Eskici Mehmed Dede hayatı
Eskici Mehmed Dede hakkında bilgi
Eskici Mehmed Dede, 16 yuzyılın sonunda ve 17 yuzyılın başında yaşamıştır Aslen Amasyalı olup, 1619 (H1028) senesinde Bursa'da vefat etti Kabri, Abdulmu'min Efendi Camii bahcesindedir Anadolu velilerindendir Pamuklu bez ticaretiyle meşgUl olduğu icin Eskici Mehmed Dede diye meşhUr olmuştur İlk tahsilini memleketi olan Amasya'da gordukten sonra, Bursa'ya gelen Mehmed Efendi, ilk zamanlar pamuklu dokuma ticaretiyle meşgUl oldu Kıdvetu'larifin Abdulmu'min Efendinin sohbetlerinde bulunmaya başladı Ona talebe olup ondan ilim ve feyz aldı Abdulmu'min Efendinin torunu ile evlendi Onun yaptırdığı caminin civarında yerleşti Veli zatların sohbetlerinde bulundu ve tasavvuf yolunda ilerledi Bir ara pamuklu dokuma ticaretini bırakıp, insanlardan uzaklaşarak uzlete kendi koşesine cekildi İbadet ve Allahu tealanın ismini zikirle meşgUl oldu Manevi derecelere kavuştu Daha sonra; Calışan, Allahu tealanın sevgilisidirsozu gereğince, ailesinin nafakasını temin etmek icin pamuklu dokuma ticaretine tekrar başladı Bursa Bezzazcıları arasında onemli bir yeri olmasına rağmen hicbir zaman dunya malına gonul vermedi Kazandıklarını, Allahu tealanın rızasını kazanmak icin ihtiyac sahiplerine sadaka verirdi
Omrunun sonlarına doğru pamuklu dokuma ticaretini tamamen bırakıp, nefsinin istediklerini yapmamak, istemediklerini yapmak sUretiyleAllahu tealanın rızasını kazanmaya calıştıHoş sohbeti ve guzel ahlakıyla insanların gonullerini almaya gayret etti Bircok halleri ve kerametleri goruldu
Zamanın Bursa kadısı Aziz MahmUd Hudayi hazretlerinin kadılığı ve dunyanın debdebesini bırakıp Uftade hazretlerine talebe olmasına Eskici Mehmed Dede vesile olmuştur
Bursa kadısı Aziz MahmUd Hudayi bir gece ruyasında Cehennem'i gordu Cehennem'in şiddetli ateşinde tanıdığı bazı kimseler de vardı Bu korkunc ruyanın verdiği dehşet ve uzuntu icinde bulunduğu gunlerde bir hanım bir dava getirdi Davacı kadın, kocasından ayrılmak istediğini bildirdi Kadının ayrılmak istediği kocası Muhammed Uftade hazretlerini seven fakir bir kimseydi Bu fakir kimse her sene hacca gitmek ister fakat gidecek parası olmadığı icin de bir turlu arzUsuna kavuşamazdı Uzuntusunden hic yuzu gulmez, gozleri hep hacca gidenlerin yolu uzerine takılır kalırdı Evdeki hanımı yuzu gulmeyen kocasının bu haline oldukca uzulurdu
Yine bir sene hac mevsiminde parası olmadığı icin hacca gidemeyen bu fakir, bir gun uzuntusunden ne yapacağını şaşırdı ve hanımına; Eğer bu sene de hacca gidemezsem seni uc talakla boşadımdedi Gunler gecti Hac icin hazırlananlar yola cıktı Kurban bayramı yaklaştı Fakir kimseyi bir duşunce aldı Hem hacca gidememenin uzuntusu, hem de hanımının uc talakla boş olacağı icin caresizlik icinde kıvranmaya başladı Bir yerlerden borc para bulup, hacca gidememişti Ne yapacağını şaşırdığı ve caresiz kaldığı bu gunlerde buyuk veli Muhammed Uftade hazretlerine gidip durumunu arzetti Uftade hazretleri onu dinledikten sonra; Bizim Eskici Mehmed Dede'ye git, selamımızı soyle O seni hacca goturup derdine derman olurbuyurdu
