Farabi kimdir biyografisi hakkında bilgiler burada melekler! farabi kimdir farabi yaşam öyküsü bilgileri farabi hakkında bilgiler Merhaba Sevgili Melek'ler, bu yazımızda Farabi kimdir diye bizden bilgi isteyen bütün arkadaşlarımız için Farabi biyografisi hakkında bilgiler aktaracak ve ünlü isdlam düşünürü olan Farabi'nin hayatıyla ilgili tüm bilgileri paylaşacağız Keza, merak ettiğiniz kişilerin hayatıla ilgili veri almak istiyorsanız, sitemizin Kim Kimdir bölümünde arama yapabilirsiniz arkadaşlarım 1548238288 1548238288 farabikimdirbiyografisihakkindabilgilerburadamelekler5c5a5e3361d17farabikimdirbiyografisihakkindabilgilerburadamelekler5c5a5e3361d17farabikimdirbiyografisihakkindabilgilerburadamelekler5c5a5e3361d17 FARABİ 870950 yılları arasında yaşayan olan İslam düşünürü Sistemi Aristoteles mantığına dayanan akla yatkın bir metafizikten oluşan, Aristoteles'in sistemini Plotinos'un görüşleri yardımıyla, İslam inancı ile uzlaştırmaya çalisan Farabi, Tanrı'nın varoluşunu kanıtlarken, Aristoteles'in akılyürütme çizgisini takip etmiştir Ona göre, bu dünyadaki nesneler hareket etmekte, değişmektedirler Dünyadaki nesneler hareketlerini bir ilk Hareket Ettiriciden almak durumundadırlar Bu birincil Hareket Ettirici ise, Tanrı'dır Farabi, varlık anlayışında, muhtemel veya olumsal varlıklar adını verdiği nesneler ile Tanrı arasındaki çeşitlilik ve ayrılığı, mümkün varlıkların Tanrı'dan, ilk varlıktan sudur ettiklerini söyleyerek açıklamaya ve temellendirmeye çalisir Farabi'ye göre, ilk varlık, Tanrı, varlık taşkını yoluyla evrendeki tüm varlık düzenini 'doğal bir zorunlulukla' meydana getirir Cihan Tanrı'nın değerine hiçbir şey katmaz Yetkin bir varlık olan Tanrı'nın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur Tanrı'yla evren arasındaki ilişkiyi, evrenin Tanrı'dan sudur, türüm yoluyla ve zorunlulukla çiktigini söyleyerek açıklayan Farabi'ye kadar, kâinat aynı zamanda Tanrı'nın ölümsüz cömertliğinin bir sonucudur Tanrı, Farabi'nin sisteminde herşeydir Tanrı seven, sevilen ve sevgidir O bilen, tanıdık ve bilgidir Tanrı herşey olduğuna ve hiçbir şeye gereklilik duymadığına kadar, Farabi bu noktada, mümkün varlıkların varoluşları için, Tanrı'nın sadece kendisini konu alan bilme faaliyetine başvurur Buna kadar, yaratıklar, Tanrı'ya en yakın 'akıllar' halinde Tanrı'dan çikip varlığa gelirler Onun sudur, türüm anlayışına tarafından, Tanrı'nın kendi tözünü bilmesinden birinci zihin doğar; bu aklın Tanrı'yı bilmesinden ise, ikinci düşünce türer Böylelikle, ortaya sırasıyla 10 akıl çikar; onuncu zihin, etkin akıldır (aklı etkin) Birinci aklın varlığı, Tanrı dolayısıyla gerekli, ama kendi özünde mümkündür; birincil fikir, kendini bu niteliğiyle bildiği için, onun maddesinden birinci gök katı, formundan da (suretinden de) o gök katının ruhu sudur eder Bu Vesile Ile on akıldan her birinin karşilığı olarak bir gök katı türer Madde de Tanrı'dan sudur etmiştir Kararsızlık çağrıda bulunmak olan madde, Tanrı'ya en uzaktan olan varlıktır Etkili Akıl insan ruhunun da nedenidir İnsan anlayışında, Farabi insanın ruh ve bedenden meydana geldiğini söyler Bedenin yetkinliği ruhtan, ruhun yetkinliği ise akıldan kaynaklanmaktadır Ruhun görevleri