nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
etekleri zil araklamak deyiminin hikayesi nedir
Osmanli'da gayrimuslimler (hamamlarda saniyorum) kıyafet uclarina ufak çanlar takmak ve yürüdüklerinde yerlerini belli etmek zorundaymislar Etekleri zil calmak deyimi de buradan geliyor
Başka bir rivayete göre de; vaktiyle Anadolu ’nun bir şehrinde, herkesin sevdiği, derin saygı ettiği, keramet sahibi güler yüzlü, tatlı dilli bir kişi varmış
Bu kişinin, pabuçlarının sivri ucunda, cübbesinin eteklerinde yüzlerce minik kuzu çıngırağı varmış Uzakta bu kişinin geldiğini cümbür cemaat çıngırağın çıkardığı sesten anlarmış Bu çıngırakları neden taktığını soranlara:
—Efendim, insan bilmeyerek görmeyerek yerdeki karıncaları çiğneyebilir Onları ürkütüp kaçmalarını sağlamak için olduğu dek, tehlikeli ve zararlı hayvanlar da benim onları ezeceğimi anlayıp saklandıkları yerden kaçmak isterken ortaya çıkmalarına sebep olur, diye yanıtlarmış
Bir gün emniyet kuvvetleri bir peşine düşüp takip sonucu pusu kurarak azılı harami çetesinin saklandığı yerden çıkmasını beklerken, o sırada çıngıraklı birey de oradan geçiyormuş Azılı çete çıngırak sesini duyunca yakalanacağını sanarak bulunduğu yerden ortaya çıkıp kaçmak isterken kıskıvrak yakalanmışlar
Azılı çetenin yakalanmasını sağladı diye emniyet kuvvetleri ve oraya koşan millet sevincinden bu kişiyi kucaklayıp havaya kaldırırken, eteklerindeki çıngıraklar daha çok ses çıkarmış hemen hemen ve zil çalmış Zil sesinden de cümbür cemaat mutlu olmuş
Bu olaydan sonra bu yörenin halkı, bir şeye fazla sevinince veya mutlu bir sona ulaşanları görünce “ne o eteklerin zil çalıyor, demeye başlamış Bu deyim de bizlere bu öyküden kalmış *
Osmanli'da gayrimuslimler (hamamlarda saniyorum) kıyafet uclarina ufak çanlar takmak ve yürüdüklerinde yerlerini belli etmek zorundaymislar Etekleri zil calmak deyimi de buradan geliyor
Başka bir rivayete göre de; vaktiyle Anadolu ’nun bir şehrinde, herkesin sevdiği, derin saygı ettiği, keramet sahibi güler yüzlü, tatlı dilli bir kişi varmış
Bu kişinin, pabuçlarının sivri ucunda, cübbesinin eteklerinde yüzlerce minik kuzu çıngırağı varmış Uzakta bu kişinin geldiğini cümbür cemaat çıngırağın çıkardığı sesten anlarmış Bu çıngırakları neden taktığını soranlara:
—Efendim, insan bilmeyerek görmeyerek yerdeki karıncaları çiğneyebilir Onları ürkütüp kaçmalarını sağlamak için olduğu dek, tehlikeli ve zararlı hayvanlar da benim onları ezeceğimi anlayıp saklandıkları yerden kaçmak isterken ortaya çıkmalarına sebep olur, diye yanıtlarmış
Bir gün emniyet kuvvetleri bir peşine düşüp takip sonucu pusu kurarak azılı harami çetesinin saklandığı yerden çıkmasını beklerken, o sırada çıngıraklı birey de oradan geçiyormuş Azılı çete çıngırak sesini duyunca yakalanacağını sanarak bulunduğu yerden ortaya çıkıp kaçmak isterken kıskıvrak yakalanmışlar
Azılı çetenin yakalanmasını sağladı diye emniyet kuvvetleri ve oraya koşan millet sevincinden bu kişiyi kucaklayıp havaya kaldırırken, eteklerindeki çıngıraklar daha çok ses çıkarmış hemen hemen ve zil çalmış Zil sesinden de cümbür cemaat mutlu olmuş
Bu olaydan sonra bu yörenin halkı, bir şeye fazla sevinince veya mutlu bir sona ulaşanları görünce “ne o eteklerin zil çalıyor, demeye başlamış Bu deyim de bizlere bu öyküden kalmış *