Faiz yemek faizin tozu ne demektir
Faiz yemek faizin tozu ne demektir
faiz almak, faiz vermek
alışveriş faizi
Rasulullah (sav) buyurdu ki: Oyle bir zaman gelecek ki insanlar faiz yiyecekler Sordular: Ey Allah'ın ResUlu! Herkes mi faiz yiyecek? Hz Peygamber şoyle cevap verdi: Yemeyenlerine de faizin tozu bulaşacak (Nesai, BuyU: 2; İbni Mace, Ticarat, 58; Musnedi Ahmed, No: 10410)
Oyle gorunuyor ki bu hadisi şerif de zamanımızı birebir yansıtan hadislerden biri
Yaşadığımız hayatı dort bir koldan faiz sistemi kontrol ediyor İnsanlar birikimlerini faizli bankalarda değerlendiriyorlar Ya da bankalardan faizli ev kredileri, taşıt kredileri, ihtiyac kredileri alıyorlar Daha sonra bir omur bu faizli işlemlerle alınmış evlerde aileleriyle birlikte oturuyor, o arabalarda seyahat ediyorlar Zaman zaman, bankalardan faizli evtaşıt kredisi alan, dindar (!) insanların da var olduğunu işitiyoruz
Ancak tabi ki şuurlu Muslumanların paralarını faizli bankalarda değerlendirmediğini, buralardan evtaşıt gibi krediler almadığını ve bu konuda hassas olduklarını da biliyoruz
Ancak bu sefer de onumuze kredi kartı meselesi cıkıyor Odeme zamanına hassasiyet gosterildiği takdirde bile kullanılmasının caiz olup olmadığı tartışmaları surerken, bircok şuurlu Muslumanın kredi kartı odemelerini talep edilen tarihte yap(a)madığı ve ilgili bankaya faiz odediği gerceği cıkıyor karşımıza Tuketim cılgınlığı karşısında zafiyet yaşayan dindar (!) Muslumanlar, faizli sistemin kaleleri olan bankalara her ay binlerce lira bırakıyor Hem faiz oduyorlar, hem de faiz sisteminin bekasına katkıda bulunuyorlar
Diyelim ki daha da şuurlu Muslumanlar, kredi kartlarını faizli bankalardan değil de, finans kurumlarından alıyor, faizli kurumların kartlarını değil de finans kurumlarının kartlarını kullanıyor Ev ve taşıt kredilerini de murabaha yontemiyle bu kurumlardan alıyorlar Tam cok şukur faizden sıyırdık dediğimiz bir anda bu sefer de karşımıza mahrum kalınan kar payı diye bir şey cıkıyor Finans kurumlarının danışmanları olarak hizmet veren zevatın, hem kredi kartlarının, hem de murabaha yoluyla satılan ev ve taşıtların odemelerinde, gecikme meydana gelmesi durumunda faize alternatif olarak buldukları bir şey
Yani gonul rahatlığıyla faize bulaşmadık yine diyemiyoruz Bu kurumlara sorduğunuzda, diğer bankaların aldıkları temerrut faiziyle sizin aldığınız mahrum kalınan kar payı arasında ne fark var?, tatmin edici bir cevap alamıyorsunuz
Hadi diyelim ki finans kurumlarıyla yaptığımız muamelelerde, hocaefendilerden fetva aldık Ya da, ne bankalardan ne de finans kurumlarından, kredi kartı, ya da evtaşıtihtiyac kredisi kullanmıyoruz (Her ne kadar ticaretle uğraşanlarımız, esnaflık yapanlarımız cok buyuk sıkıntılara maruz kalsa da ne faize ne de faizin tozuna bulaşmamak icin banka ve finans kurumlarıyla butun ilişiğini kesmiş diyelim) Kurtulabiliyor muyuz faizden, onun tozundan?
Keşke oyle olsa Bu sefer de karşımıza her ay paşa paşa odediğimiz elektrik, su, doğalgaz ve telefon faturalarımız cıkıyor Bu ay zamanında odesek bir dahaki ay geciktiriyoruz Bazen uşengeclikten bazen de paramız olmadığından; ama ne olursa olsun faizli sistem bizi yine icine cekmiş, faizi bize bir şekilde bulaştırmış oluyor
İşte o zaman insan Hz Peygamberin (sav) şu sozunu hatırlıyor: Rasulullah (sav) buyurdu ki: Oyle bir zaman gelecek ki insanlar faiz yiyecekler Yemeyenlerine de faizin tozu bulaşacak
O dem insan, ahir zamanda yaşamının, daha doğrusu ahir zamanda Muslumanca yaşamanın zorluğu karşısında acizliğini hissediyor
Peki, bunun cozumu nedir?
