Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
iltasyazilim
FD Üye
Ermeni Sorunu,Sosyal Bilgiler Dönem Ödevi
1TÜRKERMENİ İLİŞKİLERİ
Ermeniler; Pers, Makedon, Selefkit, Roma, Part, Sasani, Bizans, Arap ve Türklerin hakimiyeti aşağıda yaşamışlardır Ermenileri Bizans'ın zulüm idaresinden kurtaran ve onlara insanca yaşama hakkını bahşeden, Selçuklu Türkleri olmuştur Fatih döneminde ise, Ermenilere din ve vicdan hürriyeti en üst düzeyde verilmiş, Ermeni cemaati için dini ve sosyal faaliyetlerini yönetmek üzere Ermeni Patrikliği kurulmuştur
Tarih baştan başa Romalılar, Persler ve Bizanslılar göre Anadolu'nun bir yerinden diğerine sürülen, savaşlara itilen ve sık sık üçüncü derslik vatandaş muamelesi görebilen Ermeniler, Türklerin Anadolu'ya girişlerinden sonra; Türklüğün adaletli, insani, toleranslı, birleştirici töre ve inancından yararlanmışlardır Bu ilişkilerin gelişme ve doruğa varmak çağı olan 19 Yüzyıl sonlarına değin süren devir, Ermenilerin altın çağıolmuştur
Osmanlı Devleti'nin çalışan, liyakatli, içten ve üretken her teb'asına sağladığı imkanlardan Gayri Müslimler içinde en çok faydalananlar; Ermeniler olmuştur Askerlikten, kısmen de vergiden muaf tutulurken, ticarette, zanaatta, çiftçilikte ve yönetimsel işlerde artış fırsatını elde etmişler ve devlete bağlı, milletle kaynaşmış ve anlaşmış olduklarından nedeniyle halki sadıkaolarak kabul edilmişlerdir
İstanbul Ermeni Patrikliği'nin kuruluşu tarihte eşine güç rastlanır bir olaydır: Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sekiz yıl daha sonra, 1461'de Batı Anadolu'daki Ermeni episkoposluğunu, çıkardığı bir fermanla İstanbul Patrikliği'ne dönüştürmesi, Fatih'in ve Osmanlı Sultanlarının gelecek vizyonu ve öteki dinlere gösterdiği hoşgörünün fazla açık bir örneğidir Tarihte bir dine mensup bir hükümdarın, diğer bir dinin üyeleri için ruhani riyaset makamı tesis etmesi, ne Fatih'ten önce, ne de daha sonra görülmüştür
Yeni bir bin yıla girerken dünyada yaşanan gerginlikleri, bilhassa yakın çevremizdeki savaş ortamını göz önünde bulunduracak olursak, 538 sene önce gerçekleşen bu olayın değerini, dinler ve kültürler arası hoşgörünün önemini, sanıyorum daha iyi kavrayabilirizdiyen günümüzün Ermeni Patriği II Mesrob'un sözleri de bu olayın önemini doğrulmaktadır
Nitekim, Türkçe konuşan, ayinlerini bile Türkçe yapan bu topluluktan devlet kademelerinde önemli görevlere yükselenler, Bayındırlık, Bahriye, Hariciye, Maliye, Hazine, PostaTelgraf, Darphane Bakanlıkları, Müsteşarlıkları yapanlar ve hatta Osmanlı Devleti'nin meseleleri üzerinde Türkçe ve yabancı dillerde eserler yazanlar bile olmuştur
Fakat Osmanlı Devleti'nin zayıflamaya başladığı dönemlerde, bazı devletlerin vaatlerine kanan Ermeniler, on binlerce Türk ve Ermeni'nin ölümüyle sonuçlanan isyan ve katliamlara başlamışlardır ve bin yıl rahat içinde yaşadıkları ülkeyi parçalamaya çalışmışlardır
2ATATÜRKTEN ERMENİ SORUNU
Ermeni meselesi denilen ve Ermeni milletinin reel çıkarlarından ziyade dünya kapitalistlerinin hesaplı çıkarlarına göre halledilmek istenen mesele, Kars Antlaşması'yla en dürüst çözüm şeklini buldu Asırlardan beri dostça yaşayan iki çalışkan halkın dostluk bağları gönül rahatlığıyla baştan kuruldu
Mustafa Kemal Atatürk
