iltasyazilim
FD Üye
Allah’ın (cc) sayıya sığmayacak kadar güzel isimleri vardır Kuranı Kerim’de bu anlama gelebilecek olan ayeti kerime şudur: “De ki Rabb’imin kelimelerini yazmak için deniz mürekkep olsa hatta onun bir misli daha takviye edilse bunlar tükenir de Rabb’imin kelimeleri bitmez (Kehf suresi, ayet 109)
Nasıl bir insanı ismiyle ve unvanıyla tanırsak Allah’ı (cc) da ancak sıfat ve güzel isimleri ile tanıyabiliriz Yalnız bir insanın isminin anlamıyla kişiliği, davranışları, ahlakı, dünya görüşü uyuşmayabilir Örneğin bir kişinin adı Muhsin (iyilik yapan) olabilir de herkes ondan kötülük görebilir Ama Allah (cc) için böyle bir şey söz konusu olamaz Allah’ın (cc) güzel isimlerinde söz konusu olan anlam ile biz Allah’ı (cc) daha yakından tanımak olanağına erişiriz
Allah’ın (cc) zatını düşünmek doğru değildir Nitekim bu bir hadisi şerifle de yasaklanmıştır Ama O’nun varlık, olay ve olgular üzerinde görülen sıfatları ve güzel isimleri üzerinde düşünebiliriz Tabii burada “Allah’ın (cc) zatını düşünmek ile kastedilen anlam, O’na insana özgü nitelik ve nicelik yakıştırmaktır Yoksa insanın kendisini Allah’ın (cc) zatı karşısında olduğunu hissetmesi, düşünmesi murakabe adı verilen büyük bir ibadettir
Bütün evren, yeryüzü, canlı ve cansız varlıklar, Allah’ın (cc) sıfatlarına ve güzel isimlerine tercümanlık yapmaktadırlar Allah’ı (cc) bizlere anlatmak için yaratılmışlardır Hadisii şerifte yetmiş yıllık ibadete denk olarak gösterilen tefekkürün zirvesi de yaratılmış olan şeylerde Allah’ın (cc) sıfat ve güzel isimlerini görüp üzerinde düşünmektir
İnsan yeryüzünde Allah’ın (cc) halifesi olmak üzere yaratılmıştır Allah’ın (cc) halifesi olmak demek, Allah’ı (cc) yeryüzünde esmaül hüsnası ile temsil etmektir Nitekim Kuranı Kerim’de (Bakara Suresi, 3038) Allah (cc) ilk insan olan Hz Adem Aleyhisselâmla ilgili olarak bu konu üzerinde durup yeryüzünde bir halife yaratacağını belirtmiştir Ama melekler insanın yaratılış hikmetini kavrayamayarak Allah’ın (cc) bu kararına itirazda bulunmuşlardır
Allah’ın (cc) bütün güzel isimlerini temsil edemiyorlardı Bu yüzden Allah’ı (cc) gereği şekilde tanımıyorlardı Örneğin onlar Allah’ın etTevvâb (Tövbeleri kabul eden) güzel ismini bilmiyorlardı Çünkü günah işleyemiyorlardı Dolayısı ile elGafûr (Günahları bağışlayan), elGaffâr (Günahları çokca bağışlayan), elAfüvv (Günahları tamamen affeden) gibi günahları bağışlamayı, günahlardan temizlemeyi karşılayan Allah’ın (cc) güzel isimlerinden de habersizdiler Yine yeme içme nedir bilmeyen bu varlıklar erRezzâk (Rızık veren) güzel isminden de habersizdiler Ayrıca Allah’ın (cc) hastaları iyileştirdiği eşŞâfi (Hastalara şifa veren) güzel isminin de hastalanmadıkları için ne anlama geldiğini bilmiyorlardı Allah (cc) âlemleri sıfatlarını ve güzel isimlerini tecelli etmek için yaratmıştı istemese de bu gerçekleşecek, meleklerin haksızlığı kendilerine ispat edilecekti Nitekim Allah (cc) HzAdem’i (as) yaratıp eşyaların isimlerini kendisine öğretince bunların isimlerini meleklerine de sordu Ama onlar bu konuda cahildiler Bir şey bilmiyorlardı Hatalarını anlayıp Allah’tan (cc) af dilediler (bk Bakara suresi, ayet 3039)
Allah’ı (cc) gözler göremez Ama kalpler Allah’a (cc) yönelebilir
Güzel isimlerle (esmaül hüsna) kalbi Allah’a (cc) yöneltmek üç şekilde mümkündür: Ya O’nun güzel isimlerini zikretmekle ya dualarda kullanmakla ya da yaratılmışlar üzerinde O’nun güzel isimlerini düşünmekle olur
Şayet virt dersi verecek ehil birisi, mürşidi kamil bulunmadığında bir vakit namazının bitiminin arkasında bu isimleri bize bağışlayan ve sayılmasını isteyen peygamberimizin (sas) ruhuna bir fatiha hediye ettikten sonra Allah’ın (cc) güzel isimleri aşağıdaki esmaül hüsna tablosundaki sırasıyla çekilebilir Ayrıca onun içerisinden seçilen bir veya birkaç güzel isim anlamı dosdoğru bilindikten sonra sayıya vurmadan veya ebced sayısına göre her gün gece ve gündüz bir çeşit aşkla zikredilerek yüceltilebilir Bu zikir sırasında insan isimleri ile Allah’ın (cc) güzel isimlerinin karışmaması, daha doğrusu Allah’ın (cc) güzel isimlerinin insan isimlerini çağrışım yapmaması için zikrini çektiğimiz güzel ismin başına “yâ veya “el“ takılarını koymamız gerekir Örneğin yâMetînü, elKâdiru gibi Bir de bu güzel isimlerle birlikte takdis cümlelerini zikretmek bu açıdan çok yararlıdır En azından başta ve sonda birer kere de olsa takdis cümlelerini söylemek zikrimize bir ağırlık ve içtenlik katacaktır: elMetînü celle celâluhu, yâKâdiru celle şânuhu gibi Bu iki takdis cümlesinden her biri bütün güzel isimler için kullanılabilir
İnsanın tek başına yalnız havas bilgileri ile zikre yönelmesi beraberinde büyük itikadi yanlışlıklar ve sapmalar da getirebilecektir Zikir ehil birisinin, mürşidi kamilin rehberliğinde çekilmedikçe insana yarar kadar zarar da verebilir Tabii bu sözünü ettiğimiz şey, lazai Celal (Allah), kelimei tevhit gibi zikirleri çokça çekme ile ilgilidir Yoksa esmai Hüsna için geçerli değildir Ama yine de esmai hüsnada da ihtiyatlı olmak lazımdır En azından tasavvuf kültürünü hazmetmek gerekir Tasavvuf kültürünün de temelini her an tövbe ve istiğfar halinde olma, nefisle mücadele etme ve Allah rızasını amaç olarak görme oluşturur Çünkü şeytan hiçbir fırsatı kaçırmaz Kılavuzsuz yola çıkanları çeşitli tehlikeler bekleyebilir Örneğin yaptığı zikirle dualarının kabul edildiğini gören birisi istidraca düşebilir Hem benliği güçlenip kendisinde olmayan çeşitli büyüklükler görebilir, kibire ve ucuba kapılabilir Çünkü zikrin neticesi birtakım haller yaşamaya başlayacaktır Bunların bazısı Rahmani bazısı da şeytanidir Bunları birbirinden ayırması imkânsızdır Birbirlerine çok benzerler Farkına varmadan şeytanın oyuncağı olabilir Bunlar da insanı ebedi helake, pişmanlığa götürmeye yeter Ayrıca vesveseye de düşebilir Hele içinde bulunduğumuz çağda insanlar gerekli dini ve itikadi bilgilerden bile yoksunken onların ellerine verilecek böyle bir havas bilgisi Allah’ın (cc) güzel isimlerinin gereği ve amacı dışında zikredilmesine yol açacaktır Onun için zikir yoluna gireceklerin bir mürşidi kamilin himayesine girmesi en doğru yoldur Nefis tezkiye olmadıkça zikir, özellikle esmai hüsna zikri ona yarardan ziyade zarar verecektir Çünkü böyle bir kişi Allah’ın güzel isimlerine hep nefis hesabıyla bakacaktır Bu da onu manevi olarak zarara sokacaktır Hâlbuki esmai hüsna zikrini çekmenin temel amacı Allah’ı övüp yüceltme ve O’nun güzel ahlakıyla ahlaklanmadır O’nun rızası dışında her şey nefis hesabınadır Allah’ın rızası dışında kendisine bir hedef çizen ve bu konuda esmai hünsadan umut bekleyen kişi ise yoldan çıkmıştır Nefis ve şeytan onu aldatmıştır Allah bu durumlara düşmekten bizleri korusun Evet şu ayeti kerime bu kişilere hitap etmektedir: “En güzel isimler Allah’ındır O halde O’na en güzel isimlerle dua edin O’nun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır (Araf suresi, ayet 180)
