iltasyazilim
FD Üye
ARTIK ORGANLAR
Evrim Teorisi’ni savunanlar, canlılardaki bazı organların zamanla amaçlarını yitirdiklerini söylediler
Penguenlerin kanatları veya insanların tiroid bezi ve kuyruk sokumu artık (rudimentary veya vestigial) organlara örnek olarak gösterildi Darwin ‘artık organlar’ın varlığını teorisi açısından uygun gördü ve Lamarckçı ‘kullanılmayan organların körelmesi’ yaklaşımıyla bu organları izah etmeye çalıştı
Biyolojideki gelişmeler ile sonradan kazanılan özelliklerin aktarılamayacağı anlaşıldı ve Lamarckçı yaklaşımlar geçerliliğini yitirdi Genetik bilgiler, bir organın kullanılıp kullanılmamasının, daha sonra bu organa ait genetik bilgilerin yeni nesillere aktarılmasında bir değişiklik oluşturmayacağını göstermiştir Fakat YeniDarwinciler, genetikteki bu gelişmelere rağmen, sadece mutasyon ve doğal seleksiyon ile konuya yaklaşarak ‘artık organlar’ı açıklamaya çalıştılar
‘Artık organlar’ ile canlılarda işlevi bulunmayan bazı organların var olduğu iddia edilir Türlerin birbirlerinden bağımsız yaratıldığını savunanlar da evrende sürekli olarak düzensizliğe gidişin olduğunu söyleyen entropi gibi bir yasanın genlerde de etkili olmasının, işlevsiz organları oluşturduğunu veya işlevli organların işlevini bozduğunu ileri sürebilirler ki bunu savunanlar olmuştur En sağlam yapılmış bina veya köprü zamanla yıprandığı, insan yaşlandıkça güçsüzleştiği gibi; ilk canlı çiftinden sürekli sonraki nesillere aktarılan genetik hazine de zamanla deforme oluyor olabilir
18 yüzyılın en önemli biyologlarından Buffon’un önce kökensel türlerin oluştuğunu, sonra bunlardan yeni türlerin oluştuğunu söyleyen yaklaşımında da; başlangıçtaki genetik havuzun, melezleşme ve benzeri etkilerle deformasyona uğradığı savunulmuştur Türlerin genetik bilgilerinin, yeni nesillerde deformasyona uğradığını savunan biri, Evrim Teorisi’ne inanmasa da ‘artık organlar’ın varlığını kabul edebilir Sonuç olarak, ‘artık organlar’ın varlığının Evrim Teorisi’nin bir delili olarak kabul edilmemesi gerekir
Evrim Teorisi’nin temel iddiası, bütün türlerin başka türlerin değişimi sonucunda oluştuklarını iddia etmesidir ‘Artık organlar’ın varlığı eğer doğru olsaydı bile, Evrim Teorisi’nin bu temel iddiasını destekleyecek nitelikte değildir
Biyolojide ilerlemeler gerçekleştikçe, işlevsiz oldukları veya işlevlerini yitirdikleri iddia edilen canlılardaki yapıların önemli görevleri olduğu anlaşılmıştır
Önceden atların tendonlarının bağlı olduğu küçücük liflerin işlevsiz olduğu iddia ediliyordu Yapılan araştırmalar, bu liflerin, atların koşularında oluşan titreşimlerin tendonları tahrip etmesini önlediğini göstermiştir119
Balinaların kalça kemiklerinin de kara canlılarının kemiklerinin artığı olup işlevsiz olduğu söylenmiştir Fakat araştırmacılar Howe ve Bergman, bu yapıların dişi ve erkek balinalarda farklılık gösterdiğini; erkeklerin penis ereksiyonuna, dişilerin vajinal birleşimlerine katkıda bulunduğunu ortaya koymuşlardır Penguenler yüzerken kanat bölgelerini çok etkin olarak kullandıkları için, bu yapıların da ‘artık organ’ olarak değerlendirilmesi yanlıştır
Ernst Wiedersheim, 19 yüzyılın sonunda insan vücudunda 86 tane ‘artık organ’ olduğunu iddia etmişti Zamanla listedeki bu organların işlevleri öğrenildi ve ‘artık organ’ olarak sınıflandırılmalarındaki hata anlaşıldı
Tiroid bezinin vücut için çok önemli hormonlar salgıladığı öğrenildi Timus bezi ise bağışıklık sistemine katkıda bulunmaktadır
Bademcikler vücudu enfeksiyondan koruyan organlardır
Pineal bezi melatonin hormonunun üretiminde rol almaktadır
Kuyruk sokumu birçok kasın tutunma noktasını oluşturmakta ve rahat oturmayı sağlamaktadır
Araştırmalar ilerleyip de insanda ‘artık organ’ olduğu iddia edilen yapıların fonksiyonlarının anlaşılmasıyla liste gittikçe küçüldü
Fakat hâlâ birçok kitapta apendiksin (apandisit hastalığına yol açan organ) hiçbir işlevi olmayan bir organ olarak tanıtıldığına tanık olabilirsiniz
