iltasyazilim
FD Üye
Felah, kurtuluş demektir Kurtuluş kelimesi değişik çevrelerce farklı şekilde yorumlanır
Bir fakirin âleminde bu kelime, başını sokacağı rahat bir yuva, karnını yetesiye doyuracağı kadar gıda ve örtüneceği bir elbise olarak canlanır Kısacası, onun kurtuluştan anladığı, fakirlikten ve dilencilikten azat olmaktır
Bir hastanın dünyasında, bu kelime, şifa ile eş anlamlıdır Asker, bu kelimeyi terhis mânâsında anlar, talebe ise okulu bitirme olarak değerlendirir Mazlumun dünyasında kurtuluş, zalimin ölümüdür
Bunların hiçbirine itiraz edecek değiliz Ama bunların hiçbirin de gerçek kurtuluş olmadığını çok iyi biliyoruz Çünkü, bir gün gelecek bütün bu arzular, gerilerde kalacak Ölümle noktalanan dünya yolculuğundan sonra, bütün bu hedefler mazi olacaklar O halde, gerçek kurtuluş, yani mazi olmayan felah, ebedî necat bunların hiçbirisi değildir
Fatiha Suresini hemen takip eden Bakara Suresinin beşinci âyetinde mealen “Felaha (kurtuluşa) erenler de bunlardır buyrulur
Bütün bu kurtuluşlar ebediyet yurduyla ve ebedî saadetle ilgilidir Hiçbiri fâni hayata ve geçici zevklere bakmıyor
Felah meselesi, Müminûn Suresinde de yer alır Ve bu surenin ilk âyetinde, “Müminler muhakkak felah bulmuştur buyrulur Bu âyeti kerime ile en büyük kurtuluşun iman dairesine girmek olduğu ders verilir İman nimetine kavuşan, küfürden ve şirkten felah bulmuştur En büyük kurtuluş budur Zira, bunun zıddı ebedî hüsrandır
Kör olan bir adamın gözü açılsa, onun kurtulduğunu söyleriz
Neden kurtuldu? Karanlıktan Gözü önündeki eşyayı fark edememekten Renk, şekil, biçim, güzellik ve daha nice mefhumların cahili olmaktan Sadece elinin erişebildiği varlıklara ulaşıp ötesiyle ilgi kuramamaktan Şimdi artık nazarını güneşe gönderebiliyor
İmana kavuşmak, görmeye erişmekten çok daha ileri bir felah, çok daha büyük bir kurtuluş: Eseri görüp de yaratıcısını bilememe körlüğünden necat
Nimette boğulup, onu vereni düşünmeme zindanından kurtuluş
Bu âlemin sahibi, kim? Beni bu dünyaya kim getirdi? Elimi bileğime, gözümü yüzüme kim taktı? Damarlarımı kim döşedi? Sinir sistemimi kim kurdu?
Böyle, daha nice soruların cevabını bilmemekten kurtuluş
“Bu mülkün bir maliki var deyip nefsini Ona teslim ederek başıboşluktan ve sahipsizlikten kurtuluş
Kainatı çok gerilerde bırakan bir ulviyete çıkmakla, bayağılıktan ve aşağılıktan kurtuluş
Bir sonraki âyette, müminlerin en önemli sıfatı nazara veriliyor:
“Ki onlar, namazlarında huşû içindedirler
Bu da bir başka kurtuluş müjdesi: İtaatsizlikten ve isyandan kurtuluş; kibirden, gururdan, gafletten necat İşte ezanda felah kelimesinin geçmesinin bu ayetle ilgisi vardır
Bundan sonra, müminin çok önemli iki sıfatı zikrediliyor: “Faydasız şeylerden yüz çevirmek ve “zekât vermek
Bunları takiben diğer bir sıfata geçiliyor:
“Onlar ırzlarını korurlar
İman ve ibadeti takip eden güzel ahlâkın, en önemli şubesi böylece nazara veriliyor: Irzlarını, namuslarını korumak İffetsizlikten, hayasızlıktan kurtuluş
Ameller, imanın kuvveti nispetinde işlenir ve ameller işlendikçe de kalp kuvvet bulur
İmanla amel arasındaki bu kuvvetli ilgi, bir çok âyeti kerimede imandan sonra hemen salih amelin zikredilmesiyle bize ders verilir
Bu mânâyı her gün dinlediğimiz ezanlar da bize adeta haykırırlar Tekbirleri takiben şahadetler gelir; Allah’a ve Resulûllaha (asm) iman hatırlatılır Ve bu şahadet cümlelerini “namaza ve felaha davet takip eder
İman etmekle küfür karanlığından kurtulan müminler, ibadet vazifelerini de yerine getirmekle de isyandan uzak kalmaya ve gerçek kurtuluşa ermeye çağrılırlar