eylem, anlama ve algılamadır Ona kadar, bitkisel, hayvani ve insani olmak üzere, üç cins ruh vardır Nebati ruhun görevi, bireyin yetişme ve gelişmesi ile soyun sürdürülmesi, hayvansal ruhu görevi iyinin alınıp kötüden uzak durulması, insani ruhun görevi ise güzelin ve yararlının seçilmesidir Farabi ahlak anlayışında, insanın düşünce yoluyla iyi ve kötüyü ayırt edebileceğini savunur İnsan için kasıt sevinç, en büyük erdem de bilgeliktir Farabi'ye kadar, en yüksek iyi olan mutluluk, etkin akıl ile bir araya gelmek aracılığıyla gerçekleşir Zira, insan kendisini anlamak için evreni bilmek, evreni bilmek için de evrenin amacını iyi anlamak durumundadır Evrenin ve en yüksek amacını kavramak, insan için reel mutluluktur İnsanın kendisini ve evrenin amacını anlamaya kalkışması ise, bilim ve felsefe yapmakla ilgili bir şeydir İnsan aklının en yüksek düzeyde yetkinleşmesi, insan aklını Etkili Zihin'a yaklaştırır Etkin zihin insan aklının yönelebileceği en yüksek hedeftir Etkili zihin'a varmak, bu dünyada Hakiki, Içten, İyi ve Güzeli ortaya çikaran felsefe, bilim ve sanatla mücâdele etmek yoluyla olur Bu Vesile Ile, insan ruhunu temizler, saflaştırır İşte, bu, insan için ölümsüzlükle eşanlamlıdır Bu yol Tanrı'ya yöneliş, Tanrı'ya varış yoludur Bu ise, insan tadabileceği en yüksek mutluluktur Farabi'ye göre, etkin zihin'a yönelmek durumunda olan şanslı halk filozoflar, bilim adamları, peygamber ya da reel yönetici ve sanatçılardır Aramak fakat, doğrulara ulaşan filozof ve bilim adamı, iyilikler meydana getiren hakiki yönetici, güzellikler yaratan sanatçı, ona göre, birbirlerinden fazla ayrı olmayan insanlardır Filozof ve bilim adamı gerçeği ve doğruyu, bilimsel yöntemle tanır Yani, o etkili fikir'a kendi yolundan giderek varır Peygamber ve reel idareci gerçeği ve doğruyu, vahiy aracılığıyla bilir Yani, o da etkili hafıza'a kendi yolundan giderek ulaşir Farabi'nin bu düşüncesine göre, bilim, din ve felsefe, birbirlerini ortadan uyandırmak yerine, birbirlerini tamamlayan disiplinlerdir Onlar sadece aynı gerçeğe ve doğruya, etkili hafıza'a ulaşmanın öbür yollarıdırlar Felsefenin Müslümanlar arasında tanınmasında ve benimsenmesinde büyük görevler yapmış olan Türk filozoflarının ve siyasetbilimcilerinden Fârâbî'nin, fizik konusunda dikkatleri çeken en manâlı çalışması, Aylaklık Üstüne adını verdiği makalesidir Fârâbî'nin bu yapıtı incelendiğinde, diğer Aristotelesçiler gibi, boşluğu kabul etmediği anlaşılmaktadır Fârâbî'ye kadar, eğer bir tas, içi su batmış olan bir vahşi, ağzı aşağıya gelecek biçimde batırılacak olursa, tasın içine hiç su girmediği görülür; çünkü hava bir cisimdir ve kabın tamamını doldurduğundan suyun içeri girmesini engellemektedir Buna karşılık eğer, bir şişe ağzından bir miktar hava emildikten sonradan suya batırılacak olursa, suyun şişenin içinde yükseldiği görülür Öyleyse doğada haylazlık yoktur Oysa, Fârâbî'ye göre ikinci deneyde, suyun şişe içerisinde yukarıya içten yükselmesini Aristoteles fiziği ile izah etmek makul değildir Çünkü Aristoteles suyun hareketinin doğal yerine içten, yani aşağıya içten olması gerektiğini söylemiştir Haylazlık da olanaksız olduğuna tarafından, bu vaka nasıl açıklanacaktır? Bu