Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
iltasyazilim
FD Üye
Evrim Kuramı Hakkında Veri
Evrim Kuramı Hakkında Biyolojide Evrim Evrim
Biyolojide evrim, canlı türlerinin nesilden nesile değişime uğrayarak birincil halinden bambaşka özellikler kazanmasıdır Evrim, bir canlı popülasyonunun genetik kompozisyonunun zamanla değişmesi anlamına gelir
Tarihçe
Mitolojik insan tarihinde de rastlanıldığı gibi, bir olgunun ortaya çıkışında bileşenlerin değişime uğramaları ile ilgili süreç tanımının felsefi açıdan evrimkelimesi ile belirginleşmesi çok eskiye dayanır Darwin`in Türlerin kökeniadlı eserinde yer alan Yaşam ağacı, canlı evriminin anlatımında kullandığı mitolojik bir simgedir ve öyle çok inançta yer alır (ing Tree of life 1, fr Arbre de vie, alm Lebensbaum, osm Şeceri hayât, ibr Etz hayim) Herhangi bir sağlam ve içtenbiyolojik altyapısı olmasa da, Aristoteles'ten Konfüçyüs'e dek çoğu kayda değer ad evrim kavramı konusunda yazmıştır Keza, evrim konusunda İbn'i Haldun ve İbni Sina farklı teoriler sunmuşlardır 19 yüzyılda Lamarck, kazanılan karakterlerin kalıtımına dair bir kuram öne sürmüş, ama yaptığı deneyler bu hipotezin hatalı olduğunu göstermiştir Aynı yüzyılda Charles Darwin, Galapagos Adaları'ndaki gözlemlerine dayanarak, evrimin mekanizmasını doğal seçilimle açıklamıştır
Evrimin mekanizmasınının anlaşılmasında ve açıklanmasında bugün geçerli olan bilimsel sentez, Charles Darwin göre 1859'da ortaya atılmış olan evrim kuramı üzerine kuruludur Evrim kuramına göre canlılığın devamı ve çeşitliliği doğal seçilimle sağlanır Doğal seçilimin üç esas bileşeni bulunur: Genetik karakterlerin devamını sağlayan kalıtım, farklı karakterlerin popülasyondaki zenginliğini sağlayan çeşitlilik, ve bu değişik karakterlerden doğadaki koşullara en yerinde olanının hayatta kalmasını karşılayan seçilim
1930'lar ve ardından daha önce Gregor Mendel tarafından ortaya konmuş olan genetik kuramı, moleküler biyoloji'nin kalıtımın moleküler temellerine dair sağladığı veri ve Darwin'in kuramının bütünleştirilmesiyle evrim kuramı çağdaş halini aldı Güncel bakış açısıyla evrim, bir gen havuzu içinde bir nesilden diğerine belli bir karakterin oluşmasında etkin olan allellerden birinin sıklığının değişmesi olarak tanımlanabilir Doğal seçilim, genetik özelliklerin üremeye katkısı, ve popülasyon yapısı bu değişime etki eden faktörlerdir Bu güncellenmiş evrim teorisinin adı Sentetik evrim kuramı´dır Sentetik evrim kuramı´nın bügünkü bilimsel değeri hakkında kuramsal biyoloji uzmanı Theodosius Dobzhansky şöyle demiştir: Evrimin ışığıyla aydınlatılmadıkça, biyolojide hiçbir şey bir manâ ifade etmez!