Alaaddin Başar (ProfDr)
Bir fakirin âleminde bu kelime, başını sokacağı rahat bir yuva, karnını yetesiye doyuracağı kadar gıda ve örtüneceği bir elbise olarak canlanır Kısacası, onun kurtuluştan anladığı, fakirlikten ve dilencilikten azat olmaktır
Bir hastanın dünyasında, bu kelime, şifa ile eş anlamlıdır Asker, bu kelimeyi terhis mânâsında anlar, talebe ise okulu bitirme olarak değerlendirir Mazlumun dünyasında kurtuluş, zalimin ölümüdür
Bunların hiçbirine itiraz edecek değiliz Ama bunların hiçbirin de gerçek kurtuluş olmadığını çok iyi biliyoruz Çünkü, bir gün gelecek bütün bu arzular, gerilerde kalacak Ölümle noktalanan dünya yolculuğundan sonra, bütün bu hedefler mazi olacaklar O halde, gerçek kurtuluş, yani mazi olmayan felah, ebedî necat bunların hiçbirisi değildir
Fatiha Suresini hemen takip eden Bakara Suresinin beşinci âyetinde mealen “Felaha (kurtuluşa) erenler de bunlardır buyrulur
Bütün bu kurtuluşlar ebediyet yurduyla ve ebedî saadetle ilgilidir Hiçbiri fâni hayata ve geçici zevklere bakmıyor
Felah meselesi, Müminûn Suresinde de yer alır Ve bu surenin ilk âyetinde, “Müminler muhakkak felah bulmuştur buyrulur Bu âyeti kerime ile en büyük kurtuluşun iman dairesine girmek olduğu ders verilir İman nimetine kavuşan, küfürden ve şirkten felah bulmuştur En büyük kurtuluş budur Zira, bunun zıddı ebedî hüsrandır
Kör olan bir adamın gözü açılsa, onun kurtulduğunu söyleriz
Neden kurtuldu? Karanlıktan Gözü önündeki eşyayı fark edememekten Renk, şekil, biçim, güzellik ve daha nice mefhumların cahili olmaktan Sadece elinin erişebildiği varlıklara ulaşıp ötesiyle ilgi kuramamaktan Şimdi artık nazarını güneşe gönderebiliyor
İmana kavuşmak, görmeye erişmekten çok daha ileri bir felah, çok daha büyük bir kurtuluş: Eseri görüp de yaratıcısını bilememe körlüğünden necat
Nimette boğulup, onu vereni düşünmeme zindanından kurtuluş
Bu âlemin sahibi, kim? Beni bu dünyaya kim getirdi? Elimi bileğime, gözümü yüzüme kim taktı? Damarlarımı kim döşedi? Sinir sistemimi kim kurdu?
Böyle, daha nice soruların cevabını bilmemekten kurtuluş
“Bu mülkün bir maliki var deyip nefsini Ona teslim ederek başıboşluktan ve sahipsizlikten kurtuluş
Kainatı çok gerilerde bırakan bir ulviyete çıkmakla, bayağılıktan ve aşağılıktan kurtuluş
Bir sonraki âyette, müminlerin en önemli sıfatı nazara veriliyor:
“Ki onlar, namazlarında huşû içindedirler
Bu da bir başka kurtuluş müjdesi: İtaatsizlikten ve isyandan kurtuluş; kibirden, gururdan, gafletten necat İşte ezanda felah kelimesinin geçmesinin bu ayetle ilgisi vardır
Bundan sonra, müminin çok önemli iki sıfatı zikrediliyor: “Faydasız şeylerden yüz çevirmek ve “zekât vermek
Bunları takiben diğer bir sıfata geçiliyor:
“Onlar ırzlarını korurlar
İman ve ibadeti takip eden güzel ahlâkın, en önemli şubesi böylece nazara veriliyor: Irzlarını, namuslarını korumak İffetsizlikten, hayasızlıktan kurtuluş
Ameller, imanın kuvveti nispetinde işlenir ve ameller işlendikçe de kalp kuvvet bulur
İmanla amel arasındaki bu kuvvetli ilgi, bir çok âyeti kerimede imandan sonra hemen salih amelin zikredilmesiyle bize ders verilir
Bu mânâyı her gün dinlediğimiz ezanlar da bize adeta haykırırlar Tekbirleri takiben şahadetler gelir; Allah’a ve Resulûllaha (asm) iman hatırlatılır Ve bu şahadet cümlelerini “namaza ve felaha davet takip eder
İman etmekle küfür karanlığından kurtulan müminler, ibadet vazifelerini de yerine getirmekle de isyandan uzak kalmaya ve gerçek kurtuluşa ermeye çağrılırlar
Alaaddin Başar (ProfDr)