iltasyazilim
FD Üye
Kelime olarak küfüv, denklik ve eşit olmak demektir
Fıkıhda ise, evlenecek olan çiftlerin, birbirlerine bazı konularda
denk olmaları demektir
Evlenmede denklik, kadınlar için erkekte aranır
Yâni bir erkeğin, evleneceği kadına, müslümanlık, neseb, hür olma, meslek ve
zenginlik gibi niteliklerde denk durumda bulunması, özellikle kadını korumak için öngörülmüştür
Mezhepler, evlenecek kişiler arasında dindârlık bakımından eşitlik bulunmasının kesinlikle gerekli olduğu görüşünde birleşmişlerdir
Bunun yanında Hanefîler, erkeğin soy bakımından, kadından daha
aşağı olmaması gerektiğini söylemişlerdir (113)
İslâm hukûkunda denklikten maksad, evlenecek eşler arasında dînî, ekonomik ve sosyal seviye bakımından yakınlık ve denklik bulunmasıdır
Bu denkliğin, hem çiftler arasında, hem de hısımları arasında seâdet, huzûr ve sevgiye vesîle olacağı düşünülmüştür
Evlilikte denklik, bir sıhhat şartı değil, bağlayıcılık şartıdır
Yâni denklik, evlilik için mecbûrî bir şart olmayıp, ancak âile seâdetinin te’mîni içindir Rasûlullâh (sav) Efendimiz, Hz Ali (ra)’a hitâben şöyle buyurmuşlardır:
Üç şeyi geciktirme:
Vakti gelince namazı;
hazır olduğunda cenâzeyi;
dengini bulunca evlenecek kızı(114)
Ayrıca başka bir hadîsi şerîfde:
Kadınları denkleriyle evlendirin, onları velîleri evlendirsin
On dirhemden az mehir yoktur(115) buyurulur
Hanefîler’e göre denklik (kefâet), altı yerde aranır
Bunlar: Dindârlık, İslâm, hürriyet, neseb, mal ve meslektir
1 Dindârlık: Dînî kurallara bağlı olmayan ve ahlâk bakımından zayıf olan fâsık bir erkek, iffetli ve fazîletli bir kadına denk sayılmaz Aynı şekilde, dînî kurallara bağlı olmayan ve ahlâk bakımından zayıf olan fâsık bir kadın da, iffetli ve fazîletli bir erkeğe denk sayılmaz
2 İslâm: Burada denklikten maksad, kocanın müslüman olması değildir Zîrâ kocanın müslüman olması, evliliğin sıhhat şartıdır Müslüman olmada denklik, kocanın, babası veya büyükbabası bakımından aranır
3 Hürriyet: Çoğunluğa göre köle, hür olana denk değildir
4 Neseb: Bu konudaki denklik, Araplar arasında geçerli sayılmıştır
5 Mal: Eşlerin, aynı derecede mal ve servet sahibi olması da, evlilikte önemli bir unsurdur
6 Meslek: Evlenecek erkek ve kadının velîlerinin iş ve meslekleri arasında bir denkliğin bulunması gerekir (116)
Ayrıca çiftler arasında boy ve güzellik gibi fizîkî ölçülere de dikkat edilmesi, eşlerin anlaşabilmeleri ve birbirleriyle uyum sağlayabilmeleri açısından önemli bir husustur
Netice olarak İslâm hukukçularının büyük çoğunluğu, nikâhın mûteber olmasında kocanın kadına denk olmasının şart olduğunda müttefiktirler
Denkliğin, mutlakâ dindârlık ve güzel ahlâkda aranması gerektiği üzerinde görüş birliğine varmışlardır Asrı seâdetteki tatbîkâta bakıldığında da denkliğin, en başta dindârlık ve güzel ahlâkda arandığı açıkça görülür
