Evanescence Breathe No More Turkcesi
Evanescence Breathe No More Sozleri
Evanescence Breathe No More cevirisi
i've been looking in the mirror for so long
cok uzun zamandır aynaya bakıyorum
that i've come to believe my souls on the other side
artık ruhumun diğer tarafta olduğuna inanmaya başladım
oh, the little pieces falling, shatter
oh, kucuk parcalar duşuyor, parcalanıyor
shards of me,
kırık parcalarım
too sharp to put back together
birleştirmek icin fazla keskin
too small to matter,
onemsemek icin fazla kucuk
but big enough to cut me into so many little pieces
fakat beni cok kucuk parcalara ayırmak icin yeterince buyuk
if i try to touch her,
eğer ona dokunmaya calışırsam,
and i bleed,
o zaman kanıyorum
i bleed,
kanıyorum
and i breathe
ve nefes alıyorum
i breathe no more…
daha fazla nefes almıyorum…
take a breath and i try to draw from my spirits well
nefes alırım ve ruhumun kuyusundan cıkmaya calışırım
yet again you refuse to drink like a stubborn child
ama sen yine inatcı bir cocuk gibi icmeyi reddedersin
lie to me,
bana yalan soyle,
convince me that i've been sick forever
beni sonsuza dek hasta olduğuma ikna et
and all of this,
ve butun bunların
will make sense when i get better
daha iyi olduğumda anlamlı olacağına
i know the difference, between myself and my reflection
kendim ve aksim arasındaki farkı biliyorum
i just can't help but to wonder,
kendimi alamıyorum ama merak ediyorum
which of us do you love
hangimizi seviyorsun?
so i bleed,
bu yuzden kanıyorum,
i bleed,
kanıyorum,
and i breathe,
ve nefes alıyorum,
i breathe now
şimdi nefes alıyorum
bleed,
kanıyor,
i bleed,
kanıyorum,
and i breathe,
ve ben nefes alıyorum,
i breathe,
nefes alıyorum,
i breathe
nefes alıyorum
i breathe no more…
daha fazla nefes almıyorum
Evanescence Breathe No More Sozleri
Evanescence Breathe No More cevirisi
i've been looking in the mirror for so long
cok uzun zamandır aynaya bakıyorum
that i've come to believe my souls on the other side
artık ruhumun diğer tarafta olduğuna inanmaya başladım
oh, the little pieces falling, shatter
oh, kucuk parcalar duşuyor, parcalanıyor
shards of me,
kırık parcalarım
too sharp to put back together
birleştirmek icin fazla keskin
too small to matter,
onemsemek icin fazla kucuk
but big enough to cut me into so many little pieces
fakat beni cok kucuk parcalara ayırmak icin yeterince buyuk
if i try to touch her,
eğer ona dokunmaya calışırsam,
and i bleed,
o zaman kanıyorum
i bleed,
kanıyorum
and i breathe
ve nefes alıyorum
i breathe no more…
daha fazla nefes almıyorum…
take a breath and i try to draw from my spirits well
nefes alırım ve ruhumun kuyusundan cıkmaya calışırım
yet again you refuse to drink like a stubborn child
ama sen yine inatcı bir cocuk gibi icmeyi reddedersin
lie to me,
bana yalan soyle,
convince me that i've been sick forever
beni sonsuza dek hasta olduğuma ikna et
and all of this,
ve butun bunların
will make sense when i get better
daha iyi olduğumda anlamlı olacağına
i know the difference, between myself and my reflection
kendim ve aksim arasındaki farkı biliyorum
i just can't help but to wonder,
kendimi alamıyorum ama merak ediyorum
which of us do you love
hangimizi seviyorsun?
so i bleed,
bu yuzden kanıyorum,
i bleed,
kanıyorum,
and i breathe,
ve nefes alıyorum,
i breathe now
şimdi nefes alıyorum
bleed,
kanıyor,
i bleed,
kanıyorum,
and i breathe,
ve ben nefes alıyorum,
i breathe,
nefes alıyorum,
i breathe
nefes alıyorum
i breathe no more…
daha fazla nefes almıyorum