2Mehmet'in Hocası Akşemsettin,
Akşemsettin Hazretleri,
İstanbul'un manevi fatihi, buyuk alim, ustad, hekim ve veli Asıl ismi Muhammed bin Hamza, lakabı Akşeyh'tir Evliyanın buyuklerinden Şihabuddin Suhreverdi'nin neslindendir Soyu, hazreti EbU Bekri Sıddik'a ulaşır Hacı Bayramı Veli'nin, ona; 'Beyaz (ak) bir insan olan Zeyd'den, insan cinsinin karanlıklarını sokup atmakta gucluk cekmedindemesi sebebiyle, Akşemseddinlakabı verilmiştir Sacının, sakalının ağarması ve ak elbiseler giymesi sebebiyleAkşemseddindenildiği de rivayet edilmiştir
1390 (H792) senesinde Şam'da doğdu Kucuk yaşta Kur'anı kerimi ezberledi Yedi yaşında babası ile Anadolu'ya gelip Amasya'nın Kavak nahiyesine yerleşti Bir sure sonra babası vefat etti Akşemseddin'in babası da alim ve veli idi Babası vefat edip, defn olunduğu gunun gecesi bir kurt gelip kabrini actı Bu kurt, o beldeye musallat olmuştu Yeni mezarları bulur ve oluyu mezardan cıkararak parcalardı Şeyh Hamza'yı da parcalamak ve yemek istemişti Fakat Şeyh Hamza, mubarek elini uzatarak, o kurdu boğazından sıkıp oldurdu Ertesi sabah ziyarete gelen halk, kurdu olu, Şeyh Hamza'nın elini de mezardan cıkmış buldular Hal sahibi biri;
Kurda değdiği icin, Şeyh Hamza'nın mubarek elinin yıkanması lazımdırdedi Elini yıkadılar El, hemen iceri cekildi O gunden beri Akşemseddin'in babası, Kurtboğan lakabı ile meşhUr oldu
Akşemseddin, babasının vefatından sonra tahsiline devam ederek, sarf, nahiv, mantık, meani, belagat ilmi usUli fıkıh, akaid, hikmet okudu Zeka ve istidadının yardımıyla kısa surede ilimleri ikmal eyleyip tıp ilmini dahi tahsil ettikten sonra Osmancık medresesine muderris oldu Burada gunun belli saatlerinde ders verir artan zamanlarda nefsinin terbiyesi ile meşgUl olurdu Devamlı takva uzere hakla birlikte bulunurdu Yuksek ahlak sahibi idi Ondaki bu halleri gorenler ve bilenler kendisine zamanın buyuk velisi Hacı Bayram hazretlerine gitmesini tavsiye ettiler Bu tavsiyelere uyan ve tasavvuf yolunda yukselmek isteyen Akşemseddin hazretleri muderrislik gorevini bırakarak, Ankara'ya geldi Rastladığı bir kimseye Hacı Bayramı Veli'yi nerede bulabileceğini sordu O da karşı sokakta yanında iki talebesiyle gezen bir zatı gostererek;
Hacı Bayram Veli Hz
imagesfatihsultanmehmetinhocasiaksemsettin5b0effc8eba0e
İşte şu gorduğun, dukkan dukkan gezerek para toplayan kişi Hacı Bayram'dırdedi
A kşemseddin hazretlerinin yuzu buruştu kalbi sıkıntıyla doldu Demek meşhur veli Hacı Bayram dukkan dukkan para topluyor, buralara kadar kendimi boşuna yormuşum diyerek oradan uzaklaştı ve meşhur veli Şeyh Zeynuddini Hafi hazretlerine talebe olmak gayesiyle Haleb'e doğru yola cıktı Gunlerce yol alan Akşemseddin Haleb'e bir konak mesafeye geldiğinde bir hana indi Sabah, elleri yuzunde korku, şaşkınlık ve dehşet icerisinde uyandı Hala gorduğu ruyanın etkisi altındaydı Sabah namazını eda eden Akşemseddin izi uzerine, Haleb yerine tekrar geri Ankara istikametine dondu Oysa Haleb'e bir saat kalmıştı Onu geri donduren, Akşemseddin hazretleri ile ilgili bir ruya idi ve hep bu duşun tesiri ile yuruyordu
