nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Fabl örnekleri kısa ve öz
Fabl başrollerinde hayvanların rol aldığı hayvanların konuştuğu hayvan hikayeleridir (Örn: Ağustos böceği ve Karınca)
IBLIS ve HANCI
bir zamanlar şeytan bir handa konaklamaya başladı Eğitimleri oldukça bakımsız insanlarla doluydu han, kimse onu tanımadı Haşarılığı aklına koymuştu bir defa, bir vakit herkesi yıldırdı Fakat sonunda hancı resti çekip, şeytanı karşısına aldı
Elinde uzunca bir halat vardı
Şu Anda dayağı yargı ettin,dedi hancı
Bana sinirlenmeye hiç hakkınız yok ,dedi şeytan Ben buyum ve hatalı muamele etmek benim tabiatım
Doğrusu mi?diye sordu hancı
Sizi tedarik ederim, reel bu,dedi iblis
Sahiden kendini alıkoyamıyor musun kötülükten?diye sordu hancı
Bir an bile,dedi şeytan; benim gibi birini dövmek amaçsız bir zalimlikten öteye gitmez inanın
Hakikaten öyle galiba,dedi hancı
Bir ilmek attı elindeki halata, boynundan geçirip şeytanı astı
Ve geriye doğru çekilip mırıldandı, Böylesi daha iyi!
İKİ KİBRİT ÇÖPÜ
Günün birinde bir gezginin Kaliforniya ormanlarına düştü yolu Kurak bir mevsimdi, alize rüzgarlarının ortalığı kasıp kavurduğu Beygir sırtında uzun mu uzun bir yol gelmişti, açtı ve yorgundu Bir pipo içebilmek için atından indi Ceplerini teftiş ettiğinde yalnızca iki kibrit çöpü kaldığını gördü İlkini çaktı, lakin ateş alamadan söndü gitti rüzgarla, kala kala tek bir kibrit çöpüne kaldı
İşte bu olağanüstü!diye geçirdi içinden gezgin Bir pipo için canımı verebilirim ve muhtemelen ateş almayacak olan tek bir kibrit çöpüm var! Benim kadar talihsiz adam var mıdır dünyada? Fakat gerçi diye düşündü “bu kibriti çaktığımda pekala ateş alabilir, pipomu içerim, içini otların üzerinde temizlerim, öyle kuru fakat otlar çalı çırpı misali ateş almalarına şaşırmamalı; tutuşan otları söndürmeye çalışırken, elimden kurtulan alevler çoktan şu zehirli meşe odunu çalılıklarına uzanmış olur; ona da yetiştim diyelim, rüzgâr alevleri önüne alıp başka tarafa savurur; çalıların üstüne dallarını sarkıtmış şu çam ağacına ne demeli; bir kıvılcım sıçradığı dakka en üstteki dalına kadar ateş alacak ortada; bütün ormanı cayır cayır yakabilecek bu dev meşalenin alevleri nasıl da sürüklenir çılgın alize rüzgarları ile kimbilir! Bir an için yangın ve rüzgarın sesinin birleşmesiyle kükreyişini duydum yarı şu minik vadinin, canımı kurtarmak için delice koşuyorum ve alevler kovalıyor beni karşıki tepelere içten; bu güzelim ormanın günler her tarafında yanacağını düşünüyorum da, bütün sığırların telef olduğunu ve kuruduğunu tüm kaynakların, ne büyük zarar görürdü tüm çiftçiler, dört bir yana savrulurdu hepsinin çocukları Yaşam nasıl da değişebiliyor aniden!
