iltasyazilim
FD Üye
Erken Doğum Riskleri,
erken doğum riski nasıl anlaşılır,
erken doğum riski ne vakit başlar
Hamilelikte Erken Doğum Riski
Erken doğum, gebeliğin 37nci haftasından önce gerçekleşen doğuma denir Günümüzde, bebeklerin takriben yüzde 9 u erken doğmaktadır ve yenidoğan ölümlerinin yüzde 83ü 37nci haftadan önce doğan bebeklerde görülmektedir bu nedenle, erken doğan bebeklerin (erken doğan) tedavi edilmesinde yenidoğan yoğun bakım üniteleri hayati bir tartı taşımaktadır
Miadında gebelik 37nci gebelik haftasını tamamlamış gebeliktir böylece erken doğum(miad öncesi doğum), 37nci haftadan önce gerçekleşen doğuma denir Erken doğum eylemi doğum hekimliğinin başlıca sorunudur Yılda 300 bini aşkın çocuğun yaşama şansını ve sağlığını etkilemektedir Günümüzde, bebeklerin yaklaşık yüzde 9u erken doğmaktadır Yenidoğan ölümlerinin yüzde 83ü 37nci haftadan önce doğan bebeklerde görülmektedir Erken gebelik haftasında yüksek olan yenidoğan vefat hızı gebelik haftası ilerledikçe manâlı oranda azalır
Doğum ağrılarını yersiz başlatan nedenlerin arkasından, gebeliği miada değin koruyan güvenlik mekanizmasının yetersizliği yatmaktadır Genelde erken doğum eyleminin birden fazla sebebi olduğu ve ansızın artı mekanizma ile başladığı kabul edilmektedir Bunlardan bebeğe ait nedenler aralarında en ilk olarak gelenler; melformasyonlar, çoğul hamilelik, bebeğin eşinin erken ayrılması, suyunun fazlalığı ya da azlığı vardır Anneye ait nedenler ise; 17 yaş aşağı 34 yaş üzerinde olma, aşırı zirve kısalığı, boya tarafından aşırı kilolu olma, enfeksiyonlar, gebelikteki kanamalar, rahim anomalileri, düşükler, sık gidip gelen doğumlar, gebelikte kan basıncı yükselmesi, annenin akciğer, yürek, böbrek, karaciğer hastalıkları, kansızlık, besin yetersizliği, sigara ve içki içimi, ruhsal bunalımlar, sosyal koşullar ve ağır iş koşullarıdır
Miadından önce rahimde kasılma biçiminde sertleşme ya da sızı açıklayan her gebede erken doğum eyleminden değişkenlik edilmelidir Hem bel, sırt ağrısı, kasık ağrısı, uyluğa varan sancı, akıntıda değişiklik, lekelenme ve ishal şikayetleri de erken doğum ihtimalini akla getirmelidir
Erken doğumun önlenmesinde yüksek riskli gebelerin erken tanısı ön plandadır bu nedenle günümüzde konunun uzmanları tarafından çeşitli sistemler kullanılmaktadır Erken doğum olaylarına yaklaşımda amaç geri dönüşümsüz safhaya gelmeden erken eylem tanısının doğru olarak konmasıdır Fakat bu tekrar tekrar muhtemel olamamakta, gebelerin bu konuda yeterince data sahibi olmadıkları deneyimlerle görülmektedir Yapılan araştırmalarda gebelerin üçte birinin erken doğum eylemi belirtilerini tanımadıklarını, yarısının ise ikiz hamilelik ve daha önce erken doğum yapmış olmanın risk arttırıcı etmen olduğunu bilmedikleri görülmüştür Son yıllarda farklı alanlara yönlendirilmiş araştırmacılar göre erken doğumu önleme programları geliştirilmiştir Bu programlar, erken doğum eyleminin uyarıcı belirti ve bulguları konusunda hastanın eğitilmesi esasına dayanmaktadır Programın temel özellikleri anemi, enfeksiyon gibi erken doğuma hazırlayıcı faktörlerin düzeltilmesi, gebelere erken doğum belirtilerinin tanıtılması, bunların nasıl saptanacağının öğretilmesi hastanın herhangi bir sorun derhal ilgili afiyet personeli ile bağlantı kurabilme imkanına kavuşması ve düzenli muayenelerle kontrolüne dayanır