Ruyasında boynuna takılan bir zincir Hacı Bayram'ın elindeydi Akşemseddin, Haleb'e gitmek istedikce Hacı Bayram zinciri cekiyordu Tam boğulmak uzere iken uyanmıştı Ruya tabiri gerektirmeyecek kadar acıktı Akşemseddin hızla Hacı Bayram'a gelirken; Ne yaptım bendiyerek kendi kendine soyleniyordu Ankara'ya gelip, Hacı Bayramı Veli'nin dergahına ulaşınca, onun talebeleriyle tarlada calıştığını oğrendi Hemen oraya koştu, fakat Hacı Bayram hic iltifat etmedi Akşemseddin, diğer talebeler gibi tarlada calıştı Yemek vakti gelince, Akşemseddin'in yuzune bakmadı Hacı Bayram, hazırlanan yemeği talebelerine taksim etti, artığını da kopeklerin canağına dokturdu Akşemseddin, bir onlara bir de kendine bakarak, nefsine; Sen buna layıksın!diyerek, kopeklerin onune konan yemekten yemeye başladı Hacı Bayramı Veli, onun bu tevazusuna dayanamayarak; Kose, kalbimize girdin, gel yanıma!diyerek gonlunu alıp sofrasına oturttu Sonra;
imagesfatihsultanmehmetinhocasiaksemsettin5b0effc9ee0c7
Zincirle zorla gelen misafiri boyle ağırlarlardedi Akşemseddin buna cok sevindi ve kendini onun irfan meclisine verdi
Hacı Bayramı Veli hazretleri Akşemseddin'i diğer talebelerinden daha zor imtihanlara tabi tuttu Nefsini terbiye ve ıslah etmekte buyuk sıkıntılar cektirdi Bir defasında yedi gunde bir kaşık sirkeden başka bir şey yedirmedi Ancak Akşemseddin butun bunlardan memnun ve hatta kendisi daha fazlasına talipti Nitekim nefsinin istediği şeyleri yapmamakta şeyhinin kendisine buyurduğu talim ve terbiyedeki şiddet derecesini kendi isteğiyle artırdığı zaman Hacı Bayram hazretleri ona:
Ya Kose nice riyazet eylersin, nefsin isteklerinden sakınırsın, akıbet nUr olursun Vefat ettikten sonra seni kabrinde bulamazlar!dedi
Boylece Akşemseddin hazretleri kısa zamanda tasavvuf yolunun butun inceliklerini oğrendi ve Hacı Bayram hazretlerinden icazetini, diplomasını aldı
imagesfatihsultanmehmetinhocasiaksemsettin5b0effcaf2902
İkinci Murad Hanın vefatı ile Osmanlı tahtına cıkan genc padişah Sultan Mehmed, İstanbul'un fethi hazırlıklarını tamamladıktan sonra şehre doğru hareket ederken, Allah adamlarının da ordusunda bulunmasını istedi Bu davet uzerine Akşemseddin, Akbıyık Sultan, Molla Fenari, Molla Gurani, Şeyh Sinan gibi meşhUr alim ve veliler, talebeleriyle birlikte orduya katıldılar Yine orduya katılan Aydınoğlu, Karamanoğlu, İsfendiyaroğlu kuvvetleri gibi gonullu birlikler, İstanbul'un fethinin, butun Turkİslam alemince mukaddes bir gaye kabUl edildiğini dile getirdiler Bilhassa talebeleriyle birlikte orduya katılan Akşemseddin hazretleri ve diğer alim ve evliya zatlar, askerlere ayrı bir şevk ve azim veriyorlardı Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul onlerinde ordugahını kurduktan sonra, duşmana once İslamı tebliğ etti İslamiyetin emri olan hususları bildirdi Fakat, Bizanslılardan red cevabı alınca, şehri kuşatmaya başladı Kuşatmanın uzaması ve bir netice elde edilememesi bazı devlet adamlarını umitsizliğe duşurdu Bunlar şehrin alınamayacağını, ustelik bir Haclı ordusunun Bizans'ın imdadına koşacağını sanıyorlardı Butun bu olumsuz propagandalara karşı orduda padişahı ve askeri fethe karşı gayrete getiren bir din buyuğu vardı; Akşemseddin O, şeyhi Hacı Bayramı Veli'nin; İstanbul'un fethini şu cocukla bizim kose gorurler!sozunu biliyor ve tahakkuk edeceğine kalpten inanıyordu