Bu düşüncelerle uzandı ikinci kibritine, çaktı ateş almadı “Tanrıya şükürler olsun! dedi yolcu, yerleştirirken piposunu yeniden cebine
HASTA ADAM ve İTFAİYECİ
Evvel zaman içinde, çıkan bir yangında evde bulunanları kurtarmak için içeri giren bir itfaiyeci, hasta bir adamla karşılaştı
Kurtarma beni dedi,dedi hasta adam Dinç olanları kurtar
Bana nedenini açıklayabilir misiniz lütfen?diye sordu itfaiyeci, bu işi gönüllü olarak yapan biriydi
Bundan daha adil bir tutum biçimi olamaz,dedi ihtiyar adam “Her durumda zinde olanlar seçim edilmeli, onlar dünyanın işine daha pozitif yararlar
İtfaiyeci hastanın söylediklerini bir süre düşünüp tarttı, felsefe ile öyle ya da böyle ilgisi olan bir adamdı Pekala,dedi sonunda, giderken çatıdan bir tutam çatırdayarak inmişti odaya; “ama bu sohbetimizin hatırına bana söyler misiniz, en kayda değer işlevi nedir kuvvetli olanların?
Çok kolay,diye karşılık verdi hasta adam; güçlülerin en manâlı işlevi zayıflara destek etmektir
Söyledikleri itfaiyecinin üstünde etkin oldu, iyiden bir adamdı, içinde hiçbir kötülük yoktu “Hasta olduğunuz için sizi anlayabilirim dedi neden sonra, duvarın bir bölümü daha gürültüyle yıkıldı o esnada “fakat bu kadar aptal olmanızı bağışlayamam Son derece adaletli bir insandı, baltasını olanca hızıyla kaldırıp yaşlı adamı yatağına mıhladı
TÖVBEKÂR
Adamın biri ağlamakta olan bir gence rastladı “Neden ağlıyorsun? diye sordu
Günahlarım için ağlıyorum,diye cevap verdi delikanlı
Başka işin mi değil be oğlum!deyip geçti gitti adam
Ertesi gün baştan karşılaştılar Delikanlı yine oturmuş ağlıyordu Bugün neden ağlıyorsun peki?diye sordu adam
Ağlıyorum çünkü bir lokma yiyeceğim değil,diye karşılık verdi delikanlı
Başını salladı adam, Nedense biliyordum işin buraya varacağını *
Fabl başrollerinde hayvanların rol aldığı hayvanların konuştuğu hayvan hikayeleridir (Örn: Ağustos böceği ve Karınca)
IBLIS ve HANCI
bir zamanlar şeytan bir handa konaklamaya başladı Eğitimleri oldukça bakımsız insanlarla doluydu han, kimse onu tanımadı Haşarılığı aklına koymuştu bir defa, bir vakit herkesi yıldırdı Fakat sonunda hancı resti çekip, şeytanı karşısına aldı
Elinde uzunca bir halat vardı
Şu Anda dayağı yargı ettin,dedi hancı
Bana sinirlenmeye hiç hakkınız yok ,dedi şeytan Ben buyum ve hatalı muamele etmek benim tabiatım
Doğrusu mi?diye sordu hancı
Sizi tedarik ederim, reel bu,dedi iblis
Sahiden kendini alıkoyamıyor musun kötülükten?diye sordu hancı
Bir an bile,dedi şeytan; benim gibi birini dövmek amaçsız bir zalimlikten öteye gitmez inanın
Hakikaten öyle galiba,dedi hancı
Bir ilmek attı elindeki halata, boynundan geçirip şeytanı astı
Ve geriye doğru çekilip mırıldandı, Böylesi daha iyi!