Ashâbı kirâmdan Sehl b Sa’d esSâidî (ra) anlatıyor:
Birgün Rasûlullâh (sav)’in huzûrundan bir adam geçti Hz Peygamber (sav) yanında oturanlardan birine;
Şu geçen hakkında ne dersin?buyurdu
O da:
Eşrâfdan biridir Vallâhi kız istese kendisine verilmesine, bir şey hakkında konuşsa, sözünün dinlenmesine çok lâyıktırcevâbını verdi
Rasûlullâh (sav) Efendimiz sustular
Bir müddet sonra bir başkası geçti Bu sefer yine:
Ya bunun hakkında ne dersin?buyurdu
Adam cevap verdi:
Yâ Rasûlallâh, bu müslümanların fakirlerinden biridir Kız istese reddedilmeye, bir şey hakkında şefâat etse, kabul olunmamaya ve konuştuğu vakit, sözü dinlenmemeye lâyıktır
Bunun üzerine Rasûlullâh (sav) Efendimiz şöyle buyurdular:
Hayır bu adam, yeryüzü dolusunca öbüründen hayırlıdır(117)
Evlenecek eşler, güzellik ve zenginlik câzibesine kapılarak ahlâkı ve dîni zayıf kadınlarla evlenmemelidirler Böyle evlilikler, çoğu zaman hüsranla neticelenmektedir Rasûlullâh (sav) Efendimiz, dâimâ dindâr olan kadınların tercih edilmesini tavsiye buyurmuşlardır
Hakîkatte denklik; erkeğin değil, kadının menfaatine yönelik bir haktır
Eşlerin, gönül ve görüş birliğine sâhip olmaları da zarûrîdir
Zîrâ, bu yönlerden anlaşamayan çiftler, mutlu bir hayât yaşayamazlar
(113) Bekir Topaloğlu, İslâm’da Kadın, 48
(114) Tirmizî, Salât, 13
(115) ezZeylâî, Nasbu’rRâye, c III, s: 196
(116) Hamdi Döndüren, Âile İlmihali, 181182
(117) Buhârî, c VII, s: 178
Fıkıhda ise, evlenecek olan çiftlerin, birbirlerine bazı konularda
denk olmaları demektir
Evlenmede denklik, kadınlar için erkekte aranır
Yâni bir erkeğin, evleneceği kadına, müslümanlık, neseb, hür olma, meslek ve
zenginlik gibi niteliklerde denk durumda bulunması, özellikle kadını korumak için öngörülmüştür
Mezhepler, evlenecek kişiler arasında dindârlık bakımından eşitlik bulunmasının kesinlikle gerekli olduğu görüşünde birleşmişlerdir
Bunun yanında Hanefîler, erkeğin soy bakımından, kadından daha
aşağı olmaması gerektiğini söylemişlerdir (113)
İslâm hukûkunda denklikten maksad, evlenecek eşler arasında dînî, ekonomik ve sosyal seviye bakımından yakınlık ve denklik bulunmasıdır
Bu denkliğin, hem çiftler arasında, hem de hısımları arasında seâdet, huzûr ve sevgiye vesîle olacağı düşünülmüştür
Evlilikte denklik, bir sıhhat şartı değil, bağlayıcılık şartıdır
Yâni denklik, evlilik için mecbûrî bir şart olmayıp, ancak âile seâdetinin te’mîni içindir Rasûlullâh (sav) Efendimiz, Hz Ali (ra)’a hitâben şöyle buyurmuşlardır:
Üç şeyi geciktirme:
Vakti gelince namazı;
hazır olduğunda cenâzeyi;
dengini bulunca evlenecek kızı(114)
Ayrıca başka bir hadîsi şerîfde:
Kadınları denkleriyle evlendirin, onları velîleri evlendirsin
On dirhemden az mehir yoktur(115) buyurulur
Hanefîler’e göre denklik (kefâet), altı yerde aranır
