Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Güçlü geçen birkaç günün ardından euronun son kazançlarını genişletmesi için yeni bir desteğe ihtiyacı olabilir.
Euro, küresel risk iştahı ve Avrupa'daki finansal kurtarma paketine ilişkin iyimserliğin etkisiyle Pazartesi günü dolar karşısında iki ayın en yüksek seviyesini gördü.
Ancak opsiyonlar ve grafikler bunun Perşembe günkü Avrupa Merkez Bankası (AMB) toplantısı ve aralarında istihdam raporu da bulunan Cuma günkü ABD verileri öncesinde görülebileceğin en iyisi olduğunu işaret ediyor.
AMB'nin piyasa beklentisini karşılaması ve 27 üye ülkenin Avrupa Komisyonu'nun bütçe artırımı teklifini kabul etmesi hariç durumlarda ralli hızını kesebilir. Euronun risk iştahıyla paralel hareket ettiği düşünülürse, ABD verileri alışılan aralıklarda kalmasına yardımcı olabilir.
Bu karışıma momentum göstergeleri de eklendiğinde euroda olası bir çekilmenin eli kulağında olabilir. Euronun aşırı alım ya da satım bölgesinde olduğunu gösteren RSI, doların euro karşısında kaybettiği zemini yeniden kazanmak üzere olduğuna dair erken sinyal veriyor.
Opsiyonlarda bakılacak olursa euro için iyimserliğin çoğu kısa vadede fiyatlanmış durumda. Farklı vadelerde yükseliş ya da düşüş beklentisinin üstün geleceğini gösteren volatilite eğikliği güvenin azalmaya başladığını işaret ediyor.
Dolar karşısında Mart ortasından beri büyük ölçüde 1.08 - 1.12 bandında kalan euro Pazartesi günü 30 Mart'tan beri görülmeyen bir seviye olan 1.1154'e yükseldi ancak 1.1167'lik önemli direnci test edemedi. Söz konusu seviye Mart düşüşüne göre yüzde 61.8'lik Fibonacci geri dönüşünü temsil ediyor. Traderlar için bu seviye trendin yön değiştirdiğine ilişkin önemli bir gösterge.
AMB Yönetim Kurulu'nun pandemi acil tahvil alım fonlamasını 500 milyar euro (556 milyar dolar) artırması bekleniyor. Bu tutarın altında açıklanacak herhangi bir desteğin euroyu düşürebileceği belirtiliyor.
Diğer yandan eki sıkı dörtlü olarak anılan Avusturya, Hollanda, İsveç ve Danimarka ve bu ülkelerin blok içerisindeki mali teşviklerin azaltılması yönündeki kararlılıklarının sürüp sürmediği konusundaki soru işaretleri varlığını koruyor.
