Etkisiz insanların tipik ozellikleri,
Etkisiz insanların tipik ozelliği nelerdir,
Etkisiz insanların 7 tipik ozelliği
Amerikalı bir araştırmacı, etkisiz insanların 7 tipik ozelliği nedir diye merak etmiş ve aşağıdaki sonuclara ulaşmış Yedi temel ozelliğin başlıkları araştırmacıya, başlıkların altındaki acıklamalar da bana ait
Tepkiseldirler
Gelişme ve değişim meydana getirmek yerine, başkalarının yaptıklarına tepki verirler Bir şeyler olur ve ustune konuşurlar ya da harekete gecerler Bu tepkisel yaklaşımlar, onemli olcude sorgulanmayan bir kulture, kısa vadeli cıkarlara dayanır
Acık bir hedefle calışmazlar
Geleceğe ilişkin acık ve net bir hedefleri bulunmaz Tepkisel yaklaşımlar aslında, hedefsizliğin bir sonucudur Vizyon, yapılan işin kendisidir İşin nasıl yapılacağı, ne olduğundan daha onemlidir Ustelik işi yapmak gercekten gerekiyor musorusuyla uğraşılmaz, hatta bu soru coğu zaman akla bile gelmez Nasıl sorusu, ne ve nicin sorularını onemsizleştirmiştir
Acil olan şeyi en once yaparlar
Neyin oncelikli olduğunu hic belirlemediklerinden, oncelikli yapılması gerekenler geniş zaman dilimleri icinde yapılmazlar, vadeleri bittiğinde, artık bu işler acil işlere donuşur Tıpkı dersini zamanında calışmayıp kendini başka şeylerle oyalayan oğrencilere benzerler İş teslim zamanı (oğrenci orneğinde sınav gunu) geldiğinde kriz icine girerler; acilleşen işlere odaklanırlar Kriz sureci (iş teslim, iş bitirme sureci) bir şekilde sona erip yeni doneme girildiğinde ders alıp geleceği hedefe gore planlamak yerine, rehavet icine girerler Bu rehavet ortamı icinde geleceğin krizlerini ortaya cıkaracak işleri yaparlar ya da yapmadıkları işler geleceğin krizlerini ortaya cıkarır
Kazan kaybet anlayışı hakimdir
Kafalarında mutlaka kazanmak anlayışı hakimdir İşte, apartmanda, siyasette ve diğer ortamlarda, diğerleri her zaman rakiptir Rakiplerle birlikte kazanmak yerine herkesin kaybetmesi yeğdir Bu hayatta ya kazanırsınız ya kaybedersiniz Başka turlusu olamaz Birlikte kazanma (winwin) masal kitaplarında anlatılan bir hikayedir
İlk once anlaşılmayı isterler
Kendileri mutlaka haklı, hatta en haklı olduklarından, once kendileri konuşmalıdırlar Diğerleri onların kıymetli mesajlarını anlamalı ve dinlemelidir Zaten diğerlerinin soyleyecekleri cok da fazla değerli bilgileri yoktur Kendi soylediklerine odaklı olduklarından hic kimse birbirini dinlemez ve saatlerce yapılan toplantılardan guclu olanın kararıyla cıkarlar Ama herkesin kafasında hala kendi fikri vardır
Eğer kazanamıyorsa, taviz verir
Cok kotu kaybetmektense, az kaybetmeyi tercih ederler Bu birlikte kazanma anlayışına yakın gorulebilir, ama aslında ilgisi yoktur Kıran kırana bir kazan kaybet mucadelesinden sonra, hala iki tarafın da kaybettiği başarılıbir modele varılamamışsa, taraflardan birinin kaybettiği ideal modele ulaşılmış demektir Artık diyalog icinde birlikte kazanma anlayışını gercekleştirecek zemin kalmamıştır Taraflardan birinin galibiyeti kabul ediliyorsa, diğer taraf en az zararla durumu kurtarmak icin taviz vermeye başlar
Değişimden korkar ve iyileştirmelerle ilgilenmez
Durum ne kadar kotu olursa olsun, ortaya cıkacak bir değişimden sonra durumun daha kotu olmayacağına ilişkin bir garanti yoktur Değişimden konferanslarda soz etmeyi cok severler, ama kendilerini değiştirmeye ihtiyacları yoktur Onlar zaten mukemmeldir İyileştirmelerle ilgilenmezler; damlaya damlaya gol oluronlara ait bir atasozudur ve sadece soylendiği donem icin gecerlidir Buyuk bir kriz ortaya cıkmadıkca değişmezler