Kalp saniyede halden hale girer Değişkendir Onu bir noktada tutmak zordur Hele zikir sırasında bu daha çok olur Nefis ve şeytan vesveseleri ile kalbi bulandırırlar, zikri dünyevi bir amaç haline dönüştürebilirler O yüzden Nakşibendiler, lafza Celal zikrini her tespih devredişinde (100 adetten sonra) ‘İlahi ente maksudi ve rızake matlubi (Allahım Sen maksadımsın, isteğim de Senin rızandır)’ demektedirler Böylece sapmış, sapacak, dönek, renkten renge giren, girecek olan kalbe rotasını gösterirler Kalp bu rotadan saptı mı zikir yarar değil insana zarar vermeye başlar Bu durum esmai hüsna zikrinde daha çok kendisini gösterir Yani kalp esmai hüsna zikrinde rotasını şaşırmaya daha müsaittir Esmai hüsna zikrini çekerken kalp O’nun rızası dışında başka yerlere takılabilir Onu uyarmak ve doğru yola sevk etmek gerekir Onun için esmai hüsna zikri çekerken ‘İlahi ente maksudi ve rızake matlubi (Allahım Sen maksadımsın, isteğim de Senin rızandır)’ sözünü en azından başta ve sonda birer kere de olsa söylemek ve bu konuda kalbi uyarmak gerekir Daha çok söylemek daha büyük yararlar sağlar
Bilindiği üzere İslam dinine Kelimei şahadetle girilir O da Allah’tan (cc) başka ilah olmadığına, Muhammed’in (sas) Allah’ın (cc) kulu ve peygamberi olduğuna kalp ile inanıp onu dil ile tasdik etmektir Buna göre İslam’ın bir yarısını Allah’a (cc) iman, diğer yarısını da peygambere iman oluşturmaktadır Allah’a (cc) iman etmeden önce de O’nu sıfat ve güzel isimleri ile tanımak gerekir Allah’a (cc), peygamberlere iman dışında imanın diğer rükünleri olan meleklere, kitaplara, ahiret gününe, kadere iman Allah’ın (cc) sıfatlarının ve güzel isimlerinin bir uzantısı olarak düşünülebilir Yani bir Müslüman Allah’ı (cc) sıfat ve güzel isimleri ile tanımadığı zaman imani ve itikadi bazı zayıflıklar ve eksiklikler içerisinde bulunabilir Bu açıdan Allah’ı (cc) sıfat ve güzel isimleri ile tanımak, bilmek her Müslüman için en başta gelen görev ve iştir
Allah’ın (cc) güzel isimleri, Ebu Hüreyre’nin (ra) peygamberimizden (sas) bir müjde ile birlikte rivayet ettiği bir hadisi şerifte geçmektedir: “Allah’ın doksan dokuz ismi vardır Kim bunları sayarsa cennete girer
Kuranı Kerim’de ve hadisi şeriflerde söz konusu doksan dokuz isim dışında Allah’ın (cc) daha pek çok güzel ismi geçmektedir
Bu hadisteki “sayma (ahsâhâ) sözcüğü nedense konuyla ilgili kitaplarda çeşitli açıklamalara neden olmuştur İhsâ etme (sayma) ile sadece Allah’ın (cc) doksan dokuz güzel ismini arka arkaya sıralamanın kastedilmediği, bunları ezberlemek, bunların anlamlarını bilmek ve üzerinde düşünmek gerektiği de söylenmektedir Ben bu görüşe bir noktada itiraz ediyorum Eğer böyle anlamlar gözetilmiş olsaydı sadece “sayma denilmez, bunları ezberlemek, bunların anlamlarını bilmek ve üzerinde düşünmek gerektiği de açıkça belirtilirdi Hoş bu isimleri sayma külfetine katlanan bir kişi için bunları ezberleme, bunların anlamlarını öğrenmek ve üzerinde düşünmek de zevkli bir iş olacaktır Sayma yanında bunları ezberleme, bunların anlamlarını öğrenmek ve üzerinde düşünmek çok daha kolay ve kendiliğinden gelişen bir süreçtir
Aslında ben “ihsâ etme kavramı ile bu çeşit anlamların kastedilmediğini iddia etmiyorum Sadece hadisi şerifte bu anlamların belirtilmemesine dikkat çekmek istiyorum Hatta ben bu söylenenleri tastik etmekle kalmıyor, eksik bile kabul ediyorum ve “ihsâ etme kavramının çok daha geniş bir anlamda kullanıldığını düşünmekteyim Allah’ın (cc) her bir güzel ismi O’nun bir sıfatına ışık tutmaktadır Mümine yakışan şey Allah’ı (cc) dosdoğru tanıyıp yüceltmek ve O’nun ahlakıyla ahlaklanmaktır Bu da Allah’ın (cc) bu güzel isimlerinden nasiplenmekle olur Gerçi “ihsâ etme kavramı üzerine savunduğum bu düşüncede ben yalnız değilim Şahı Nakşibendî Hazretleri (ks) de Allah’ın (cc) 99 güzel ismi ile ilgili bu hadisi şerifteki “ihsâ etme kavramı ile Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklanmanın kastedildiğini belirtmektedir Allah’ın (cc) 99 güzel isminden birkaçını buna örnek olarak zikredeyim: Allah (cc) elKerîm (Çok cömert) ise kulu da cömert olmalı Allah’ın (cc) elHalîm (Sabreden, cezadan vazgeçen) güzel ismi kulda ağırbaşlılığı gerektirir EsSabûr (Çok sabırlı) güzel ismi kulun öfkesine hakim olmasını ister ElHamîd (Kendisine şükür ve hamd edilen, övülen) güzel ismi kulun daima Rabb’ini övmesini ve O’na şükürde bulunmasını icap ettirir vb İşte ilgili hadiste cennet gibi büyük bir nimet söz konusu ise bu kula ancak Allah’ın (cc) 99 güzel isminin gereklerinin yerine getirilmesi ile nasip olabilir
Burada şu hususa özellikle dikkati çekmek isterim: Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklanmak O’na yakışır bir kul olmak demektir Kendinde bir benlik, üstünlük görmek değildir Güzel isimlerden kula gerekli olan dersi çıkarıp bunu yaşamına uygulamaktır Bir kul ne kadar Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklansa da bu hiçbir zaman Allah’a (cc) benzemek olarak düşünülmemelidir Zira Allah’ta (cc) her türlü kemal mutlak ve sonsuzdur İnsanda ise her kemal mutlaka kusurlu ve sınırlıdır Tabii Allah’ın (cc) her güzel isminden farklı bir ders çıkarılır Kiminde kul için ideal bir ahlak kuralı söz konusudur Bunlar kulu terbiye etme özelliğine sahiptirler O’nun rububiyyetine ait güzel isimlerdir Örneğin Allah (cc) günahların üzerini örten ve bağışlayan (elGafûr) olduğuna göre O’nun kulu da insanlarla olan ilişkilerinde kusurları gizleme ve affetme yolunu tutmalıdır Yine Allah (cc) karşılıksız iyilik yapan (elBerru) olduğuna göre kula yakışan şey de Allah (cc) rızası için insanlara iyilik etmektir Ama bazı güzel isimlerde kulun alacağı dersin mahiyeti değişir Çünkü ilgili güzel isimler ortaklık kabul etmez Teslimiyet, övgü ve yüceltme isterler Bunlar O’nun uluhiyyetine ait güzel isimlerdir Örneğin elCelîl güzel ismi Allah’ın (cc) emir ve yasak koyma yetkisini tanımayı gerektirir ElHakem güzel ismi her konuda O’nu hüküm sahibi kabul etmeyi gerekli kılar Biz bu tür güzel isimleri de dosdoğru anlayıp sürekli zikirle yücelterek kulluk makamına ulaşabiliriz
Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklanmak tasavvufta bekabillah (Allah’ta cc baki olmak) makamına işarettir Bunun için de önce fenafillaha (Allah’ta cc fani olmak) ulaşmak gerekir Fenafillah, kulun tövbe ile Allah’ın (cc) yasaklarından kaçınmasının ve emirlerine uymasının ardından dünyayı gönülden çıkarması, tevekkül, kanaat, uzlet, devamlı zikir, hakka tam anlamıyla yönelmek, sabır, murakabe gibi şartları yerine getirmesinden sonra Allah’ın (cc) rızasına ulaşmasıyla meydana gelen bir haldir Nefsin arınması ile meydana gelir Buna göre Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklanmak çok sıkı bir nefis tezkiyesinden ve kalp tavsiyesinden sonra ancak mümkün olmaktadır Bu da ancak bir mürşidi kamilin rehberliğinde gerçekleşebilir Yalnız başına mümkün değildir
Kim bilir, belki de Allah (cc), bu güzel isimleri her gün sayan (ihsa eden) kişiye Allah’ı (cc) dosdoğru tanıyıp yüceltme ve O’nun ahlakıyla ahlaklanma nimetlerini de hediye ediyor ve bundan dolayı da ilgili hadisi şerif sadece Allah’ın (cc) 99 güzel ismini sayma işlemine işaret etmekle yetinmiş olabilir Çünkü Allah (cc) cömerttir O’nun cömertliğini sınırlandırmak, kurallara bağlamak doğru değildir Tarikatlar yolu ile onca emek ve zaman zarfında elde edilen marifete Allah (cc) dilerse bir insanı bir anda da ulaştırabilir Allah (cc), vesileler olmadan da bağışta bulunabilir Bu açıdan Allah’ın (cc) 99 güzel ismini sayma işini küçümsemek, ihmal etmek doğru değildir Bunda büyük bir sır, büyük bir hikmet, hadisi şerifin işaret ettiği cennet nimeti gizlenmiş olabilir Kimse Allah’ın (cc) rızasının nerede saklı olduğunu bilemez Bize düşen görev, eleştirmekten ziyade Allah (cc) hakkında peygamberin söylediği her sözün gereğini yerine getirerek uymaktır
Aslında zor olan bu güzel isimleri ezberlemek değil her gün saymaktır İlgili hadisi şerifi yorumlamadan anlaşılan temel anlam da “güzel isimleri saymaktır Bu kağıda bakıp okumakla da gerçekleşen bir işlemdir Yalnız kağıdın ve yazının yaygın olmadığı peygamberimiz (sas) döneminde “sayma ile “ezberden okumanın kastedildiği tartışma gerektirmeyecek oranda açıktır Bu açıdan ilgili hadisi şerifin ruhuna uygun olan yöntem, bunları ezberleyerek saymaktır
Allah’ın (cc) 99 güzel isminden bazılarını yalnız başına söylemek doğru değildir Görünüşte bunlarda olumsuz bir anlam söz konusudur Yalnız Allah’a (cc) hiçbir şekilde olumsuz bir sıfat ve güzel isim verilemez Olumsuzluklar kulun nefsinden kaynaklanır Allah (cc), kul şerri istediği için yaratır Ama bundan razı olmaz Kul günaha girdiğinde çoğu kez hemen cezalandırmaz Bunda genellikle sabırlı, anlayışlı davranır Ona süre tanır Çoğu kez affeder Tövbe ettiğinde geçmiş günahlarını bağışladığı gibi bunları sevaba da dönüştürür Ama bazen de kulun kendisini düzeltmesi ve toparlaması için ona bela ve musibet verir Kısacası O’nun rahmeti gazabını geçmiştir İnsanların hidayeti ve irşadı için peygamberler göndermiş, kitaplar indirmiştir Bütün varlık âlemi O’nun sıfat ve güzel isimlerine tercümanlık yapmaktadır Tüm bunlara rağmen bir insan da Allah’a (cc) ve peygamberine karşı geliyorsa, hak dine karşı düşmanlık gösteriyorsa artık ölümden sonra başına gelecek azabı kendisi hazırlıyor demektir Bunda Allah’ı (cc) suçlayacak hiçbir hakkı yoktur Bu açıdan ilgili güzel isimleri olumlu anlama sahip karşıtlarıyla hem birarada zikretmek hem de birarada değerlendirmek ve anlamak gerekir: elKâbiduelBâsitu (Sıkan, bunaltanGenişlik veren), elHâfiduerRâfi’u(Manevi olarak aşağı indirenYukarı çıkaran), elMu’izzuelMüzillü(İzzet şeref verenZillet ve alçaklık veren), elMu’tîelMâni’u(Veren, ihsan denEngel olan), edDârruenNâfi’u(Zarar verenİyilik veren)
Allah’ın (cc) 99 güzel ismini arka arkaya sayma, bunların üzerinde düşünme sırasında bir şey hemen dikkati çeker: Bunların sırlamasında bir gelişigüzellik yoktur, derin bir hikmet yatmaktadır Sadece anlam bakımından zıt olanlar birbiri ardı sıra gelmemiştir Anlam bakımından birbirini bütünleyen, aralarında anlam ayırtısı olan, biri diğerinin anlamını açıklamaya yardım eden güzel isim veya güzel isimler ya biri diğerinin önünde veya arakasında ya da yakınında yer almıştır
Allah’ın (cc) güzel isimleri ile dua etmek, yani uygun düşen güzel isimlerle Allah’a (cc) tevessül etmek, duanın kabul olmasında çok etkilidir Tevessül etmek duada bu isimleri vesile kılmaktır
Allah’a (cc) güzel isimlerle tevessül etmek, Allah’a (cc) hamd u senâ edip peygamberine ve âl u ashâbına salât ve selâm getirdikten sonra dua konumuza uygun olan güzel isim yada güzel isimleri seçmekle ve duamızda zikrederek bunun yada bunların hakkı, fazileti, bereketi üzerine Allah’tan (cc) istemekle olur Örneğin, “Hamd âlemlerin Rabb’i Allah’a (cc) mahsustur Salât ve selâm Hz Muhammed’in ve âl u ashâbının üzerine olsun Ey Kerîm olan Allah’ım, kazancımıza bereketini, cömertliğini kat!, “Allah’a (cc) hamd, habibine salât ve selâm olsun Ey Allah’ım elGaniyy, elMuğnî olan ismi şeriflerinle hiçbir kula muhtaç olunmayan, bizi azdırmayacak, senin dinine hizmet edebileceğimiz zenginliği diliyoruz!, “Allah’a (cc) kelimeleri adedince hamd u senâlar olsun Habibi Muhammed Musatafa’ya, âl u ashâbına ve ehli beytine de gökteki yıldızlar adedince salât ve selâm ederim Ey esSelâm, elMü’min ve elMüheymin olan Allah’ım, yolculuğumuzun kazasız belasız geçmesini nasip eyle, “Allah’a (cc) binlerce kez hamd, resûlüne binlerce kez salât ve selâm olsun Allah’ım beni bağışla Çünkü Sen Gafûr ve Rahîm’sin gibi
