Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Etrüsk Uygarlığı

Etrüsk Uygarlığı
0
52

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
87
Puan
48
F-D Coin
0
Etrüsk Uygarlığı 1549066019 1549066019 etruskuygarligi5c54df27ef2b7etruskuygarligi5c54df27ef2b7 http:pixhosteushare20070211300pxUEtruskischerMeister001 Etrüskler Roma tarihinin en gizemli halklı hiç kuşkusuz Etrüsklerdi Etrüsklerin tarihi ile ilgili onlar tarafından yazılan metinlerin olmayışı ve Roma döneminde yazılanların da çoğunun kaybolmuş olması Etrüskler hakkında ayrıntılı veri sahibi olmamızı engellemektir Gerçekten Etrüsklerle ilgili gizem daha Etrüsklerin adından başlıyor Etrüsklerin kendilerine “Rasena demelerine karşın Romalılar onları “ Tusci “ veya “Etrusci , Grekler de “ Tyrhennes “ diye adlandırıyorlar Etrüsklerin yaşadığı ve Etruria adı bahşedilen alan Orta İtalya’da kuzeyden güneye 250 km, Doğuda batıya da 150 km tutan bir yerdi 1549066019 1549066019 etruskuygarligi5c54df2a2f3a7etruskuygarligi5c54df2a2f3a7 http:pixhosteushare20070211300pxAEtruscancivilizationmappng Etrüsklerin buraya nereden gelip yerleştikleri bilinmiyor Bu konuda değişik varsayımlar var En fazla kabul gören manzara Etrüsklerin buraya sonradan yerleştikleri Lakin Etrüsklerin nereden geldikleri konusunda bugüne dek hafıza birliğine varılabilmiş değil Bu konuda birincil hafıza demeç edenlerden biri de Herodotos’tur ve Etrüsklerin gerçekte kıtlıktan kaçıp yeni yerler bulmak üzere Etruria’ya göç eden Lydia’lılar olduklarını söyler: ​ “ Kendileri anlatırlar fakat, bugün lüzum kendi ülkelerinde, gerekse de Yunanlılarda oynanan oyunları türetenler de kendileridir ve bu Etruria’nın koloni haline getirildiği zamana rastlar; bakınız ne anlatıyorlar bu konuda Manes oğlu Atys zamanında kıyıcı bir kıtlık sarmıştı tüm Lydia’yı Bir zaman dişlerini sıktılar Lydia’lılar, sonradan kıtlık sürüp gittiği için, çareler aradılar , herkes kendince bir tedavi sürdüler ileriye Bu oyunlar, çeper, aşık (kemiği) ve top oyunları, tavladan gayri, hepsi o zaman ortaya çıkmıştır; zira Lydia’lılar tavlayı biz bulduk demiyorlar Bunları bulduktan daha sonra bakınız ne yapıyorlardı açlıklarını bastırmak için; yiyecek arkasından koşmayı unutmak için, iki günün birini oyuna veriyorlardı; ertesi gün oyunu bırakıp yemek yiyorlardı On sekiz sene baştan başa böyle yaşadılar Fakat musibet , azalacağı yerde kırımını büsbütün arttırınca kral Lydia’lıları ikiye ayırdı, ‘ Kim kalacak , kim gidecek kur’a çekilsin’ dedi, kaderin kalmak üzere ayırdıkları yine kendi hükmü aşağı bulunacaktı Göç edecek olanlara da oğlunu veriyordu kral olarak, fakat adı Tyrsenos’du Bu Nedenle ülkeden çıkmak için üzere bölünmüş olanlar İzmir’e indiler, orada gemiler edindiler, işlerine yarayacak şeyleri yüklediler, bir yurt ve yaşama çaresi ardındaki kıyı kıyı dolanıp sonunda Umbria’ya yanaştıkları güne dek denizlerde gezdiler; orada kentler kurdular ve torunları bugün de orada oturmaktadırlar Lydia’lı adını değiştirdiler, kendilerini yola çıkaran kral adını aldılar; yeni adları olan Tyrsen’ler sözünü onun adına göre üretmişlerdir“ ( I , 94 ) Herodotos bunları MÖ beşinci yüzyılda yazmıştır Ondan sonra gelenler için de de bu görüşü benimseyenler çoğunluktadır Gerçekten günümüzde de Etrüskler’in Anadolu’dan göçtükleri tezi çok yandaş toplamaktadır Etrüsklerin Anadolu’dan göçtükleri tezini savunanların gösterdikleri en manâlı kanıt Lemnos ( Limni ) kabir stelidir Etrüsklerin göçünün Herodotos’un anlattığı gibi olduğunu kabul edersek , aynı kavimden başka toplulukların da Anadolu’da kaldığını da kabul etmemiz gerekir ( Bunların mutlaka Lydia’lılar olması gerekmez) Antik kaynaklarda adı geçen Tyrrhen’lerin bu geride kalan topluluk olduğu düşünülmektedir Tyrrhen’ler Lemnos Adası’nı da zaptetmişlerdir 1885 yılında Limni adasında , Kaminia köyünde yer alan bir mezar steli aniden dikkatleri bu teoriye çekmiştir Stelin üzerinde bir savaşçı devlete ait ile Etrüsk yazısına fazla benzer bir yazı bulunuyordu Bu stel MÖ yedinci yüzyıla tarihleniyordu ve adanın Atina’lılar tarafından MÖ 510 senesindeki zaptından çok önce idi başkaca Etrüskler’in ölü gömme adetleri (Mesela ahşap odalar), toplumsal hayatları (Örneğin kadına verdikleri önem) ve sanatları Anadolu’daki başka toplulukları hatırlatmaktadır Etrüsklerin Kuzey’den geldikleri, HintAvrupa’lı bir kavim oldukları yolunda teoriler de olmasına rağmen fazla artı yandaş bulamamışlardır Etrüskler hakkında bir ilginç çabuk de Etrüsklerin Türk oldukları yolundadır Atatürk’ün tarih tezi doğrultusunda Etrüsklerin de Etiler ve Sümerler gibi Türk kökenli olduklarına inanılmıştır Atatürk’ün nezaretinde yazılan “Türk Tarihinin Esas Hatları “ adlı kitapta bu konuya da değinilir: “ Özet şudur : Etrüskler, Türsenler, Türkalar Ege adalarında, Anadolu’da evvelden yerleşik kavimlerdir Bunlara Akalar, Ekeler, Etiler denildiğini biliyoruz Etrüsk Tarihinin Esas hatları Etrüskler’in tarihine başlarken ilk söylenecek şüphesiz Etrüskler’in Roma’dan dört yüzyıl önce İtalya birliğini sağlamaya çalıştıklarıdır MÖ Sekizinci yüzyılda İtalya’nın güney kıyıları Grek tüccarlar tarafından iskan edilmişti Grekler MÖ 750’de Cumae ‘yi kurarak kolonileşmeye buradan başlamışlardı İtalya’nın kalan kısımlarında ise daha ilkel bir kültür vardı ve insanlar tarım ve hayvancılıkla geçiniyordu Etruria diye anılacak topraklar üstünde ise Villanova kültürü sürmekteydiMÖ 700 yılı civarında Etruria şaşırtıcı bir gelişme göstermiş ve yüksek bir medenilik düzeyine varmıştır Etrüskler bu devirde Doğu ülkeleri ve Yunanistan ile büyük bir ticaret hacmine ulaşmışlardı Etruria hammadde ve gıda maddesi ihraç edip işlenmiş ürünler ve lüks eşyaları alıyordu Yapılan kazılarda da Etruria’da Yunan ve Doğu kökenli bir çok eşya bulunmuştur Grek kolonileri ile ticaretin büyük bölümü deniz yolundan oluyordu, çünkü kara yolu Latin kabileleri göre kapatılmıştı Bunun sonucu olarak Etrüskler denizde epeyce kuvvetlenmişlerdi MÖ Yedinci yüzyıla tarihlenen tümülüslerden meydana çıkan eserler Etrüsklerin bu çağda büyük bir zenginlik içinde olduklarını ve uygarlık ve sanatta ilerlediklerini göstermektedir Ayrıca buralarda Suriye, Urartu, Kıbrıs ve Grek kökenli eşyalar bulunması da