Fakir sevinerek Uftade hazretlerinin huzUrundan ayrılıp Mehmed Dede'nin dukkanına koştu Mehmed Dede'ye, hocasının selamını soyleyip, derdini anlattı Mehmed Dede; Ey Fakir! Gozlerini kapa Ac demeden sakın acma!dedi Fakir gozlerini actığında, kendini Mehmed Dede ile birlikte Mekkei mukerremede buldu Mehmed Dede, Allahu tealanın izniyle, keramet olarak fakiri bir anda Hicaz'a goturdu O gun arefe idi Hacılar Arafat'a cıkmışlar, vakfeye duruyorlardı Fakir de Eskici Mehmed Dede ile birlikte ihram giyip Arafat'a cıkarak vakfeye durdular Ertesi gunu Kabei muazzamayı tavaf ettiler Hac ibadetini tamamlayıp, ziyaret edilecek yerleri ziyaret ettikten sonra, Bursalı hacıları buldular Onlar Eskici Mehmed Dede'yi ve fakiri gorunce sevindiler Fakir bazı hediyeler alıp, bir kısmını da getirmeleri icin emanet etti Vedalaşarak ayrıldılar Yine Eskici Mehmed Dedenin kerametiyle Mekkei mukerremeden Bursa'ya geldiler Fakir, getirdiği bazı hediyelerle eve gelince, hanımı birkac gundur eve gelmeyen kocasını eve almak istemedi ve; Sen beni boşamadın mı? Hangi yuzle bana hediye getirerek eve giriyorsundedi Fakir, Hanım ben hacca gittim geldim İşte bu getirdiklerimi de Mekke'den aldımdediyse de kadın; Bir de yalan soyluyorsun Uc beş gun icinde hacca gidilip gelinir mi? Seni mahkemeye verip, senden ayrılacağımdedi Kadı Aziz MahmUd Hudayi'ye giderek durumu anlattı ve; Nikahımızın fesh edilmesini istiyorum Cunku nikahsız olarak yaşamayı dinimiz yasaklamaktadır Bu sebeple haram işlemek istemiyorumdedi
Kadı Aziz MahmUd Hudayi, kadının kocasını cağırtarak ifadesini dinledi Fakir; hacca gittiğini, Kabei muazzamayı tavaf edip, ziyaret yerlerini gezdiğini, Bursalı hacılarla goruştuğunu, hatta getirmeleri icin bazı eşyalarını onlara emanet bıraktığını soyledi Bu sebeple talak yani boşanmanın vaki olmadığını soyledi ve Eskici Mehmed Dede'yi şahit gosterdi Eskici Mehmed Dede birlikte hacca gidip geldiklerini soyledi ve; Şeytan, Allahu tealanın duşmanı olduğu halde bir anda dunyanın bir ucundan bir ucuna gittiği kabUl edilir de bir velinin bir anda Kabei muazzamaya gitmesi nicin kabUl edilmezdedi Kadı Aziz MahmUd Hudayi anlatılanları hayretle dinledikten sonra, mahkemeyi hacıların geleceği zamana tehir etti Aradan gunler gecti Bursalı hacılar dondu Mahkeme gununde şahid olarak fakirin hac vazifesini yaptığını hatta verdiği emanetleri getirdiklerini bildirdiler Kadı, şahitlerin verdiği ifadeler uzerine davacı hanımın nikahı fesh etme isteğini reddetti Boylece boşanma olmadı
Bu hadisenin gunlerce etkisinden kurtulamayan Aziz MahmUd Hudayi, EskiciMehmed Dede'ye gitti ve; Beni talebeliğe kabUl buyurmanız icin geldimdedi Eskici Memed Dede ona; Sizin nasibiniz bizde değil Şeyh Muhammed Uftade hazretlerindedir Onun huzUruna giderek muracaatınızı bildirindedi Kadı MahmUd Hudayi, Uftade hazretlerine gidip ona talebe oldu Uftade hazretlerinin isteği uzerine sırmalı kaftanıyla Bursa sokaklarında ciğer sattı Kadılığı bırakıp, Muhammed Uftade hazretlerinin hizmetinde ve sohbetinde olgunlaştı Bursalıların kınamalarına rağmen bu yola devam etti Dunyanın debdebesini bırakıp gonul sultanlığına yukseldi Aziz MahmUd Hudayi hazretlerinin bu yola kavuşmasına vesile olan Eskici Mehmed Dede'dir (Bkz Aziz MahmUd Hudayi)
