Fabl ornekleri kısa ve oz
Fabl başrollerinde hayvanların rol aldığı hayvanların konuştuğu hayvan hikayeleridir (Orn: Ağustos boceği ve Karınca)
ŞEYTAN ve HANCI
Bir zamanlar şeytan bir handa konaklamaya başladı Eğitimleri epeyce ihmal edilmiş insanlarla doluydu han, kimse onu tanımadı Haşarılığı aklına koymuştu bir kere, bir sure herkesi yıldırdı Ama sonunda hancı resti cekip, şeytanı karşısına aldı
Elinde uzunca bir halat vardı
Şimdi dayağı hak ettin,dedi hancı
Bana sinirlenmeye hic hakkınız yok ,dedi şeytan Ben buyum ve yanlış davranmak benim tabiatım
Gercekten mi?diye sordu hancı
Sizi temin ederim, gercek bu,dedi şeytan
Gercekten kendini alıkoyamıyor musun kotulukten?diye sordu hancı
Bir an bile,dedi şeytan; benim gibi birini dovmek yararsız bir zalimlikten oteye gitmez inanın
Hakikaten oyle galiba,dedi hancı
Bir ilmek attı elindeki halata, boynundan gecirip şeytanı astı
Ve geriye cekilip mırıldandı, Boylesi daha iyi!
İKİ KİBRİT COPU
Gunun birinde bir gezginin Kaliforniya ormanlarına duştu yolu Kurak bir mevsimdi, alize ruzgarlarının ortalığı kasıp kavurduğu At sırtında uzun mu uzun bir yol gelmişti, actı ve yorgundu Bir pipo icebilmek icin atından indi Ceplerini kontrol ettiğinde sadece iki kibrit copu kaldığını fark etti İlkini caktı, ama ateş alamadan sondu gitti ruzgarla, kala kala tek bir kibrit copune kaldı
İşte bu harika!diye gecirdi icinden gezgin Bir pipo icin canımı verebilirim ve olasılıkla ateş almayacak olan tek bir kibrit copum var! Benim kadar talihsiz adam var mıdır dunyada? Ama yine de diye duşundu “bu kibriti caktığımda pekala ateş alabilir, pipomu icerim, icini otların ustunde temizlerim, oyle kuru ki otlar calı cırpı misali ateş almalarına şaşırmamalı; tutuşan otları sondurmeye calışırken, elimden kurtulan alevler coktan şu zehirli meşe calılıklarına uzanmış olur; ona da yetiştim diyelim, esinti alevleri onune alıp başka tarafa savurur; calıların uzerine dallarını sarkıtmış şu cam ağacına ne demeli; bir kıvılcım sıcradığı dakka en ust dalına kadar ateş alacak besbelli; tum ormanı cayır cayır yakabilecek bu dev meşalenin alevleri nasıl da suruklenir cılgın alize ruzgarları ile kimbilir! Bir an icin yangın ve ruzgarın sesinin birleşmesiyle kukreyişini duydum sanki şu kucuk vadinin, canımı kurtarmak icin delice koşuyorum ve alevler kovalıyor beni karşıki tepelere doğru; bu guzelim ormanın gunler boyunca yanacağını duşunuyorum da, tum sığırların telef olduğunu ve kuruduğunu tum kaynakların, ne buyuk zarar gorurdu butun ciftciler, dort bir yana savrulurdu hepsinin cocukları Hayat nasıl da değişebiliyor bir anda!
Bu duşuncelerle uzandı ikinci kibritine, caktı ateş almadı “Tanrıya şukurler olsun! dedi gezgin, yerleştirirken piposunu tekrar cebine
HASTA ADAM ve İTFAİYECİ
Evvel zaman icinde, cıkan bir yangında evde bulunanları kurtarmak icin iceri giren bir itfaiyeci, hasta bir adamla karşılaştı
Kurtarma beni dedi,dedi hasta adam Guclu olanları kurtar
Bana nedenini acıklayabilir misiniz lutfen?diye sordu itfaiyeci, bu işi gonullu olarak yapan biriydi
Bundan daha adil bir davranış bicimi olamaz,dedi yaşlı adam “Her durumda guclu olanlar tercih edilmeli, onlar dunyanın işine daha fazla yararlar
İtfaiyeci hastanın soylediklerini bir sure duşunup tarttı, felsefe ile az cok ilgisi olan bir adamdı Pekala,dedi sonunda, bu arada catıdan bir parca catırdayarak inmişti odaya; “fakat bu sohbetimizin hatırına bana soyler misiniz, en onemli işlevi nedir guclu olanların?