Etrüsklerin bu devirlerde diğer ülkelerle olan ilişkilerini göstermektedir Etrüskler bundan böyle İtalya’da bölüştürme siyasetine de girişmişlerdi Etrüskler birincil önceleri on iki şehir halkı devletinden oluşan bir konfederasyon oluşturarak birleşmişlerdiAdı geçen bu ilk şehir devletleri Arretium, Caere, Clusium, Cortona, Perusia, Populonio, Rusellae, Tarquinii, Vetulonia, Volaterra, Volcii ve Valsinii ‘dir Daha önceleri Falerii ve Veii şehirlerinin de bu birliğe dahil oldukları tahmin edilmektedir MÖ Yedinci yüzyılın ikinci yarısında ise Etrüskler bölgede birlik sağlayıp Roma’ya kadar ulaşmışlardı MÖ 616 yılında ise Etrüsk kökenli Tarquin sülalesi Roma’da yönetimi ele geçirmişti Bu şart Roma’da Cumhuriyet’in kuruluşuna , yani MÖ 510 senesine kadar devam edecekti MÖ Altıncı yüzyılda ise Etrüskler bölgede büyük bir kuvvet oluşturmuşlardı Roma yazarları da Etrüsklerin parlak zamanlarını tanırlar Titus Livius Etruria için “ Tanta opibus Etruria erat ut jam non terras solum sed mare etiam per totam Italiæ longitidunem ab Alpibus ad fretum siculum fama nominis sui implisset Etruria öyle kudretli idi ancak, yalnız karada yok denizde de, Alpler’den Messina Boğazına değin, bütün İtalya baştan başa şöhreti yayılmıştı “ diye yazmıştır ( Ab Urbe Condita I , 2) Bu dönemler İtalya’da ve Roma’da Grek etkisinin en yoğun olduğu dönemlerdir İşte bu dönemde Grek kültürü bölgeye bütün olarak nüfuz edebilmiştir MÖ 550 yılı civarında Roma büyük bir Etrüsk şehri görünümünü almıştı Arkeolojik veriler de bunu desteklemektedir Bu dönem Roma sanatı Toscanyalı bir karakter almıştı ve yazıtlardan anlaşıldığı kadarı ile Latince’nin yanına Etrüsk dili de konuşuluyordu Capitol’deki tapınak ise Etrüsk karakterinde idi Büyük Kasaba büyük bir refaha kavuşmuştu Mezarlardan meydana çıkan altın , gümüş , fildişi eserler , bulunan Grek eserleri , şehirciliğin , özellikle de lağım sisteminin gelişmiş olması bunun göstergelerindendir Etrüsklerin bu dağılım siyaseti zaruri olarak Grekler’le karşı karşıya gelmelerine neden oldu Doğrusu Etrüskler daha önce Korsika kıyılarında Grekler’le çatışmışlardı ve yeni bir savaş kaçınılmazdı MÖ 565 senesinde , Korsika’nın doğusunda, Etruria’nın bütün karşısında Alalia şehri kurulmuştu MÖ 545 senesinde ise Pers akınlarına dayanamayarak buraya kaçan Foçalılar Etruria için risk oluşturuyordu Etrüskler bunun üstüne Grek yayılmasından endişe duyan Kartaca ile ittifak kurdular Aristo Politika adlı eserinde buna değinmektedir ( III , 9 , 36 ): “ Devlet, bir iki taraflı koruma sözleşmesinden veya mal ve hizmetleri değiş tokuş etmek için yapılan bir anlaşmadan da artı bir şeydir ; çünkü böylece olsaydı, Etrüskler , Kartacalılar ve birbirlerine sözleşmeden kaynak olan yükümlülüklerle ast yer alan ötekileri tek bir devletin yurttaşlar saymak gerekirdi Şüphesiz bunların arasında ticaret anlaşmaları, saldırmazlık sözleşmeleri , ve bağlaşmalarını tanımlayan yazılmış belgeler vardır Ama bu tek bir devlet , tek bir yurttaşlıktan fazla farklıdır Mecburi savaş MÖ 540 senesinde Alaia’da patlak verdi Herodotos bu savaşı ve öncesini şöyle