Eskici Mehmed Dede'nin halleri ve kerametleri insanlar arasında dilden dile anlatılır oldu Devletin merkezi olan İstanbul'daki vezirlerle oteki devlet adamları, askerler ve ulema onun yuksek hallerini ve menkıbelerini dinleyip, onu gormedikleri halde, sevenlerinden oldular Duasını almak icin pek kıymetli hediyeler, ihsanlar ve kitaplar gonderdiler Fakat o, dunyaya ve dunyadakilere gonul vermediği icin kendine gonderilen hediyeleri ihtiyac sahiplerine ihsan etti İbadet ve taat ederek Allahu tealanın rızasına kavuşmaya ve insanlara İslamiyetin emir ve yasaklarını anlatarak onların dunyada ve ahirette saadete, mutluluğa kavuşmaları icin calıştı Gunleri ve geceleri boyle gecerken, 1619 (H1028) senesinde Bursa'da vefat etti Abdulmu'min Efendi Camii haziresinde defnedildi Vefatına Haşimi Efendi;
Gitdi Eskici Dede kohne cihandan virdi can (1028) mısraını tarih duşurmuştur Kabri, Abdulmu'min Efendinin kabrinin yanındadır Sevenleri kabrini ziyaret edip, rUhuna Fatiha okumaktadırlar
BİZE PİLAV GONDER
Tuccardan Akkaşzade Seyyid Abdurrahman Efendi anlatır: Bir zaman ticaret icin bir mikdar pirinc satın alıp, Bursa'da Yeni Han'daki bir anbara koydum Bir muddet sonra gidip kontrol ettim Fakat ne goreyim pirincin tamamı boceklenmiş Pirinci bu halde gorur gormez cok uzuldum Handan uzgun bir halde cıkarken Eskici Mehmed Dede'yi kapı onunde oturur gordum Eskici Mehmed Dede bana yonelerek; Emir Molla bizden tarafa bak Bize pilav gonderdedi Ben ona; Cuval gonder ne kadar pirinc istersen gondereyimdedim Biraz sonra gonderdiği cuvalı alıp pirinc koymak uzere anbara girdiğimde, gordum ki, pirincte bocekten eser kalmamıştı Bu hali gorunce icim acıldı Gam ve uzuntum gitti Cuvalı doldurup Eskici Mehmed Dede'ye gonderdim Bu halin Eskici Mehmed Dede'nin kerameti olduğuna şahid oldum
1) Baldırzade; s27
2) İslam Alimleri Ansiklopedisi; c15, s187
3) Guldestei Riyazı İrfan; s223
Eskici Mehmed Dede hakkında bilgi
Eskici Mehmed Dede, 16 yuzyılın sonunda ve 17 yuzyılın başında yaşamıştır Aslen Amasyalı olup, 1619 (H1028) senesinde Bursa'da vefat etti Kabri, Abdulmu'min Efendi Camii bahcesindedir Anadolu velilerindendir Pamuklu bez ticaretiyle meşgUl olduğu icin Eskici Mehmed Dede diye meşhUr olmuştur İlk tahsilini memleketi olan Amasya'da gordukten sonra, Bursa'ya gelen Mehmed Efendi, ilk zamanlar pamuklu dokuma ticaretiyle meşgUl oldu Kıdvetu'larifin Abdulmu'min Efendinin sohbetlerinde bulunmaya başladı Ona talebe olup ondan ilim ve feyz aldı Abdulmu'min Efendinin torunu ile evlendi Onun yaptırdığı caminin civarında yerleşti Veli zatların sohbetlerinde bulundu ve tasavvuf yolunda ilerledi Bir ara pamuklu dokuma ticaretini bırakıp, insanlardan uzaklaşarak uzlete kendi koşesine cekildi İbadet ve Allahu tealanın ismini zikirle meşgUl oldu Manevi derecelere kavuştu Daha sonra; Calışan, Allahu tealanın sevgilisidirsozu gereğince, ailesinin nafakasını temin etmek icin pamuklu dokuma ticaretine tekrar başladı Bursa Bezzazcıları arasında onemli bir yeri olmasına rağmen hicbir zaman dunya malına gonul vermedi Kazandıklarını, Allahu tealanın rızasını kazanmak icin ihtiyac sahiplerine sadaka verirdi
Omrunun sonlarına doğru pamuklu dokuma ticaretini tamamen bırakıp, nefsinin istediklerini yapmamak, istemediklerini yapmak sUretiyleAllahu tealanın rızasını kazanmaya calıştıHoş sohbeti ve guzel ahlakıyla insanların gonullerini almaya gayret etti Bircok halleri ve kerametleri goruldu
Zamanın Bursa kadısı Aziz MahmUd Hudayi hazretlerinin kadılığı ve dunyanın debdebesini bırakıp Uftade hazretlerine talebe olmasına Eskici Mehmed Dede vesile olmuştur