Allah’ın (cc) güzel isimleri dolayısıyla tartışılan bir konu da hangi güzel ismin ismi a’zam (en büyük isim) olduğudur Peygamberimiz (sas) çeşitli hadisi şeriflerde ismi a’zamın bulunduğuna, bununla dua edenin duasının kabul edildiğine işaret etmişken bunun hangi güzel isim olduğunu belirtmemiştir Bunu öğrenmek isteyenlere de net bir yanıt vermemiştir İslam bilginleri ve ârifleri de ismi a’zamla ilgili farklı iddialarda bulunmuşlar, ortak bir güzel isimde anlaşamamışlardır Örneğin Hz Ali (ra) elFerd (Tek), elHayy (Diri), elKayyûm(Her şeyi ayakta tutan), elHakem (Yargılama ve hükmetme yetkisine sahip olan), elAdl (Mutlak adalet sahibi), elKuddûs (Eksik ve kusurdan münezzeh) olmak üzere bu altı güzel ismi ismi a’zam olarak kabul etmiştir İmamı Azam Ebu Hanife’ye (raha) göre elHakem ve elAdl güzel isimleri ismi a’zamdır Abdülkadir Geylani Hazretlerinin (ks) ismi a’zamı, elHayy güzel ismi idi İmamı Rabbani Hazretleri (ks) ise elKayyûm güzel ismini ismi a’zam olarak görmüştü İsmi a’zamın ismi Celâl (Allah adı) olduğunu söyleyenler daha inandırıcı bir görüş sunmaktadırlar Bunlara göre “Allah (cc) dışındaki güzel isimler Allah’ın (cc) bir sıfatına dayanırken sadece “Allah (cc) O’nun zatına dayanmakta ve özel isim olmak dışında da kullanılmamaktadır Dolayısıyla ismi a’zam olmaya en layık olanı budur İsmi a’zamı Allah (cc) ismi olarak gören bazılarına göre bu ismin ismi a’zam olması, zikredenin suda boğulmak üzere olan insanın yardım istemesi gibi olan samimiyetiyle mümkündür Bu konuda benimsenen bir yaygın kanaat de şudur: İsmi a’zam dua konusuna göre değişmektedir Bunlara göre Allah’ın (cc) her güzel ismi yerine göre ismi a’zam olabilir Bunu da belirleyen şey dua konumuza uygun olan güzel isim yada güzel isimlerin seçimidir Bence bu sonuncu görüş daha isabetlidir Nasıl dişimiz ağrıdığında ilgili doktora gidiyorsak, musluğumuz bozulduğunda da tesisatçıyı çağırıyorsak Allah’ın (cc) her bir güzel ismi de duruma göre yararlı olur Hale uygun güzel isim veya güzel isimler işi ehline teslim etmek gibi güzel bir sonuç doğurabilir Bu durumda ilgili güzel isim veya güzel isimler o durumun ismi a’zamı olabilir Tabii ismi a’zam için daha başka güzel isimleri de kabul edenler bulunmaktadır
Kuranı Kerim’de Allah (cc) güzel isimleri ile dua edilmesi (tevessül edilmesi) üzerinde de durmuştur: “En güzel isimler Allah’ındır O halde O’na en güzel isimlerle dua edin O’nun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır (Araf suresi, ayet 180) Bu ayette dikkati çeken nokta, bazı insanların Allah’ın (cc) bu güzel isimleri ile razı olmayacağı dualarda bulunmasıdır Allah (cc) kulunun sadece dünyalık istemesinden hoşnut olmaz: “Kim ahiret mahsulü isterse onun ürünlerini fazla fazla artırırız Kim de sırf dünya menfaati isterse ona da ondan veririz, ama ahirette onun hiç nasibi olmaz (Şûrâ suresi, ayet 20) Bu açıdan duada ahireti ihmal etmek büyük bir eksikliktir Kuşkusuz bununla dünyalık istemenin doğru bir şey olmadığını iddia etmiyoruz Demek istediğimiz şey, istediğimiz dünyalık ile ahirete dönük ve Allah’ın (cc) razı olacağı bir işi ve kazancı düşünmeliyiz
Allah’ın (cc) güzel isimleri ile dünyalık istemenin yanında başkalarının kötülüğünü, örneğin sevmediğimiz birinin ölümünü temenni etmek çok tehlikelidir Belki böyle bir beddua kabul olunabilir, ama kişi bununla büyük bir bedel ödeyebilir Örneğin başkalarının da onun aleyhinde yapacağı ufacık bir beddua hemen yerini bulabilir İnsanlara karşı merhametli olmak, onların kusurlarını bağışlamak, işleri Allah’a (cc) havale etmek bize başkalarının beddualarında bir kalkan gibi vazife görecektir Kısacası başkalarına reva gördüğümüz muameleyi Allah (cc) bizim kaderimiz kılabilir Aslında başımıza gelen kötü şeyler her ne kadar insanlar eliyle de gerçekleşse Allah’ın (cc) izni ve yaratmasıyla meydana gelmektedir Bunun da genellikle nedeni günahlarımızdır Başkalarına beddua etmeden, öfkelenmeden ve zarar vermeden önce ilgili bela ve musibetin nedenini kendimizde aramalıyız Bu Allah’ın (cc) bir kanunudur Şu ayeti kerimeler buna işaret etmektedirler: “Başınıza gelen her musibet, işlediğiniz günahlar nedeniyledir Hatta Allah günahlarınızın çoğunu da affeder (Şûrâ suresi, ayet 30), “Sana gelen her iyilik Allah’tandır Başına gelen her kötülük ise nefsinden dolayıdır (Nisâ suresi, ayet 79)
Allah’ın (cc) bazı güzel isimleri insanlara ad olarak da verilmektedir: Metin, Kadir, Samet, Reşit, Nur, Mecit, Celil, Aziz, Halil gibi Bunda dini bir sakınca olmamakla birlikte bu güzel isimlerin kul anlamına gelen “Abd sözcüğü ile birleşik isim olarak kullanılması daha uygundur: Abdulkadir, Abdussamed, Abdürreşid, Abdulhamid gibi Yalnız Allah’ın (cc) bazı güzel isimlerinin bizzat peygamber tarafından insanlara ad olarak verilmesi yasaklanmıştır: Başta Allah (cc) özel ismi olmak üzere, Rahmân, Rabb, Hakem, Ahad gibi
Allah’ı (cc) güzel isimleri ile tanıyan ve O’na güzel isimleri ile inanan birisinin Teist yada Deist olması olanaksızdır
Allah’ın (cc) zikrinde gözetilecek asıl amaç, O’nun rızasıdır O’nun güzel isimleri ile dünyalık isterken utanmamız gerekir Zira Allah’ın (cc) indinde bu dünyanın hiçbir değeri yoktur Bu konuya peygamberimiz (sas) bir hadisi şeriflerinde şöyle işaret etmişlerdir: “Eğer Allah’ın yanında dünyanın bir sivrisinek kanadı kadar değeri olsaydı kafirler ondan bir yudum su içemezlerdi Başka bir hadisi şeriflerinde de “Dünya lanetlidir, dünyada olan her şey lanetlidir; yalnız Allah için olan bunun dışındadır buyurmuşlardırAllah (cc) ahirette inanan kulları için akla gelemeyecek, hayal edilemeyecek nice nimetler yaratmıştır Kuşkusuz cehennemden sığınmak, cenneti istemek de güzel şeylerdir Ama Allah’ın (cc) rızası bunlardan daha öte, daha güzel olan bir amaçtır O’nun rızası kazanıldığı zaman elbette cehennem bizden uzak, cennet de bizim mekanımız olacaktır Allah’a (cc) geçek anlamıyla iman eden âşıklar ve ârifler O’nun cemalini görmek için cennete de değer vermemişlerdir
Allah’ın (cc) Doksan Dokuz İsmi:
1Allah (Hüve’llahi’llezi lâilâhe illâ Hu)
2 er Rahmân
3 erRahîm
4 elMelikü
5 elKuddûsü
6 esSelâmü
7 elMü’minü
8 elMüheyminü
9 elAzîzü
10 elCebbâru
11 elMütekebbiru
12 el Hâlıku
13 elBâri’u
14 elMusavviru
15 el Gaffâru
16 elKahhâru
17 elVehhâbu
18 erRezzâku
19 elFettâhu
20 elAlîmu
21 elKâbidu
22 elBâsitu
23 elHâfidu
24 erRafî’u
25 elMu’izzu
26 elMüzillü
27 esSemî’u
28 elBasîru
29elHakemü
30 elAdlu
31 elLatîfu
32 elHabîru
33 elHalîmu
34 elAzîmu
35 elGafûru
36 eşŞekûru
37 elAliyyu
38 elKebîru
39 elHafîzu
40 elMukîtu
41 elHasîbu
42 elCelîlü
43 elKerîmü
44erRakîbu
45 elMucîbu
46 elVâsi’u
47elHakîmu
48elVedûdu
49 elMecîdü
50 elBâ’isu
51 eşŞehîdü
52 elHakku
53 elVekîlü
54 elKaviyyu
55 elMetînü
56 elVeliyyü
57 elHamîdu
58 el Muhsî
59 elMübdi’ü
60 elMü’îdü
61 elMuhyî
62 elMümîtü
63 elHayyu
64 elKayyûmu
65 elVâcidu
66 elMâcidu
67 elVâhidu
68 elAhadu
69 esSamedu
70 elKâdiru
71 elMuktediru
72 elMukaddimu
73 elMuahhiru
74 elEvvelü
75 elÂhiru
76 ezZâhiru
77 elBâtınu
78 elVâlî
79 elMüteâlî
80 elBerru
81 etTevvâbu
82 elMuntekimu
83 elAfüvvu
84 erRaûfu
85 aMâlikül
Mülki
bZü’l Celâli
ve’lİkrâmi
cel Muksitu
