iltasyazilim
FD Üye
Bizimde bir masal dünyamız var;
Uçsuz bucaksız bir dünya bu! Kel Oğlanı da içine alır, Köroğlunu da; peri kızını da içine alır, dev anasını da; seni de içine alır beni de; gene de bir fındık kabuğuna sığar, yedi dünyaya sığmaz Hani şu masal dünyasını bir dönem dolanayım diye, demir çarık demir asa yola düşseniz; nehir tepecik düz, altı hale bir sonbahar gitseniz, bir arpa boyu yol gidersiniz fakat! İyisi mi gelin derelerden sel gibi, tepelerden yel gibi geçerek; lale, sümbül derleyip soğuk sular içerek; daha da yorulursunuz Hızır'ın atına binerek bir tandır başına götüreyim sizi
Vay ne masallar, ne masallar var orada; makas kesmedik, iğne batmadık masallar
Kitabın adı: Evvel Vakit İçinde
Kitabın Yazarı :Eflatun Cem Güney
Kitabın konusu: Kitapta toplam sekiz adet masal vardır Bunlar
“Uç Elma, ‘Sedef Bacı, “Gelincik Günü, “Hamur Bebek, “Dert Kuşu, “Köse Dağı, “Ak Gün, Kara Gün ve “Perili El
ÜÇ ELMA
Evvel vakit içinde Kalbur saman içinde uzaktan diyarlarda bir memleketin padişahı herşeyinin olduğunu fakat bir çocuğunun olmadığını söyler söyler üzülürmüş vakit geçer yaşlanır lakin derdine derman olamazmış Birgün bunu duyan zeki bir piri fani padişaha içinde koca koca ağaçların çiçeklerin,meyvaların olduğu bir bahçe yapmasını söylemiş Padişahın hanımı hergün gününü orda geçirmeye başlamış seneler geçmiş fakat hala bir bebek olmuş padişah iyice kederlenmiş ve bahçeyi bozmaya başlamış, üzüntüden ağaçlarla konuşmaya başlayan padişahın eşine acıya Elma ağacı dile gelmiş“Benim filizlerimden al, dikey Bir gün sana elma verir Yarısını sen ye, yarısını da padişaha yedir demiş
Kadın ağacın dediklerini yapmış ve aradan yedi yıl geçmiş bir elma yemiş ve öteki yarısınıda padişaha yedirmiş Aradan dokuz ay ongün geçmiş ve nur topu gibi çocukları olmuş
Kurulmuş meydan, çalmış davullar… Kırk gün, kırk gece olmuş oyunlar
Gökten yelken direği elma düştü… Kimin ne muradı varsa onun başına…
GELİNCİK GÜNÜ
Uzaktan diyarlarda zengin mi zengin bir bey varmış bey ’inde yakışıklı mı yakışıklı kapılara sığmayan delikanlı bir oğlu varmış birgün her ne olduysa beyin oğlu kendi dünyasına çekilmiş ve kimse ile konuşmamaya başlamış bu koşul beyi fazla üzmeye başlamış çünkü ne yapacağını bilememiş yaşlı bir bayan oğlunun ne derdi varsa bunu öğreneceğini söylemiş ve gelincik günü denen baharın yeni geldiği ve bunun kutlandığı bir günde yaşlı kadın bey oğlunun duvar köşesinde oturduğunu görüp yanında gitmiş ve yanında dolanmaya başlamış Bey oğlu dayanamamış, “Canına mı susadın, ne geziyorsun burada? diye bağırmış kadına sonrasında ihtiyar kadın ağlayarak anlatmış “Ah, oğul ah Benim bir oğlum var, zincir zapt etmez Bir türlü söz dinlemez Dediler ki, dünyaya dargın bölüm bulacaksın, damarından yedi damla kan alacaksın, yedi sabah da bal şerbetine katıp içİrirsen oğluna, dizini kırar da dizinin dibinde oturur demiş Bunun üzerine bey oğlu dayanamış “Benim hayata dargın olduğumu nereden biliyorsun?demiş kadında “Ola Ki dargın olmazsan, dünya alemin