nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Evlenilecek Bayan:
Hazreti Ömer vaktinde da kadılık yapmış olan meşhur, Kadı Şüreyh'e bir gün bir genç gelerek evlenmek istediğini lakin evleneceği kadının tahsilli ve şehirli olmasını istediğini bildirerek nasihatta bulunmasını istedi
Kadı Şüreyh, o gece Müslümanın evinin cennet olduğunu ve Hazreti Resûlüllah'ın (sav) böyle buyurduğunu naklederek başından geçen evliliği şöyle anlattı:
Gençtim, bundan böyle evlenme zamanımın da geldiğini düşünmeye başlamıştım Bir gün Beni Mahzun kabilesinin çadırlarının önünden geçerken bir kız görüp, ona talip oldum Kız babası kısa bir tetkikten daha sonra derhal razı olup işi bitiriverelim dedi
Kısa zamanda düğünler yapıldı, dualar edildi ve izaç hayatına birincil adımımızı atmış olduk Ama fazla geçmeden beni bir pişmanlıktır almıştı Çünkü ben bu bir köylü kızıdır, bundan başka tahsilde görmemiş, bununla ben nasıl geçinebilirim diye düşünüyor bu kararımdan dolayı son derece pişman oluyordum
Çok geçmeden bizim bayan bir gün bana şu sözleri söyledi:
Efendi! Sen alim ve şöhret sahibi bir kimse imişsin Ben ise yaylalarda gezen büyük kasaba hayatından anlamayan bir köylü kızıyım Doğrusu sen kendine kadar bir izaç, bende kendime kadar bir yaşam kurmalı idim, ama alın yazısı bizi birleştirdi Cenabı Allah benim gibi bir köylü kızını senin gibi şöhretli bir alime nasib etti Derhal sen bana benim bilmediğim tarafları anlat ancak, ben onlara uyarı edeyim, örneğin; senin evinde kimleri misafirliğe alayım, kimleri kabul etmeyip onlara karşı soğuk davranarak eve gelmelerine mani olayım dedi
Ben kadının bu anlayışı aleyhinde düşündüklerimden nedeniyle pişman olup:
Hatun sen bana öyle şeyler söylüyorsun ama, eğer bunları hakkıyla yaparsan beni bahtiyar edeceksin, dedikten daha sonra:
Dindar olmayan hiçbir kimseyi eve almayacaksın, dindar olanlardan da senin tarafın çok çok gelmesin, benim tarafımdan ise şu, şu şahıslar gelsin , şunlar gelmesinler diye zorunlu talimatı verdim Bütün bir yıl refah içinde yaşadım Bir yıl sonradan fetva dairesinden eve döndüğümde evde son derece mütesettire bir bayan görüp kim olduğunu sordum Bayan annesi olduğunu söyledi Kayın validem olduğunu öğrenince elimden gelen hürmeti esirgemedim Bir müddet sonradan kayın validem bana:
Oğlum hanımından memnun musun? Diye sordu Ben:
Allah senden Razı olsun, kızınızdan çok memnunum Bu zamana dek hiç bir şikayetim olmadı, diyerek memnuniyetimi izhar ettiğimde, kayın validem bana şunları söyledi:
Oğlum kızımdan natürel fakat memnun olacaksın Çünkü biz onu cennette büyüttük Evimiz Resûlüllah'ın bildirdiği gibi bir cennetti Kur'an ahlakından diğer bir şey öğretmedik ona gerçi sen hanımın üzerindeki otoriteni beceriksiz etme! Çünkü kadınlar iki sebepten hemencecik şımarıverirler: Birincisi ona olan sevgini yüzüne söylediğinde,
İkincisi ise bir bahtı açık evlat dünyaya getirdiklerinde
*
Hazreti Ömer vaktinde da kadılık yapmış olan meşhur, Kadı Şüreyh'e bir gün bir genç gelerek evlenmek istediğini lakin evleneceği kadının tahsilli ve şehirli olmasını istediğini bildirerek nasihatta bulunmasını istedi
Kadı Şüreyh, o gece Müslümanın evinin cennet olduğunu ve Hazreti Resûlüllah'ın (sav) böyle buyurduğunu naklederek başından geçen evliliği şöyle anlattı:
Gençtim, bundan böyle evlenme zamanımın da geldiğini düşünmeye başlamıştım Bir gün Beni Mahzun kabilesinin çadırlarının önünden geçerken bir kız görüp, ona talip oldum Kız babası kısa bir tetkikten daha sonra derhal razı olup işi bitiriverelim dedi
Kısa zamanda düğünler yapıldı, dualar edildi ve izaç hayatına birincil adımımızı atmış olduk Ama fazla geçmeden beni bir pişmanlıktır almıştı Çünkü ben bu bir köylü kızıdır, bundan başka tahsilde görmemiş, bununla ben nasıl geçinebilirim diye düşünüyor bu kararımdan dolayı son derece pişman oluyordum
Çok geçmeden bizim bayan bir gün bana şu sözleri söyledi:
Efendi! Sen alim ve şöhret sahibi bir kimse imişsin Ben ise yaylalarda gezen büyük kasaba hayatından anlamayan bir köylü kızıyım Doğrusu sen kendine kadar bir izaç, bende kendime kadar bir yaşam kurmalı idim, ama alın yazısı bizi birleştirdi Cenabı Allah benim gibi bir köylü kızını senin gibi şöhretli bir alime nasib etti Derhal sen bana benim bilmediğim tarafları anlat ancak, ben onlara uyarı edeyim, örneğin; senin evinde kimleri misafirliğe alayım, kimleri kabul etmeyip onlara karşı soğuk davranarak eve gelmelerine mani olayım dedi
Ben kadının bu anlayışı aleyhinde düşündüklerimden nedeniyle pişman olup:
Hatun sen bana öyle şeyler söylüyorsun ama, eğer bunları hakkıyla yaparsan beni bahtiyar edeceksin, dedikten daha sonra:
Dindar olmayan hiçbir kimseyi eve almayacaksın, dindar olanlardan da senin tarafın çok çok gelmesin, benim tarafımdan ise şu, şu şahıslar gelsin , şunlar gelmesinler diye zorunlu talimatı verdim Bütün bir yıl refah içinde yaşadım Bir yıl sonradan fetva dairesinden eve döndüğümde evde son derece mütesettire bir bayan görüp kim olduğunu sordum Bayan annesi olduğunu söyledi Kayın validem olduğunu öğrenince elimden gelen hürmeti esirgemedim Bir müddet sonradan kayın validem bana:
Oğlum hanımından memnun musun? Diye sordu Ben:
Allah senden Razı olsun, kızınızdan çok memnunum Bu zamana dek hiç bir şikayetim olmadı, diyerek memnuniyetimi izhar ettiğimde, kayın validem bana şunları söyledi:
Oğlum kızımdan natürel fakat memnun olacaksın Çünkü biz onu cennette büyüttük Evimiz Resûlüllah'ın bildirdiği gibi bir cennetti Kur'an ahlakından diğer bir şey öğretmedik ona gerçi sen hanımın üzerindeki otoriteni beceriksiz etme! Çünkü kadınlar iki sebepten hemencecik şımarıverirler: Birincisi ona olan sevgini yüzüne söylediğinde,
İkincisi ise bir bahtı açık evlat dünyaya getirdiklerinde
*