(1 Mart 1922 TBMM Üçüncü Toplanma Yılı Açış Konuşması)
netten özel baskı *
1TÜRKERMENİ İLİŞKİLERİ
Ermeniler; Pers, Makedon, Selefkit, Roma, Part, Sasani, Bizans, Arap ve Türklerin hakimiyeti aşağıda yaşamışlardır Ermenileri Bizans'ın zulüm idaresinden kurtaran ve onlara insanca yaşama hakkını bahşeden, Selçuklu Türkleri olmuştur Fatih döneminde ise, Ermenilere din ve vicdan hürriyeti en üst düzeyde verilmiş, Ermeni cemaati için dini ve sosyal faaliyetlerini yönetmek üzere Ermeni Patrikliği kurulmuştur
Tarih baştan başa Romalılar, Persler ve Bizanslılar göre Anadolu'nun bir yerinden diğerine sürülen, savaşlara itilen ve sık sık üçüncü derslik vatandaş muamelesi görebilen Ermeniler, Türklerin Anadolu'ya girişlerinden sonra; Türklüğün adaletli, insani, toleranslı, birleştirici töre ve inancından yararlanmışlardır Bu ilişkilerin gelişme ve doruğa varmak çağı olan 19 Yüzyıl sonlarına değin süren devir, Ermenilerin altın çağıolmuştur
Osmanlı Devleti'nin çalışan, liyakatli, içten ve üretken her teb'asına sağladığı imkanlardan Gayri Müslimler içinde en çok faydalananlar; Ermeniler olmuştur Askerlikten, kısmen de vergiden muaf tutulurken, ticarette, zanaatta, çiftçilikte ve yönetimsel işlerde artış fırsatını elde etmişler ve devlete bağlı, milletle kaynaşmış ve anlaşmış olduklarından nedeniyle halki sadıkaolarak kabul edilmişlerdir
İstanbul Ermeni Patrikliği'nin kuruluşu tarihte eşine güç rastlanır bir olaydır: Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sekiz yıl daha sonra, 1461'de Batı Anadolu'daki Ermeni episkoposluğunu, çıkardığı bir fermanla İstanbul Patrikliği'ne dönüştürmesi, Fatih'in ve Osmanlı Sultanlarının gelecek vizyonu ve öteki dinlere gösterdiği hoşgörünün fazla açık bir örneğidir Tarihte bir dine mensup bir hükümdarın, diğer bir dinin üyeleri için ruhani riyaset makamı tesis etmesi, ne Fatih'ten önce, ne de daha sonra görülmüştür
Yeni bir bin yıla girerken dünyada yaşanan gerginlikleri, bilhassa yakın çevremizdeki savaş ortamını göz önünde bulunduracak olursak, 538 sene önce gerçekleşen bu olayın değerini, dinler ve kültürler arası hoşgörünün önemini, sanıyorum daha iyi kavrayabilirizdiyen günümüzün Ermeni Patriği II Mesrob'un sözleri de bu olayın önemini doğrulmaktadır
Nitekim, Türkçe konuşan, ayinlerini bile Türkçe yapan bu topluluktan devlet kademelerinde önemli görevlere yükselenler, Bayındırlık, Bahriye, Hariciye, Maliye, Hazine, PostaTelgraf, Darphane Bakanlıkları, Müsteşarlıkları yapanlar ve hatta Osmanlı Devleti'nin meseleleri üzerinde Türkçe ve yabancı dillerde eserler yazanlar bile olmuştur
Fakat Osmanlı Devleti'nin zayıflamaya başladığı dönemlerde, bazı devletlerin vaatlerine kanan Ermeniler, on binlerce Türk ve Ermeni'nin ölümüyle sonuçlanan isyan ve katliamlara başlamışlardır ve bin yıl rahat içinde yaşadıkları ülkeyi parçalamaya çalışmışlardır
2ATATÜRKTEN ERMENİ SORUNU
Ermeni meselesi denilen ve Ermeni milletinin reel çıkarlarından ziyade dünya kapitalistlerinin hesaplı çıkarlarına göre halledilmek istenen mesele, Kars Antlaşması'yla en dürüst çözüm şeklini buldu Asırlardan beri dostça yaşayan iki çalışkan halkın dostluk bağları gönül rahatlığıyla baştan kuruldu
Mustafa Kemal Atatürk
(1 Mart 1922 TBMM Üçüncü Toplanma Yılı Açış Konuşması)
netten özel baskı *