Muhasaranın devam ettiği bir sırada Avrupa'dan asker ve erzak getiren gemiler, Osmanlı donanmasının mudahalesine rağmen şehre girmeye muvaffak oldu Kafirler gorulmemiş şenlikler yaparken, Muslumanlar uzuntulu idi Padişaha gelen bazı devlet adamları;
imagesfatihsultanmehmetinhocasiaksemsettin5b0effcc06966
Bir sofunun (Akşemseddin) sozuyle bu kadar asker kırdırdın ve butun hazineyi tukettin İşte Frengistan'dan kafire yardım geldi Fethetmek umidi kalmadıdediler
Bunun uzerine Sultan Mehmed Han, veziri Veliyuddin Ahmed Paşayı Akşemseddin'e gondererek;
Şeyhe sor, kal'a feth olmak ve duşmana zafer bulmak umidi var mıdır?dedi Buna Akşemseddin hazretleri şoyle cevap verdi:
Ummeti Muhammed'den bu kadar musluman ve gaziler bir kafir kalesine doğru hucum ederse, inşaallahu teala feth olur
Sultan Mehmed Han, umUmi cevapla yetinmeyip, Veliyuddin Ahmed Paşayı tekrar Akşemseddin'e gonderip;
Vaktini tayin etsindedi Akşemseddin murakabeye daldı Başını eğip, Allahu tealaya yalvardı Mubarek yuzu terledi Sonra başını kaldırarak;
İşbu senenin Cemaziyelevvel ayının yirminci gunu, seher vaktinde, inanc ve gayretle filan taraftan yurusunler O gun feth ola Kostantiniyye'nin ici ezan sesiyle dola!dedi Ayrıca genc padişaha bir mektup gonderdi Mektubunda;
Kul tedbir alır, Allahu teala takdir eder kaziyesi, delili sabittir Hukum Allahu tealanındır Velakin kul, elinden geldiği kadar gayret gostermekte kusur etmemelidir ResUlullah'ın ve Eshabının sunneti budurdiyordu
Boylece Akşemseddin hazretleri bir taraftan İstanbul'un fethi hakkında yeni mujdeler veriyor, diğer yandan da ne şekilde davranılması husUsunda padişaha tavsiyelerde bulunuyordu
Nihayet Akşemseddin hazretlerinin tayin eylediği gun ve saat doldu Sultan Mehmed Han ordunun başına gecerken, hocası Akşemseddin'den okumak icin bir dua istirham etti Bunun uzerine Akşemseddin;
imagesfatihsultanmehmetinhocasiaksemsettin5b0effcd10391
Ya Fakih Ahmed!diyerek himmet taleb eyle! Onu vesile kılarak Allahu tealaya tazarru ve niyaz eylebuyurdu Sonra cadırına giren Akşemseddin hazretleri yanına hic kimseyi koymamalarını istedi ve kapılarını iyice kapattırdı
Yeniceriler, azablar, dalkılıclar, serdengectiler, akıncılar, gonulluler, erenler, evliyalar Sultan Mehmed Hanın buyruğuyla İstanbul uzerine akıyorlardı Mehmed Han bu sırada hocası Akşemseddin'in yanında olmasını arzuladı ve haber gonderdi Gelmeyince Akşemseddin'in bulunduğu cadıra gitti Cadırın her tarafı iyice kapatılmıştı Fatih Sultan Mehmed Han cadıra yaklaşıp, hancerini cıkardı Hancerle cadırdan biraz keserek, icerisinin gorulebileceği kadar bir delik actı İceri bakınca, hocası Akşemseddin hazretlerini kuru toprak