anlatır: “ Phokaia’lılar ( Foça’lılar ) Kyrnos’a ( Korsika’ya ) vardıkları vakit beş yıl, oraya başlangıçta sabit olan kolonlarla iki taraflı yaşadılar, tapınaklar kurdular Bütün çevrede çapul yaptıkları için, Etrüsk’ler ve Kartaca’lılar arasında anlaşarak, bunlara karşı yürüdüler Bir deniz savaşı oldu; bu Phokaia’lılar için bir değişiklik Kadmos yenilgisiydi, zira gemilerinin kırk tanesi batmış, kalan yirmisinin de mahmuzları kırılmış, işe yarar hali kalmamıştı Alalia’ya dönerek kadınlarını ve çocuklarını aldılar, eşyalarından gemiye yüklenecek ne varsa hepsini yüklediler, sonra Kyrnos’u bırakarak Rhegium’a gittiler “ ( I , 166 ) Savaş Etruria Kartaca ittifakının zaferi ile bitmişti Ama Etruria bu zaferden Kartaca kadar yararlanmasını bilemedi, bundan yararlanan Kartaca oldu Bu Nedenle Etrüsler’in denizdeki hareket sahaları güneyde Yunanlılar doğuda Kartacalılar kadar kısıtlanmış oldu MÖ Altıncı asır baştan başa Etrüsk yayılması kuzeye dürüst da gerçekleşti Kuzeyde daha Villanova kültürünü yaşayan halklar bulunmaktaydı Buralarda yapılan kazılar, bu yayılmadan sonraki Etrüsk etkisini dobra dobra göstermektedir Bunun sonuçlarından biri de kuzeydeki bereketli topraklar doğruca Etruria tarım ürünleri deposu haline geldi Kuzeye dürüst ticarette fazla gelişmişti Kelt ülkelerinde yapılan kazılarda Etrüsk ve İtalya kökenli eşyaların çıkması bu ticaretin ne dek geliştiğini göstermektedir Bu yüzyılın sonunda Etruria gücünün doruğuna ulaşmıştı Etrüsk hanedanının Roma’dan kovulması da bu zamana rastlar Titus Livius bu olayı şöyle anlatır : Roma Etrüsk hanedanından kurtulduktan sonradan saldırıya da geçmeye başlar MÖ 496 da Latium bölgesinde hegemonya sağladıktan sonradan MÖ 485 474 seneleri aralarında Veies ile savaşır MÖ 474 ‘te avantaj Roma’ya geçmiştir Aynı sene Etrüsk donanması Cumae’de büyük bir bozguna uğrar Sicilya’lıların da yardımı ile Cumae’liler Etrüsk donanmasını değil ederler Roma’nın kaybı ile karayolunu kaybeden Etrüskler’in donmanın kaybı ile de güneye ulaşmaları iyice olanaksızlaşır bu arada Pers baskısı İtalya’daki Grek ticaretinin gerilemesine de yol açmaya başlamıştır Bunun sonucu olarak bu döneme ait mezarlarda Grek eserleri epeyce azalmıştır Etruria artık giderek fakirleşerek içine kapanmaya başlamıştır Samnitler’in istilaları ise Etrüskler’i adamakıllı zayıflatır Roma Veies savaşı MÖ 438’de tekrar başlar ve MÖ 395 de Roma’nın belirli Zaferi ile noktalanır Bundan sonra Roma Etruria topraklarında ilerlemeye başlayacaktır sırası gelmişken Etrüskler için yeni bir risk doğmuştur ; bu Kuzeyden gelen Keltlerdir Keltler’in savaş biçimlerine alışkın olmayan Etrüskler topraklarını Keltler’e kaptırmaya başlarlar MÖ 350’de Mediolanum ( Milano ) bir Kelt şehri olarak kurulur Keltler MÖ 390’da Capitol’e değin ulaşmışlardır Kuzeyde Keltler , güneyde de Romalılar aralarında kalan Etrüskler , Roma’nın Kelt istilaları aşağı zayıflamasını fırsat kasten son bir mücadele da bulundularsa da başarılı olamazlar MÖ dördüncü yüzyılın ortalarında Etrüsk İmparatorluğu bundan böyle bir hatıra olmuştur Etrüskler iyice sıkışıp güçlerini