bir araya geldiği, bu gelincik gününde, böyle bir kenarda oturur musun? diye sormuş çocuğa Çocukda dayanamamış anlatmış derdini Meğersem rüyasında birgün bey oğlu güzeller güzeli bir peri kızı görmüş lakin daha sonra peri kızı kaybolmuş ortalarda tüm derdi de buymuş beyoğlunun Yaşlı kadın hemen durumu Bey ’e anlatmış ve ödülünü alıp gitmiş Bunun üstüne bey hemencecik tüm diyardaki kızların oğlunun önünden geçmesini emretmiş ,Bey oğluda yoksul fakat hoş bir kız beğenmiş ve kızın üstüne mendilini atmış Sonrası nikah dernek
İşte o günden beri, kısmetini arayanlar “gelincik gününü beklerlermiş…
DERT KUŞU
Bir varmış, bir yokmuş Bir Sülün Kız varmış Babası ölmüş Anası ile kalmış Kızı, nasıl geçiniriz diye bir dert almış Anası demiş: “Ben çuha dokurum, sen gergef işlersin, geçinip gideriz O Kadar yapmışlar Bağ bahçe sahibi olmuşlar Kız tekrar tasalanmış “Dağımızı rüzgâr alırsa, bağımızı el alırsa diye Anası nice öğütler vermişse de nafile Kendini avareliğe vermiş Tasa Kuşu zaten fırsat kolluyormuş Almış onu kollan arasına…
Kız bir bakmış ancak cennetten bir köşe içinde Her yer güllük, gülistanlık Bülbül öter, arkasından keklik öter…Kız yine tasalanmış, “Niye bin gözüm, niye bin kulağım yok, niye hepsim birden göremiyorum, duyamıyorum diye O an bütün kuşların dili susmuş, pınarların suyu kesilmiş Tasa kuşu dalga geçmiş: “Avare kız, avare kız Tasa dediğin böylece olmaz, böyle olur Geçti gül, geçti geçti bülbül, ister ağla ister gül… demiş Kız perişan olmuş, arzu da başına vurmuş El uzattığı ağaçlar meyve vermez olmuş Su içmek istediği pınarlar su vermez olmuş
Dert Kuşu, yapacağını yapmış, edeceğini etmiş, uçmuş gitmiş bir diğer avarenin başına konmaya…Kız bunu görür görmez içten bir “ohhh çekmiş …Bir ağarmış büyükbaba ortaya çıkıp demiş ancak, “Dile benden ne dilersen… “Anamı isterim, anamı demiş kız Yummuş gözünü, açmış diğer taraftan bakmış oysa anasının dizinin dibinde…
O günden beri, tatlı dilli, güler yüzlü olmuş Kısmeti de çözülmüş, evlenmiş Kırk gün, kırk gece düğün etmişMutlu mutlu yaşamışlar…
PERİLİ EL
Bir varmış, bir yokmuş Bir evin, fazla hoş bir kızı varmış Anası, babası kızlarına gül gibi bakarlarmış Bİr gün ecel gelmiş, ikisini de almış Kız kalmış yalnız başına Bak şu Allah ’ın işine
Kısmeti çıkmış, ağzı var dili yok, sessiz ağırbaşlı biriyle evlenmiş Lakin, konut işi bilmez, el yapımı bilmez bîr kız olduğu için, her tarafı pislik götürmeye başlamış
Konu komşu, elini ayağını çekmiş Adamcağız, dayanmış da dayanmış Kız da bu hallere çok üzülüyormuş, lakin bilmediği için, hiçbir şey de yapamıyormuş Her gün Allah ’a yalvarıyormuş, “derdime bir tedavi diye Bir gün, nur yüzlü bir hatuncuk kapısına gelmiş, “senin annen bir kadındı, herkese iyilikler etti, bu yüzden ben sana on tane hizmetçi peri getirdim, her biri bir parmağında saklanacak, hangi parmağını oynatırsan, o hizmetini yapacak demiş ve kaybolmuş Kız inanamamış önce Sonra, denemeye karar vermiş dahası ne görsün, on tane peri kızı birdenbire hizmete başlamasın mı?