Apendikste lenfatik nodüllerin olduğu ve temel fonksiyon olarak lenf sisteminin bir parçası olduğu öğrenilmiştir Bağırsakta yararlı işlevi olan bakterilerin kana ve vücudun diğer bölgelerine zarar verme olasılığı vardır Apendiks, parçası olduğu lenf sistemi ile beraber, vücudun korunmasında görev alır Apendiksin en önemli işlevi yeni doğmuş bebeklerin bakterilere karşı korunmasıdır
Darwin, genetik açıdan yanlış olduğu gösterilmiş olan Lamarckçı mekanizmayla apendiksi körelmiş organ olarak görmekle hata yaptığı gibi, bu organı işlevsiz sanmakla da yanılmıştır
Bunun yanında, memelilerden tavşanın ve sıçanın apendiksi varken, birçok maymun türünde apendiks bulunmaz120 Bu da ‘evrimci soy ağacı’ açısından önemli bir sorundur Apendiks, Evrim Teorisi için delil oluşturmak bir yana, aslında sorun oluşturmaktadır
Fizyolojik araştırmalar arttıkça işlevsiz sanılan organların işlevleri öğrenilmiştir Aynı şey katedilmesi gerekli çok yol olsa da DNA’nın üzerindeki fonksiyonu bilinmeyen (junk DNA, psuedogenes) bölgeler için de geçerlidir; genetikteki çalışmalar arttıkça bu bölgelerin düzenlemeyle ve bağışıklıkla ilgili fonksiyonları keşfedilmektedir121 DNA’nın insan bedenine nasıl dönüştüğü, ancak çok kısıtlı olarak bilinebildiğine göre, DNA’daki bölgelerin bir kısmının fonksiyonunun bilinememesi doğaldır DNA’nın en temel fonksiyonu protein ve RNA kodlarını taşımak olsa da bütün vazifesi bununla sınırlı değildir
Kısacası fonksiyonu olmayan ‘artık organlar’ın varlığının Evrim Teorisi’nin delili olduğu söylenemez Fonksiyonu olmayan veya fonksiyonunu yitirmiş yapılar olarak gösterilen örnekler ayrıntılı olarak her incelendiğinde, bu yapıların canlılık için lüzumlu işlevleri yerine getirdiği öğrenilmiştir Bu da bazı şartlanmış araştırmacıların, canlıların yapılarındaki işlevleri anlayamamaları üzerine, bu yapıların işlevlerini inkâr ettiklerini göstermektedir Mevcut örnekler, işlevsiz zannedilen yapıların, sadece işlevi anlaşılmamış yapılar olduklarını göstermiştir
DrCaner Taslaman
Evrim Teorisi’ni savunanlar, canlılardaki bazı organların zamanla amaçlarını yitirdiklerini söylediler
Penguenlerin kanatları veya insanların tiroid bezi ve kuyruk sokumu artık (rudimentary veya vestigial) organlara örnek olarak gösterildi Darwin ‘artık organlar’ın varlığını teorisi açısından uygun gördü ve Lamarckçı ‘kullanılmayan organların körelmesi’ yaklaşımıyla bu organları izah etmeye çalıştı
Biyolojideki gelişmeler ile sonradan kazanılan özelliklerin aktarılamayacağı anlaşıldı ve Lamarckçı yaklaşımlar geçerliliğini yitirdi Genetik bilgiler, bir organın kullanılıp kullanılmamasının, daha sonra bu organa ait genetik bilgilerin yeni nesillere aktarılmasında bir değişiklik oluşturmayacağını göstermiştir Fakat YeniDarwinciler, genetikteki bu gelişmelere rağmen, sadece mutasyon ve doğal seleksiyon ile konuya yaklaşarak ‘artık organlar’ı açıklamaya çalıştılar
‘Artık organlar’ ile canlılarda işlevi bulunmayan bazı organların var olduğu iddia edilir Türlerin birbirlerinden bağımsız yaratıldığını savunanlar da evrende sürekli olarak düzensizliğe gidişin olduğunu söyleyen entropi gibi bir yasanın genlerde de etkili olmasının, işlevsiz organları oluşturduğunu veya işlevli organların işlevini bozduğunu ileri sürebilirler ki bunu savunanlar olmuştur En sağlam yapılmış bina veya köprü zamanla yıprandığı, insan yaşlandıkça güçsüzleştiği gibi; ilk canlı çiftinden sürekli sonraki nesillere aktarılan genetik hazine de zamanla deforme oluyor olabilir
18 yüzyılın en önemli biyologlarından Buffon’un önce kökensel türlerin oluştuğunu, sonra bunlardan yeni türlerin oluştuğunu söyleyen yaklaşımında da; başlangıçtaki genetik havuzun, melezleşme ve benzeri etkilerle deformasyona uğradığı savunulmuştur Türlerin genetik bilgilerinin, yeni nesillerde deformasyona uğradığını savunan biri, Evrim Teorisi’ne inanmasa da ‘artık organlar’ın varlığını kabul edebilir Sonuç olarak, ‘artık organlar’ın varlığının Evrim Teorisi’nin bir delili olarak kabul edilmemesi gerekir