kaybetmişlerdir MÖ 293 yılında Keltler’in Roma tarafından bozguna uğrayıp İtalya’yı terketmesi ile alan Roma’ya kalmıştır Bir birlik sağlayamayan Etrüsk toplulukları ise Roma önünde düşmeye başlar MÖ 280’de son Etrüsk toplulukları olan Vulci ve Volsini’lerin bozgunu ile Etruria tarihten silinir Buna rağmen Etrüsk halkı varlığını daha uzun seneler sürdürecektir Romalılar Etrüsk halkını da Romalılaştırmaya başlar Eski Etruria’dan Via Aurelia, Via Clodia, Via Cassia gibi manâlı yollar geçmeye başlar Etrüskler Roma hakimiyeti aşağı sakin yaşamaya başlarlar MÖ 91 senesinde Roma lejyonları yanında bulunan Toscanlar Lex Julia ile büyük kasaba olma hakkını kazanırlar Marius ile Sylla arasındakiş iç savaşta ise Etrüsk şehirleri Marius’un tarafını tutarlar Sylla’nın kazanması ile Etrüsk şehirleri şiddetli bir şekilde cezalandırılırlar Bundan Böyle Etrüsk kültürü de silinmeye başlamıştır Hristiyanlığın ilk zamanlarında bölgede Etrüsk dili yerini iyice Latince’ye bırakmıştır Ve bu nedenle Etrüskler tarih sahnesinden çekilirler Etrüsklerin İnançları Din Etrüskler’in hayatında büyük bir yer tutmakta idi Titus Livius onlar için “Gens eo magis dedita religionibus quod excelleret arte colendi eas “ demektedir Etrüsklerin inançları, doğal olarak dillerine oranla daha iyi bilinmektedir Latin yazarları onların dini hakkında yeterli olmasa da data aktarmışlardır Etrüsklerin dini “vahiy edilmiş bir din idi Latin yazarları bu yönde bilgiler vermişlerdir De Divinatione adlı eserinde Çiçero bunu acayip bir şekilde anlatır: Fazla eski zamanlarda ( Öteki yazarlar Tarquinia’nın kurucusu Tarchon zamanı diye belirtirler) bir köylü ( belki de Tarchon’un kendisi ) toprağı sürerken topraktan bir çocuk fırlar Tages adındaki bu yaratık çocuk görüntüsünde olmasına karşın kendinde bir yaşlı adama yakışan bir akıllılık vardır Etruria’nın her yerinden toplanırlar ve Tages de Etrüskler’e Haruspici ( Kurbanın karaciğerine bakarak fal ) sanatını ve dinin esaslarını açıklar ( Tages quidam dicitur in agro Tarquiniensi cum terra araretur et sulcus altius erat impressus , exstitisse repente et eum affratus esse qui arabat Is autem Tages , ut in libris est Etruscorum , puerili specie dicitur visus sed senili fuisse prudentia … Tum illum plura locutum multis audientibus qui omnia ejus verba exceperint litterisque mandaverint…De Divinatione II,23 ) Bu efsanede işaret yönlerden biri de Tages’in anlattıklarını kulak vermek için Etruria’nın her yerinden gelip toplanmalarıdır Burada bu dinin Etrüskler aralarında bağlayıcı olduğunu ve “ milli “ bir din olduğunu görüyoruz Başka yazarlar kadar bu “vahiyin bir bölümü bir peri olan Vegoia ( ya da Begoe ) tarafından Etrüskler’e bildirilmiştir Bu peri keza yıldırımları de yorumlamayı öğretmiştir Bu bilgileri kapsayan Libri Vegonici Augustus zamanından itibaren Palatin’deki Apollon tapınağında saklanmıştır Etrüskler’in kutsal kitapları bunlarla da bitmemektedir Etrüskler’in din esaslarını içeren kitapları üç başlık altındadır : Libri Haruspicini kurbanın ciğerine bakarak kehanette bulunma sanatını anlatır ​ Libri Fulgurales