Doğal Seçilim
18311836 yılları arasını, Darwin, işi gereği, dünyanın öbür bölgelerine yolculuk ederek geçirmiştir Bu yıllarda aklında bir tür evrim kuramı şekillenmeye başlamıştır Farklı bölgelerde geçen 3 sene sonunda, evrim teorisine en fazla katkıda bulunacak yer olan Galapagos Adalarına varmıştır Darwin bu adalardaki doğal yaşamı ve canlıları, Güney Amerika'dakiler (anakara) ile kıyaslamış ve o dönem için hayret verici bir takım bağlantıları keşfetmiştir Burada geçirdiği dönem sonunda başarılı nesiller sonunda yeni bir türün, halihazırdaki bir türden ağır ağır gelişerek oluştuğukanısına vardı Doğal seleksiyon (seçimseçilim) adını verdiği bir operasyon sonucunda bu değişimlerin ortaya çıktığına inanıyordu:
Darwin'in bu teorisi 3 belli başlı temel üstüne oturmuştur:
Bir canlı popülasyonunda dağıtılmış karakteristikler mevcuttur ve bu istikrarsız karakteristikler popülasyondaki bireyler göre yeni doğanlara aktarılır
Canlılar ölenlerin yerine geçecek sayıdan daha artı yavrularlar
Ortalamada popülasyon rakamları başlıca değişmez kalır, hiçbir popülasyon sonsuza kadar artış göstermez
Bu temellere göre Darwin, her popülasyonda çoğu bireyin hayatta kalamadığı, kurtulamadığı veya üreyemediğini belirtmiştir Varolma mücadelesinde sınırlı birçok kaynak için ve mevcut riskler (yırtıcı hayvanlar vb) yüzünden popülasyonun her bireyi bir diğeriyle yarışmaktadır Bu varolma mücadelesinde, ortama en iyi adapte olabilmiş bireyler seçici bir avantaja sahip olmaktadır ve daha fazla yaşamakta ve daha çok üreyebilmektedir
Türlerin Kökeni
20 yıldan daha pozitif bir süre, Darwin düşünceleri için kanıt topladı 1858'e kadar fikirlerini yayımlamaktan kaçındı Lakin 1858'de, Alfred Russel Wallace, Darwin'e Darwin'in düşüncelerine fazla benzer bir evrim teorisi fikrini mektupla yollayınca, Darwin düşüncelerini kamuya arzetmek istedi daha sonra Darwin ve Wallace evrim teorisi ve doğal seçilim üstüne beraberce bir tez yazıp yayımladılar yine de, bilhassa 1859'da yayımladığı ünlü kitabı On The Origin of Species by Means of Natural Selection or the Preservation of Favoured Races in the Struggle for Life(Hayat Mücadelesinde Doğal Seçilim veya Ayrıcalıklı Irkların Muhafazası Yoluyla Türlerin Kökeni Üzerine) baştan sona Darwin'in adı Wallace'dan fazla daha pozitif duyuldu Darwin'in bu kitabı sonradan biyoloji tarihinin en etkin ve manâlı kitaplarından olmuştur
Tartışılanlar
Evrim kuramı, insanlığın kökenine ilişkin sonuçları nedeniyle ortaya atıldığından bu yanlamasına sosyal ve politik alanda en fazla tartışılan bilimsel kuramdır Bunun sonucunda, kuramın bilimsel algılanışı ile popüler algılanışı oldukça öbür olagelmiştir Evrim kuramına popüler düzeyde karşısında meydana çıkan ve onun yerine yeryüzündeki canlılığın kökeni ve çeşitliliğini mucizevi bir yaratıcıya bağlayan akımlara genelde yaratılışçılık adı verilir Evrim kuramının bir takım iddialarına aleyhinde çıkan bir başka hareket ise Akıllı tasarım hareketidir Bahsi gecen gorus ve hareketlerden hiçbirisi bilimsel olarak geçerli bir delil ortaya koyamamıştır, ve bu alanda bilimsel olarak nitelendirilebilecek herhangi bir calışma ortaya koymamıştır
Kuram Terimi