Bursa kadısı Aziz MahmUd Hudayi bir gece ruyasında Cehennem'i gordu Cehennem'in şiddetli ateşinde tanıdığı bazı kimseler de vardı Bu korkunc ruyanın verdiği dehşet ve uzuntu icinde bulunduğu gunlerde bir hanım bir dava getirdi Davacı kadın, kocasından ayrılmak istediğini bildirdi Kadının ayrılmak istediği kocası Muhammed Uftade hazretlerini seven fakir bir kimseydi Bu fakir kimse her sene hacca gitmek ister fakat gidecek parası olmadığı icin de bir turlu arzUsuna kavuşamazdı Uzuntusunden hic yuzu gulmez, gozleri hep hacca gidenlerin yolu uzerine takılır kalırdı Evdeki hanımı yuzu gulmeyen kocasının bu haline oldukca uzulurdu
Yine bir sene hac mevsiminde parası olmadığı icin hacca gidemeyen bu fakir, bir gun uzuntusunden ne yapacağını şaşırdı ve hanımına; Eğer bu sene de hacca gidemezsem seni uc talakla boşadımdedi Gunler gecti Hac icin hazırlananlar yola cıktı Kurban bayramı yaklaştı Fakir kimseyi bir duşunce aldı Hem hacca gidememenin uzuntusu, hem de hanımının uc talakla boş olacağı icin caresizlik icinde kıvranmaya başladı Bir yerlerden borc para bulup, hacca gidememişti Ne yapacağını şaşırdığı ve caresiz kaldığı bu gunlerde buyuk veli Muhammed Uftade hazretlerine gidip durumunu arzetti Uftade hazretleri onu dinledikten sonra; Bizim Eskici Mehmed Dede'ye git, selamımızı soyle O seni hacca goturup derdine derman olurbuyurdu
Fakir sevinerek Uftade hazretlerinin huzUrundan ayrılıp Mehmed Dede'nin dukkanına koştu Mehmed Dede'ye, hocasının selamını soyleyip, derdini anlattı Mehmed Dede; Ey Fakir! Gozlerini kapa Ac demeden sakın acma!dedi Fakir gozlerini actığında, kendini Mehmed Dede ile birlikte Mekkei mukerremede buldu Mehmed Dede, Allahu tealanın izniyle, keramet olarak fakiri bir anda Hicaz'a goturdu O gun arefe idi Hacılar Arafat'a cıkmışlar, vakfeye duruyorlardı Fakir de Eskici Mehmed Dede ile birlikte ihram giyip Arafat'a cıkarak vakfeye durdular Ertesi gunu Kabei muazzamayı tavaf ettiler Hac ibadetini tamamlayıp, ziyaret edilecek yerleri ziyaret ettikten sonra, Bursalı hacıları buldular Onlar Eskici Mehmed Dede'yi ve fakiri gorunce sevindiler Fakir bazı hediyeler alıp, bir kısmını da getirmeleri icin emanet etti Vedalaşarak ayrıldılar Yine Eskici Mehmed Dedenin kerametiyle Mekkei mukerremeden Bursa'ya geldiler Fakir, getirdiği bazı hediyelerle eve gelince, hanımı birkac gundur eve gelmeyen kocasını eve almak istemedi ve; Sen beni boşamadın mı? Hangi yuzle bana hediye getirerek eve giriyorsundedi Fakir, Hanım ben hacca gittim geldim İşte bu getirdiklerimi de Mekke'den aldımdediyse de kadın; Bir de yalan soyluyorsun Uc beş gun icinde hacca gidilip gelinir mi? Seni mahkemeye verip, senden ayrılacağımdedi Kadı Aziz MahmUd Hudayi'ye giderek durumu anlattı ve; Nikahımızın fesh edilmesini istiyorum Cunku nikahsız olarak yaşamayı dinimiz yasaklamaktadır Bu sebeple haram işlemek istemiyorumdedi