yıldırımları yorumlamayı öğretir Etrüskler’de on bir değişiklik yıldırım vardır ve yalnızca dokuz tanrı yıldırım atabilir Bunlardan sadece JupiterTania üç değişiklik şimşek gönderebilirdi Etrüskler yıldırımları inceleyebilmek için gökyüzünü on altı bölüme ayırmışlardı ve gözlemlerini buna göre yapıyorlardı Her birim bir veya bir kaç tanrıya aitti Böylece yıldırımı hangi tanrının gönderdiğini anlayabiliyorlardı ( Aynı şekilde Babilliler de gökyüzünü dört bölüme ayırmışlardı) Libri Rituales ise fazla daha geniş detaylı idi dini esasların yanında devletlerin bireyler gibi yaşamı , şehirlerin ve tapınakların kurulması , ordu ve devlet düzeni gibi konuları da içeriyordu Ritüel kitapları arasına Mısır’ın Ölüler Kitabı’na benzeyen Libri Acheruntici’yi ve mucizelerden laf eden Ostentaria ‘yı da katabiliriz Etrüsk dininin özelliklerinden biri de yalnızca rahiplerin tekelinde olması idi Rahipler aristokrat ailelerden seçilir ve toplumda etkili olurlardı Tüm bu kitaplara karşın unutulmaması gereken bir nokta da Etrüsk dininin sözlü olarak aktarılması ve inisyatik bir karakteri olmasıdır Bu kitapların MÖ 1inci yüzyılda yazıya geçirildiği varsayım edilmektedir Nigidius Figulus ve Tarquitus bunları Latince’ye tercüme etmişlerdir Etrüsk tanrıları da Roma inançlarına geçmişlerdir Ancak evrak eksikliğini ve Grek etkisini de hesaba katarsak Etrüsk panteonunu bütünüyle tahsis etmek fazla zordur Panteonda en önemli yerlerden biri Tinia’ya aittir Tinia , Roma’lıların Jupiter’i (Bir fazla kaynakta JupiterTinia diye geçer) ya da Grekler’in Zeus’u ile bir tutulur Ancak onlardan farklı olduğu bellidir Roma Junon’u ile bir tutulan Uni ve Menerva ile bir üçlü meydana getirir Etrüsk krallar zamanında bu üçlü Roma’veya girmiştir Roma’da da diğer kültürlerde olduğu gibi üç tanrı için yerleşmiş tapınaklar vardıEtrüskler’e tarafından bir büyük kasaba kurulduğunda bu üçlüye tapınak yapılmamışsa , o şehir dini kurallara uygun bir şekilde kurulmamış demektir Panteondaki önemli tanrılardan biri de Vertumnus’tur Köken olarak Volsinii kökenli olup sonra Romalılara da geçmiştir Meşhur Latin şairi Propertius Vicus Tuscus yakınlarında heykelini gördüğünü belirtir Propertius’a göre Bahçe ve mahsul tanrısı idi Propertius ona Volsinii’yi terkettiğini fakat üzülmediğini söyletir: Tuscus ego , Tuscis orior nec pænitet inter prœlia Volsinios desruisse focos ( IV Kitap ) Etrüsk tanrılarından biri de Fufluns idi Etrüsler’in şarap tanrısı olan Fufluns zamanla Grekler’in Dionisos’unun karakterini almıştır Öteki bazı tanrılarda olduğu gibi başlangıçta Etrüsk kökenli olan bu tanrı grekler ile olan ilişkiler sonucunda , özellikle de Dionisos törenlerinin buralarda yayılmasını peşine düşüp takip ederek Dionisos’un özelliklerine de sahip olmuştur Etrüskler’de, özellikle törenleri ile popüler olan bu tanrı için yapılan ayinler zamanla **** alemlerine dönmüştür Titus Livius bu adetlerin zamanla Roma’ya da geçtiğini söyler: Hujus parasal labes ex Etruria Roman veluti contagitione morbi penetravit Bu bela Etruria’dan Roma’ya bir salgın gibi geçti ( XXXIX , 9, 1) Etrüskler’in