Bu sorunun laik ve sekuler bir ulkede yaşadığımız gerceğini unutmadan kolayca cevaplamanın mumkun olmadığı aşikar
Ancak yine de şunları soyleyebiliriz:
Yakın bir zamana kadar benzer bir konuda da buyuk sıkıntılar yaşıyorduk Muslumanlar olarak Helal gıda konusunda Gerci problemin tam olarak cozulebilmiş olduğunu soyleyemeyiz Ancak evveline bakıldığında kat edilen mesafenin umut verici olduğu da aşikar
İlk olarak bir dernek bunyesinde başlatılan helal gıda sertifikalama calışmaları, sonrasında TSEnin başlattığı benzer bir calışmayla birlikte bircok şirketin (oyle ya da boyle) dikkatini cekti Bu calışmaların neticesinde şirketler urettikleri urunler icin helal gıda sertifikası almak uzere bu kurumlara başvurdular Urunlerinin helal gıda sertifikalı olduğunu hususen belirttikleri ilanlar astılar, reklamlar yaptılar Şuurlu Muslumanlar da alıp tukettikleri urunlerin helal sertifikalı olmasına dikkat ettiler ya da en azından boyle urunleri diğerlerine tercih ettiler ve boylece helal gıda pazarının guclenmesine katkıda bulundular
Butun bu calışmalar neticesinde dunun aksine, henuz kısıtlı da olsa, bugun bir helal gıda zincirinden bahsedebiliyoruz İşin daha başında olsalar bile, bugun Turkiye Muslumanlarının, helal gıda noktasında bir adım attıklarını ve bunun semeresini toplamaya başladıklarını gorebiliyoruz
Peki, aynı şeyi helal kazanc noktasında neden yapamayalım? Yukarıda bahsettiğimiz faizli işlemlerin en azından bir kısmından bu şekilde neden kurtulamayalım?
Turkiyedeki ceşitli Ehlisunnet cemaat ve gruplardan teşekkul edecek bir sivil fıkıh komisyonu, hem helal gıdada başlatılan calışmayı bir adım one taşıyacak, hem helal kazanc noktasında yeni bir adım atacak, hem de Muslumanların diğer cağdaş fıkhi problemlerine cozumler bulacaktır Heyette vazifeli fıkıhcılar, başta finans kurumları olmak uzere piyasada iş yapan şirketlerin her turlu iktisadi muamelelerini fıkhi acıdan hem inceleyecek hem de denetleyecek Bu inceleme ve denetleme neticesinde ticari muamelesi fıkha uygun olan şirketlere ya da şirketlerin bazı muamelelerine sertifikalandırma yapılacak
Buradaki sertifikalandırma kanuni acıdan bazı problemler doğuracağından yapılamayacaksa bile, şurası unutulmamalıdır ki, heyetin aldığı kararlar Muslumanlar arasında bir teamul oluşturacaktır Nitelikli bir fıkıh komisyonunun vereceği bir karar, Muslumanlar arasında, bankanın danışmanı olarak gorev yapan bir ferdin kararından daha etkili olacaktır Bu teamulun etkisini kucumsememek gerekir Nihayetinde boyle bir teşkilatlanma, tıpkı gıda sektorunde olduğu gibi, onunde sonunda diğer şirketlerin de dikkatini cekecek ve onları, icra ettikleri muamelelerde, dindar ve şuurlu Muslumanların hassasiyetlerini dikkate almak zorunda bırakacaktır
Muslumanlar arasında bunca ayrılık gayrılık varken, inananlar, ceşitli goruş ve şahısların arkasında bu denli bolunmuşken, onların bir araya gelecekleri, goruşlerini toptan kabullenecekleri bir oluşumun kısa bir surede hayata gecirilmesi zor olabilir
Bu yuzden, belki de en doğrusu, tez elden birilerinin boyle bir oluşumu başlatması ve diğer Musluman cemaat ve grupların katılımını beklemesidir
Acaba bu hayırda hangi kurum ya da kimler, (Hayırda) one gecenler, (mukafatta da) one gecenlerdir (Vakıa: 10) ayetindeki mujdeye vasıl olacak?
