imageseskicibabanindukkani5add20b5f389d Eskici baba yoğun bir calışmanın ardından dukkanının temizliğini yapmış, evine gitmek icin hazırlanmıştı Yağmur giderek hızlanmaktaydı Kapının kilidini kapatırken, her yağmurlu gunde olduğu gibi yine aynı duşunce kafasını kurcalamıştı İşte yağmur yağıyordu, yerdeki tozlar camur olacaktı Ayakkabısı yırtık olanlar ve ayakkabısı olmayanlar camurda mı yuruyecekti? Hep boyle duşunurdu yağmurlu havalarda Yalnızca o muydu bunları duşunen O kapatır kapıyı evine giderdi, dukkanda kalan ayakkabılar arasında neler olup biterdi bilmezdi
Kırmızı ayakkabı bugun gelmişti Nasıl da burnu havadaydı, yuksek topukların uzerinde diğerlerine bir bakışı vardı Boyle kendini beğenmiş bir ayakkabı bu dukkana ilk kez geliyordu Oteki ayakkabılar fark ettiler bu bakışı, bakışlar cakıştı bir anda ama yeni gelmişti, ne olursa olsun ustamızın nasibidir diyerek ses cıkarmadılar Fakat o butun kırıcılığıyla: “ Sizler burada uzun zamandır dura dura yaşlanmışsınız Sahipleriniz tarafından unutuldunuz herhalde “ diyerek kapı kapanır kapanmaz soze başlamıştı Diğer ayakkabılar, ona bu davranışından oturu kızmamışlardı ama kırmızı ayakkabıya bir hoş geldin diyemedikleri icin uzulmuşlerdi
Beyaz ayakkabı en eski gelenlerdendi Şimdi soz sırası ondaydı: “ Her birimiz buraya onarılmaya gelirken şu gun alınacağız diye biliriz, fakat sahibimiz bizi neden almadı bunu duşunmek gerek Seni buraya getiren zengin birisi Yarın alınacaksın diye bu şekilde konuşup karşındakileri kırmana gerek yok Bizi bırakanlar vefasızlıklarından dolayı almamazlık etmediler Unutuluşumuz durumları iyi olmadığından Biz burada kaldığımıza değil, şu yağmurda ne giyeceklerini duşunduğumuzden uzuluruz Sen kırmızı ayakkabı şunu bil ki sahibinin zenginliği hicbir anlam taşımaz Yarın alınsan bile bir gun gelir, bu guzelliğin gelir gecer Bir kenara bırakılırsın yerine yenisi alınır Bundan dolayı boburlenmene gerek yoktur Bir de alınmaz burada kalırsan, vefasızlık seni kahreder O zaman bizlerin yuzune nasıl bakarsın? “
Bir an rafta duran kırmızı ayakkabının başı dondu, soylenenler ona yaptığının doğru olmadığını ne guzel anlatmıştı Kendini toparlayıp ozur dilemek istiyordu ama başının donmesi durmadı, iki yana yuksek topukların uzerinde sallandı ve duşmeye başladı Tam burun ustu yere cakılacaktı ki, alt rafta duran ayakkabılardan birisi onu tuttu Kurtulduğuna mı yoksa boyle can dostlarla birlikte olduğuna mı sevineceğini bilemez bir durumda hepsine teşekkur ediyor, yarın alınmasın diye dua ediyordu Ne guzel şeyler oğrenmişti bu gune kadar bilmediği ne guzellikler varmış meğer, dostluğu oğrenmişti Kotu davranmasına karşılık iyi davranış gormuştu Ona yardımcı olan dostluk, arkadaşlık ve iyilik bildiklerine dahil olmuş, gereksiz bilgilerin silinmesini sağlamıştı
Yazan: Metin Kartal
not alıntıdır
Kırmızı ayakkabı bugun gelmişti Nasıl da burnu havadaydı, yuksek topukların uzerinde diğerlerine bir bakışı vardı Boyle kendini beğenmiş bir ayakkabı bu dukkana ilk kez geliyordu Oteki ayakkabılar fark ettiler bu bakışı, bakışlar cakıştı bir anda ama yeni gelmişti, ne olursa olsun ustamızın nasibidir diyerek ses cıkarmadılar Fakat o butun kırıcılığıyla: “ Sizler burada uzun zamandır dura dura yaşlanmışsınız Sahipleriniz tarafından unutuldunuz herhalde “ diyerek kapı kapanır kapanmaz soze başlamıştı Diğer ayakkabılar, ona bu davranışından oturu kızmamışlardı ama kırmızı ayakkabıya bir hoş geldin diyemedikleri icin uzulmuşlerdi
Beyaz ayakkabı en eski gelenlerdendi Şimdi soz sırası ondaydı: “ Her birimiz buraya onarılmaya gelirken şu gun alınacağız diye biliriz, fakat sahibimiz bizi neden almadı bunu duşunmek gerek Seni buraya getiren zengin birisi Yarın alınacaksın diye bu şekilde konuşup karşındakileri kırmana gerek yok Bizi bırakanlar vefasızlıklarından dolayı almamazlık etmediler Unutuluşumuz durumları iyi olmadığından Biz burada kaldığımıza değil, şu yağmurda ne giyeceklerini duşunduğumuzden uzuluruz Sen kırmızı ayakkabı şunu bil ki sahibinin zenginliği hicbir anlam taşımaz Yarın alınsan bile bir gun gelir, bu guzelliğin gelir gecer Bir kenara bırakılırsın yerine yenisi alınır Bundan dolayı boburlenmene gerek yoktur Bir de alınmaz burada kalırsan, vefasızlık seni kahreder O zaman bizlerin yuzune nasıl bakarsın? “
Bir an rafta duran kırmızı ayakkabının başı dondu, soylenenler ona yaptığının doğru olmadığını ne guzel anlatmıştı Kendini toparlayıp ozur dilemek istiyordu ama başının donmesi durmadı, iki yana yuksek topukların uzerinde sallandı ve duşmeye başladı Tam burun ustu yere cakılacaktı ki, alt rafta duran ayakkabılardan birisi onu tuttu Kurtulduğuna mı yoksa boyle can dostlarla birlikte olduğuna mı sevineceğini bilemez bir durumda hepsine teşekkur ediyor, yarın alınmasın diye dua ediyordu Ne guzel şeyler oğrenmişti bu gune kadar bilmediği ne guzellikler varmış meğer, dostluğu oğrenmişti Kotu davranmasına karşılık iyi davranış gormuştu Ona yardımcı olan dostluk, arkadaşlık ve iyilik bildiklerine dahil olmuş, gereksiz bilgilerin silinmesini sağlamıştı
Yazan: Metin Kartal
not alıntıdır