durumda Aristoteles fiziğinin yetersizliğine uyarı çeken Fârâbî, ayrıca boşluğun varlığını kabul etmeyen ve ayrıca de bu olguyu açıklayabilen yeni bir varsayım oluşturmaya çalışmıştır Bunun için iki ilke kabul eder: 1 Hava esnektir ve bulunduğu mekanın tamamını doldurur; yani bir kapta bulunan havanın yarısını tahliye edersek, geriye kalan hava yine kabın her tarafını dolduracaktır Bunun için kapta hiç bir zaman boşluk oluşmaz 2 Hava ve su arasında bir komşuluk ilişkisi vardır ve nerede hava biterse orada su başlar Fârâbî, işte bu iki ilkenin ışığı aşağıda, suyun şişenin içinde yükselmesinin, boşluğu yüklenmek istemesi sebebiyle değil, kap içindeki havanın doğal hacmine dönmesi esnasında, hava ile su arasındaki komşuluk ilişkisi yüzünden, suyu da beraberinde götürmesi nedeniyle oluştuğunu bildirmektedir Yapmış olduğu bu izah etme ile Fârâbî, Aristoteles fiziğini eleştirerek düzeltmeye çalışmıştır Fakat yorumlama yetersizdir; çünkü havanın niçin doğal hacmine döndüğü konusunda suskun kalmıştır bununla birlikte, Fârâbî'nin bu açıklaması, sonradan Batı'da Roger Bacon göre doğadaki bütün nesneler birbirinin devamıdır ve doğa boşluktan sakınır biçimine dönüştürülerek genelleştirilecektir Ünlü islam filozofu Farabi Türkistanın Farab ilinin Vesic köyünde doğmuştur , adınıda bu doğduğu yerden almıştır , Farabinin belli başlı adı oldukca uzun bir isimdir , isminin tamamı şu şekildedir Ebu Nasr Muhammed bin Tarhan bin Uzluğ'dur , fakat herkes ona özetle Farabi demiş hatta ortaçağ latin eserlerde Alfarabius olarak yada Avennasar diye anılmıştır Farabide diğer filozoflar gibi kendini için eğitimi devam ettirmek amacıyla Bagdat'a gitmiş , medrese eğitimini orada tamamlamış ve o dönemin ünlü bilginlerinden felsefe , mantık , dilbilgisi, metafizik ile ilgili dersler almıştır Yunan felsefesini ve filozoflarını okuyan farabi , Aristotalesten fazla etkilenmiş ve Gizemciler okulunun ilkelerini okuyarak onun felsefesini öğrenmiştir , Farabi Yunan felsefesiyle , İslami bilgileri bağdaştırmak istemiştir bu yüzden ona islam felsefesinin kurucusu denmiştir Farabiye tarafından Din değişmeyen uygulama kaynağı değişmeyen Öz idi , Ona tarafından din ve felsefe birbirini tamamlayan bir bütündü Bir fazla ilim alanında çalışmış olmasına karşın en fazla metafizik üstünde yoğunlaşmıştır Farabi , İslam diniyle felsefe arasındaki uyumsuzlukları ve çelişkileri ortaya çıkararak bunları mantık çercevesinde bağdaştırmaya çalışmıştır Farabi O döneme değin olan ayrık tüm ilim dallarını üç grub altında topladı ve bunları fizik , matematik ve metafizik olarak bölümlendirdi bu başvuru formu diğer avrupalı bilginler tarafındanda uygun bulunarak kabul edildi azami metafiziğe siklet versede bir çok alanda da alıştırma ve test yapacak zamanı bulmuştur , Tıp konusundada çalışan Farabinin içinde çeşitli ilaç ların bulunduğu bir kitabıda vardır , keza müsiki çalışmalarıda olmuştur ve kanun adlı çalgıyıda Türk musikisine kazandırmıştır Farabi İnsanı şöyle tanımlamıştır : Alem büyük insandır , İnsan minik alemdir İnsan hiçbirşeyin gerçeğini seziş edemez Çünki oınun bilgisinin başlangıcı duygularıdır hafıza yoluyla ancak benzeyenleri ve ayrılanları seçebilir Farabi (Arapça: أبو نصر محمد الفاراب Abū Nasr Muhammad alFārāb, Farsça: محمد فارابی Mohammade Fārābī; d 870 Farab ö 950 Şam), Türk asıllı olduğu varsayım edilen İslam felsefecisi (Maveraünnehir) Asıl adı:Muhammed bin Tahran bin Uzlug olan ve Batı kaynaklarında Alpharabiusadıyla anılan Farabi (Türkistan’ın Farab Otrar kentinde doğduğu için Farabi Farablı diye anılır) Birincil öğrenimini Farab’da, medrese öğrenimini Rey ve Bağdat’ta gördükten sonradan, Harran’da felsefe araştırmaları yaptığı yıllarda tanıştığı Yuhanna bin Haylan’la birlikte Aristoteles’in yapıtlarını okuyarak gezimciler okulunun ilkelerini öğrendi Halep’te Hemedani hükümdarı Seyfüddevle’nin konuğu oldu Arap ülkelerinde yaşayan, Türk kimliğini ve Türk törelerini ölünceye dek bırakmamış olan Farabi’yi anlatan kitaplar, İslam aleminde Ebul Hasan elBeyhaki, İbnelKıfti, İbn Ebu Useybiye, İbn elHallikan adlı yazarlar tarafından Farabi’nin ölümünden birkaç asır sonradan gerçekleştirildi Ama bu yapıtlar, birer araştırma olmaktan fazla, Farabi’yle ilgili söylenceleri derliyor,bir felsefeciyle yok, bir ermişi açıklıyordu Aristotales’in ortaya attığı madde ve suret kavramını hiçbir değiştirme yapmadan benimseyen, eşyanın oluşumunda, yani yaradılışta madde ve sureti iki temel ilke olarak gören Farabi’nin fiziği de, metafiziğe bağlıdır Buna tarafından, evrenin ve eşyanın özünü yaratıcı dört unsur (toprak, hava, ateş, su) ilk madde olan elaklülfaalden çıkmıştır Laf konusu dört unsur, birbirleriyle muhakkak ölçülerde kaynaşır, ayrışır ve içinde bulunduğumuz evreni (elalem) oluştururlar Farabi, ilimleri sınıflandırdı Ona gelinceye dek ilimler trivium (üçüzlü) ve quadrivium (dördüzlü) diye iki kısımda toplanıyordu Nahiv, mantık, açıklama üçüzlü ilimlere; matematik, geometri, musiki ve astronomi ise dördüzlü ilimler kısmına dahildi Farabi ilimleri; fizik, matematik, metafizik ilimler diye üçe ayırdı Onun bu metodu, Avrupalı bilginler tarafından kabul edildi Hava titreşimlerinden ibaret olan ses olayının ilk akılcı izahını Farabi yaptı O, titreşimlerin dalga uzunluğuna tarafından azalıp çoğaldığını deneyler yaparak tespit ettiBu keşfiyle musiki aletlerinin yapımında zorunlu olan kaideleri buldu bununla beraber tıp alanında incelemeler yapan Farabi, bu konuda değişik ilaçlarla ilgili bir eser yazdı Farabi insanı tanımlarken “alem büyük insandır; insan minik alemdir Diyerek bu iki kavramı birleştirmiştir İnsan ahlakının temeli, ona tarafından bilgidir; fikir iyiyi kötüden oysa bilgiyle ayırır İnsan için en yüksek en yüksek erdem olan veri, insan beyninin çalışması sonucu elde edilemez; çünkü tanrısaldır, doğuştandır (Vehbi) Bilimin ise üç kaynağı vardır: Duyu; fikir; nazar Bilimler ikiye ayrılırlar: Kuramsal (nazari) bilimler; uygulamalı (ameli) bilimler Ahlak, siyaset, müzik, matematik uygulamalı bilimlere girer Toplumlarda öz bakımından ikiye ayrılırlar: Faziletli toplumlar ve erdemsiz toplumlar Bu toplumları yöneltecek en kusursuz devletse, bütün insanlığı kapsayan dünya devletidir Eserleri ElMedinetü'lFazıla (Fazilet Şehri:Toplumun İlkeleri Üzerine Kitap) EsSiyasetül Medeniyye Risale fi Ma'anii'lAkl(Aklın Anlamları) İhsa elUlû değiştirm musiki elKebir(Büyük Müzik (Bilimlerin Sayımı)