Herzamanki eğitimde bilimsel yöntem bir hipotezle başlar Destekleyen deneyler sonucu varsayım kurama dönüşür Kuramın tekrar tekrar desteklenmesi durumunda ise bilimsel bir kanun ortaya çıkar Ne yazık fakat bu anlayış, çağdaş bilimin epeyce gerisindedir
Çağdaş bilimde kullanıldığı anlamıyla hipotez, sürekli bir tüm yaratıcı gerçekler ve açıklamalardır Görelilik Kuramı, Kuantum Kuramı, Evrim Kuramı dendiğinde anlaşılması gereken budur Modern fiziğin temel taşlarından olan Görelilik ve Kuantum kuramları, şu lahza üzerinde deliller toplanan, yeteri değin deneme edilip güven verdiklerinde kanun konumuna yükselecek hipotezler değillerdir Evrim kuramı da aynı bir statüye sahiptir Biyolojideki bir çok veriyi birleştirip anlaşılması mümkün kılar; henüz kanıtlanmamış, deneme aşamasında olan bir tahmin değildir Modern bilimde ve özelde biyoloji çevrelerinde Evrim Kuramının, epeyce sağlam temeller üzerine inşa edildiği inancı hakimdir
Evrim Kuramını türlerin kökenini açıklama yapmak için anlamlı bir model olarak görebilen bilim adamlarına göre, anlaşılması gereken, bilimin amacının değişmeyen kanunlar ortaya hazırlamak olmadığıdır Newton'un kanunlarının, her ne kadar az daha doğru olsalar da, evrenin gerçek bir temsilini veremedikleri (dolayısıyla yanlış oldukları) hatırlanması gereken bir nokta olarak gösterilmektedir
Evrim Kuramının Bilimsel Statüsü
Tartışmalarda sık sık ortaya konulan konulardan bir adam başına evrim kuramının bilimsel statüsüdür Bu konu, eğitim, din, felsefe, bilim ve politika bağlamında sık sık gündeme getirilmektedir Bu konu daha çok Amerika Birleşmiş Devletleri'nde Hıristiyan cemaat ve lobilerin öncülüğünde gündeme gelmektedir Fakat diğer ülkelerde, eğitim ve politikaya uzanmaya çalışan yaratılışçı görüşlerin savunucuları kadar da gündeme getirilmektedir Evrim kuramını destekleyen reddedilemez kanıtlar ve az kalsın mutlak denebilecek derecede bir bilimsel konsensüs olmasına rağmen, yaratılışçı biçiminde adlandırılan çevrelerce bilim dünyasında iki uç varmış gibi gösterilmeye çalışılır Yaratılışçı çevreler Amerika Birleşik Devletleri'nde, toplumdan büyük oranda yardım görmediği iddiası ile Evrim Kuramı'nın okullarda bilim derslerinde okutulmasına karşısında çıkmaktadır Bu konuda Amerika'da yüzbinlerce bilim insanını temsil eden bilimsel meslek kurumları ve onun yanına 72 Nobel ödülü sahibi bilim insanı Evrim Kuramı'nı destekleyen bildiriler yayınlamıştır Buna ilave olarak açılan davalarda evrim kuramının bilimsel olduğu kabul görmüş bir teori olarak kabul edilmiş ve okullarda okutulmasının devamına karar verilmiştir
Bilimsel camianın büyük bölümü, biyoloji, paleontoloji, antropoloji ve diger disiplinlerdeki görüngüleri açıklayan yagane kuramın Evrim Kuramı oldugunda hemfikirdir 1987 de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına gore Amerika'daki doğa bilimleri alanında 500,000 bilim insanından yaklaşık %9985'lik bir bolümünün evrim teorsini desteklediği ortaya konulmuştur Evrimyaratılış tartışmalarında bilirkişi konumunda olan Brian Alters, doğa bilimleri alanlarında çalışan bütün bilim insanlarının %999'unun Evrim Kuramı'nı desteklediğini belirtmiştir Aynı şekilde, dünyanın değişik ülkelerindeki bilimsel çevreler defalarca Evrim Kuramı'nın bilimsel olduğuna ilişkin bildiriler yayınlamıştır 1987 yılında Amerika'daki biliminsanları arasında yapılan bir araştırma, 480000 bilim insanından