Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Evlerimizde Kur’an İklimi

Evlerimizde Kur’an İklimi

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Asrı Saadet'te “Müslüman evi deyince sokaklara arı uğultusu gibi Kur'an seslerinin taştığı evler anlaşılırdı Burası Medine idi
Mekke'de de yeni Müslüman olmuş ailelerde, evler, eşlerin birbirleri ile Kur'an müzakere ettiği mekanlardı
Bir Dar'ül Erkam vardı, eğitim yurdu, sevgi ocağı ve şifa merkezi Orada Kur'an'la ışıyan, Rasulullah'ın kalbinden beslenen bir kandil yanardı İnsanlar Müslüman oldukça Dar’ül Erkam'daki ışığı evlerine taşırlar, bir kandil de orada yanmaya başlardı
Darül Erkam'da Kur'an talimi olur, bir Müslüman kişiliği inşa edilirdi Sevgi alış verişi olur, bir Müslüman kardeşliği doğardı Ve hem ödülleri hem de baskıları ile yıpratıcı olan Mekke ortamında bedeni ve yüreği yaralananlar için şifa dağıtılırdı
O zamandan bu zamana, Müslümanların bir araya geldiği bütün evlerde bir Dar’ül Erkam iklimi yaşanır

Rasulullah sallalahü aleyhi ve sellem “Evlerinizi kabirlere çevirmeyin (Müslim, Müsafirin, 212) buyurmuştu
Müslüman evleri diri yüreklerin bulunduğu evlerdi Kur'an dirilik getirirdi o evlere, Rasulullah'ın önderliği dirilik getirirdi
Allah Teala Kur'anı mübinde “Ey iman edenler! Allah Rasulü sizi, size hayat verecek şeylere davet ettiği zaman, Allah'ın ve Rasulü'nün davetini kabul edin (Enfal, 24) buyurmuştu

Allah ve Rasulü'nün yaptığı davet “hayat verici – dirilik taşıyıcı bir davetti Kur'an'dan ve Rasulullah'ın önderliğinden mahrumiyet, bir anlamda diriliğin kaybı idi Evler bu hayat iksirinden mahrumsa, evler kabristanlara dönmüş demekti “İman edenler bu ihya çağrısını işitenler ve bu çağrıya “Lebbeyk cevabı verenlerdi
Rasulullah salllahü aleyhi ve sellem “Kalbinde Kur'an'dan bir miktar bulunmayan kimse harap bir ev gibidir (Tirmizi, Fezaili'l Kur'an, 18) buyurmuştu
Yürekler harap bir ev gibi olunca, harap yüreklerin bulunduğu evler de kabristanlara dönerdi Yüreklerde Kur'an'dan bir miktar bulundurmak, Kur'an'a bir yerinden tutunmak demekti Kalbine Kur'an'dan hayat taşımak, hayatını Kur'an’ın hayat damarı ile buluşturmak demekti
Allah Rasulü sallahü aleyhi ve sellem, “Bir cemaat Allah'ın evlerinden bir evde toplanır, Allah'ın kitabını okur ve aralarında müzakere ederlerse, üzerlerine sekinet iner, onları rahmet kaplar ve melekler etraflarını kuşatır Allah Teala da o kimseleri kendi nezdinde bulunanların arasında anar (Müslim, zikir, 38) buyurmuştu
Camiler Allah'ın evi idi ama Kitabullah'ın okunduğu bütün evler de Allah'ın evi olmaya namzetti Aslında yeryüzünü mescid kılan Allah, İsmi Celalinin zikredildiği, Kelamı kadiminin müzakere edildiği her evi Zatına izafe edebilirdi Orası sekinete mazhar olurdu, orayı ve oranın sakinlerini rahmet kaplardı onları kuşatırdı Ve lütfu ilahiye bakın ki, o kutlu evlerin sakinleri, Allah Teala'nın nezdinde bulunanlara bizzat Zatı Bari tarafından takdim edilmeye layık olurlardı
Nelerden bahsediyoruz şu kulluk kadrimizle
Rabbani bağışlar söz konusu Kur'an iklimine girince
Sekinet
Rahmet
Melek kuşatması
Ve Allah Teala'nın nezdinde anılmak
Bunların hepsi, Rasulullah'ın hitap ettiği nesil için derin anlamlar ifade etmekteydi
Onun için Kur'an tüm “Müslüman evlerinin hakim sesiydi
Çünkü onda;
Hidayet vardı
Öğüt vardı
Rahmet vardı
İkaz, uyarı vardı
Şifa vardı
Doğru haber vardı
Hak ve Batılı birbirinden ayıran (furkan) ölçüler vardı
Ve o dirilik kaynağı idi
Kur'an'ı şifa ve rahmet kaynağı gibi okudular
Okudular, anladılar ve anladıklarını hayata taşıdılar Ömürleri boyunca “Canlı Kur'an olmak gibi bir hedefe koştular
Onun her bir ayeti üzerinde tefekkür ettiler Üzerinde uzun uzun düşünüp, onu özümsediler
Ona sımsıkı sarıldılar
Hayatlarını sık sık Kur'an ölçülerine vurdular, o ölçülere uymayan yanlarını kesip attılar
Kur'an'dan asla şüphe etmediler
Allah'ın ayetlerine karşı asla büyüklük taslamadılar
Allah'ın ayetlerini küçük bir baha karşılığında takas etmediler
Kur'an'da açık hükümler dururken, gerek kendi nefislerinin gerek başka hesapların peşine düşmediler
Kur'an hükümlerini bölmeye, parçalamaya yönelmediler
Ayetleri anlamaya çalıştılar ama tartışmadılar, didiklemediler
Ayetleri gizlemediler, Kur'an'a hakaret edilen ortamda bulunmadılar
Ve Kur'an'dan kopmadılar Bir ayeti red ve inkar kitaplarında yer almadı
Bu hukuku Kur'an bildirmişti onlara ve onlar, Rasulullah'ın terbiyesinde bu hukuka en üstün bağlılığı gösterdiler
Her Müslüman evi, bir Kur'an mektebi gibiydi
Kur'an'da “Rahman'ın zikrinden gafil olana bir Şeytan'ın arkadaş olacağı bildirilmişti
Bakın nasıl:
“Kim Rahman olan Allah'ın zikrinden yüz çevirirse, Biz ona bir şeytan musallat ederiz Artık o şeytan her zaman onunla beraberdir Ona arkadaş olur
“Bu şeytanlar, onları doğru yoldan alıkoyar Onlar da kendilerinin hidayette olduğunu sanırlar (Zuhruf, 3637)

