iltasyazilim
FD Üye
Vaktiyle ne güzel cahildik!
Dışarıya kar
Ama kuzine içten içe o kadar yanıyor ki
Kuzinenin üzerinde demir maşa
Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri
Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış
ekmek kokusu Sucuk lükstü
Yumurta lezzetli Ekmek tekrar tekrar
ekmek gibi Bir kez olsun kümesten
yumurta almamış, bir defa olsun o
kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve
lakin alışveriş merkezlerinin restoran
katlarında, boğucu bir gürültü ve
havasızlık içinde hamburger keyfine
fit olmuş çocuklar ve gençler için ben
ne değin yaşlıyım?
Dışarıda kar
İçeride kanaat
İçeride refah
O beyaz örtünün gelişi sürpriz olurdu
Şimdiki gibi üç günlük hava
tahmini, kar yağışı için dakikalı
randevu falan yoktu (Meteoroloji
tutturamadığı vakit böylece
seviniyorum ama) Krize de girmezdik
İran'ı
hiç takmazdık Yakıt bir şeyler
olurdu defalarca
Ve kuzine hem ısıtır hem de
pişirirdi
Bize kalan kışın ve karın tadını
çıkarmaktı
Mumumuz, gaz lambamız vardı
Televizyon yoktu Gazete de daima
olmazdı Pek hoş cahildik ancak,
keyfimiz bozulmazdı hiç! Portakal
kabuklarını sobanın üstüne dizer,
kokusuna râm olurduk Kestane közlemek
tamamen bir gecenin akıllara seza
mutluluğuydu Sonra illa ancak,
büyüklerin anlattığı hikâyeler,
hatıralar Birçoğu arızalı ve
tedaviye fakir beyinlerden çıkma
dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar
yerine, geniş ve besleyici bir
masal dünyası
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret
kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi,
sağlıklıydı, lezzetliydi ve güzel koku gibi
kokardı Nehir da kokardı Domates
de Tüm bu nefasete, minicik bir
bakkal dükkânının zenginliği
yetiyordu
Dışarıya kar
İçeride kolaylık
Zam endişesi, doğal gazın kesilme
korkusu, yolda kalma telaşı, rejim
tehlikesi Kimin umurunda Ne
güzel cahildik Mutluluğun resmini
çiziyorduk
Haldun BELIRGIN
*
Dışarıya kar
Ama kuzine içten içe o kadar yanıyor ki
Kuzinenin üzerinde demir maşa
Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri
Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış
ekmek kokusu Sucuk lükstü
Yumurta lezzetli Ekmek tekrar tekrar
ekmek gibi Bir kez olsun kümesten
yumurta almamış, bir defa olsun o
kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve
lakin alışveriş merkezlerinin restoran
katlarında, boğucu bir gürültü ve
havasızlık içinde hamburger keyfine
fit olmuş çocuklar ve gençler için ben
ne değin yaşlıyım?
Dışarıda kar
İçeride kanaat
İçeride refah
O beyaz örtünün gelişi sürpriz olurdu
Şimdiki gibi üç günlük hava
tahmini, kar yağışı için dakikalı
randevu falan yoktu (Meteoroloji
tutturamadığı vakit böylece
seviniyorum ama) Krize de girmezdik
İran'ı
hiç takmazdık Yakıt bir şeyler
olurdu defalarca
Ve kuzine hem ısıtır hem de
pişirirdi
Bize kalan kışın ve karın tadını
çıkarmaktı
Mumumuz, gaz lambamız vardı
Televizyon yoktu Gazete de daima
olmazdı Pek hoş cahildik ancak,
keyfimiz bozulmazdı hiç! Portakal
kabuklarını sobanın üstüne dizer,
kokusuna râm olurduk Kestane közlemek
tamamen bir gecenin akıllara seza
mutluluğuydu Sonra illa ancak,
büyüklerin anlattığı hikâyeler,
hatıralar Birçoğu arızalı ve
tedaviye fakir beyinlerden çıkma
dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar
yerine, geniş ve besleyici bir
masal dünyası
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret
kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi,
sağlıklıydı, lezzetliydi ve güzel koku gibi
kokardı Nehir da kokardı Domates
de Tüm bu nefasete, minicik bir
bakkal dükkânının zenginliği
yetiyordu
Dışarıya kar
İçeride kolaylık
Zam endişesi, doğal gazın kesilme
korkusu, yolda kalma telaşı, rejim
tehlikesi Kimin umurunda Ne
güzel cahildik Mutluluğun resmini
çiziyorduk
Haldun BELIRGIN
*