kurumların büyük kentlerde ve ücretli olması, her çocuğun erken çocukluk eğitim hakkından yararlanamadığını dobra dobra göstermektedir Türkiye ’de okulöncesi eğitim kurumlarının yetersizliğinin yanında eğitim kalitesi problemi de vardır Çalışmalar, mevcut kurumların niteliklerinin farklılık gösterdiğini ve ülkemizdeki eğitim amaçlı kurumların sayılarının, çocuk bakım amaçlı olanlardan daha az olduğu saptamıştır (Bekman, 1999)
Bu örneklerden de anaşılacağı gibi Türkiye de okulöncesi eğitim yetersizdir Bunun nedeni erken çocukluk eğitimi bilincinin, çocuğun gelişiminde ne değin kayda değer rol oynadığının yeterince anlaşılamamış olmasıdır Oysa yurtiçi ve yurtdışında yapılan çalışmalar erken yaşların çocuğun; zekâ, kişilik ve sosyal gelişiminde kritik bir dönem olduğunu ve bu yaşlardaki ihmalin sonraki dönemleri de etkilediğini vurgulamaktadır Çocuğun ihtiyaçlarının bu dönemde gerektiği gibi karşılanmaması durumunda, çocuğun gelecekteki hayatında tavır problemlerine, zihinsel ve fiziki geriliğe neden olabilir
Dilin edinimi ve gelişimi konusunda çalışan dil bilimciler de özellikle mektep öncesi yılların dilin kazanılması bakımından çok kayda değer olduğu vurgulamaktadır Eli Bol (2000), ilköğretim 2 ve 5 sınıf öğrencilerinin Türkçe okumaanlama başarılarını tespit ederek, okulöncesi eğitime dışarı giden ve gitmeyen öğrencilerin Türkçe okumaanlayış başarılarındaki farkları ortaya çıkarmıştr Buna göre, her iki sınıfta da okulöncesi eğitimden geçmiş öğrencilerin manalı düzeyde başarılı oldukları ortaya çıkmıştır
Erken çocukluk eğitimi beynin gelişimi için de çok kritik bir dönem Incelemeler beyin gelişiminin en manâlı kısmının birincil 6 sene içinde gerçekleştiğini göstermektedir 36 yaş nöronlar arasındaki bağlantıların en üstteki seviyede gerçekleştiği dönemdir Bir bebek 3 yaşına geldiğinde, beyninin fiziksel büyümesinin % 90'ı tamamlanmıştır Çocukluk tecrübeleri beynin çalışan devrelerinde hangi hücrelerin kullanılacağında belirgindir Çocukluk döneminin geçtiği yaşam ve çevre koşulları beyin işlevselliğini olumlu veya negatif etkilediği, oyun oynamayan ve çok az dokunulan çocuklarda beyin gelişiminin akranlarından %2030 daha eksik olduğu kanıtlanmıştır (Nash, 1997) Bu yüzden çocuklara erken yaşlarda karışık sezgi ve maddesel deneyimler için fırsatlar arzetmek, ileriki yaşlardaki öbür öğrenme becerilerinin gelişimine olumlu yönde tesir eder Hatta böyle olanakların sağlanması erken beslenme bozukluklarına alt eksiklikleri telafi edebilir ya da en azından bir kısmını giderebilir (Bekman, 1999)
Kısacası, çocuğun okula başladığında gelişiminin büyük bir kısmı işlenmiş, zihinseldil yetenekleri, davranışları, hissi ve bedensel özellikleri şekillenmiş oluyor Örgün eğitim yaşının çocuğun öğrenme ihtiyaçlarına eğilmek için geç olması, okulöncesi eğitimin yaygınlaşmasının gerekliliğini bir kere daha ortaya koyuyor (Bekman, 1999) Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) “ 7 fazla geç ve UNICEF işbirliğiyle “ 5 Yaşında Anaokulana kampanyasını başlatarak toplumu bu konuda bilinçlendirmiştir AÇEV okulöncesi eğitim kurumlarının çocuğun gelişimdeki önemini yaptığı araştırmayla da kanıtlamaktadır