Cok basit,diye karşılık verdi hasta adam; guclulerin en onemli işlevi zayıflara yardım etmektir
Soyledikleri itfaiyecinin ustunde etkili oldu, iyiden bir adamdı, icinde hicbir kotuluk yoktu “Hasta olduğunuz icin sizi anlayabilirim dedi neden sonra, duvarın bir bolumu daha gurultuyle yıkıldı o esnada “ama bu kadar aptal olmanızı bağışlayamam Son derece adil bir insandı, baltasını olanca hızıyla kaldırıp yaşlı adamı yatağına mıhladı
TOVBEKAR
Adamın biri ağlamakta olan bir gence rastladı “Nicin ağlıyorsun? diye sordu
Gunahlarım icin ağlıyorum,diye cevap verdi delikanlı
Başka işin mi yok be oğlum!deyip gecti gitti adam
Ertesi gun yeniden karşılaştılar Delikanlı yine oturmuş ağlıyordu Bugun neden ağlıyorsun peki?diye sordu adam
Ağlıyorum cunku bir lokma yiyeceğim yok,diye karşılık verdi delikanlı
Başını salladı adam, Nedense biliyordum işin buraya varacağını
Fabl başrollerinde hayvanların rol aldığı hayvanların konuştuğu hayvan hikayeleridir (Orn: Ağustos boceği ve Karınca)
ŞEYTAN ve HANCI
Bir zamanlar şeytan bir handa konaklamaya başladı Eğitimleri epeyce ihmal edilmiş insanlarla doluydu han, kimse onu tanımadı Haşarılığı aklına koymuştu bir kere, bir sure herkesi yıldırdı Ama sonunda hancı resti cekip, şeytanı karşısına aldı
Elinde uzunca bir halat vardı
Şimdi dayağı hak ettin,dedi hancı
Bana sinirlenmeye hic hakkınız yok ,dedi şeytan Ben buyum ve yanlış davranmak benim tabiatım
Gercekten mi?diye sordu hancı
Sizi temin ederim, gercek bu,dedi şeytan
Gercekten kendini alıkoyamıyor musun kotulukten?diye sordu hancı
Bir an bile,dedi şeytan; benim gibi birini dovmek yararsız bir zalimlikten oteye gitmez inanın
Hakikaten oyle galiba,dedi hancı
Bir ilmek attı elindeki halata, boynundan gecirip şeytanı astı
Ve geriye cekilip mırıldandı, Boylesi daha iyi!
İKİ KİBRİT COPU
Gunun birinde bir gezginin Kaliforniya ormanlarına duştu yolu Kurak bir mevsimdi, alize ruzgarlarının ortalığı kasıp kavurduğu At sırtında uzun mu uzun bir yol gelmişti, actı ve yorgundu Bir pipo icebilmek icin atından indi Ceplerini kontrol ettiğinde sadece iki kibrit copu kaldığını fark etti İlkini caktı, ama ateş alamadan sondu gitti ruzgarla, kala kala tek bir kibrit copune kaldı
İşte bu harika!diye gecirdi icinden gezgin Bir pipo icin canımı verebilirim ve olasılıkla ateş almayacak olan tek bir kibrit copum var! Benim kadar talihsiz adam var mıdır dunyada? Ama yine de diye duşundu “bu kibriti caktığımda pekala ateş alabilir, pipomu icerim, icini otların ustunde temizlerim, oyle kuru ki otlar calı cırpı misali ateş almalarına şaşırmamalı; tutuşan otları sondurmeye calışırken, elimden kurtulan alevler coktan şu zehirli meşe calılıklarına uzanmış olur; ona da yetiştim diyelim, esinti alevleri onune alıp başka tarafa savurur; calıların uzerine dallarını sarkıtmış şu cam ağacına ne demeli; bir kıvılcım sıcradığı dakka en ust dalına kadar ateş alacak besbelli; tum ormanı cayır cayır yakabilecek bu dev meşalenin alevleri nasıl da suruklenir cılgın alize ruzgarları ile kimbilir! Bir an icin yangın ve ruzgarın sesinin birleşmesiyle kukreyişini duydum sanki şu kucuk vadinin, canımı kurtarmak icin delice koşuyorum ve alevler kovalıyor beni karşıki tepelere doğru; bu guzelim ormanın gunler boyunca yanacağını duşunuyorum da, tum sığırların telef olduğunu ve kuruduğunu tum kaynakların, ne buyuk zarar gorurdu butun ciftciler, dort bir yana savrulurdu hepsinin cocukları Hayat nasıl da değişebiliyor bir anda!
Bu duşuncelerle uzandı ikinci kibritine, caktı ateş almadı “Tanrıya şukurler olsun! dedi gezgin, yerleştirirken piposunu tekrar cebine
HASTA ADAM ve İTFAİYECİ
Evvel zaman icinde, cıkan bir yangında evde bulunanları kurtarmak icin iceri giren bir itfaiyeci, hasta bir adamla karşılaştı
Kurtarma beni dedi,dedi hasta adam Guclu olanları kurtar
Bana nedenini acıklayabilir misiniz lutfen?diye sordu itfaiyeci, bu işi gonullu olarak yapan biriydi
Bundan daha adil bir davranış bicimi olamaz,dedi yaşlı adam “Her durumda guclu olanlar tercih edilmeli, onlar dunyanın işine daha fazla yararlar
İtfaiyeci hastanın soylediklerini bir sure duşunup tarttı, felsefe ile az cok ilgisi olan bir adamdı Pekala,dedi sonunda, bu arada catıdan bir parca catırdayarak inmişti odaya; “fakat bu sohbetimizin hatırına bana soyler misiniz, en onemli işlevi nedir guclu olanların?
Cok basit,diye karşılık verdi hasta adam; guclulerin en onemli işlevi zayıflara yardım etmektir
Soyledikleri itfaiyecinin ustunde etkili oldu, iyiden bir adamdı, icinde hicbir kotuluk yoktu “Hasta olduğunuz icin sizi anlayabilirim dedi neden sonra, duvarın bir bolumu daha gurultuyle yıkıldı o esnada “ama bu kadar aptal olmanızı bağışlayamam Son derece adil bir insandı, baltasını olanca hızıyla kaldırıp yaşlı adamı yatağına mıhladı
TOVBEKAR
Adamın biri ağlamakta olan bir gence rastladı “Nicin ağlıyorsun? diye sordu
Gunahlarım icin ağlıyorum,diye cevap verdi delikanlı
Başka işin mi yok be oğlum!deyip gecti gitti adam
Ertesi gun yeniden karşılaştılar Delikanlı yine oturmuş ağlıyordu Bugun neden ağlıyorsun peki?diye sordu adam
Ağlıyorum cunku bir lokma yiyeceğim yok,diye karşılık verdi delikanlı
Başını salladı adam, Nedense biliyordum işin buraya varacağını