ateş tanrısı ise Sethlans idi Bir Takım yerlerde Grekler’in Hermes’ine benzer bir tanrı olan , tüccarların koruyucusu, ölülere yol bildiren Turms’a aynı bir tapımı vardı Bir diğer alev tanrısı ise Romalılar’ın Vulcanus’una benzeşen Velchans idi Velchans daha korkulan bir tanrı idi Etrüskler’in savaş tanrısı ise yıldırım atan tanrılardan Maris idiAres’in hikayesi Etruria’da yayıldıktan daha sonra Maris Turan’ın aşığı oldu Turan Roma’nın Venus’üne benzeşen aşk tanrıçası idi Etimolojik olarak Grekçe turannoV (tiran, kral , kraliçe anlamında ) ile aynı kökten geldiği düşünülmektedir Gösterimleri Afrodit’e benzemektedir Grekler’in Apollon ve Artemis’i ise Etrüsk panteonunda Aplu , Apulu , Aplum , Artemes , Aritimi , Artumi , Artimnes adları ile bulunmaktadır Öteki tanrılar arasında Saturnus’a eşdeğer Satre de vardı Satre için yapılan vahşice kurban törenleri tapımının en bariz özelliği idi Dikkat çeken Etrüsk adetlerinden biri de , Titus Livius’un yazdığına tarafından, Etrüskler’in her geçen sene için Nortia tapınağına bir çivi çakmaları idi Bu adet sonra Romalılar’a da geçmiştir Roma’da da her yıl Eylül ayında praetor maximus Capitol Jupiter’inin bölmesinin duvarına çivi çakardı Etrüsk inançlarında güya tanrılar ve doğa ruhları da manâlı bir yer tutardı Aynalarda ve bronz tabletlerde Turan’a eşlik eden çıplak perilere rastlanmıştır Lases adı bahşedilen bu perilerin ara sıra Tinia ve Minerva’ya da eşlik ettikleri de görülmüştür Etrüskler’in öteki dünya hakkında da inançlar geliştirmişlerdir Sanat eserlerinin büyük bir bölümü öbür dünya kültünün bir parçası olarak oluşturulmuştur Elimizde yazılmış metinler olmasa da ölülerle beraber konulan eşyalardan, yapılan resimlerden , kabartmalardan öteki dünya inançları hakkında bir fikir sahibi olabiliyoruz Etrüsk inançlarına göre ölen kişinin ruhu kanatlı cinler göre öteli dünyaya götürülürdü Bu tema bir fazla mezar odasındaki resimlerde işlenmiştir Burada oyunlar oynanıp ziyafetler veriliyordu Burada Etrüskler’e özgü bir çok cin vardı ( Ara Sıra felek kitabını açan Culsu ve Vanth gibi) MÖ dördüncü yüzyıldan itibaren ise bu resimlerde öbür dünyanın efendileri de gösterilmeye başlanmıştır Bunlar Greklerden alınan Eita ( Hades ) ve Phersipnai ( Persefone ) dir Bu yüzyıldan itibaren öteki dünyanın tasvirleri de değişmeye başlamıştır Burası bundan böyle eziyet çekilen korkunç bir yer olmaya başlar Charus ve Tuchulcha adında iki korkunç cin de tasvirlerde yer alır Etrüsk Krallığı çökmeye yaklaştıkça tasvirler daha da korkunçlaşır Romalılar Etrüskler’in inançlarından mundus kavramını da almışlardır Mundus öteki dünya ile bu dünya arasında geçişi karşılayan bir çukurdur Mundus sözcüğünün de Etrüsk dilinden geldiği düşünülmektedir Etrüsk aynalarında gösterme tanrıçası Munqu’nun adı geçer Zaten Latince’de de mundus sözcüğünün ilk anlamı kadın görüntüsü demektir ( Öteki anlamları da Gökyüzü ve Dünya) Roma inançlarına kadar religiosi denilen günlerde Mundus açılıyordu ve ruhlar buradan bu dünyaya geliyorlardı  
 
858,497Konular
982,015Mesajlar
29,998Kullanıcılar
OhSoYouParisSon üye
Üst Alt