yalnızca 700 bilim insanının yaratılışçı ve sözde açıklamalara asalet ettigini, ya da Evrim Kuramı'na karşısında kesin olmama duyduğunu göstermiştir Ve bu 700 (%0158) bilim insanından yalnızca minik bir bölümü doğa bilimleri alanında akademik çalışma yapmaktadır Son yıllarda yapılan yarı karşılaştırmalar, Evrim Kuramı'nı bütünü ile reddeden veya ona karşısında değişkenlik duyan bilim insanlarının oranının neredeyse %0054 civarında olduğunu göstermiştir Aleyhinde çıkanların %751'i biyoloji dışındaki bilim dallarında çalışmaktadır
Yaratılışçıların bilimsel konsensüs konusundaki iddialarını çürütmek icin Amerika Ulusal Bilimler Akademisinin başlatmıs olduğu Steve Projesi bu konuda verilebilecek iyi bir örnektir Bu projenin amacı, isminde yalnızca Steve geçen bilim insanlarının kaç tanesinin Evrim Kuramı'nı desteklediğini ortaya belirlemek Ortaya çıkan liste (Steveometer) çoğunluğu biyoloji dallarında çalışan bilim insanlarını sıralamakta ve her türden yaratılışçıların, akıllı tasarımcıların (Yeni Yaratılışcı) yayınlamış oldukları listeden daha topluluk olduğunu göstermektedirBilimsel konular, şüphesiz kimin listesinin daha uzun olduğu temelinde tartışılmamalıdır, lakin dünyada bilim dünyasında bir çelişkinin olmadığını, bütün tersine çok zinde bir konsensüsün olduğunu göstermesi açısından hoş ve eğlendirici bir örnek olarak kabul edilmelidirGelişmiş ülkeler seviyesindeki 32 ülkeyi taşıyan bir çalışmada evrime inanmayanların oranı %75 ile en yüksek olarak Türkiye'de bulunmuşturTürkiye'den sonra ise yeni yaratılışakımının kökeninin geldiği ABD yer almaktadır Türkiye'de amerikan kökenli bu akımın en güçlü temsilcisi Harun Yahya takma adı ile Adnan Oktar'ın düzenlediği kampanyalar evrim karşıtı görüşün yaygınlaşmasında büyük etkisi olmuştur Örneğin 1999 yılında bir takım öğretim görevlilerini evrimi öğrettikleri gerekçesiyle Maoistolarak tanımlamış ve tehdit etmiş ve böylece aleyhinde dava açılmıştırAncak halen evrim karşıtı aktüviteleri yoğun olarak devam etmektedir *
Evrim Kuramı Hakkında Biyolojide Evrim Evrim
Biyolojide evrim, canlı türlerinin nesilden nesile değişime uğrayarak birincil halinden bambaşka özellikler kazanmasıdır Evrim, bir canlı popülasyonunun genetik kompozisyonunun zamanla değişmesi anlamına gelir
Tarihçe
Mitolojik insan tarihinde de rastlanıldığı gibi, bir olgunun ortaya çıkışında bileşenlerin değişime uğramaları ile ilgili süreç tanımının felsefi açıdan evrimkelimesi ile belirginleşmesi çok eskiye dayanır Darwin`in Türlerin kökeniadlı eserinde yer alan Yaşam ağacı, canlı evriminin anlatımında kullandığı mitolojik bir simgedir ve öyle çok inançta yer alır (ing Tree of life 1, fr Arbre de vie, alm Lebensbaum, osm Şeceri hayât, ibr Etz hayim) Herhangi bir sağlam ve içtenbiyolojik altyapısı olmasa da, Aristoteles'ten Konfüçyüs'e dek çoğu kayda değer ad evrim kavramı konusunda yazmıştır Keza, evrim konusunda İbn'i Haldun ve İbni Sina farklı teoriler sunmuşlardır 19 yüzyılda Lamarck, kazanılan karakterlerin kalıtımına dair bir kuram öne sürmüş, ama yaptığı deneyler bu hipotezin hatalı olduğunu göstermiştir Aynı yüzyılda Charles Darwin, Galapagos Adaları'ndaki gözlemlerine dayanarak, evrimin mekanizmasını doğal seçilimle açıklamıştır
