Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Ernest Rutherford Kimdir, hayatı

Ernest Rutherford Kimdir, hayatı
0
144

nicebayan

FD Üye
Katılım
Ara 24, 2016
Mesajlar
94,678
Etkileşim
2
Puan
38
Yaş
37
Web sitesi
nicebayan.com
F-D Coin
95
Ernest Rutherford hakkında bilgi
Ernest Rutherford biyografi

Ernest, Yeni Zelanda ’da ufak bir çiftlikte dünyaya gelmiştir İskoç göçmeni olan babası, otomobil tamircisiydi Ernest, yoksul ve topluluk bir ailenin içinde büyüdü Ne var ancak, daha küçük yaşta sergilediği mucizevi öğrenme merakı ona çevredeki en iyi okulların kapısını açtı Özellikle üniversitedeki aydınlık başarısıyla dikkatleri çekti ve kazandığı burs, bilim ateşiyle yanan delikanlının yaşamında yeni bir dönemin başlangıcı oldu 1894'de, Cambridge Üniversitesi ünlü fizik bilgini JJ Thomson ’un yanına amaçlamak üzere İngiltere ’ye geldi

Üniversiteye tabi Cavendish Laboratuvarı ’ndaki ilk yılını radyo dalgaları, ikinci yılını yeni keşfedilmiş olan Xışınları üzerindeki çalışmalarla geçirdi Sonra, yaşam boyu çaba konusu olan radyoaktivite üzerindeki araştırmalarına koyuldu Adı kısa zamanda bilim çevrelerinde duyulan Rutherford ’u 1898'de, Kanada ’da McGill Üniversitesi, fizik profesörlüğüne çağırdı Genç bilimadamı umulmadık bu çağrı aleyhinde bir ikilem içine düştü: Bir yanda erişilmesi güç, saygıdeğer bir unvan, öte yanda araştırma ortamı olarak bulunmaz nimet saydığı Cavendish Laboratuvarı

Rutherford 27 yaşındaydı Kısıtlı bursu ile nişanlısını İngiltere ’ye aldırtamaması bir yanlamasına; kendi yolculuğu nedeniyle yaptığı borcu bile ödeyemiyordu Aldığı öneri ona bu olanakları da sağlayacaktı Rutherford, sonunda ister istemez çağrıyı kabul etti Karar isabetliydi: McGill ’de geçirdiği yaklaşık on yıl içinde ayrıca radyoaktif atomların kendiliğinden değişik nitelikte atomlara dönüştüğünü ispatlayarak Nobel Ödülü ’nü kazandı; ayrıca de atomun yapısına ilişkin olarak aranan açıklığı getiren çekirdek buluşunu ortaya koydu

1887'de JJ Thomson ’un elektronu keşfetmesiyle, bilim dünyası yeni bir problemle karşı karşıya kalmıştı Negatif elektrik yüklü elektronlar, hidrojen atom kütlesinin ikibinde biri kadardı; fakat hidrojen, en kolay madde türü olarak biliniyordu Bir De Thomson, hangi elemente ait olursa olsun, atomların özdeş parçacıklar saldığı görüşündeydi Bu da elektronların, sözü geçen parçacıkların bir bölümü olduğu anlamına gelmekteydi Yanıtlanması gereken soru şuydu: Atomlar bir zamanlar sanıldığı gibi kolay, bölünmez birimler değilse, atomun yapısal özelliği ne olabilirdi?

Rutherford ’un radyoaktiviteye ilişkin birincil kayda değer buluşu, “alfa ve “beta dediği iki değişik ışının varlığını belirlemesiydi Ayrıca, asistanı Soddy ile birlikte bir elementin bir diğer elemente dönüşümünde radyoaktivitenin rolünü, denek olarak kanıtlamıştı

1907'de McGill ’den Manchester Üniversitesi ’ne geçtiği vakit ilk ele aldığı problem atomun yapısıydı Araştırmasında, beta parçacıklarından sekizbin kat daha yoğun olan alfa parçacıklarının işe yarayacağını düşündü Hans Geiger ve Ernest Marsden adlı iki asistanını, alfa parçacıklarının ince bir altın yaprağına çarptığı vakit nasıl dağıldıklarını incelemekle görevlendirdi Alman netice beklentiye hiç de yerinde değildi Parçacıkların büyük başlıca altın yapraktan ilk elden geçtiği gözlenmişti Sanki altın yaprağın yapısında geçişi engelleyen hiç bir atom yoktu! Lakin gözden kaçmaması gereken şart, yaprağa çarpan alfa parçacıklarının takriben 20000'de birinin geri sapmasıydı Bu ne demekti?