Kadı Aziz MahmUd Hudayi, kadının kocasını cağırtarak ifadesini dinledi Fakir; hacca gittiğini, Kabei muazzamayı tavaf edip, ziyaret yerlerini gezdiğini, Bursalı hacılarla goruştuğunu, hatta getirmeleri icin bazı eşyalarını onlara emanet bıraktığını soyledi Bu sebeple talak yani boşanmanın vaki olmadığını soyledi ve Eskici Mehmed Dede'yi şahit gosterdi Eskici Mehmed Dede birlikte hacca gidip geldiklerini soyledi ve; Şeytan, Allahu tealanın duşmanı olduğu halde bir anda dunyanın bir ucundan bir ucuna gittiği kabUl edilir de bir velinin bir anda Kabei muazzamaya gitmesi nicin kabUl edilmezdedi Kadı Aziz MahmUd Hudayi anlatılanları hayretle dinledikten sonra, mahkemeyi hacıların geleceği zamana tehir etti Aradan gunler gecti Bursalı hacılar dondu Mahkeme gununde şahid olarak fakirin hac vazifesini yaptığını hatta verdiği emanetleri getirdiklerini bildirdiler Kadı, şahitlerin verdiği ifadeler uzerine davacı hanımın nikahı fesh etme isteğini reddetti Boylece boşanma olmadı
Bu hadisenin gunlerce etkisinden kurtulamayan Aziz MahmUd Hudayi, EskiciMehmed Dede'ye gitti ve; Beni talebeliğe kabUl buyurmanız icin geldimdedi Eskici Memed Dede ona; Sizin nasibiniz bizde değil Şeyh Muhammed Uftade hazretlerindedir Onun huzUruna giderek muracaatınızı bildirindedi Kadı MahmUd Hudayi, Uftade hazretlerine gidip ona talebe oldu Uftade hazretlerinin isteği uzerine sırmalı kaftanıyla Bursa sokaklarında ciğer sattı Kadılığı bırakıp, Muhammed Uftade hazretlerinin hizmetinde ve sohbetinde olgunlaştı Bursalıların kınamalarına rağmen bu yola devam etti Dunyanın debdebesini bırakıp gonul sultanlığına yukseldi Aziz MahmUd Hudayi hazretlerinin bu yola kavuşmasına vesile olan Eskici Mehmed Dede'dir (Bkz Aziz MahmUd Hudayi)
Eskici Mehmed Dede'nin halleri ve kerametleri insanlar arasında dilden dile anlatılır oldu Devletin merkezi olan İstanbul'daki vezirlerle oteki devlet adamları, askerler ve ulema onun yuksek hallerini ve menkıbelerini dinleyip, onu gormedikleri halde, sevenlerinden oldular Duasını almak icin pek kıymetli hediyeler, ihsanlar ve kitaplar gonderdiler Fakat o, dunyaya ve dunyadakilere gonul vermediği icin kendine gonderilen hediyeleri ihtiyac sahiplerine ihsan etti İbadet ve taat ederek Allahu tealanın rızasına kavuşmaya ve insanlara İslamiyetin emir ve yasaklarını anlatarak onların dunyada ve ahirette saadete, mutluluğa kavuşmaları icin calıştı Gunleri ve geceleri boyle gecerken, 1619 (H1028) senesinde Bursa'da vefat etti Abdulmu'min Efendi Camii haziresinde defnedildi Vefatına Haşimi Efendi;
Gitdi Eskici Dede kohne cihandan virdi can (1028) mısraını tarih duşurmuştur Kabri, Abdulmu'min Efendinin kabrinin yanındadır Sevenleri kabrini ziyaret edip, rUhuna Fatiha okumaktadırlar
BİZE PİLAV GONDER
Tuccardan Akkaşzade Seyyid Abdurrahman Efendi anlatır: Bir zaman ticaret icin bir mikdar pirinc satın alıp, Bursa'da Yeni Han'daki bir anbara koydum Bir muddet sonra gidip kontrol ettim Fakat ne goreyim pirincin tamamı boceklenmiş Pirinci bu halde gorur gormez cok uzuldum Handan uzgun bir halde cıkarken Eskici Mehmed Dede'yi kapı onunde oturur gordum Eskici Mehmed Dede bana yonelerek; Emir Molla bizden tarafa bak Bize pilav gonderdedi Ben ona; Cuval gonder ne kadar pirinc istersen gondereyimdedim Biraz sonra gonderdiği cuvalı alıp pirinc koymak uzere anbara girdiğimde, gordum ki, pirincte bocekten eser kalmamıştı Bu hali gorunce icim acıldı Gam ve uzuntum gitti Cuvalı doldurup Eskici Mehmed Dede'ye gonderdim Bu halin Eskici Mehmed Dede'nin kerameti olduğuna şahid oldum
1) Baldırzade; s27
2) İslam Alimleri Ansiklopedisi; c15, s187
3) Guldestei Riyazı İrfan; s223