Evrimin mekanizmasınının anlaşılmasında ve açıklanmasında bugün geçerli olan bilimsel sentez, Charles Darwin göre 1859'da ortaya atılmış olan evrim kuramı üzerine kuruludur Evrim kuramına göre canlılığın devamı ve çeşitliliği doğal seçilimle sağlanır Doğal seçilimin üç esas bileşeni bulunur: Genetik karakterlerin devamını sağlayan kalıtım, farklı karakterlerin popülasyondaki zenginliğini sağlayan çeşitlilik, ve bu değişik karakterlerden doğadaki koşullara en yerinde olanının hayatta kalmasını karşılayan seçilim
1930'lar ve ardından daha önce Gregor Mendel tarafından ortaya konmuş olan genetik kuramı, moleküler biyoloji'nin kalıtımın moleküler temellerine dair sağladığı veri ve Darwin'in kuramının bütünleştirilmesiyle evrim kuramı çağdaş halini aldı Güncel bakış açısıyla evrim, bir gen havuzu içinde bir nesilden diğerine belli bir karakterin oluşmasında etkin olan allellerden birinin sıklığının değişmesi olarak tanımlanabilir Doğal seçilim, genetik özelliklerin üremeye katkısı, ve popülasyon yapısı bu değişime etki eden faktörlerdir Bu güncellenmiş evrim teorisinin adı Sentetik evrim kuramı´dır Sentetik evrim kuramı´nın bügünkü bilimsel değeri hakkında kuramsal biyoloji uzmanı Theodosius Dobzhansky şöyle demiştir: Evrimin ışığıyla aydınlatılmadıkça, biyolojide hiçbir şey bir manâ ifade etmez!
Doğal Seçilim
18311836 yılları arasını, Darwin, işi gereği, dünyanın öbür bölgelerine yolculuk ederek geçirmiştir Bu yıllarda aklında bir tür evrim kuramı şekillenmeye başlamıştır Farklı bölgelerde geçen 3 sene sonunda, evrim teorisine en fazla katkıda bulunacak yer olan Galapagos Adalarına varmıştır Darwin bu adalardaki doğal yaşamı ve canlıları, Güney Amerika'dakiler (anakara) ile kıyaslamış ve o dönem için hayret verici bir takım bağlantıları keşfetmiştir Burada geçirdiği dönem sonunda başarılı nesiller sonunda yeni bir türün, halihazırdaki bir türden ağır ağır gelişerek oluştuğukanısına vardı Doğal seleksiyon (seçimseçilim) adını verdiği bir operasyon sonucunda bu değişimlerin ortaya çıktığına inanıyordu:
Darwin'in bu teorisi 3 belli başlı temel üstüne oturmuştur:
Bir canlı popülasyonunda dağıtılmış karakteristikler mevcuttur ve bu istikrarsız karakteristikler popülasyondaki bireyler göre yeni doğanlara aktarılır
Canlılar ölenlerin yerine geçecek sayıdan daha artı yavrularlar
Ortalamada popülasyon rakamları başlıca değişmez kalır, hiçbir popülasyon sonsuza kadar artış göstermez
Bu temellere göre Darwin, her popülasyonda çoğu bireyin hayatta kalamadığı, kurtulamadığı veya üreyemediğini belirtmiştir Varolma mücadelesinde sınırlı birçok kaynak için ve mevcut riskler (yırtıcı hayvanlar vb) yüzünden popülasyonun her bireyi bir diğeriyle yarışmaktadır Bu varolma mücadelesinde, ortama en iyi adapte olabilmiş bireyler seçici bir avantaja sahip olmaktadır ve daha fazla yaşamakta ve daha çok üreyebilmektedir
Türlerin Kökeni
20 yıldan daha pozitif bir süre, Darwin düşünceleri için kanıt topladı 1858'e kadar fikirlerini yayımlamaktan kaçındı Lakin 1858'de, Alfred Russel Wallace, Darwin'e Darwin'in düşüncelerine fazla benzer bir evrim teorisi fikrini mektupla yollayınca, Darwin düşüncelerini kamuya arzetmek istedi daha sonra Darwin ve Wallace evrim teorisi ve doğal seçilim üstüne beraberce bir tez yazıp yayımladılar yine de, bilhassa 1859'da yayımladığı ünlü kitabı On The Origin of Species by Means of Natural Selection or the Preservation of Favoured Races in the Struggle for Life(Hayat Mücadelesinde Doğal Seçilim veya Ayrıcalıklı Irkların Muhafazası Yoluyla Türlerin Kökeni Üzerine) baştan sona Darwin'in adı Wallace'dan fazla daha pozitif duyuldu Darwin'in bu kitabı sonradan biyoloji tarihinin en etkin ve manâlı kitaplarından olmuştur