Uzun bir bocalamadan daha sonra Rutherford bu gözlemin, atomun yapısına ilişkin ipucu verdiğini fark etti: Atomun kütlesi neredeyse tümüyle, kapsamında son derece küçük bir yer tutan fazla elektrik yüklü bir çekirdekte yığılmış olmalıydı Çekirdeğin çevresinde şipşak dönen elektronlar ise pozitif yükü dengeleyen olumsuz yüklü daha ufak parçacıklardı Kısacası atom güneş sistemine aynı bir armoni sergilemekteydi Alam büyük ölçüde anlamsız bir atom gözönüne alındığında, alfa parçacıklarının neden büyük bir genelde, hiç bir engelle karşılaşmamış gibi altın yapraktan geçtikleri açık sözlülük kazanmaktaydı

Mikroskopla görülebilen nesnelerden bile minik olan atomdan daha da minik olan çekirdek ve elektron gibi parçacıkları hayalde yenilenmek kolay değildir Rutherford ’un modelini çizdiği atomu bir futbol stadyumu büyüklüğünde düşünürsek, çevresinde birkaç sineğin döndüğü çekirdek, bu alanda bir golf topu büyüklüğünde olacaktır

Rutherford, kuramcı bir bilimadamı değildi: Ona tarafından, her problemin çözümü deney sonuçlarıyla sınırlı tutulmalıydı Böylece ama, ortaya koyduğu atom modelinin kuramsal izah etme gerektiren manâlı bir sonucuna duyarsız kalmıştı Dahası atom modeline ilişkin deneyde kullanılan kanıtları, oturmuş fizik yasalarıyla da bütün bağdaşır değildi

Rutherford 1908'de Nobel Ödülü ’nü, 1914'de “Lord unvanını aldı 1919'da Cavendish Laboratuvarı ’nın başına geçti Cavendish onun yönetiminde çok geçmeden dünyanın başta gelen denek fizik merkezi oldu Burada giriştiği birincil çalışmalardan biri, yeniden alfa parçacıklarını kullanarak bir elementin başka bir elemente suni dönüşümünü yapmak oldu

Deneyde, alfa parçacıklarının, nitrojen atomları gibi daha hafif atom çekirdeklerine çarptırıldıklarında, geriye doğru sapmaksızın çekirdekle kaynaştıkları ve nitrojen atomunun oksijen atomuna dönüştüğü görülür Bu süreçte diğer bir parçacığın ortaya çıktığını saptayan Rutherford, çekirdeğin esas taşı saydığı pozitif yüklü bir parçaya “proton adını verdi

Kütlesi bakımından diğerlerine eş, ama elektrik yükü olmayan üçüncü bir parçacık daha laf konusuydu (Nötron denen bu parçacığı Rutherford ’un asistanı James Chadwick 1932'de bulur) Bu, bilimsel araştırmaya bol paranın hemen şimdi akmadığı bir dönemdi Cavendish ’te bile deneyler, “baştan savma denebilecek kolay araçlarla sürdürülüyordu

Rutherford ve ekibi işte bu araçlarla çalışıyorlardı ‘Paramız olmadığı için kafamızı kullanmak zorundayız, ’ diyordu Rutherford O, yalnız araçlarının basitliğiyle yok, bilime yaklaşımındaki basit tutumuyla da övünç duymaktaydı ‘Kendim çok basit olduğum için, ’ diyordu, ‘doğanın da temelde kolay olduğuna inanıyorum ’ “

Rutherford, bir dizi seçkin fizikçi yetiştirmekle kalmadı, onlara büyük bir esin kaynağı da oldu Nükleer fizik onun dünyasıydı Bu alandaki öndeyilerinden öyle azı hatalı çıkmıştır Yanılgılarından biri, çekirdekteki gizli enerjinin sürgit kilitli kalacağı inancıydı Ölümünden çok değil iki sene daha sonra bu enerjinin atom bombasına dönüştürülebileceğine artık kesin gözüyle bakılıyordu Neyse oysa, şansı bir defa daha yüzüne gülmüştü: Hiroşima ’daki dehşet patlamayı duymayacaktı *
 
858,505Konular
982,708Mesajlar
33,054Kullanıcılar
yazsoyamanSon üye
Üst Alt