Kur'an da Allah'ın zikriydi
Ve “Müslüman evleri, zikri ilahinin deveran ettiği evler olarak melekleri konuk eden evlerdi
Allah Teala Kur'an'da, Şeytan'ın insanın malına ve evladına ortak olabileceğini bildirmişti Şeytana hitaben şöyle denilmişti:
“Onlardan gücünün yettiklerini vesvesenle, Bana karşı tahrik edip yoldan çıkar Atlı ve yayalarını toplayarak bütün oyunlarını ortaya koy Onlara mal ve çocuklarında ortak ol Asılsız vaadlerde bulun Aslında şeytan, kendisine uyanlara aldatıcı vaadlerde bulunmaktan başka bir şey yapmaz (İsra, 64)
Bu bilgi, Müslümanı teyakkuza sevk edecek bir bilgiydi Adeta evleri zırhlarla kaplamak, çocukları çelik yeleklerle donatmak, mallara rahmani bir mahfaza geçirmek ve Şeytan'ın tüm bunlara ortak olmasına karşı mücadele etmek gerekti
Zırh Kur'an ve zikri ilahi zırhı idi
Çelik yelekler, çocuk kalplerinin inançla ve Kur'an aşkıyla donanması idi
Mallara rahmani bir mahfaza geçirmek, onun ilahi bir lütuf olduğu şuurunu kuşanmak ve üzerindeki “Allah hakkını gösterilen adreslere tevdi etmekti
Kur'an okunurken önce “koğulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınılır, “Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla okunmaya başlanırdı
Onun için “Müslüman evleri Şeytan nüfuzuna karşı tahkim edilmiş, Kur'an iklimi içinde yaşanan evlerdi Bir küçük İslam toplumu idi Mekke'de bir Darül Erkamdı Allah zikrinin mayalandığı, sekinete ve rahmete doyulan ortamlardı Kur'an önce orada hayat bulurdu Baba, anne ve çocuklar Kur'an'ın ellerinde bir İslam toplumu nüvesi oluştururlardı
Orada Kur'an'ın huzuru yaşanırdı
“Er rahmanü allemel Kur'an
“Kur'an'ı Rahman öğretirdi ve onun öğretildiği, okunduğu, yaşandığı yere rahmet yağardı
Öyleyse bir Müslüman için en hayati soru “Evlerimizin ne kadar Kur'an evi olduğu sorusuydu
Evet!
Ne kadar?
Dar’ül Erkam'a ne kadar benziyor evlerimiz?
Evlerimizden arı uğultusuna benzer Kur'an sesi geliyor mu?
Evlerimizde sekinet ve rahmet var mı?
Çocuklarımız Kur'an'la zırhlanmış mı?
Kur'an'a göre bizim yerimiz neresi?
 
858,497Konular
981,907Mesajlar
29,931Kullanıcılar
yskermjxSon üye
Üst Alt