Bunlar: Dindârlık, İslâm, hürriyet, neseb, mal ve meslektir
1 Dindârlık: Dînî kurallara bağlı olmayan ve ahlâk bakımından zayıf olan fâsık bir erkek, iffetli ve fazîletli bir kadına denk sayılmaz Aynı şekilde, dînî kurallara bağlı olmayan ve ahlâk bakımından zayıf olan fâsık bir kadın da, iffetli ve fazîletli bir erkeğe denk sayılmaz
2 İslâm: Burada denklikten maksad, kocanın müslüman olması değildir Zîrâ kocanın müslüman olması, evliliğin sıhhat şartıdır Müslüman olmada denklik, kocanın, babası veya büyükbabası bakımından aranır
3 Hürriyet: Çoğunluğa göre köle, hür olana denk değildir
4 Neseb: Bu konudaki denklik, Araplar arasında geçerli sayılmıştır
5 Mal: Eşlerin, aynı derecede mal ve servet sahibi olması da, evlilikte önemli bir unsurdur
6 Meslek: Evlenecek erkek ve kadının velîlerinin iş ve meslekleri arasında bir denkliğin bulunması gerekir (116)
Ayrıca çiftler arasında boy ve güzellik gibi fizîkî ölçülere de dikkat edilmesi, eşlerin anlaşabilmeleri ve birbirleriyle uyum sağlayabilmeleri açısından önemli bir husustur
Netice olarak İslâm hukukçularının büyük çoğunluğu, nikâhın mûteber olmasında kocanın kadına denk olmasının şart olduğunda müttefiktirler
Denkliğin, mutlakâ dindârlık ve güzel ahlâkda aranması gerektiği üzerinde görüş birliğine varmışlardır Asrı seâdetteki tatbîkâta bakıldığında da denkliğin, en başta dindârlık ve güzel ahlâkda arandığı açıkça görülür
Ashâbı kirâmdan Sehl b Sa’d esSâidî (ra) anlatıyor:
Birgün Rasûlullâh (sav)’in huzûrundan bir adam geçti Hz Peygamber (sav) yanında oturanlardan birine;
Şu geçen hakkında ne dersin?buyurdu
O da:
Eşrâfdan biridir Vallâhi kız istese kendisine verilmesine, bir şey hakkında konuşsa, sözünün dinlenmesine çok lâyıktırcevâbını verdi
Rasûlullâh (sav) Efendimiz sustular
Bir müddet sonra bir başkası geçti Bu sefer yine:
Ya bunun hakkında ne dersin?buyurdu
Adam cevap verdi:
Yâ Rasûlallâh, bu müslümanların fakirlerinden biridir Kız istese reddedilmeye, bir şey hakkında şefâat etse, kabul olunmamaya ve konuştuğu vakit, sözü dinlenmemeye lâyıktır
Bunun üzerine Rasûlullâh (sav) Efendimiz şöyle buyurdular:
Hayır bu adam, yeryüzü dolusunca öbüründen hayırlıdır(117)
Evlenecek eşler, güzellik ve zenginlik câzibesine kapılarak ahlâkı ve dîni zayıf kadınlarla evlenmemelidirler Böyle evlilikler, çoğu zaman hüsranla neticelenmektedir Rasûlullâh (sav) Efendimiz, dâimâ dindâr olan kadınların tercih edilmesini tavsiye buyurmuşlardır
Hakîkatte denklik; erkeğin değil, kadının menfaatine yönelik bir haktır
Eşlerin, gönül ve görüş birliğine sâhip olmaları da zarûrîdir
Zîrâ, bu yönlerden anlaşamayan çiftler, mutlu bir hayât yaşayamazlar
(113) Bekir Topaloğlu, İslâm’da Kadın, 48
(114) Tirmizî, Salât, 13
(115) ezZeylâî, Nasbu’rRâye, c III, s: 196
(116) Hamdi Döndüren, Âile İlmihali, 181182
(117) Buhârî, c VII, s: 178