Allah Teala cumlemize helalinden kazanıp helaline harcamayı, faizden ve onun tozundan kurtulmayı nasip etsin Amin
Abdulkadir Yılmaz
Faiz yemek faizin tozu ne demektir
faiz almak, faiz vermek
alışveriş faizi
Rasulullah (sav) buyurdu ki: Oyle bir zaman gelecek ki insanlar faiz yiyecekler Sordular: Ey Allah'ın ResUlu! Herkes mi faiz yiyecek? Hz Peygamber şoyle cevap verdi: Yemeyenlerine de faizin tozu bulaşacak (Nesai, BuyU: 2; İbni Mace, Ticarat, 58; Musnedi Ahmed, No: 10410)
Oyle gorunuyor ki bu hadisi şerif de zamanımızı birebir yansıtan hadislerden biri
Yaşadığımız hayatı dort bir koldan faiz sistemi kontrol ediyor İnsanlar birikimlerini faizli bankalarda değerlendiriyorlar Ya da bankalardan faizli ev kredileri, taşıt kredileri, ihtiyac kredileri alıyorlar Daha sonra bir omur bu faizli işlemlerle alınmış evlerde aileleriyle birlikte oturuyor, o arabalarda seyahat ediyorlar Zaman zaman, bankalardan faizli evtaşıt kredisi alan, dindar (!) insanların da var olduğunu işitiyoruz
Ancak tabi ki şuurlu Muslumanların paralarını faizli bankalarda değerlendirmediğini, buralardan evtaşıt gibi krediler almadığını ve bu konuda hassas olduklarını da biliyoruz
Ancak bu sefer de onumuze kredi kartı meselesi cıkıyor Odeme zamanına hassasiyet gosterildiği takdirde bile kullanılmasının caiz olup olmadığı tartışmaları surerken, bircok şuurlu Muslumanın kredi kartı odemelerini talep edilen tarihte yap(a)madığı ve ilgili bankaya faiz odediği gerceği cıkıyor karşımıza Tuketim cılgınlığı karşısında zafiyet yaşayan dindar (!) Muslumanlar, faizli sistemin kaleleri olan bankalara her ay binlerce lira bırakıyor Hem faiz oduyorlar, hem de faiz sisteminin bekasına katkıda bulunuyorlar
Diyelim ki daha da şuurlu Muslumanlar, kredi kartlarını faizli bankalardan değil de, finans kurumlarından alıyor, faizli kurumların kartlarını değil de finans kurumlarının kartlarını kullanıyor Ev ve taşıt kredilerini de murabaha yontemiyle bu kurumlardan alıyorlar Tam cok şukur faizden sıyırdık dediğimiz bir anda bu sefer de karşımıza mahrum kalınan kar payı diye bir şey cıkıyor Finans kurumlarının danışmanları olarak hizmet veren zevatın, hem kredi kartlarının, hem de murabaha yoluyla satılan ev ve taşıtların odemelerinde, gecikme meydana gelmesi durumunda faize alternatif olarak buldukları bir şey
Yani gonul rahatlığıyla faize bulaşmadık yine diyemiyoruz Bu kurumlara sorduğunuzda, diğer bankaların aldıkları temerrut faiziyle sizin aldığınız mahrum kalınan kar payı arasında ne fark var?, tatmin edici bir cevap alamıyorsunuz
Hadi diyelim ki finans kurumlarıyla yaptığımız muamelelerde, hocaefendilerden fetva aldık Ya da, ne bankalardan ne de finans kurumlarından, kredi kartı, ya da evtaşıtihtiyac kredisi kullanmıyoruz (Her ne kadar ticaretle uğraşanlarımız, esnaflık yapanlarımız cok buyuk sıkıntılara maruz kalsa da ne faize ne de faizin tozuna bulaşmamak icin banka ve finans kurumlarıyla butun ilişiğini kesmiş diyelim) Kurtulabiliyor muyuz faizden, onun tozundan?
Keşke oyle olsa Bu sefer de karşımıza her ay paşa paşa odediğimiz elektrik, su, doğalgaz ve telefon faturalarımız cıkıyor Bu ay zamanında odesek bir dahaki ay geciktiriyoruz Bazen uşengeclikten bazen de paramız olmadığından; ama ne olursa olsun faizli sistem bizi yine icine cekmiş, faizi bize bir şekilde bulaştırmış oluyor
İşte o zaman insan Hz Peygamberin (sav) şu sozunu hatırlıyor: Rasulullah (sav) buyurdu ki: Oyle bir zaman gelecek ki insanlar faiz yiyecekler Yemeyenlerine de faizin tozu bulaşacak
O dem insan, ahir zamanda yaşamının, daha doğrusu ahir zamanda Muslumanca yaşamanın zorluğu karşısında acizliğini hissediyor
Peki, bunun cozumu nedir?