uzerinde secdeye kapanmış, başından sarığı duşmuş, ak sacı ve ak sakalı nUr gibi parlıyor gordu Ak sacını ve ak sakalını toprağa surup, sacını sakalını toprak icinde bırakmıştı Bu hali ile İstanbul'un fethinin gercekleşmesi icin Allahu tealaya yalvarıp dua ediyor, gozyaşı dokuyordu Fatih Sultan Mehmed Han, hocası Akşemseddin'in Allahu tealaya yalvarıp, dua etmekte olduğu bu yuksek halini gorunce, doğruca yerine dondu Kaleye bakınca surlara tırmanan İslam askerinin yanında ve onunde ak abalı bir topluluğun da hisara girmekte olduğunu gordu Az sonra fethin askeri de surları gecip şehre girdi Boylece İstanbul'un fethi ve Peygamber efendimizin buyuk mUcizesi gercekleşti
İstanbul'un fethinden sonra, Fatih Sultan Mehmed Han, hocasını ziyarete gitmişti Sohbet esnasında;
Muhterem hocam! Elhamdulillah buyuk yardımlarınızla İstanbul'u fethettik Artık beni talebeliğe, dervişliğe kabUl buyurmanızı istirham ediyorumdedi Akşemseddin hazretleri;
Sultanım, sen bizim tattığımız lezzeti tadacak olursan, saltanatı bırakırsın Devlet işlerini tam yapamazsın Dini İslamı yayma işi yarım kalır Muslumanların rahat ve huzUr icinde yaşıyabilmeleri icin, devletin ayakta kalması şarttır Talebelikle padişahlığın bir arada yurutulmesi cok guctur Seni talebeliğe kabUl edersem, duzen bozulabilir, halkımız perişan olabilir Bunun vebali buyuktur Allahu tealanın gazabına maruz kalabilirizdiyerek, teklifini reddetti Bunun uzerine Fatih Sultan Mehmed Han, hocasına iki bin altın hediye etmek istemiş ise de, bunu da kabUl etmedi
Akşemsettin Hazretleri,
İstanbul'un manevi fatihi, buyuk alim, ustad, hekim ve veli Asıl ismi Muhammed bin Hamza, lakabı Akşeyh'tir Evliyanın buyuklerinden Şihabuddin Suhreverdi'nin neslindendir Soyu, hazreti EbU Bekri Sıddik'a ulaşır Hacı Bayramı Veli'nin, ona; 'Beyaz (ak) bir insan olan Zeyd'den, insan cinsinin karanlıklarını sokup atmakta gucluk cekmedindemesi sebebiyle, Akşemseddinlakabı verilmiştir Sacının, sakalının ağarması ve ak elbiseler giymesi sebebiyleAkşemseddindenildiği de rivayet edilmiştir
1390 (H792) senesinde Şam'da doğdu Kucuk yaşta Kur'anı kerimi ezberledi Yedi yaşında babası ile Anadolu'ya gelip Amasya'nın Kavak nahiyesine yerleşti Bir sure sonra babası vefat etti Akşemseddin'in babası da alim ve veli idi Babası vefat edip, defn olunduğu gunun gecesi bir kurt gelip kabrini actı Bu kurt, o beldeye musallat olmuştu Yeni mezarları bulur ve oluyu mezardan cıkararak parcalardı Şeyh Hamza'yı da parcalamak ve yemek istemişti Fakat Şeyh Hamza, mubarek elini uzatarak, o kurdu boğazından sıkıp oldurdu Ertesi sabah ziyarete gelen halk, kurdu olu, Şeyh Hamza'nın elini de mezardan cıkmış buldular Hal sahibi biri;
Kurda değdiği icin, Şeyh Hamza'nın mubarek elinin yıkanması lazımdırdedi Elini yıkadılar El, hemen iceri cekildi O gunden beri Akşemseddin'in babası, Kurtboğan lakabı ile meşhUr oldu