Evrim Teorisi’nin temel iddiası, bütün türlerin başka türlerin değişimi sonucunda oluştuklarını iddia etmesidir ‘Artık organlar’ın varlığı eğer doğru olsaydı bile, Evrim Teorisi’nin bu temel iddiasını destekleyecek nitelikte değildir
Biyolojide ilerlemeler gerçekleştikçe, işlevsiz oldukları veya işlevlerini yitirdikleri iddia edilen canlılardaki yapıların önemli görevleri olduğu anlaşılmıştır
Önceden atların tendonlarının bağlı olduğu küçücük liflerin işlevsiz olduğu iddia ediliyordu Yapılan araştırmalar, bu liflerin, atların koşularında oluşan titreşimlerin tendonları tahrip etmesini önlediğini göstermiştir119
Balinaların kalça kemiklerinin de kara canlılarının kemiklerinin artığı olup işlevsiz olduğu söylenmiştir Fakat araştırmacılar Howe ve Bergman, bu yapıların dişi ve erkek balinalarda farklılık gösterdiğini; erkeklerin penis ereksiyonuna, dişilerin vajinal birleşimlerine katkıda bulunduğunu ortaya koymuşlardır Penguenler yüzerken kanat bölgelerini çok etkin olarak kullandıkları için, bu yapıların da ‘artık organ’ olarak değerlendirilmesi yanlıştır
Ernst Wiedersheim, 19 yüzyılın sonunda insan vücudunda 86 tane ‘artık organ’ olduğunu iddia etmişti Zamanla listedeki bu organların işlevleri öğrenildi ve ‘artık organ’ olarak sınıflandırılmalarındaki hata anlaşıldı
Tiroid bezinin vücut için çok önemli hormonlar salgıladığı öğrenildi Timus bezi ise bağışıklık sistemine katkıda bulunmaktadır
Bademcikler vücudu enfeksiyondan koruyan organlardır
Pineal bezi melatonin hormonunun üretiminde rol almaktadır
Kuyruk sokumu birçok kasın tutunma noktasını oluşturmakta ve rahat oturmayı sağlamaktadır
Araştırmalar ilerleyip de insanda ‘artık organ’ olduğu iddia edilen yapıların fonksiyonlarının anlaşılmasıyla liste gittikçe küçüldü
Fakat hâlâ birçok kitapta apendiksin (apandisit hastalığına yol açan organ) hiçbir işlevi olmayan bir organ olarak tanıtıldığına tanık olabilirsiniz
Apendikste lenfatik nodüllerin olduğu ve temel fonksiyon olarak lenf sisteminin bir parçası olduğu öğrenilmiştir Bağırsakta yararlı işlevi olan bakterilerin kana ve vücudun diğer bölgelerine zarar verme olasılığı vardır Apendiks, parçası olduğu lenf sistemi ile beraber, vücudun korunmasında görev alır Apendiksin en önemli işlevi yeni doğmuş bebeklerin bakterilere karşı korunmasıdır
Darwin, genetik açıdan yanlış olduğu gösterilmiş olan Lamarckçı mekanizmayla apendiksi körelmiş organ olarak görmekle hata yaptığı gibi, bu organı işlevsiz sanmakla da yanılmıştır
Bunun yanında, memelilerden tavşanın ve sıçanın apendiksi varken, birçok maymun türünde apendiks bulunmaz120 Bu da ‘evrimci soy ağacı’ açısından önemli bir sorundur Apendiks, Evrim Teorisi için delil oluşturmak bir yana, aslında sorun oluşturmaktadır
Fizyolojik araştırmalar arttıkça işlevsiz sanılan organların işlevleri öğrenilmiştir Aynı şey katedilmesi gerekli çok yol olsa da DNA’nın üzerindeki fonksiyonu bilinmeyen (junk DNA, psuedogenes) bölgeler için de geçerlidir; genetikteki çalışmalar arttıkça bu bölgelerin düzenlemeyle ve bağışıklıkla ilgili fonksiyonları keşfedilmektedir121 DNA’nın insan bedenine nasıl dönüştüğü, ancak çok kısıtlı olarak bilinebildiğine göre, DNA’daki bölgelerin bir kısmının fonksiyonunun bilinememesi doğaldır DNA’nın en temel fonksiyonu protein ve RNA kodlarını taşımak olsa da bütün vazifesi bununla sınırlı değildir
Kısacası fonksiyonu olmayan ‘artık organlar’ın varlığının Evrim Teorisi’nin delili olduğu söylenemez Fonksiyonu olmayan veya fonksiyonunu yitirmiş yapılar olarak gösterilen örnekler ayrıntılı olarak her incelendiğinde, bu yapıların canlılık için lüzumlu işlevleri yerine getirdiği öğrenilmiştir Bu da bazı şartlanmış araştırmacıların, canlıların yapılarındaki işlevleri anlayamamaları üzerine, bu yapıların işlevlerini inkâr ettiklerini göstermektedir Mevcut örnekler, işlevsiz zannedilen yapıların, sadece işlevi anlaşılmamış yapılar olduklarını göstermiştir
DrCaner Taslaman