Peri kızları evi tertemiz yapmışlar, çeşitli yemekleri pişirip, masalara dizmişler Akşam kocası gelince, bir sevinmiş, bir sevinmiş ancak sormayın gitsin… O günden sonradan, dirlik düzenlik İle mesut, bahtiyar yaşayıp gitmişler… *
Uçsuz bucaksız bir dünya bu! Kel Oğlanı da içine alır, Köroğlunu da; peri kızını da içine alır, dev anasını da; seni de içine alır beni de; gene de bir fındık kabuğuna sığar, yedi dünyaya sığmaz Hani şu masal dünyasını bir dönem dolanayım diye, demir çarık demir asa yola düşseniz; nehir tepecik düz, altı hale bir sonbahar gitseniz, bir arpa boyu yol gidersiniz fakat! İyisi mi gelin derelerden sel gibi, tepelerden yel gibi geçerek; lale, sümbül derleyip soğuk sular içerek; daha da yorulursunuz Hızır'ın atına binerek bir tandır başına götüreyim sizi
Vay ne masallar, ne masallar var orada; makas kesmedik, iğne batmadık masallar
Kitabın adı: Evvel Vakit İçinde
Kitabın Yazarı :Eflatun Cem Güney
Kitabın konusu: Kitapta toplam sekiz adet masal vardır Bunlar
“Uç Elma, ‘Sedef Bacı, “Gelincik Günü, “Hamur Bebek, “Dert Kuşu, “Köse Dağı, “Ak Gün, Kara Gün ve “Perili El
ÜÇ ELMA
Evvel vakit içinde Kalbur saman içinde uzaktan diyarlarda bir memleketin padişahı herşeyinin olduğunu fakat bir çocuğunun olmadığını söyler söyler üzülürmüş vakit geçer yaşlanır lakin derdine derman olamazmış Birgün bunu duyan zeki bir piri fani padişaha içinde koca koca ağaçların çiçeklerin,meyvaların olduğu bir bahçe yapmasını söylemiş Padişahın hanımı hergün gününü orda geçirmeye başlamış seneler geçmiş fakat hala bir bebek olmuş padişah iyice kederlenmiş ve bahçeyi bozmaya başlamış, üzüntüden ağaçlarla konuşmaya başlayan padişahın eşine acıya Elma ağacı dile gelmiş“Benim filizlerimden al, dikey Bir gün sana elma verir Yarısını sen ye, yarısını da padişaha yedir demiş
Kadın ağacın dediklerini yapmış ve aradan yedi yıl geçmiş bir elma yemiş ve öteki yarısınıda padişaha yedirmiş Aradan dokuz ay ongün geçmiş ve nur topu gibi çocukları olmuş
Kurulmuş meydan, çalmış davullar… Kırk gün, kırk gece olmuş oyunlar
Gökten yelken direği elma düştü… Kimin ne muradı varsa onun başına…
GELİNCİK GÜNÜ
Uzaktan diyarlarda zengin mi zengin bir bey varmış bey ’inde yakışıklı mı yakışıklı kapılara sığmayan delikanlı bir oğlu varmış birgün her ne olduysa beyin oğlu kendi dünyasına çekilmiş ve kimse ile konuşmamaya başlamış bu koşul beyi fazla üzmeye başlamış çünkü ne yapacağını bilememiş yaşlı bir bayan oğlunun ne derdi varsa bunu öğreneceğini söylemiş ve gelincik günü denen baharın yeni geldiği ve bunun kutlandığı bir günde yaşlı kadın bey oğlunun duvar köşesinde oturduğunu görüp yanında gitmiş ve yanında dolanmaya başlamış Bey oğlu dayanamamış, “Canına mı susadın, ne geziyorsun burada? diye bağırmış kadına sonrasında ihtiyar kadın ağlayarak anlatmış “Ah, oğul ah Benim bir oğlum var, zincir zapt etmez Bir türlü söz dinlemez Dediler ki, dünyaya dargın bölüm bulacaksın, damarından yedi damla kan alacaksın, yedi sabah da bal şerbetine katıp içİrirsen oğluna, dizini kırar da dizinin dibinde oturur demiş Bunun üzerine bey oğlu dayanamış “Benim hayata dargın olduğumu nereden biliyorsun?demiş kadında “Ola Ki dargın olmazsan, dünya alemin bir araya geldiği, bu gelincik gününde, böyle bir kenarda oturur musun? diye sormuş çocuğa Çocukda dayanamamış anlatmış derdini Meğersem rüyasında birgün bey oğlu güzeller güzeli bir peri kızı görmüş lakin daha sonra peri kızı kaybolmuş ortalarda tüm derdi de buymuş beyoğlunun Yaşlı kadın hemen durumu Bey ’e anlatmış ve ödülünü alıp gitmiş Bunun üstüne bey hemencecik tüm diyardaki kızların oğlunun önünden geçmesini emretmiş ,Bey oğluda yoksul fakat hoş bir kız beğenmiş ve kızın üstüne mendilini atmış Sonrası nikah dernek