86 elCâmi’u
87 elGaniyyu
88 elMuğnî
89 elMu’tî
90 elMâni’u
91 edDârru
92 enNâfi’u
93 enNûru
94 elHâdî
95 elBedî’u
96 elBâkî
97 elVârisu
98 erReşîdu
99 esSabûru
99 esSabûru
Nasıl bir insanı ismiyle ve unvanıyla tanırsak Allah’ı (cc) da ancak sıfat ve güzel isimleri ile tanıyabiliriz Yalnız bir insanın isminin anlamıyla kişiliği, davranışları, ahlakı, dünya görüşü uyuşmayabilir Örneğin bir kişinin adı Muhsin (iyilik yapan) olabilir de herkes ondan kötülük görebilir Ama Allah (cc) için böyle bir şey söz konusu olamaz Allah’ın (cc) güzel isimlerinde söz konusu olan anlam ile biz Allah’ı (cc) daha yakından tanımak olanağına erişiriz
Allah’ın (cc) zatını düşünmek doğru değildir Nitekim bu bir hadisi şerifle de yasaklanmıştır Ama O’nun varlık, olay ve olgular üzerinde görülen sıfatları ve güzel isimleri üzerinde düşünebiliriz Tabii burada “Allah’ın (cc) zatını düşünmek ile kastedilen anlam, O’na insana özgü nitelik ve nicelik yakıştırmaktır Yoksa insanın kendisini Allah’ın (cc) zatı karşısında olduğunu hissetmesi, düşünmesi murakabe adı verilen büyük bir ibadettir
Bütün evren, yeryüzü, canlı ve cansız varlıklar, Allah’ın (cc) sıfatlarına ve güzel isimlerine tercümanlık yapmaktadırlar Allah’ı (cc) bizlere anlatmak için yaratılmışlardır Hadisii şerifte yetmiş yıllık ibadete denk olarak gösterilen tefekkürün zirvesi de yaratılmış olan şeylerde Allah’ın (cc) sıfat ve güzel isimlerini görüp üzerinde düşünmektir
İnsan yeryüzünde Allah’ın (cc) halifesi olmak üzere yaratılmıştır Allah’ın (cc) halifesi olmak demek, Allah’ı (cc) yeryüzünde esmaül hüsnası ile temsil etmektir Nitekim Kuranı Kerim’de (Bakara Suresi, 3038) Allah (cc) ilk insan olan Hz Adem Aleyhisselâmla ilgili olarak bu konu üzerinde durup yeryüzünde bir halife yaratacağını belirtmiştir Ama melekler insanın yaratılış hikmetini kavrayamayarak Allah’ın (cc) bu kararına itirazda bulunmuşlardır
Allah’ın (cc) bütün güzel isimlerini temsil edemiyorlardı Bu yüzden Allah’ı (cc) gereği şekilde tanımıyorlardı Örneğin onlar Allah’ın etTevvâb (Tövbeleri kabul eden) güzel ismini bilmiyorlardı Çünkü günah işleyemiyorlardı Dolayısı ile elGafûr (Günahları bağışlayan), elGaffâr (Günahları çokca bağışlayan), elAfüvv (Günahları tamamen affeden) gibi günahları bağışlamayı, günahlardan temizlemeyi karşılayan Allah’ın (cc) güzel isimlerinden de habersizdiler Yine yeme içme nedir bilmeyen bu varlıklar erRezzâk (Rızık veren) güzel isminden de habersizdiler Ayrıca Allah’ın (cc) hastaları iyileştirdiği eşŞâfi (Hastalara şifa veren) güzel isminin de hastalanmadıkları için ne anlama geldiğini bilmiyorlardı Allah (cc) âlemleri sıfatlarını ve güzel isimlerini tecelli etmek için yaratmıştı istemese de bu gerçekleşecek, meleklerin haksızlığı kendilerine ispat edilecekti Nitekim Allah (cc) HzAdem’i (as) yaratıp eşyaların isimlerini kendisine öğretince bunların isimlerini meleklerine de sordu Ama onlar bu konuda cahildiler Bir şey bilmiyorlardı Hatalarını anlayıp Allah’tan (cc) af dilediler (bk Bakara suresi, ayet 3039)
Allah’ı (cc) gözler göremez Ama kalpler Allah’a (cc) yönelebilir
Güzel isimlerle (esmaül hüsna) kalbi Allah’a (cc) yöneltmek üç şekilde mümkündür: Ya O’nun güzel isimlerini zikretmekle ya dualarda kullanmakla ya da yaratılmışlar üzerinde O’nun güzel isimlerini düşünmekle olur
Şayet virt dersi verecek ehil birisi, mürşidi kamil bulunmadığında bir vakit namazının bitiminin arkasında bu isimleri bize bağışlayan ve sayılmasını isteyen peygamberimizin (sas) ruhuna bir fatiha hediye ettikten sonra Allah’ın (cc) güzel isimleri aşağıdaki esmaül hüsna tablosundaki sırasıyla çekilebilir Ayrıca onun içerisinden seçilen bir veya birkaç güzel isim anlamı dosdoğru bilindikten sonra sayıya vurmadan veya ebced sayısına göre her gün gece ve gündüz bir çeşit aşkla zikredilerek yüceltilebilir Bu zikir sırasında insan isimleri ile Allah’ın (cc) güzel isimlerinin karışmaması, daha doğrusu Allah’ın (cc) güzel isimlerinin insan isimlerini çağrışım yapmaması için zikrini çektiğimiz güzel ismin başına “yâ veya “el“ takılarını koymamız gerekir Örneğin yâMetînü, elKâdiru gibi Bir de bu güzel isimlerle birlikte takdis cümlelerini zikretmek bu açıdan çok yararlıdır En azından başta ve sonda birer kere de olsa takdis cümlelerini söylemek zikrimize bir ağırlık ve içtenlik katacaktır: elMetînü celle celâluhu, yâKâdiru celle şânuhu gibi Bu iki takdis cümlesinden her biri bütün güzel isimler için kullanılabilir
İnsanın tek başına yalnız havas bilgileri ile zikre yönelmesi beraberinde büyük itikadi yanlışlıklar ve sapmalar da getirebilecektir Zikir ehil birisinin, mürşidi kamilin rehberliğinde çekilmedikçe insana yarar kadar zarar da verebilir Tabii bu sözünü ettiğimiz şey, lazai Celal (Allah), kelimei tevhit gibi zikirleri çokça çekme ile ilgilidir Yoksa esmai Hüsna için geçerli değildir Ama yine de esmai hüsnada da ihtiyatlı olmak lazımdır En azından tasavvuf kültürünü hazmetmek gerekir Tasavvuf kültürünün de temelini her an tövbe ve istiğfar halinde olma, nefisle mücadele etme ve Allah rızasını amaç olarak görme oluşturur Çünkü şeytan hiçbir fırsatı kaçırmaz Kılavuzsuz yola çıkanları çeşitli tehlikeler bekleyebilir Örneğin yaptığı zikirle dualarının kabul edildiğini gören birisi istidraca düşebilir Hem benliği güçlenip kendisinde olmayan çeşitli büyüklükler görebilir, kibire ve ucuba kapılabilir Çünkü zikrin neticesi birtakım haller yaşamaya başlayacaktır Bunların bazısı Rahmani bazısı da şeytanidir Bunları birbirinden ayırması imkânsızdır Birbirlerine çok benzerler Farkına varmadan şeytanın oyuncağı olabilir Bunlar da insanı ebedi helake, pişmanlığa götürmeye yeter Ayrıca vesveseye de düşebilir Hele içinde bulunduğumuz çağda insanlar gerekli dini ve itikadi bilgilerden bile yoksunken onların ellerine verilecek böyle bir havas bilgisi Allah’ın (cc) güzel isimlerinin gereği ve amacı dışında zikredilmesine yol açacaktır Onun için zikir yoluna gireceklerin bir mürşidi kamilin himayesine girmesi en doğru yoldur Nefis tezkiye olmadıkça zikir, özellikle esmai hüsna zikri ona yarardan ziyade zarar verecektir Çünkü böyle bir kişi Allah’ın güzel isimlerine hep nefis hesabıyla bakacaktır Bu da onu manevi olarak zarara sokacaktır Hâlbuki esmai hüsna zikrini çekmenin temel amacı Allah’ı övüp yüceltme ve O’nun güzel ahlakıyla ahlaklanmadır O’nun rızası dışında her şey nefis hesabınadır Allah’ın rızası dışında kendisine bir hedef çizen ve bu konuda esmai hünsadan umut bekleyen kişi ise yoldan çıkmıştır Nefis ve şeytan onu aldatmıştır Allah bu durumlara düşmekten bizleri korusun Evet şu ayeti kerime bu kişilere hitap etmektedir: “En güzel isimler Allah’ındır O halde O’na en güzel isimlerle dua edin O’nun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır (Araf suresi, ayet 180)
