Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Yoksulluk pandemiyle tam manasıyla derinleşirken, pandemi sonrası da bu yara büyüyor. Gelir dağılımındaki adaletsizliğin arttığı son yıllarda et, süt, peynir üzere besin unsurları lüks görülmeye başlandı. Küçük yaş kümesinde çocuğu olan bir çok aile temel besin eserlerine erişimde kasvet yaşıyor.
Hastaneye müracaatlarda önemli problemler görülüyor!
Temel besin eserlerine peş peşe gelen artırımlar yurttaşı adeta gıdasız bıraktı. Yalnızca karın doyurmaya çalışan yurttaşın ana besin kaynakları ise ekmek, patates üzere protein seviyesi düşük eserler oldu. Bilhassa et, süt, zerzevat, meyve üzere besin kümelerini alamayanların sayısı her geçen gün artarken, son devirlerde hastanelere başvuranların analizlerinde önemli protein eksikliği, kansızlık ve yağlanma olduğu da vurgulanıyor. Cumhuriyet'in aktardığına göre, Birleşik Metal-İş Araştırma Merkezi’ne (BİSAM) nazaran, sağlıklı beslenmek için dört kişilik bir hanenin yapması gereken aylık harcama ise 4 bin 131 lirayı aşıyor.
Yardımları yüzde 83 oranında küçük çocuklu aileler talep ediyor
İstanbul Tabip Odası İdare Heyeti Üyesi Dr. Güray Kılıç ve İzmir Tabip Odası üyesi Dr. Ergün Demir’e nazaran, ekonomik mahrumluk nedeniyle çocuklarının en temel muhtaçlıklarını karşılayamayan aile sayısı giderek artıyor. Bu artışın en kıymetli nedenleri işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizlik. Yoksulluğun en bariz tesiri beslenme yetersizliği ve açlık.
Dr. Kılıç ve Demir’in yaptığı araştırmaya nazaran, Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’nın ailelere verdiği toplumsal ve ekonomik dayanak (SED) hizmetinden yararlanan çocuk ve genç sayıları 2002’de 12 bin 75’ken 2019’da 198 bin 97’ye yükseldi. SED’den yararlananların yüzde 83.31’ini okulöncesi ve ilköğretime devam eden çocuklar oluşturuyor.
Yoksulluğun yol açtığı problemler büyüyor
SED hizmeti kapsamında 2021 Eylül ayı prestijiyle toplam 1 milyon 272 bin TL ödeme yapıldı. Dr. Kılıç ve Demir’e nazaran, Aile ve Toplumsal Siyasetler Bakanlığı istatistiklerine giremeyen, ekonomik mahrumluk çeken 10 binlerce aile de var. Dr. Kılıç ve Dr. Demir şu sözleri kullandı:
Yoksulluk, meskene giren besinlerin yetersizliğine, konut içi gerilim ve annenin kronik yorgunluğu nedeniyle anne sütünün erken kesilmesine, annenin beslenme yetersizliğine ve bebeklerin düşük doğum yüklü olmasına, sıhhatsiz fizikî ortama ve yetersiz sıhhat hizmetine neden olarak çocuklardaki beslenme yetersizliğinin temel belirleyicisi olarak rol oynuyor.
Beslenme yetersizliği bilhassa bebeklerin büyümesini yavaşlatırken öteki taraftan bedensel güçsüzlük nedeniyle birçok enfeksiyon hastalığına yakalanma riski taşır.
Asgari fiyat ve altında çalışanların yahut çalışmayanların bebeklerinin bir yıllık bebek maması ve bebek bezi muhtaçlığı fiyatsız karşılanmalı, bu ailelerin ilköğretime giden çocuklarına besin takviyesi sağlanmalı.
Derin Yoksulluk Ağı Kurucusu Hacer Foggo, şu anda pandemi başlangıcından daha da makûs bir periyot başladığını vurgulayarak “Özellikle besin fiyatlarının artmasıyla ziyaret ettiğim konutlarda aileler yalnızca ekmek, makarna, salça, yağ üzere temel gereksinimlere kilitlendiklerini belirtiyorlar. Bebek maması, kahvaltılık, süt eserleri, et artık lüks eser olarak görünüyor. Bilhassa büyük tüp almakta zorlanıyorlar” dedi.
Foggo, tek tip beslenme yalnızca birtakım besin kümelerine ulaşıyor olmaları, sıcak yemek yiyememe, meyve, zerzevat yahut et üzere kimi besin kümelerine hiç¸ ulaşamama bu insanların yetersiz beslendikleri manasına geldiğini vurgulayarak şunları söyledi:
Sağlık Bakanlığı, Ulusal Eğitim Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi’nin Türkiye’de Okul Çağı Çocuklarında Büyümenin İzlenmesi Araştırma Raporu’na nazaran, kronik açlık nedeniyle Doğu Anadolu’da çocukların yüzde 3.5’i, Güneydoğu Anadolu'da yüzde 5.4’ü bodur kaldı. Türkiye ortalaması ise yüzde 2. Bu 2019’da yapılan bir araştırma şu anda bu durumun maalesef önemli oranda arttığını düşünüyorum.
Özellikle besin yoksulluğu ile ilgili acil müdahale programları geliştirilmeli.
Marmara Denizi'nde poyrazın avlanmayı güçleştirmesi hamsi, çinekop, istavrit ve sarıkanat fiyatlarında artışa neden oldu. Tekirdağ'da daha evvel tezgahlarda kilogramı 90 liradan satılan levrek 100, 50 liradan satılan hamsi 60, 30-40 liradan satılan istavrit 60, 80-90 liradan satılan çupra ise 100 liradan başlayan fiyatlarla alıcı buluyor.
Süleymanpaşa Su Eserleri Kooperatifi Lideri İbrahim Pehlivanoğlu, AA muhabirine, poyraz nedeniyle balıkçıların 6 gündür avlanamadığını söyledi.
Büyük teknelerin balık azlığı nedeniyle av yasağından evvel paydos ettiğini tabir eden Pehlivanoğlu, 'Olumsuz hava şartları küçük tekne balıkçılarını etkiliyor. Poyraz bir haftadır tesirli oluyor. Küçük tekne balıkçıları mecburen kıyıda bekliyor. Balıkçılar denize açılamayınca fiyatlarda artış oluyor. Havalar düzelince tekrar avlanmaya başlayınca fiyatlarda değişiklik olmasını bekliyoruz' dedi.
Balıkçı Hasan Erol da bu yıl balıkçılar için dönemin sakin geçtiğini belirterek, 'Havaların soğuması, poyraz ve denize açılan teknelerin az olması fiyatları etkiliyor. Mecburen maliyetler artıyor. Maliyetler artınca durum tezgahlara yansıyor. İnşallah havaların düzelmesiyle balık artarsa fiyatlarda bir düşüş olur' diye konuştu.