Akşemseddin, babasının vefatından sonra tahsiline devam ederek, sarf, nahiv, mantık, meani, belagat ilmi usUli fıkıh, akaid, hikmet okudu Zeka ve istidadının yardımıyla kısa surede ilimleri ikmal eyleyip tıp ilmini dahi tahsil ettikten sonra Osmancık medresesine muderris oldu Burada gunun belli saatlerinde ders verir artan zamanlarda nefsinin terbiyesi ile meşgUl olurdu Devamlı takva uzere hakla birlikte bulunurdu Yuksek ahlak sahibi idi Ondaki bu halleri gorenler ve bilenler kendisine zamanın buyuk velisi Hacı Bayram hazretlerine gitmesini tavsiye ettiler Bu tavsiyelere uyan ve tasavvuf yolunda yukselmek isteyen Akşemseddin hazretleri muderrislik gorevini bırakarak, Ankara'ya geldi Rastladığı bir kimseye Hacı Bayramı Veli'yi nerede bulabileceğini sordu O da karşı sokakta yanında iki talebesiyle gezen bir zatı gostererek;
Hacı Bayram Veli Hz
imagesfatihsultanmehmetinhocasiaksemsettin5b0effc8eba0e
İşte şu gorduğun, dukkan dukkan gezerek para toplayan kişi Hacı Bayram'dırdedi
A kşemseddin hazretlerinin yuzu buruştu kalbi sıkıntıyla doldu Demek meşhur veli Hacı Bayram dukkan dukkan para topluyor, buralara kadar kendimi boşuna yormuşum diyerek oradan uzaklaştı ve meşhur veli Şeyh Zeynuddini Hafi hazretlerine talebe olmak gayesiyle Haleb'e doğru yola cıktı Gunlerce yol alan Akşemseddin Haleb'e bir konak mesafeye geldiğinde bir hana indi Sabah, elleri yuzunde korku, şaşkınlık ve dehşet icerisinde uyandı Hala gorduğu ruyanın etkisi altındaydı Sabah namazını eda eden Akşemseddin izi uzerine, Haleb yerine tekrar geri Ankara istikametine dondu Oysa Haleb'e bir saat kalmıştı Onu geri donduren, Akşemseddin hazretleri ile ilgili bir ruya idi ve hep bu duşun tesiri ile yuruyordu
Ruyasında boynuna takılan bir zincir Hacı Bayram'ın elindeydi Akşemseddin, Haleb'e gitmek istedikce Hacı Bayram zinciri cekiyordu Tam boğulmak uzere iken uyanmıştı Ruya tabiri gerektirmeyecek kadar acıktı Akşemseddin hızla Hacı Bayram'a gelirken; Ne yaptım bendiyerek kendi kendine soyleniyordu Ankara'ya gelip, Hacı Bayramı Veli'nin dergahına ulaşınca, onun talebeleriyle tarlada calıştığını oğrendi Hemen oraya koştu, fakat Hacı Bayram hic iltifat etmedi Akşemseddin, diğer talebeler gibi tarlada calıştı Yemek vakti gelince, Akşemseddin'in yuzune bakmadı Hacı Bayram, hazırlanan yemeği talebelerine taksim etti, artığını da kopeklerin canağına dokturdu Akşemseddin, bir onlara bir de kendine bakarak, nefsine; Sen buna layıksın!diyerek, kopeklerin onune konan yemekten yemeye başladı Hacı Bayramı Veli, onun bu tevazusuna dayanamayarak; Kose, kalbimize girdin, gel yanıma!diyerek gonlunu alıp sofrasına oturttu Sonra;
imagesfatihsultanmehmetinhocasiaksemsettin5b0effc9ee0c7
Zincirle zorla gelen misafiri boyle ağırlarlardedi Akşemseddin buna cok sevindi ve kendini onun irfan meclisine verdi
Hacı Bayramı Veli hazretleri Akşemseddin'i diğer talebelerinden daha zor imtihanlara tabi tuttu Nefsini terbiye ve ıslah etmekte buyuk sıkıntılar cektirdi Bir defasında yedi gunde bir kaşık sirkeden başka bir şey yedirmedi Ancak Akşemseddin butun bunlardan memnun ve hatta kendisi daha fazlasına talipti Nitekim nefsinin istediği şeyleri yapmamakta şeyhinin kendisine buyurduğu talim ve terbiyedeki şiddet derecesini kendi isteğiyle artırdığı zaman Hacı Bayram hazretleri ona:
Ya Kose nice riyazet eylersin, nefsin isteklerinden sakınırsın, akıbet nUr olursun Vefat ettikten sonra seni kabrinde bulamazlar!dedi
Boylece Akşemseddin hazretleri kısa zamanda tasavvuf yolunun butun inceliklerini oğrendi ve Hacı Bayram hazretlerinden icazetini, diplomasını aldı
imagesfatihsultanmehmetinhocasiaksemsettin5b0effcaf2902
İkinci Murad Hanın vefatı ile Osmanlı tahtına cıkan genc padişah Sultan Mehmed, İstanbul'un fethi hazırlıklarını tamamladıktan sonra şehre doğru hareket ederken, Allah adamlarının da ordusunda bulunmasını istedi Bu davet uzerine Akşemseddin, Akbıyık Sultan, Molla Fenari, Molla Gurani, Şeyh Sinan gibi meşhUr alim ve veliler, talebeleriyle birlikte orduya katıldılar Yine orduya katılan Aydınoğlu, Karamanoğlu, İsfendiyaroğlu kuvvetleri gibi gonullu birlikler, İstanbul'un fethinin, butun Turkİslam alemince mukaddes bir gaye kabUl edildiğini dile getirdiler Bilhassa talebeleriyle birlikte orduya katılan Akşemseddin hazretleri ve diğer alim ve evliya zatlar, askerlere ayrı bir şevk ve azim veriyorlardı Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul onlerinde ordugahını kurduktan sonra, duşmana once İslamı tebliğ etti İslamiyetin emri olan hususları bildirdi Fakat, Bizanslılardan red cevabı alınca, şehri kuşatmaya başladı Kuşatmanın uzaması ve bir netice elde edilememesi bazı devlet adamlarını umitsizliğe duşurdu Bunlar şehrin alınamayacağını, ustelik bir Haclı ordusunun Bizans'ın imdadına koşacağını sanıyorlardı Butun bu olumsuz propagandalara karşı orduda padişahı ve askeri fethe karşı gayrete getiren bir din buyuğu vardı; Akşemseddin O, şeyhi Hacı Bayramı Veli'nin; İstanbul'un fethini şu cocukla bizim kose gorurler!sozunu biliyor ve tahakkuk edeceğine kalpten inanıyordu
Muhasaranın devam ettiği bir sırada Avrupa'dan asker ve erzak getiren gemiler, Osmanlı donanmasının mudahalesine rağmen şehre girmeye muvaffak oldu Kafirler gorulmemiş şenlikler yaparken, Muslumanlar uzuntulu idi Padişaha gelen bazı devlet adamları;
imagesfatihsultanmehmetinhocasiaksemsettin5b0effcc06966
Bir sofunun (Akşemseddin) sozuyle bu kadar asker kırdırdın ve butun hazineyi tukettin İşte Frengistan'dan kafire yardım geldi Fethetmek umidi kalmadıdediler
Bunun uzerine Sultan Mehmed Han, veziri Veliyuddin Ahmed Paşayı Akşemseddin'e gondererek;
Şeyhe sor, kal'a feth olmak ve duşmana zafer bulmak umidi var mıdır?dedi Buna Akşemseddin hazretleri şoyle cevap verdi:
Ummeti Muhammed'den bu kadar musluman ve gaziler bir kafir kalesine doğru hucum ederse, inşaallahu teala feth olur
Sultan Mehmed Han, umUmi cevapla yetinmeyip, Veliyuddin Ahmed Paşayı tekrar Akşemseddin'e gonderip;
Vaktini tayin etsindedi Akşemseddin murakabeye daldı Başını eğip, Allahu tealaya yalvardı Mubarek yuzu terledi Sonra başını kaldırarak;
İşbu senenin Cemaziyelevvel ayının yirminci gunu, seher vaktinde, inanc ve gayretle filan taraftan yurusunler O gun feth ola Kostantiniyye'nin ici ezan sesiyle dola!dedi Ayrıca genc padişaha bir mektup gonderdi Mektubunda;