İKİ KİBRİT ÇÖPÜ
Günün birinde bir gezginin Kaliforniya ormanlarına düştü yolu Kurak bir mevsimdi, alize rüzgarlarının ortalığı kasıp kavurduğu Beygir sırtında uzun mu uzun bir yol gelmişti, açtı ve yorgundu Bir pipo içebilmek için atından indi Ceplerini teftiş ettiğinde yalnızca iki kibrit çöpü kaldığını gördü İlkini çaktı, lakin ateş alamadan söndü gitti rüzgarla, kala kala tek bir kibrit çöpüne kaldı
İşte bu olağanüstü!diye geçirdi içinden gezgin Bir pipo için canımı verebilirim ve muhtemelen ateş almayacak olan tek bir kibrit çöpüm var! Benim kadar talihsiz adam var mıdır dünyada? Fakat gerçi diye düşündü “bu kibriti çaktığımda pekala ateş alabilir, pipomu içerim, içini otların üzerinde temizlerim, öyle kuru fakat otlar çalı çırpı misali ateş almalarına şaşırmamalı; tutuşan otları söndürmeye çalışırken, elimden kurtulan alevler çoktan şu zehirli meşe odunu çalılıklarına uzanmış olur; ona da yetiştim diyelim, rüzgâr alevleri önüne alıp başka tarafa savurur; çalıların üstüne dallarını sarkıtmış şu çam ağacına ne demeli; bir kıvılcım sıçradığı dakka en üstteki dalına kadar ateş alacak ortada; bütün ormanı cayır cayır yakabilecek bu dev meşalenin alevleri nasıl da sürüklenir çılgın alize rüzgarları ile kimbilir! Bir an için yangın ve rüzgarın sesinin birleşmesiyle kükreyişini duydum yarı şu minik vadinin, canımı kurtarmak için delice koşuyorum ve alevler kovalıyor beni karşıki tepelere içten; bu güzelim ormanın günler her tarafında yanacağını düşünüyorum da, bütün sığırların telef olduğunu ve kuruduğunu tüm kaynakların, ne büyük zarar görürdü tüm çiftçiler, dört bir yana savrulurdu hepsinin çocukları Yaşam nasıl da değişebiliyor aniden!
Bu düşüncelerle uzandı ikinci kibritine, çaktı ateş almadı “Tanrıya şükürler olsun! dedi yolcu, yerleştirirken piposunu yeniden cebine
HASTA ADAM ve İTFAİYECİ
Evvel zaman içinde, çıkan bir yangında evde bulunanları kurtarmak için içeri giren bir itfaiyeci, hasta bir adamla karşılaştı
Kurtarma beni dedi,dedi hasta adam Dinç olanları kurtar
Bana nedenini açıklayabilir misiniz lütfen?diye sordu itfaiyeci, bu işi gönüllü olarak yapan biriydi
Bundan daha adil bir tutum biçimi olamaz,dedi ihtiyar adam “Her durumda zinde olanlar seçim edilmeli, onlar dünyanın işine daha pozitif yararlar
İtfaiyeci hastanın söylediklerini bir süre düşünüp tarttı, felsefe ile öyle ya da böyle ilgisi olan bir adamdı Pekala,dedi sonunda, giderken çatıdan bir tutam çatırdayarak inmişti odaya; “ama bu sohbetimizin hatırına bana söyler misiniz, en kayda değer işlevi nedir kuvvetli olanların?
Çok kolay,diye karşılık verdi hasta adam; güçlülerin en manâlı işlevi zayıflara destek etmektir
Söyledikleri itfaiyecinin üstünde etkin oldu, iyiden bir adamdı, içinde hiçbir kötülük yoktu “Hasta olduğunuz için sizi anlayabilirim dedi neden sonra, duvarın bir bölümü daha gürültüyle yıkıldı o esnada “fakat bu kadar aptal olmanızı bağışlayamam Son derece adaletli bir insandı, baltasını olanca hızıyla kaldırıp yaşlı adamı yatağına mıhladı
TÖVBEKÂR
Adamın biri ağlamakta olan bir gence rastladı “Neden ağlıyorsun? diye sordu
Günahlarım için ağlıyorum,diye cevap verdi delikanlı
Başka işin mi değil be oğlum!deyip geçti gitti adam
Ertesi gün baştan karşılaştılar Delikanlı yine oturmuş ağlıyordu Bugün neden ağlıyorsun peki?diye sordu adam
Ağlıyorum çünkü bir lokma yiyeceğim değil,diye karşılık verdi delikanlı
Başını salladı adam, Nedense biliyordum işin buraya varacağını *