Okulöncesi eğitimin çocuğun gelişimindeki etkisi üzerine yapılan araştırmalar erken çocukluk eğitiminin olumlu etkisini kanıtlamaktadır Erken çocukluk eğitimi sadece çocuğa yok, aileye, topluma ve ekonomiye yüksek kazanç sağlayan, fakat maliyeti küçük yatırımlardır AÇEV nitelikli ve etkin bir erken çocukluk eğitiminin Türkiye ’ye katkılarını şöyle sıralıyor (Kaytaz, 2005):
* Çocukların uzun vadede daha üretken, daha becerikli, sorun çözmede daha yetkin olmalarını sağlar
* Dilsel, zihinsel, fiziki, sosyal ve duygusal açıdan gelişmiş çocuklar okula hazırlanmış olurlar ve daha dar ahenk sağlarlar Böylelikle ilköğretim kalitesi yükselir
* Okula hazırlanmış çocukların sınıfta kalma ve okulu terk etme oranları düşer, bu da maliyetleri azaltır
* Toplumdaki vasıflı çalışan sayısı artar, yükselen imal hesaplı fayda getirir
* Toplumda kabahat oranları düşer
* Sosyohesaplı ve cinsiyete dayalı eşitsizliklerin etkisi hafifler
* Kadınların işgücüne katılımlarını, keza egzersiz verimliliklerini artırır
* Dinç ve iyi beslenen çocukların ölüm oranları düşer
* Köyden kente göçün getirdiği sorunların çözümünde katkıda bulunur
Kısaca; erken çocukluk dönemi çocuğun gelişiminde, kişiliğinin oturmasında, sağlıklı bir kişi olarak yetişmesinde temel inşa taşlarının atıldığı kritik bir dönemdir böylece okulöncesi eğitime gereken yük verilmeli ve her çocuğun bu hizmetten faydalanması için cümbür cemaat üzerine düşen görevi yapmalıdır AÇEV bu alanda yaptığı çalışmalarla ve kampanyalarıyla buna liderlik etmektedir Biz de bu konuda duyarlı olup AÇEV ’i desteklemeliyiz
Her çocuğun okulöncesi eğitim alması dileğiyle…
Kaynak:
Bekman, S (2000) A fair Chance: An evaluation of the motherchild education program İstanbul, MOCEF
Bekman, S (1999) 7 ÇOK GEÇ! Erken çocukluk eğitiminin önemi üstüne düşünceler ve öneriler İstanbul, AÇEV
Eli Açık, D (2000) Okul Öncesi Eğitim Programlarında Uygulanan Türkçe Dil Faaliyetlerinin İlköğretim Türkçe Dersi OkumaAnlamaya etkisi
Kağıtçıbaşı Ç, Sunar, D, Bekman, S, Cemalcilar, Z (2005) Erken Müdahalenin Erişkinlikte Süren Etkileri İstanbul, AÇEV
Kaytaz, M (2005) Türkiye'de Okulöncesi Eğitiminin AvantajMaliyet Analizi İstanbul, AÇEV
Nash, M (1997) Fertile Minds Time, February 3, 1997, 54
Oktay AAktan Kerem E (2004) Okul Öncesi Dönem Çocuklarına Yönelik Okumaya Hazırlık Programı *
“Erken çocukluk dönemi çocuğun gelişiminde, kişiliğinin oturmasında, sağlıklı bir birey olarak yetişmesinde esas inşa taşlarının atıldığı kritik bir dönemdir Çocuk yedi yaşında okula başladığında gelişiminin büyük bir kısmı tamamlamış oluyor ve eğitim için fazla geç
Eğitim, doğumla başlayıp hayat boyu devamlı bir süreçtir Yaşam boyu sürecek öğrenmenin temelleri ise birincil altı yaşta, yani erken çocukluk döneminde atılır Bu dönemde çocuklara iyi eğitim verilmesi ve olumlu çevre şartları sunulması çocuğun maddesel, zihinsel, duygusal, sosyal gelişimini desteklemede fazla önemli rol oynar
Erken çocukluk eğitimi başlangıçta aile de başlar Aileden daha sonra, okul öncesi eğitim kurumları çocuğu toplumsal yaşama hazırlamada aileyi desteklemektedir Okul öncesi eğitim kurumları, çalışan anne babaya yardım olup çocuk bakıcılığı görevinin üstlendiği bir yer yok; çocukların bedensel, sosyal, duygusal ve bilimsel gelişimlerini en dinç şekilde geçirmesini, onları gelecek eğitim basamaklarına hazırlamayı, kendini ifade eden, yaratıcı yönlerini ve becerilerini ortaya koyan sosyal bir kişi olarak yetişmesini ve aileyi okul öncesi eğitimi konusunda bilgilendirmeyi amaçlayan eğitim kurumlarıdır