Kalp saniyede halden hale girer Değişkendir Onu bir noktada tutmak zordur Hele zikir sırasında bu daha çok olur Nefis ve şeytan vesveseleri ile kalbi bulandırırlar, zikri dünyevi bir amaç haline dönüştürebilirler O yüzden Nakşibendiler, lafza Celal zikrini her tespih devredişinde (100 adetten sonra) ‘İlahi ente maksudi ve rızake matlubi (Allahım Sen maksadımsın, isteğim de Senin rızandır)’ demektedirler Böylece sapmış, sapacak, dönek, renkten renge giren, girecek olan kalbe rotasını gösterirler Kalp bu rotadan saptı mı zikir yarar değil insana zarar vermeye başlar Bu durum esmai hüsna zikrinde daha çok kendisini gösterir Yani kalp esmai hüsna zikrinde rotasını şaşırmaya daha müsaittir Esmai hüsna zikrini çekerken kalp O’nun rızası dışında başka yerlere takılabilir Onu uyarmak ve doğru yola sevk etmek gerekir Onun için esmai hüsna zikri çekerken ‘İlahi ente maksudi ve rızake matlubi (Allahım Sen maksadımsın, isteğim de Senin rızandır)’ sözünü en azından başta ve sonda birer kere de olsa söylemek ve bu konuda kalbi uyarmak gerekir Daha çok söylemek daha büyük yararlar sağlar
Bilindiği üzere İslam dinine Kelimei şahadetle girilir O da Allah’tan (cc) başka ilah olmadığına, Muhammed’in (sas) Allah’ın (cc) kulu ve peygamberi olduğuna kalp ile inanıp onu dil ile tasdik etmektir Buna göre İslam’ın bir yarısını Allah’a (cc) iman, diğer yarısını da peygambere iman oluşturmaktadır Allah’a (cc) iman etmeden önce de O’nu sıfat ve güzel isimleri ile tanımak gerekir Allah’a (cc), peygamberlere iman dışında imanın diğer rükünleri olan meleklere, kitaplara, ahiret gününe, kadere iman Allah’ın (cc) sıfatlarının ve güzel isimlerinin bir uzantısı olarak düşünülebilir Yani bir Müslüman Allah’ı (cc) sıfat ve güzel isimleri ile tanımadığı zaman imani ve itikadi bazı zayıflıklar ve eksiklikler içerisinde bulunabilir Bu açıdan Allah’ı (cc) sıfat ve güzel isimleri ile tanımak, bilmek her Müslüman için en başta gelen görev ve iştir
Allah’ın (cc) güzel isimleri, Ebu Hüreyre’nin (ra) peygamberimizden (sas) bir müjde ile birlikte rivayet ettiği bir hadisi şerifte geçmektedir: “Allah’ın doksan dokuz ismi vardır Kim bunları sayarsa cennete girer
Kuranı Kerim’de ve hadisi şeriflerde söz konusu doksan dokuz isim dışında Allah’ın (cc) daha pek çok güzel ismi geçmektedir
Bu hadisteki “sayma (ahsâhâ) sözcüğü nedense konuyla ilgili kitaplarda çeşitli açıklamalara neden olmuştur İhsâ etme (sayma) ile sadece Allah’ın (cc) doksan dokuz güzel ismini arka arkaya sıralamanın kastedilmediği, bunları ezberlemek, bunların anlamlarını bilmek ve üzerinde düşünmek gerektiği de söylenmektedir Ben bu görüşe bir noktada itiraz ediyorum Eğer böyle anlamlar gözetilmiş olsaydı sadece “sayma denilmez, bunları ezberlemek, bunların anlamlarını bilmek ve üzerinde düşünmek gerektiği de açıkça belirtilirdi Hoş bu isimleri sayma külfetine katlanan bir kişi için bunları ezberleme, bunların anlamlarını öğrenmek ve üzerinde düşünmek de zevkli bir iş olacaktır Sayma yanında bunları ezberleme, bunların anlamlarını öğrenmek ve üzerinde düşünmek çok daha kolay ve kendiliğinden gelişen bir süreçtir
Aslında ben “ihsâ etme kavramı ile bu çeşit anlamların kastedilmediğini iddia etmiyorum Sadece hadisi şerifte bu anlamların belirtilmemesine dikkat çekmek istiyorum Hatta ben bu söylenenleri tastik etmekle kalmıyor, eksik bile kabul ediyorum ve “ihsâ etme kavramının çok daha geniş bir anlamda kullanıldığını düşünmekteyim Allah’ın (cc) her bir güzel ismi O’nun bir sıfatına ışık tutmaktadır Mümine yakışan şey Allah’ı (cc) dosdoğru tanıyıp yüceltmek ve O’nun ahlakıyla ahlaklanmaktır Bu da Allah’ın (cc) bu güzel isimlerinden nasiplenmekle olur Gerçi “ihsâ etme kavramı üzerine savunduğum bu düşüncede ben yalnız değilim Şahı Nakşibendî Hazretleri (ks) de Allah’ın (cc) 99 güzel ismi ile ilgili bu hadisi şerifteki “ihsâ etme kavramı ile Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklanmanın kastedildiğini belirtmektedir Allah’ın (cc) 99 güzel isminden birkaçını buna örnek olarak zikredeyim: Allah (cc) elKerîm (Çok cömert) ise kulu da cömert olmalı Allah’ın (cc) elHalîm (Sabreden, cezadan vazgeçen) güzel ismi kulda ağırbaşlılığı gerektirir EsSabûr (Çok sabırlı) güzel ismi kulun öfkesine hakim olmasını ister ElHamîd (Kendisine şükür ve hamd edilen, övülen) güzel ismi kulun daima Rabb’ini övmesini ve O’na şükürde bulunmasını icap ettirir vb İşte ilgili hadiste cennet gibi büyük bir nimet söz konusu ise bu kula ancak Allah’ın (cc) 99 güzel isminin gereklerinin yerine getirilmesi ile nasip olabilir
Burada şu hususa özellikle dikkati çekmek isterim: Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklanmak O’na yakışır bir kul olmak demektir Kendinde bir benlik, üstünlük görmek değildir Güzel isimlerden kula gerekli olan dersi çıkarıp bunu yaşamına uygulamaktır Bir kul ne kadar Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklansa da bu hiçbir zaman Allah’a (cc) benzemek olarak düşünülmemelidir Zira Allah’ta (cc) her türlü kemal mutlak ve sonsuzdur İnsanda ise her kemal mutlaka kusurlu ve sınırlıdır Tabii Allah’ın (cc) her güzel isminden farklı bir ders çıkarılır Kiminde kul için ideal bir ahlak kuralı söz konusudur Bunlar kulu terbiye etme özelliğine sahiptirler O’nun rububiyyetine ait güzel isimlerdir Örneğin Allah (cc) günahların üzerini örten ve bağışlayan (elGafûr) olduğuna göre O’nun kulu da insanlarla olan ilişkilerinde kusurları gizleme ve affetme yolunu tutmalıdır Yine Allah (cc) karşılıksız iyilik yapan (elBerru) olduğuna göre kula yakışan şey de Allah (cc) rızası için insanlara iyilik etmektir Ama bazı güzel isimlerde kulun alacağı dersin mahiyeti değişir Çünkü ilgili güzel isimler ortaklık kabul etmez Teslimiyet, övgü ve yüceltme isterler Bunlar O’nun uluhiyyetine ait güzel isimlerdir Örneğin elCelîl güzel ismi Allah’ın (cc) emir ve yasak koyma yetkisini tanımayı gerektirir ElHakem güzel ismi her konuda O’nu hüküm sahibi kabul etmeyi gerekli kılar Biz bu tür güzel isimleri de dosdoğru anlayıp sürekli zikirle yücelterek kulluk makamına ulaşabiliriz
Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklanmak tasavvufta bekabillah (Allah’ta cc baki olmak) makamına işarettir Bunun için de önce fenafillaha (Allah’ta cc fani olmak) ulaşmak gerekir Fenafillah, kulun tövbe ile Allah’ın (cc) yasaklarından kaçınmasının ve emirlerine uymasının ardından dünyayı gönülden çıkarması, tevekkül, kanaat, uzlet, devamlı zikir, hakka tam anlamıyla yönelmek, sabır, murakabe gibi şartları yerine getirmesinden sonra Allah’ın (cc) rızasına ulaşmasıyla meydana gelen bir haldir Nefsin arınması ile meydana gelir Buna göre Allah’ın (cc) ahlakıyla ahlaklanmak çok sıkı bir nefis tezkiyesinden ve kalp tavsiyesinden sonra ancak mümkün olmaktadır Bu da ancak bir mürşidi kamilin rehberliğinde gerçekleşebilir Yalnız başına mümkün değildir
Kim bilir, belki de Allah (cc), bu güzel isimleri her gün sayan (ihsa eden) kişiye Allah’ı (cc) dosdoğru tanıyıp yüceltme ve O’nun ahlakıyla ahlaklanma nimetlerini de hediye ediyor ve bundan dolayı da ilgili hadisi şerif sadece Allah’ın (cc) 99 güzel ismini sayma işlemine işaret etmekle yetinmiş olabilir Çünkü Allah (cc) cömerttir O’nun cömertliğini sınırlandırmak, kurallara bağlamak doğru değildir Tarikatlar yolu ile onca emek ve zaman zarfında elde edilen marifete Allah (cc) dilerse bir insanı bir anda da ulaştırabilir Allah (cc), vesileler olmadan da bağışta bulunabilir Bu açıdan Allah’ın (cc) 99 güzel ismini sayma işini küçümsemek, ihmal etmek doğru değildir Bunda büyük bir sır, büyük bir hikmet, hadisi şerifin işaret ettiği cennet nimeti gizlenmiş olabilir Kimse Allah’ın (cc) rızasının nerede saklı olduğunu bilemez Bize düşen görev, eleştirmekten ziyade Allah (cc) hakkında peygamberin söylediği her sözün gereğini yerine getirerek uymaktır
Aslında zor olan bu güzel isimleri ezberlemek değil her gün saymaktır İlgili hadisi şerifi yorumlamadan anlaşılan temel anlam da “güzel isimleri saymaktır Bu kağıda bakıp okumakla da gerçekleşen bir işlemdir Yalnız kağıdın ve yazının yaygın olmadığı peygamberimiz (sas) döneminde “sayma ile “ezberden okumanın kastedildiği tartışma gerektirmeyecek oranda açıktır Bu açıdan ilgili hadisi şerifin ruhuna uygun olan yöntem, bunları ezberleyerek saymaktır
Allah’ın (cc) 99 güzel isminden bazılarını yalnız başına söylemek doğru değildir Görünüşte bunlarda olumsuz bir anlam söz konusudur Yalnız Allah’a (cc) hiçbir şekilde olumsuz bir sıfat ve güzel isim verilemez Olumsuzluklar kulun nefsinden kaynaklanır Allah (cc), kul şerri istediği için yaratır Ama bundan razı olmaz Kul günaha girdiğinde çoğu kez hemen cezalandırmaz Bunda genellikle sabırlı, anlayışlı davranır Ona süre tanır Çoğu kez affeder Tövbe ettiğinde geçmiş günahlarını bağışladığı gibi bunları sevaba da dönüştürür Ama bazen de kulun kendisini düzeltmesi ve toparlaması için ona bela ve musibet verir Kısacası O’nun rahmeti gazabını geçmiştir İnsanların hidayeti ve irşadı için peygamberler göndermiş, kitaplar indirmiştir Bütün varlık âlemi O’nun sıfat ve güzel isimlerine tercümanlık yapmaktadır Tüm bunlara rağmen bir insan da Allah’a (cc) ve peygamberine karşı geliyorsa, hak dine karşı düşmanlık gösteriyorsa artık ölümden sonra başına gelecek azabı kendisi hazırlıyor demektir Bunda Allah’ı (cc) suçlayacak hiçbir hakkı yoktur Bu açıdan ilgili güzel isimleri olumlu anlama sahip karşıtlarıyla hem birarada zikretmek hem de birarada değerlendirmek ve anlamak gerekir: elKâbiduelBâsitu (Sıkan, bunaltanGenişlik veren), elHâfiduerRâfi’u(Manevi olarak aşağı indirenYukarı çıkaran), elMu’izzuelMüzillü(İzzet şeref verenZillet ve alçaklık veren), elMu’tîelMâni’u(Veren, ihsan denEngel olan), edDârruenNâfi’u(Zarar verenİyilik veren)
Allah’ın (cc) 99 güzel ismini arka arkaya sayma, bunların üzerinde düşünme sırasında bir şey hemen dikkati çeker: Bunların sırlamasında bir gelişigüzellik yoktur, derin bir hikmet yatmaktadır Sadece anlam bakımından zıt olanlar birbiri ardı sıra gelmemiştir Anlam bakımından birbirini bütünleyen, aralarında anlam ayırtısı olan, biri diğerinin anlamını açıklamaya yardım eden güzel isim veya güzel isimler ya biri diğerinin önünde veya arakasında ya da yakınında yer almıştır
Allah’ın (cc) güzel isimleri ile dua etmek, yani uygun düşen güzel isimlerle Allah’a (cc) tevessül etmek, duanın kabul olmasında çok etkilidir Tevessül etmek duada bu isimleri vesile kılmaktır
Allah’a (cc) güzel isimlerle tevessül etmek, Allah’a (cc) hamd u senâ edip peygamberine ve âl u ashâbına salât ve selâm getirdikten sonra dua konumuza uygun olan güzel isim yada güzel isimleri seçmekle ve duamızda zikrederek bunun yada bunların hakkı, fazileti, bereketi üzerine Allah’tan (cc) istemekle olur Örneğin, “Hamd âlemlerin Rabb’i Allah’a (cc) mahsustur Salât ve selâm Hz Muhammed’in ve âl u ashâbının üzerine olsun Ey Kerîm olan Allah’ım, kazancımıza bereketini, cömertliğini kat!, “Allah’a (cc) hamd, habibine salât ve selâm olsun Ey Allah’ım elGaniyy, elMuğnî olan ismi şeriflerinle hiçbir kula muhtaç olunmayan, bizi azdırmayacak, senin dinine hizmet edebileceğimiz zenginliği diliyoruz!, “Allah’a (cc) kelimeleri adedince hamd u senâlar olsun Habibi Muhammed Musatafa’ya, âl u ashâbına ve ehli beytine de gökteki yıldızlar adedince salât ve selâm ederim Ey esSelâm, elMü’min ve elMüheymin olan Allah’ım, yolculuğumuzun kazasız belasız geçmesini nasip eyle, “Allah’a (cc) binlerce kez hamd, resûlüne binlerce kez salât ve selâm olsun Allah’ım beni bağışla Çünkü Sen Gafûr ve Rahîm’sin gibi