Tartışılanlar
Evrim kuramı, insanlığın kökenine ilişkin sonuçları nedeniyle ortaya atıldığından bu yanlamasına sosyal ve politik alanda en fazla tartışılan bilimsel kuramdır Bunun sonucunda, kuramın bilimsel algılanışı ile popüler algılanışı oldukça öbür olagelmiştir Evrim kuramına popüler düzeyde karşısında meydana çıkan ve onun yerine yeryüzündeki canlılığın kökeni ve çeşitliliğini mucizevi bir yaratıcıya bağlayan akımlara genelde yaratılışçılık adı verilir Evrim kuramının bir takım iddialarına aleyhinde çıkan bir başka hareket ise Akıllı tasarım hareketidir Bahsi gecen gorus ve hareketlerden hiçbirisi bilimsel olarak geçerli bir delil ortaya koyamamıştır, ve bu alanda bilimsel olarak nitelendirilebilecek herhangi bir calışma ortaya koymamıştır
Kuram Terimi
Herzamanki eğitimde bilimsel yöntem bir hipotezle başlar Destekleyen deneyler sonucu varsayım kurama dönüşür Kuramın tekrar tekrar desteklenmesi durumunda ise bilimsel bir kanun ortaya çıkar Ne yazık fakat bu anlayış, çağdaş bilimin epeyce gerisindedir
Çağdaş bilimde kullanıldığı anlamıyla hipotez, sürekli bir tüm yaratıcı gerçekler ve açıklamalardır Görelilik Kuramı, Kuantum Kuramı, Evrim Kuramı dendiğinde anlaşılması gereken budur Modern fiziğin temel taşlarından olan Görelilik ve Kuantum kuramları, şu lahza üzerinde deliller toplanan, yeteri değin deneme edilip güven verdiklerinde kanun konumuna yükselecek hipotezler değillerdir Evrim kuramı da aynı bir statüye sahiptir Biyolojideki bir çok veriyi birleştirip anlaşılması mümkün kılar; henüz kanıtlanmamış, deneme aşamasında olan bir tahmin değildir Modern bilimde ve özelde biyoloji çevrelerinde Evrim Kuramının, epeyce sağlam temeller üzerine inşa edildiği inancı hakimdir
Evrim Kuramını türlerin kökenini açıklama yapmak için anlamlı bir model olarak görebilen bilim adamlarına göre, anlaşılması gereken, bilimin amacının değişmeyen kanunlar ortaya hazırlamak olmadığıdır Newton'un kanunlarının, her ne kadar az daha doğru olsalar da, evrenin gerçek bir temsilini veremedikleri (dolayısıyla yanlış oldukları) hatırlanması gereken bir nokta olarak gösterilmektedir
Evrim Kuramının Bilimsel Statüsü
Tartışmalarda sık sık ortaya konulan konulardan bir adam başına evrim kuramının bilimsel statüsüdür Bu konu, eğitim, din, felsefe, bilim ve politika bağlamında sık sık gündeme getirilmektedir Bu konu daha çok Amerika Birleşmiş Devletleri'nde Hıristiyan cemaat ve lobilerin öncülüğünde gündeme gelmektedir Fakat diğer ülkelerde, eğitim ve politikaya uzanmaya çalışan yaratılışçı görüşlerin savunucuları kadar da gündeme getirilmektedir Evrim kuramını destekleyen reddedilemez kanıtlar ve az kalsın mutlak denebilecek derecede bir bilimsel konsensüs olmasına rağmen, yaratılışçı biçiminde adlandırılan çevrelerce bilim dünyasında iki uç varmış gibi gösterilmeye çalışılır Yaratılışçı çevreler Amerika Birleşik Devletleri'nde, toplumdan büyük oranda yardım görmediği iddiası ile Evrim Kuramı'nın okullarda bilim derslerinde okutulmasına karşısında çıkmaktadır Bu konuda Amerika'da yüzbinlerce bilim insanını temsil eden bilimsel meslek kurumları ve onun yanına 72 Nobel ödülü sahibi bilim insanı Evrim Kuramı'nı destekleyen bildiriler yayınlamıştır Buna ilave olarak açılan davalarda evrim kuramının bilimsel olduğu kabul görmüş bir teori olarak kabul edilmiş ve okullarda okutulmasının devamına karar verilmiştir