İşte o günden beri, kısmetini arayanlar “gelincik gününü beklerlermiş…
DERT KUŞU
Bir varmış, bir yokmuş Bir Sülün Kız varmış Babası ölmüş Anası ile kalmış Kızı, nasıl geçiniriz diye bir dert almış Anası demiş: “Ben çuha dokurum, sen gergef işlersin, geçinip gideriz O Kadar yapmışlar Bağ bahçe sahibi olmuşlar Kız tekrar tasalanmış “Dağımızı rüzgâr alırsa, bağımızı el alırsa diye Anası nice öğütler vermişse de nafile Kendini avareliğe vermiş Tasa Kuşu zaten fırsat kolluyormuş Almış onu kollan arasına…
Kız bir bakmış ancak cennetten bir köşe içinde Her yer güllük, gülistanlık Bülbül öter, arkasından keklik öter…Kız yine tasalanmış, “Niye bin gözüm, niye bin kulağım yok, niye hepsim birden göremiyorum, duyamıyorum diye O an bütün kuşların dili susmuş, pınarların suyu kesilmiş Tasa kuşu dalga geçmiş: “Avare kız, avare kız Tasa dediğin böylece olmaz, böyle olur Geçti gül, geçti geçti bülbül, ister ağla ister gül… demiş Kız perişan olmuş, arzu da başına vurmuş El uzattığı ağaçlar meyve vermez olmuş Su içmek istediği pınarlar su vermez olmuş
Dert Kuşu, yapacağını yapmış, edeceğini etmiş, uçmuş gitmiş bir diğer avarenin başına konmaya…Kız bunu görür görmez içten bir “ohhh çekmiş …Bir ağarmış büyükbaba ortaya çıkıp demiş ancak, “Dile benden ne dilersen… “Anamı isterim, anamı demiş kız Yummuş gözünü, açmış diğer taraftan bakmış oysa anasının dizinin dibinde…
O günden beri, tatlı dilli, güler yüzlü olmuş Kısmeti de çözülmüş, evlenmiş Kırk gün, kırk gece düğün etmişMutlu mutlu yaşamışlar…
PERİLİ EL
Bir varmış, bir yokmuş Bir evin, fazla hoş bir kızı varmış Anası, babası kızlarına gül gibi bakarlarmış Bİr gün ecel gelmiş, ikisini de almış Kız kalmış yalnız başına Bak şu Allah ’ın işine
Kısmeti çıkmış, ağzı var dili yok, sessiz ağırbaşlı biriyle evlenmiş Lakin, konut işi bilmez, el yapımı bilmez bîr kız olduğu için, her tarafı pislik götürmeye başlamış
Konu komşu, elini ayağını çekmiş Adamcağız, dayanmış da dayanmış Kız da bu hallere çok üzülüyormuş, lakin bilmediği için, hiçbir şey de yapamıyormuş Her gün Allah ’a yalvarıyormuş, “derdime bir tedavi diye Bir gün, nur yüzlü bir hatuncuk kapısına gelmiş, “senin annen bir kadındı, herkese iyilikler etti, bu yüzden ben sana on tane hizmetçi peri getirdim, her biri bir parmağında saklanacak, hangi parmağını oynatırsan, o hizmetini yapacak demiş ve kaybolmuş Kız inanamamış önce Sonra, denemeye karar vermiş dahası ne görsün, on tane peri kızı birdenbire hizmete başlamasın mı?
Peri kızları evi tertemiz yapmışlar, çeşitli yemekleri pişirip, masalara dizmişler Akşam kocası gelince, bir sevinmiş, bir sevinmiş ancak sormayın gitsin… O günden sonradan, dirlik düzenlik İle mesut, bahtiyar yaşayıp gitmişler… *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.