iltasyazilim
FD Üye
Eşitlik Nedir? Hakkında Bilgi
Eşdeğer olanların niteliği
Eşitlik kavramı, Antik Çağ Yunan düşüncesinden beri, gittikçe siklet kazanarak, hemen tüm düşünürlerce ele alınmıştır Önce Apolonnialı Diogenes Doğa Üstüne adlı yapıtında bu kavramı ele almış ve Değişmeye emrindeki olan nesnelerden herkes bir başkasına eşdeğer olamaz, çünkü eşit olması için onunla benzer şey olması gerekirdidemiştir Platon da Phaidon'unda Sokratik diyaloglarla eşitlik kavramına tamamiyle uygun olan iki nesne olamazsonucuna varır Bu diyaloglara tarafından iki şeyi eşdeğer kılmak için önce onları fark gözetmek gerekir Alman düşünürü Leibniz, ayırt edilmezlik ve özdeşlik ilkeleriyle DiogenesSokratesPlaton düşüncelerini yenilemiş ve Monadologie adlı yapıtında, Doğada, hiçbir zaman, büsbütün birbirine eşit olan, aralarında bir fark yapılamayacak olan iki şeyin bulunmadığınıileri sürmüştür Coste'a yazdığı mektupta: Cihan birbirine baştan sona eşit veya benzer iki parçaya bölünemez Bundan ötürü, iki şeyin baştan sona birbirine eşdeğer olacağı ve bizde eşdeğer bir izlenim bırakacağı koşul hiçbir süre varolmayacaktır(Erdmann, 1912, 1707, s 447) der İslam gizemciliğinde de tecelliyâtı ilâhiyede bitmiş yoktursözüyle doğal eşitsizlik dile getirilir Benzer zihin antikçağın Stoacılarınca da ileri sürülmüştür Leibniz, Newton'un öğrencilerinden Clarke'a yazdığı mektuplarda, Stoacıların deyişini kullanarak, nasıl bütünüyle birbirine eşdeğer iki yaprak yoksa, iki eşit monat da yokturder Eşitlik kavramı, artan bir şekilde, hukuksal, uygarsal, siyasal, toplumsal açılardan da incelenmiştir Metafizik zihin özellikle Hıristiyanlığa dayanarak, eşitliğin törebilime tutarsız olduğunu ileri sürer Mesela Alman düşünürü Max Scheler'e göre insan eşitliğini düşlemek ahlaksızlıktır, çünkü Tanrı kimini bağış'lamış, kimini de bağış'lamamıştır, denklik ricası yersiz olarak değerliyi kıskanmaktan diğer bir şey değildir Bilimsel açıdan toplumsal denklik, sınıf farklarının ortadan kaldırılmasıyla gerçekleşir *
Eşdeğer olanların niteliği
Eşitlik kavramı, Antik Çağ Yunan düşüncesinden beri, gittikçe siklet kazanarak, hemen tüm düşünürlerce ele alınmıştır Önce Apolonnialı Diogenes Doğa Üstüne adlı yapıtında bu kavramı ele almış ve Değişmeye emrindeki olan nesnelerden herkes bir başkasına eşdeğer olamaz, çünkü eşit olması için onunla benzer şey olması gerekirdidemiştir Platon da Phaidon'unda Sokratik diyaloglarla eşitlik kavramına tamamiyle uygun olan iki nesne olamazsonucuna varır Bu diyaloglara tarafından iki şeyi eşdeğer kılmak için önce onları fark gözetmek gerekir Alman düşünürü Leibniz, ayırt edilmezlik ve özdeşlik ilkeleriyle DiogenesSokratesPlaton düşüncelerini yenilemiş ve Monadologie adlı yapıtında, Doğada, hiçbir zaman, büsbütün birbirine eşit olan, aralarında bir fark yapılamayacak olan iki şeyin bulunmadığınıileri sürmüştür Coste'a yazdığı mektupta: Cihan birbirine baştan sona eşit veya benzer iki parçaya bölünemez Bundan ötürü, iki şeyin baştan sona birbirine eşdeğer olacağı ve bizde eşdeğer bir izlenim bırakacağı koşul hiçbir süre varolmayacaktır(Erdmann, 1912, 1707, s 447) der İslam gizemciliğinde de tecelliyâtı ilâhiyede bitmiş yoktursözüyle doğal eşitsizlik dile getirilir Benzer zihin antikçağın Stoacılarınca da ileri sürülmüştür Leibniz, Newton'un öğrencilerinden Clarke'a yazdığı mektuplarda, Stoacıların deyişini kullanarak, nasıl bütünüyle birbirine eşdeğer iki yaprak yoksa, iki eşit monat da yokturder Eşitlik kavramı, artan bir şekilde, hukuksal, uygarsal, siyasal, toplumsal açılardan da incelenmiştir Metafizik zihin özellikle Hıristiyanlığa dayanarak, eşitliğin törebilime tutarsız olduğunu ileri sürer Mesela Alman düşünürü Max Scheler'e göre insan eşitliğini düşlemek ahlaksızlıktır, çünkü Tanrı kimini bağış'lamış, kimini de bağış'lamamıştır, denklik ricası yersiz olarak değerliyi kıskanmaktan diğer bir şey değildir Bilimsel açıdan toplumsal denklik, sınıf farklarının ortadan kaldırılmasıyla gerçekleşir *