UNICEF, okulöncesi eğitim kurumlarını “yaşama en iyi açılış yeri olarak görüyor ve çocuklar için yaşamsal önemde olan bu dönemeçte, onlara eşit haklar verilmesi gerektiğini savunuyor
Türkiyede okulöncesi eğitime baktığımızda eğitim düzeyi, az gelişmiş ülkeler seviyesinde olduğu görümektedir(Bkz Tablo, Kaytaz, 2005) Dünya da 35 yaşlarında erken çocukluk eğitimi alanların oranlarına bakıldığında, idareli açıdan fazla benzetildiğimiz Meksika ’da yüzde 70; Fas ’ta yüzde 34, Ürdün ’ de yüzde 27; Doğu Avrupa ülkelerinde minimum 50; abone olmak istediğimiz AB ülkelerin her birinde bu oran % 100 ’e yakındır (Kağıtçıbaşı, 2005)
Turkiye ’de 100 çocuktan 85 ’i okulöncesi eğitim almıyor ve bu eğitimi alan %15 ’lik oranın çoğu ise eğitimli ailelerin çocuklarından oluşmakta Anasınıfı dışındaki kurumların büyük kentlerde ve ücretli olması, her çocuğun erken çocukluk eğitim hakkından yararlanamadığını dobra dobra göstermektedir Türkiye ’de okulöncesi eğitim kurumlarının yetersizliğinin yanında eğitim kalitesi problemi de vardır Çalışmalar, mevcut kurumların niteliklerinin farklılık gösterdiğini ve ülkemizdeki eğitim amaçlı kurumların sayılarının, çocuk bakım amaçlı olanlardan daha az olduğu saptamıştır (Bekman, 1999)
Bu örneklerden de anaşılacağı gibi Türkiye de okulöncesi eğitim yetersizdir Bunun nedeni erken çocukluk eğitimi bilincinin, çocuğun gelişiminde ne değin kayda değer rol oynadığının yeterince anlaşılamamış olmasıdır Oysa yurtiçi ve yurtdışında yapılan çalışmalar erken yaşların çocuğun; zekâ, kişilik ve sosyal gelişiminde kritik bir dönem olduğunu ve bu yaşlardaki ihmalin sonraki dönemleri de etkilediğini vurgulamaktadır Çocuğun ihtiyaçlarının bu dönemde gerektiği gibi karşılanmaması durumunda, çocuğun gelecekteki hayatında tavır problemlerine, zihinsel ve fiziki geriliğe neden olabilir
Dilin edinimi ve gelişimi konusunda çalışan dil bilimciler de özellikle mektep öncesi yılların dilin kazanılması bakımından çok kayda değer olduğu vurgulamaktadır Eli Bol (2000), ilköğretim 2 ve 5 sınıf öğrencilerinin Türkçe okumaanlama başarılarını tespit ederek, okulöncesi eğitime dışarı giden ve gitmeyen öğrencilerin Türkçe okumaanlayış başarılarındaki farkları ortaya çıkarmıştr Buna göre, her iki sınıfta da okulöncesi eğitimden geçmiş öğrencilerin manalı düzeyde başarılı oldukları ortaya çıkmıştır
Erken çocukluk eğitimi beynin gelişimi için de çok kritik bir dönem Incelemeler beyin gelişiminin en manâlı kısmının birincil 6 sene içinde gerçekleştiğini göstermektedir 36 yaş nöronlar arasındaki bağlantıların en üstteki seviyede gerçekleştiği dönemdir Bir bebek 3 yaşına geldiğinde, beyninin fiziksel büyümesinin % 90'ı tamamlanmıştır Çocukluk tecrübeleri beynin çalışan devrelerinde hangi hücrelerin kullanılacağında belirgindir Çocukluk döneminin geçtiği yaşam ve çevre koşulları beyin işlevselliğini olumlu veya negatif etkilediği, oyun oynamayan ve çok az dokunulan çocuklarda beyin gelişiminin akranlarından %2030 daha eksik olduğu kanıtlanmıştır (Nash, 1997) Bu yüzden çocuklara erken yaşlarda karışık sezgi ve maddesel deneyimler için fırsatlar arzetmek, ileriki yaşlardaki öbür öğrenme becerilerinin gelişimine olumlu yönde tesir eder Hatta böyle olanakların sağlanması erken beslenme bozukluklarına alt eksiklikleri telafi edebilir ya da en azından bir kısmını giderebilir (Bekman, 1999)