Bu sorunun laik ve sekuler bir ulkede yaşadığımız gerceğini unutmadan kolayca cevaplamanın mumkun olmadığı aşikar
Ancak yine de şunları soyleyebiliriz:
Yakın bir zamana kadar benzer bir konuda da buyuk sıkıntılar yaşıyorduk Muslumanlar olarak Helal gıda konusunda Gerci problemin tam olarak cozulebilmiş olduğunu soyleyemeyiz Ancak evveline bakıldığında kat edilen mesafenin umut verici olduğu da aşikar
İlk olarak bir dernek bunyesinde başlatılan helal gıda sertifikalama calışmaları, sonrasında TSEnin başlattığı benzer bir calışmayla birlikte bircok şirketin (oyle ya da boyle) dikkatini cekti Bu calışmaların neticesinde şirketler urettikleri urunler icin helal gıda sertifikası almak uzere bu kurumlara başvurdular Urunlerinin helal gıda sertifikalı olduğunu hususen belirttikleri ilanlar astılar, reklamlar yaptılar Şuurlu Muslumanlar da alıp tukettikleri urunlerin helal sertifikalı olmasına dikkat ettiler ya da en azından boyle urunleri diğerlerine tercih ettiler ve boylece helal gıda pazarının guclenmesine katkıda bulundular
Butun bu calışmalar neticesinde dunun aksine, henuz kısıtlı da olsa, bugun bir helal gıda zincirinden bahsedebiliyoruz İşin daha başında olsalar bile, bugun Turkiye Muslumanlarının, helal gıda noktasında bir adım attıklarını ve bunun semeresini toplamaya başladıklarını gorebiliyoruz
Peki, aynı şeyi helal kazanc noktasında neden yapamayalım? Yukarıda bahsettiğimiz faizli işlemlerin en azından bir kısmından bu şekilde neden kurtulamayalım?
Turkiyedeki ceşitli Ehlisunnet cemaat ve gruplardan teşekkul edecek bir sivil fıkıh komisyonu, hem helal gıdada başlatılan calışmayı bir adım one taşıyacak, hem helal kazanc noktasında yeni bir adım atacak, hem de Muslumanların diğer cağdaş fıkhi problemlerine cozumler bulacaktır Heyette vazifeli fıkıhcılar, başta finans kurumları olmak uzere piyasada iş yapan şirketlerin her turlu iktisadi muamelelerini fıkhi acıdan hem inceleyecek hem de denetleyecek Bu inceleme ve denetleme neticesinde ticari muamelesi fıkha uygun olan şirketlere ya da şirketlerin bazı muamelelerine sertifikalandırma yapılacak
Buradaki sertifikalandırma kanuni acıdan bazı problemler doğuracağından yapılamayacaksa bile, şurası unutulmamalıdır ki, heyetin aldığı kararlar Muslumanlar arasında bir teamul oluşturacaktır Nitelikli bir fıkıh komisyonunun vereceği bir karar, Muslumanlar arasında, bankanın danışmanı olarak gorev yapan bir ferdin kararından daha etkili olacaktır Bu teamulun etkisini kucumsememek gerekir Nihayetinde boyle bir teşkilatlanma, tıpkı gıda sektorunde olduğu gibi, onunde sonunda diğer şirketlerin de dikkatini cekecek ve onları, icra ettikleri muamelelerde, dindar ve şuurlu Muslumanların hassasiyetlerini dikkate almak zorunda bırakacaktır
Muslumanlar arasında bunca ayrılık gayrılık varken, inananlar, ceşitli goruş ve şahısların arkasında bu denli bolunmuşken, onların bir araya gelecekleri, goruşlerini toptan kabullenecekleri bir oluşumun kısa bir surede hayata gecirilmesi zor olabilir
Bu yuzden, belki de en doğrusu, tez elden birilerinin boyle bir oluşumu başlatması ve diğer Musluman cemaat ve grupların katılımını beklemesidir
Acaba bu hayırda hangi kurum ya da kimler, (Hayırda) one gecenler, (mukafatta da) one gecenlerdir (Vakıa: 10) ayetindeki mujdeye vasıl olacak?
Allah Teala cumlemize helalinden kazanıp helaline harcamayı, faizden ve onun tozundan kurtulmayı nasip etsin Amin
Abdulkadir Yılmaz