Etkisiz insanların tipik ozelliği nelerdir,
Etkisiz insanların 7 tipik ozelliği
Amerikalı bir araştırmacı, etkisiz insanların 7 tipik ozelliği nedir diye merak etmiş ve aşağıdaki sonuclara ulaşmış Yedi temel ozelliğin başlıkları araştırmacıya, başlıkların altındaki acıklamalar da bana ait
Tepkiseldirler
Gelişme ve değişim meydana getirmek yerine, başkalarının yaptıklarına tepki verirler Bir şeyler olur ve ustune konuşurlar ya da harekete gecerler Bu tepkisel yaklaşımlar, onemli olcude sorgulanmayan bir kulture, kısa vadeli cıkarlara dayanır
Acık bir hedefle calışmazlar
Geleceğe ilişkin acık ve net bir hedefleri bulunmaz Tepkisel yaklaşımlar aslında, hedefsizliğin bir sonucudur Vizyon, yapılan işin kendisidir İşin nasıl yapılacağı, ne olduğundan daha onemlidir Ustelik işi yapmak gercekten gerekiyor musorusuyla uğraşılmaz, hatta bu soru coğu zaman akla bile gelmez Nasıl sorusu, ne ve nicin sorularını onemsizleştirmiştir
Acil olan şeyi en once yaparlar
Neyin oncelikli olduğunu hic belirlemediklerinden, oncelikli yapılması gerekenler geniş zaman dilimleri icinde yapılmazlar, vadeleri bittiğinde, artık bu işler acil işlere donuşur Tıpkı dersini zamanında calışmayıp kendini başka şeylerle oyalayan oğrencilere benzerler İş teslim zamanı (oğrenci orneğinde sınav gunu) geldiğinde kriz icine girerler; acilleşen işlere odaklanırlar Kriz sureci (iş teslim, iş bitirme sureci) bir şekilde sona erip yeni doneme girildiğinde ders alıp geleceği hedefe gore planlamak yerine, rehavet icine girerler Bu rehavet ortamı icinde geleceğin krizlerini ortaya cıkaracak işleri yaparlar ya da yapmadıkları işler geleceğin krizlerini ortaya cıkarır
Kazan kaybet anlayışı hakimdir
Kafalarında mutlaka kazanmak anlayışı hakimdir İşte, apartmanda, siyasette ve diğer ortamlarda, diğerleri her zaman rakiptir Rakiplerle birlikte kazanmak yerine herkesin kaybetmesi yeğdir Bu hayatta ya kazanırsınız ya kaybedersiniz Başka turlusu olamaz Birlikte kazanma (winwin) masal kitaplarında anlatılan bir hikayedir
İlk once anlaşılmayı isterler
Kendileri mutlaka haklı, hatta en haklı olduklarından, once kendileri konuşmalıdırlar Diğerleri onların kıymetli mesajlarını anlamalı ve dinlemelidir Zaten diğerlerinin soyleyecekleri cok da fazla değerli bilgileri yoktur Kendi soylediklerine odaklı olduklarından hic kimse birbirini dinlemez ve saatlerce yapılan toplantılardan guclu olanın kararıyla cıkarlar Ama herkesin kafasında hala kendi fikri vardır
Eğer kazanamıyorsa, taviz verir
Cok kotu kaybetmektense, az kaybetmeyi tercih ederler Bu birlikte kazanma anlayışına yakın gorulebilir, ama aslında ilgisi yoktur Kıran kırana bir kazan kaybet mucadelesinden sonra, hala iki tarafın da kaybettiği başarılıbir modele varılamamışsa, taraflardan birinin kaybettiği ideal modele ulaşılmış demektir Artık diyalog icinde birlikte kazanma anlayışını gercekleştirecek zemin kalmamıştır Taraflardan birinin galibiyeti kabul ediliyorsa, diğer taraf en az zararla durumu kurtarmak icin taviz vermeye başlar
Değişimden korkar ve iyileştirmelerle ilgilenmez
Durum ne kadar kotu olursa olsun, ortaya cıkacak bir değişimden sonra durumun daha kotu olmayacağına ilişkin bir garanti yoktur Değişimden konferanslarda soz etmeyi cok severler, ama kendilerini değiştirmeye ihtiyacları yoktur Onlar zaten mukemmeldir İyileştirmelerle ilgilenmezler; damlaya damlaya gol oluronlara ait bir atasozudur ve sadece soylendiği donem icin gecerlidir Buyuk bir kriz ortaya cıkmadıkca değişmezler