Kul tedbir alır, Allahu teala takdir eder kaziyesi, delili sabittir Hukum Allahu tealanındır Velakin kul, elinden geldiği kadar gayret gostermekte kusur etmemelidir ResUlullah'ın ve Eshabının sunneti budurdiyordu
Boylece Akşemseddin hazretleri bir taraftan İstanbul'un fethi hakkında yeni mujdeler veriyor, diğer yandan da ne şekilde davranılması husUsunda padişaha tavsiyelerde bulunuyordu
Nihayet Akşemseddin hazretlerinin tayin eylediği gun ve saat doldu Sultan Mehmed Han ordunun başına gecerken, hocası Akşemseddin'den okumak icin bir dua istirham etti Bunun uzerine Akşemseddin;
imagesfatihsultanmehmetinhocasiaksemsettin5b0effcd10391
Ya Fakih Ahmed!diyerek himmet taleb eyle! Onu vesile kılarak Allahu tealaya tazarru ve niyaz eylebuyurdu Sonra cadırına giren Akşemseddin hazretleri yanına hic kimseyi koymamalarını istedi ve kapılarını iyice kapattırdı
Yeniceriler, azablar, dalkılıclar, serdengectiler, akıncılar, gonulluler, erenler, evliyalar Sultan Mehmed Hanın buyruğuyla İstanbul uzerine akıyorlardı Mehmed Han bu sırada hocası Akşemseddin'in yanında olmasını arzuladı ve haber gonderdi Gelmeyince Akşemseddin'in bulunduğu cadıra gitti Cadırın her tarafı iyice kapatılmıştı Fatih Sultan Mehmed Han cadıra yaklaşıp, hancerini cıkardı Hancerle cadırdan biraz keserek, icerisinin gorulebileceği kadar bir delik actı İceri bakınca, hocası Akşemseddin hazretlerini kuru toprak uzerinde secdeye kapanmış, başından sarığı duşmuş, ak sacı ve ak sakalı nUr gibi parlıyor gordu Ak sacını ve ak sakalını toprağa surup, sacını sakalını toprak icinde bırakmıştı Bu hali ile İstanbul'un fethinin gercekleşmesi icin Allahu tealaya yalvarıp dua ediyor, gozyaşı dokuyordu Fatih Sultan Mehmed Han, hocası Akşemseddin'in Allahu tealaya yalvarıp, dua etmekte olduğu bu yuksek halini gorunce, doğruca yerine dondu Kaleye bakınca surlara tırmanan İslam askerinin yanında ve onunde ak abalı bir topluluğun da hisara girmekte olduğunu gordu Az sonra fethin askeri de surları gecip şehre girdi Boylece İstanbul'un fethi ve Peygamber efendimizin buyuk mUcizesi gercekleşti
İstanbul'un fethinden sonra, Fatih Sultan Mehmed Han, hocasını ziyarete gitmişti Sohbet esnasında;
Muhterem hocam! Elhamdulillah buyuk yardımlarınızla İstanbul'u fethettik Artık beni talebeliğe, dervişliğe kabUl buyurmanızı istirham ediyorumdedi Akşemseddin hazretleri;
Sultanım, sen bizim tattığımız lezzeti tadacak olursan, saltanatı bırakırsın Devlet işlerini tam yapamazsın Dini İslamı yayma işi yarım kalır Muslumanların rahat ve huzUr icinde yaşıyabilmeleri icin, devletin ayakta kalması şarttır Talebelikle padişahlığın bir arada yurutulmesi cok guctur Seni talebeliğe kabUl edersem, duzen bozulabilir, halkımız perişan olabilir Bunun vebali buyuktur Allahu tealanın gazabına maruz kalabilirizdiyerek, teklifini reddetti Bunun uzerine Fatih Sultan Mehmed Han, hocasına iki bin altın hediye etmek istemiş ise de, bunu da kabUl etmedi