Allah’ın (cc) güzel isimleri dolayısıyla tartışılan bir konu da hangi güzel ismin ismi a’zam (en büyük isim) olduğudur Peygamberimiz (sas) çeşitli hadisi şeriflerde ismi a’zamın bulunduğuna, bununla dua edenin duasının kabul edildiğine işaret etmişken bunun hangi güzel isim olduğunu belirtmemiştir Bunu öğrenmek isteyenlere de net bir yanıt vermemiştir İslam bilginleri ve ârifleri de ismi a’zamla ilgili farklı iddialarda bulunmuşlar, ortak bir güzel isimde anlaşamamışlardır Örneğin Hz Ali (ra) elFerd (Tek), elHayy (Diri), elKayyûm(Her şeyi ayakta tutan), elHakem (Yargılama ve hükmetme yetkisine sahip olan), elAdl (Mutlak adalet sahibi), elKuddûs (Eksik ve kusurdan münezzeh) olmak üzere bu altı güzel ismi ismi a’zam olarak kabul etmiştir İmamı Azam Ebu Hanife’ye (raha) göre elHakem ve elAdl güzel isimleri ismi a’zamdır Abdülkadir Geylani Hazretlerinin (ks) ismi a’zamı, elHayy güzel ismi idi İmamı Rabbani Hazretleri (ks) ise elKayyûm güzel ismini ismi a’zam olarak görmüştü İsmi a’zamın ismi Celâl (Allah adı) olduğunu söyleyenler daha inandırıcı bir görüş sunmaktadırlar Bunlara göre “Allah (cc) dışındaki güzel isimler Allah’ın (cc) bir sıfatına dayanırken sadece “Allah (cc) O’nun zatına dayanmakta ve özel isim olmak dışında da kullanılmamaktadır Dolayısıyla ismi a’zam olmaya en layık olanı budur İsmi a’zamı Allah (cc) ismi olarak gören bazılarına göre bu ismin ismi a’zam olması, zikredenin suda boğulmak üzere olan insanın yardım istemesi gibi olan samimiyetiyle mümkündür Bu konuda benimsenen bir yaygın kanaat de şudur: İsmi a’zam dua konusuna göre değişmektedir Bunlara göre Allah’ın (cc) her güzel ismi yerine göre ismi a’zam olabilir Bunu da belirleyen şey dua konumuza uygun olan güzel isim yada güzel isimlerin seçimidir Bence bu sonuncu görüş daha isabetlidir Nasıl dişimiz ağrıdığında ilgili doktora gidiyorsak, musluğumuz bozulduğunda da tesisatçıyı çağırıyorsak Allah’ın (cc) her bir güzel ismi de duruma göre yararlı olur Hale uygun güzel isim veya güzel isimler işi ehline teslim etmek gibi güzel bir sonuç doğurabilir Bu durumda ilgili güzel isim veya güzel isimler o durumun ismi a’zamı olabilir Tabii ismi a’zam için daha başka güzel isimleri de kabul edenler bulunmaktadır
Kuranı Kerim’de Allah (cc) güzel isimleri ile dua edilmesi (tevessül edilmesi) üzerinde de durmuştur: “En güzel isimler Allah’ındır O halde O’na en güzel isimlerle dua edin O’nun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır (Araf suresi, ayet 180) Bu ayette dikkati çeken nokta, bazı insanların Allah’ın (cc) bu güzel isimleri ile razı olmayacağı dualarda bulunmasıdır Allah (cc) kulunun sadece dünyalık istemesinden hoşnut olmaz: “Kim ahiret mahsulü isterse onun ürünlerini fazla fazla artırırız Kim de sırf dünya menfaati isterse ona da ondan veririz, ama ahirette onun hiç nasibi olmaz (Şûrâ suresi, ayet 20) Bu açıdan duada ahireti ihmal etmek büyük bir eksikliktir Kuşkusuz bununla dünyalık istemenin doğru bir şey olmadığını iddia etmiyoruz Demek istediğimiz şey, istediğimiz dünyalık ile ahirete dönük ve Allah’ın (cc) razı olacağı bir işi ve kazancı düşünmeliyiz
Allah’ın (cc) güzel isimleri ile dünyalık istemenin yanında başkalarının kötülüğünü, örneğin sevmediğimiz birinin ölümünü temenni etmek çok tehlikelidir Belki böyle bir beddua kabul olunabilir, ama kişi bununla büyük bir bedel ödeyebilir Örneğin başkalarının da onun aleyhinde yapacağı ufacık bir beddua hemen yerini bulabilir İnsanlara karşı merhametli olmak, onların kusurlarını bağışlamak, işleri Allah’a (cc) havale etmek bize başkalarının beddualarında bir kalkan gibi vazife görecektir Kısacası başkalarına reva gördüğümüz muameleyi Allah (cc) bizim kaderimiz kılabilir Aslında başımıza gelen kötü şeyler her ne kadar insanlar eliyle de gerçekleşse Allah’ın (cc) izni ve yaratmasıyla meydana gelmektedir Bunun da genellikle nedeni günahlarımızdır Başkalarına beddua etmeden, öfkelenmeden ve zarar vermeden önce ilgili bela ve musibetin nedenini kendimizde aramalıyız Bu Allah’ın (cc) bir kanunudur Şu ayeti kerimeler buna işaret etmektedirler: “Başınıza gelen her musibet, işlediğiniz günahlar nedeniyledir Hatta Allah günahlarınızın çoğunu da affeder (Şûrâ suresi, ayet 30), “Sana gelen her iyilik Allah’tandır Başına gelen her kötülük ise nefsinden dolayıdır (Nisâ suresi, ayet 79)
Allah’ın (cc) bazı güzel isimleri insanlara ad olarak da verilmektedir: Metin, Kadir, Samet, Reşit, Nur, Mecit, Celil, Aziz, Halil gibi Bunda dini bir sakınca olmamakla birlikte bu güzel isimlerin kul anlamına gelen “Abd sözcüğü ile birleşik isim olarak kullanılması daha uygundur: Abdulkadir, Abdussamed, Abdürreşid, Abdulhamid gibi Yalnız Allah’ın (cc) bazı güzel isimlerinin bizzat peygamber tarafından insanlara ad olarak verilmesi yasaklanmıştır: Başta Allah (cc) özel ismi olmak üzere, Rahmân, Rabb, Hakem, Ahad gibi
Allah’ı (cc) güzel isimleri ile tanıyan ve O’na güzel isimleri ile inanan birisinin Teist yada Deist olması olanaksızdır
Allah’ın (cc) zikrinde gözetilecek asıl amaç, O’nun rızasıdır O’nun güzel isimleri ile dünyalık isterken utanmamız gerekir Zira Allah’ın (cc) indinde bu dünyanın hiçbir değeri yoktur Bu konuya peygamberimiz (sas) bir hadisi şeriflerinde şöyle işaret etmişlerdir: “Eğer Allah’ın yanında dünyanın bir sivrisinek kanadı kadar değeri olsaydı kafirler ondan bir yudum su içemezlerdi Başka bir hadisi şeriflerinde de “Dünya lanetlidir, dünyada olan her şey lanetlidir; yalnız Allah için olan bunun dışındadır buyurmuşlardırAllah (cc) ahirette inanan kulları için akla gelemeyecek, hayal edilemeyecek nice nimetler yaratmıştır Kuşkusuz cehennemden sığınmak, cenneti istemek de güzel şeylerdir Ama Allah’ın (cc) rızası bunlardan daha öte, daha güzel olan bir amaçtır O’nun rızası kazanıldığı zaman elbette cehennem bizden uzak, cennet de bizim mekanımız olacaktır Allah’a (cc) geçek anlamıyla iman eden âşıklar ve ârifler O’nun cemalini görmek için cennete de değer vermemişlerdir
Allah’ın (cc) Doksan Dokuz İsmi:
1Allah (Hüve’llahi’llezi lâilâhe illâ Hu)
2 er Rahmân
3 erRahîm
4 elMelikü
5 elKuddûsü
6 esSelâmü
7 elMü’minü
8 elMüheyminü
9 elAzîzü
10 elCebbâru
11 elMütekebbiru
12 el Hâlıku
13 elBâri’u
14 elMusavviru
15 el Gaffâru
16 elKahhâru
17 elVehhâbu
18 erRezzâku
19 elFettâhu
20 elAlîmu
21 elKâbidu
22 elBâsitu
23 elHâfidu
24 erRafî’u
25 elMu’izzu
26 elMüzillü
27 esSemî’u
28 elBasîru
29elHakemü
30 elAdlu
31 elLatîfu
32 elHabîru
33 elHalîmu
34 elAzîmu
35 elGafûru
36 eşŞekûru
37 elAliyyu
38 elKebîru
39 elHafîzu
40 elMukîtu
41 elHasîbu
42 elCelîlü
43 elKerîmü
44erRakîbu
45 elMucîbu
46 elVâsi’u
47elHakîmu
48elVedûdu
49 elMecîdü
50 elBâ’isu
51 eşŞehîdü
52 elHakku
53 elVekîlü
54 elKaviyyu
55 elMetînü
56 elVeliyyü
57 elHamîdu
58 el Muhsî
59 elMübdi’ü
60 elMü’îdü
61 elMuhyî
62 elMümîtü
63 elHayyu
64 elKayyûmu
65 elVâcidu
66 elMâcidu
67 elVâhidu
68 elAhadu
69 esSamedu
70 elKâdiru
71 elMuktediru
72 elMukaddimu
73 elMuahhiru
74 elEvvelü
75 elÂhiru
76 ezZâhiru
77 elBâtınu
78 elVâlî
79 elMüteâlî
80 elBerru
81 etTevvâbu
82 elMuntekimu
83 elAfüvvu
84 erRaûfu
85 aMâlikül
Mülki
bZü’l Celâli
ve’lİkrâmi
cel Muksitu
86 elCâmi’u
87 elGaniyyu
88 elMuğnî
89 elMu’tî
90 elMâni’u
91 edDârru
92 enNâfi’u
93 enNûru
94 elHâdî
95 elBedî’u
96 elBâkî
97 elVârisu
98 erReşîdu
99 esSabûru
99 esSabûru