Bilimsel camianın büyük bölümü, biyoloji, paleontoloji, antropoloji ve diger disiplinlerdeki görüngüleri açıklayan yagane kuramın Evrim Kuramı oldugunda hemfikirdir 1987 de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına gore Amerika'daki doğa bilimleri alanında 500,000 bilim insanından yaklaşık %9985'lik bir bolümünün evrim teorsini desteklediği ortaya konulmuştur Evrimyaratılış tartışmalarında bilirkişi konumunda olan Brian Alters, doğa bilimleri alanlarında çalışan bütün bilim insanlarının %999'unun Evrim Kuramı'nı desteklediğini belirtmiştir Aynı şekilde, dünyanın değişik ülkelerindeki bilimsel çevreler defalarca Evrim Kuramı'nın bilimsel olduğuna ilişkin bildiriler yayınlamıştır 1987 yılında Amerika'daki biliminsanları arasında yapılan bir araştırma, 480000 bilim insanından yalnızca 700 bilim insanının yaratılışçı ve sözde açıklamalara asalet ettigini, ya da Evrim Kuramı'na karşısında kesin olmama duyduğunu göstermiştir Ve bu 700 (%0158) bilim insanından yalnızca minik bir bölümü doğa bilimleri alanında akademik çalışma yapmaktadır Son yıllarda yapılan yarı karşılaştırmalar, Evrim Kuramı'nı bütünü ile reddeden veya ona karşısında değişkenlik duyan bilim insanlarının oranının neredeyse %0054 civarında olduğunu göstermiştir Aleyhinde çıkanların %751'i biyoloji dışındaki bilim dallarında çalışmaktadır
Yaratılışçıların bilimsel konsensüs konusundaki iddialarını çürütmek icin Amerika Ulusal Bilimler Akademisinin başlatmıs olduğu Steve Projesi bu konuda verilebilecek iyi bir örnektir Bu projenin amacı, isminde yalnızca Steve geçen bilim insanlarının kaç tanesinin Evrim Kuramı'nı desteklediğini ortaya belirlemek Ortaya çıkan liste (Steveometer) çoğunluğu biyoloji dallarında çalışan bilim insanlarını sıralamakta ve her türden yaratılışçıların, akıllı tasarımcıların (Yeni Yaratılışcı) yayınlamış oldukları listeden daha topluluk olduğunu göstermektedirBilimsel konular, şüphesiz kimin listesinin daha uzun olduğu temelinde tartışılmamalıdır, lakin dünyada bilim dünyasında bir çelişkinin olmadığını, bütün tersine çok zinde bir konsensüsün olduğunu göstermesi açısından hoş ve eğlendirici bir örnek olarak kabul edilmelidirGelişmiş ülkeler seviyesindeki 32 ülkeyi taşıyan bir çalışmada evrime inanmayanların oranı %75 ile en yüksek olarak Türkiye'de bulunmuşturTürkiye'den sonra ise yeni yaratılışakımının kökeninin geldiği ABD yer almaktadır Türkiye'de amerikan kökenli bu akımın en güçlü temsilcisi Harun Yahya takma adı ile Adnan Oktar'ın düzenlediği kampanyalar evrim karşıtı görüşün yaygınlaşmasında büyük etkisi olmuştur Örneğin 1999 yılında bir takım öğretim görevlilerini evrimi öğrettikleri gerekçesiyle Maoistolarak tanımlamış ve tehdit etmiş ve böylece aleyhinde dava açılmıştırAncak halen evrim karşıtı aktüviteleri yoğun olarak devam etmektedir *