Ilk Olarak yatak istirahatı, annenin değişken alımının arttırılması ve sedosyonu en sık kullanılan tedavi şeklidir Takiben rahim kasılmalarının durdurulması amacıyla değişik çare yöntemleri, erken doğum eylemine neden olan enfeksiyonların tedavisi için antibiyotik uygulaması ve bebeğin akciğer olgunlaşmasını sağlayıcı ilaçlar bilirkişi doktor kadar uygulanır
erken doğan bebekler, solunum, midebarsak, böbrek ve sinir sistemleri komplikasyonları açısından yüksek tehlike altındadır Erken doğmasına karşın yaşama şansına sahip olan bebeklerin manâlı bir bölümünde bedensel ve zihinsel ciddi sorunlar gelişebilmektedir Komplikasyonların giderilmesi ve rehabilite edilmesi sırasında oluşan tıbbi birim masrafları da oldukça büyük rakamlara ulaşmaktadır
Yenidoğan yoğun bakım üniteleri prematüre bebeklerde (prematüre) yaşamsal bir tartı taşır Yenidoğan bakım teknikleri geliştikçe, erken doğanların rahatsızlık ve vefat oranları, önemli ölçüde düşmüştür Günümüzde, yaşatılabilen ve derhal 6 yaşında olan en minik bebeğin doğum ağırlığı 280 gramdır Ancak ne yazık fakat her bebek bu değin uğurlu değildir bu nedenle, erken doğumlarda bebeği güvence altına alabilmek için, yenidoğan yoğun bakım merkezlerinin ve bu konuda uzmanlaşmış afiyet personelinin yaygınlaştırılması gerekir
Erken doğum, yenidoğan döneminin rahatsızlık ve ölümlerinin en önde gelen nedeni olup, zeminde yatan rahatsızlık nedeninin kesin olarak bilinmemesi, yetersiz ve geç tanı gibi nedenlerden dolayı tedavide tekrar tekrar istenen netice alınamamaktadır Erken doğum riskine sahip gebelerin özenli olması, beslenmesini düzeltmesi, yorucu ve stresli yaşamdan kaçınması, sigara içimini üye indirgemesi, zorunlu tıbbi önlemleri dikkatle uygulaması gerekir Erken doğum belirtileri başlamışsa en kısa zamanda yenidoğan yoğun bakım imkanlarının bulunduğu bir merkeze başvurulması gerekir *
erken doğum riski nasıl anlaşılır,
erken doğum riski ne vakit başlar
Hamilelikte Erken Doğum Riski
Erken doğum, gebeliğin 37nci haftasından önce gerçekleşen doğuma denir Günümüzde, bebeklerin takriben yüzde 9 u erken doğmaktadır ve yenidoğan ölümlerinin yüzde 83ü 37nci haftadan önce doğan bebeklerde görülmektedir bu nedenle, erken doğan bebeklerin (erken doğan) tedavi edilmesinde yenidoğan yoğun bakım üniteleri hayati bir tartı taşımaktadır
Miadında gebelik 37nci gebelik haftasını tamamlamış gebeliktir böylece erken doğum(miad öncesi doğum), 37nci haftadan önce gerçekleşen doğuma denir Erken doğum eylemi doğum hekimliğinin başlıca sorunudur Yılda 300 bini aşkın çocuğun yaşama şansını ve sağlığını etkilemektedir Günümüzde, bebeklerin yaklaşık yüzde 9u erken doğmaktadır Yenidoğan ölümlerinin yüzde 83ü 37nci haftadan önce doğan bebeklerde görülmektedir Erken gebelik haftasında yüksek olan yenidoğan vefat hızı gebelik haftası ilerledikçe manâlı oranda azalır
Doğum ağrılarını yersiz başlatan nedenlerin arkasından, gebeliği miada değin koruyan güvenlik mekanizmasının yetersizliği yatmaktadır Genelde erken doğum eyleminin birden fazla sebebi olduğu ve ansızın artı mekanizma ile başladığı kabul edilmektedir Bunlardan bebeğe ait nedenler aralarında en ilk olarak gelenler; melformasyonlar, çoğul hamilelik, bebeğin eşinin erken ayrılması, suyunun fazlalığı ya da azlığı vardır Anneye ait nedenler ise; 17 yaş aşağı 34 yaş üzerinde olma, aşırı zirve kısalığı, boya tarafından aşırı kilolu olma, enfeksiyonlar, gebelikteki kanamalar, rahim anomalileri, düşükler, sık gidip gelen doğumlar, gebelikte kan basıncı yükselmesi, annenin akciğer, yürek, böbrek, karaciğer hastalıkları, kansızlık, besin yetersizliği, sigara ve içki içimi, ruhsal bunalımlar, sosyal koşullar ve ağır iş koşullarıdır