Kısacası, çocuğun okula başladığında gelişiminin büyük bir kısmı işlenmiş, zihinseldil yetenekleri, davranışları, hissi ve bedensel özellikleri şekillenmiş oluyor Örgün eğitim yaşının çocuğun öğrenme ihtiyaçlarına eğilmek için geç olması, okulöncesi eğitimin yaygınlaşmasının gerekliliğini bir kere daha ortaya koyuyor (Bekman, 1999) Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) “ 7 fazla geç ve UNICEF işbirliğiyle “ 5 Yaşında Anaokulana kampanyasını başlatarak toplumu bu konuda bilinçlendirmiştir AÇEV okulöncesi eğitim kurumlarının çocuğun gelişimdeki önemini yaptığı araştırmayla da kanıtlamaktadır
Okulöncesi eğitimin çocuğun gelişimindeki etkisi üzerine yapılan araştırmalar erken çocukluk eğitiminin olumlu etkisini kanıtlamaktadır Erken çocukluk eğitimi sadece çocuğa yok, aileye, topluma ve ekonomiye yüksek kazanç sağlayan, fakat maliyeti küçük yatırımlardır AÇEV nitelikli ve etkin bir erken çocukluk eğitiminin Türkiye ’ye katkılarını şöyle sıralıyor (Kaytaz, 2005):
* Çocukların uzun vadede daha üretken, daha becerikli, sorun çözmede daha yetkin olmalarını sağlar
* Dilsel, zihinsel, fiziki, sosyal ve duygusal açıdan gelişmiş çocuklar okula hazırlanmış olurlar ve daha dar ahenk sağlarlar Böylelikle ilköğretim kalitesi yükselir
* Okula hazırlanmış çocukların sınıfta kalma ve okulu terk etme oranları düşer, bu da maliyetleri azaltır
* Toplumdaki vasıflı çalışan sayısı artar, yükselen imal hesaplı fayda getirir
* Toplumda kabahat oranları düşer
* Sosyohesaplı ve cinsiyete dayalı eşitsizliklerin etkisi hafifler
* Kadınların işgücüne katılımlarını, keza egzersiz verimliliklerini artırır
* Dinç ve iyi beslenen çocukların ölüm oranları düşer
* Köyden kente göçün getirdiği sorunların çözümünde katkıda bulunur
Kısaca; erken çocukluk dönemi çocuğun gelişiminde, kişiliğinin oturmasında, sağlıklı bir kişi olarak yetişmesinde temel inşa taşlarının atıldığı kritik bir dönemdir böylece okulöncesi eğitime gereken yük verilmeli ve her çocuğun bu hizmetten faydalanması için cümbür cemaat üzerine düşen görevi yapmalıdır AÇEV bu alanda yaptığı çalışmalarla ve kampanyalarıyla buna liderlik etmektedir Biz de bu konuda duyarlı olup AÇEV ’i desteklemeliyiz
Her çocuğun okulöncesi eğitim alması dileğiyle…
Kaynak:
Bekman, S (2000) A fair Chance: An evaluation of the motherchild education program İstanbul, MOCEF
Bekman, S (1999) 7 ÇOK GEÇ! Erken çocukluk eğitiminin önemi üstüne düşünceler ve öneriler İstanbul, AÇEV
Eli Açık, D (2000) Okul Öncesi Eğitim Programlarında Uygulanan Türkçe Dil Faaliyetlerinin İlköğretim Türkçe Dersi OkumaAnlamaya etkisi
Kağıtçıbaşı Ç, Sunar, D, Bekman, S, Cemalcilar, Z (2005) Erken Müdahalenin Erişkinlikte Süren Etkileri İstanbul, AÇEV
Kaytaz, M (2005) Türkiye'de Okulöncesi Eğitiminin AvantajMaliyet Analizi İstanbul, AÇEV
Nash, M (1997) Fertile Minds Time, February 3, 1997, 54
Oktay AAktan Kerem E (2004) Okul Öncesi Dönem Çocuklarına Yönelik Okumaya Hazırlık Programı *