Miadından önce rahimde kasılma biçiminde sertleşme ya da sızı açıklayan her gebede erken doğum eyleminden değişkenlik edilmelidir Hem bel, sırt ağrısı, kasık ağrısı, uyluğa varan sancı, akıntıda değişiklik, lekelenme ve ishal şikayetleri de erken doğum ihtimalini akla getirmelidir
Erken doğumun önlenmesinde yüksek riskli gebelerin erken tanısı ön plandadır bu nedenle günümüzde konunun uzmanları tarafından çeşitli sistemler kullanılmaktadır Erken doğum olaylarına yaklaşımda amaç geri dönüşümsüz safhaya gelmeden erken eylem tanısının doğru olarak konmasıdır Fakat bu tekrar tekrar muhtemel olamamakta, gebelerin bu konuda yeterince data sahibi olmadıkları deneyimlerle görülmektedir Yapılan araştırmalarda gebelerin üçte birinin erken doğum eylemi belirtilerini tanımadıklarını, yarısının ise ikiz hamilelik ve daha önce erken doğum yapmış olmanın risk arttırıcı etmen olduğunu bilmedikleri görülmüştür Son yıllarda farklı alanlara yönlendirilmiş araştırmacılar göre erken doğumu önleme programları geliştirilmiştir Bu programlar, erken doğum eyleminin uyarıcı belirti ve bulguları konusunda hastanın eğitilmesi esasına dayanmaktadır Programın temel özellikleri anemi, enfeksiyon gibi erken doğuma hazırlayıcı faktörlerin düzeltilmesi, gebelere erken doğum belirtilerinin tanıtılması, bunların nasıl saptanacağının öğretilmesi hastanın herhangi bir sorun derhal ilgili afiyet personeli ile bağlantı kurabilme imkanına kavuşması ve düzenli muayenelerle kontrolüne dayanır
Ilk Olarak yatak istirahatı, annenin değişken alımının arttırılması ve sedosyonu en sık kullanılan tedavi şeklidir Takiben rahim kasılmalarının durdurulması amacıyla değişik çare yöntemleri, erken doğum eylemine neden olan enfeksiyonların tedavisi için antibiyotik uygulaması ve bebeğin akciğer olgunlaşmasını sağlayıcı ilaçlar bilirkişi doktor kadar uygulanır
erken doğan bebekler, solunum, midebarsak, böbrek ve sinir sistemleri komplikasyonları açısından yüksek tehlike altındadır Erken doğmasına karşın yaşama şansına sahip olan bebeklerin manâlı bir bölümünde bedensel ve zihinsel ciddi sorunlar gelişebilmektedir Komplikasyonların giderilmesi ve rehabilite edilmesi sırasında oluşan tıbbi birim masrafları da oldukça büyük rakamlara ulaşmaktadır
Yenidoğan yoğun bakım üniteleri prematüre bebeklerde (prematüre) yaşamsal bir tartı taşır Yenidoğan bakım teknikleri geliştikçe, erken doğanların rahatsızlık ve vefat oranları, önemli ölçüde düşmüştür Günümüzde, yaşatılabilen ve derhal 6 yaşında olan en minik bebeğin doğum ağırlığı 280 gramdır Ancak ne yazık fakat her bebek bu değin uğurlu değildir bu nedenle, erken doğumlarda bebeği güvence altına alabilmek için, yenidoğan yoğun bakım merkezlerinin ve bu konuda uzmanlaşmış afiyet personelinin yaygınlaştırılması gerekir
Erken doğum, yenidoğan döneminin rahatsızlık ve ölümlerinin en önde gelen nedeni olup, zeminde yatan rahatsızlık nedeninin kesin olarak bilinmemesi, yetersiz ve geç tanı gibi nedenlerden dolayı tedavide tekrar tekrar istenen netice alınamamaktadır Erken doğum riskine sahip gebelerin özenli olması, beslenmesini düzeltmesi, yorucu ve stresli yaşamdan kaçınması, sigara içimini üye indirgemesi, zorunlu tıbbi önlemleri dikkatle uygulaması gerekir Erken doğum belirtileri başlamışsa en kısa zamanda yenidoğan yoğun bakım imkanlarının bulunduğu bir merkeze başvurulması gerekir *