nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Fatihin Hocaları Kimlerdir
Akşamseddin : Haci Bayram Veli ’nin müridi ve Fatih Sultan Mehmet ’in hocalarındandır İstanbul'un manevi fatihi olarak da anılır Saçının ve sakalının ak olması ve beyaz elbiseler giymesinden nedeniyle Akşeyh veya Akşemseddin adlarıyla ünlü olmuştur
Molla Hüsrev : Reel adı Muhammed bin Feramuz (Feramerz)'dir Hanefi mezhebi fıkıh alimidirFatih sultan Mehmetle birlite Manisaya gitmiştirFatih Sultan Mehmed baştan tahta geçince, Molla Hüsrev de İstanbul'a gelmiştir İstanbul'da Galata ve Üsküdar kadılıklarına atama edilmiştir giderken Ayasofya öğretmenliğini de yürütmüştür Bir ara Bursa'ya gidip bir medrese kurarak ilim öğretmekle meşgul olduğu sırada, Fatih Sultan Mehmedtarafından İstanbul'a ağırlama edilerek, 1460 (Hicri 865) yılında şeyhülislamlığa ödev edilmiştir Molla Hüsrev, yirmi sene boyuncu bu görevi yürütmüştür
Molla Gürani : İslam âlimi, dördüncü Osmanlı şeyhülislâmı Bütün ismi, Ahmed bin İsmâil bin Osman Gürânî`dirFâtih Sultan Mehmed'e çok nasîhat eder, işlerinde asistan olurdu Ona karşı duyduğu samîmi sevgi ve alâka sebebiyle, yeri geldikçe tenkid etmekten de çekinmezdi
Ali Kuşçu Türk islam âleminin en ö ıslak astronomi ve matematik âlimlerindendirHocası Uluğ Bey'in en verimli çağında ölümü onu çok üzmüştü her zaman kendisine destek olan, can dostu Uluğ Bey'in bir ihanet sonucu öldürülmesi onda derin yaralar açmıştı Bu ol aydan kısa bir zaman daha sonra ailesini de yanında alarak Tebriz'e gitmeye karar verdi Tebriz'de onu Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan karşıladı ve ona büyük haysiyet gösterdi Uzun Hasan, ondan Fatih Sultan Mehmet'in huzuruna kendi elçisi olarak gitmesini ve aralarını bulmasını istedi Uzun Hasan, Fatih Sultan Mehmet'in âlimlere ne kadar değerinde verdiğini biliyordu Bunun üzerine Ali Kuşçu, kendisine bunca asalet eden Uzun Hasan'ın isteği üzerine yol hazırlıklarını tamamladı ve bu uzun yolculuğa çıktı Sıkıcı bir yolculuğun sonunda Osmanlı'nın payitahtı İstanbul'a ulaştı Huzura kabul edildiği zaman Osmanlı hükümdarından beklemediği değin övgü gördü Çünkü kendisinden önce, eserlerinin ünü İstanbul'a değin ulaşmıştı Uluğ Bey Rasathanesi'ndeki çalışmalarından, Semerkand'a aylarca uzaktan mesafede yer alan İstanbul'daki hükümdarın Haberi vardı Fatih Sultan Mehmet kendisinden, İstanbul'da kalarak İstanbul medreselerinde dersler vermesini ve öğrenciler yetiştirmesini istedi Bu nazik daveti dikte telakki eden Ali Kuşçu, Fatih'in bu isteğini kabul etti, peşinde da kendisinin ne değin ahlâklı, sözünün eri olduğunu şu sözleriyle ispatladı: “Hünkârım izin verirlerse önce Tebriz'e döneyim Çünkü burada bulunmamın asıl sebebi Akkoyunlu hükümdarının elçisi olmaktır Elçiye zeval yoktur Hünkârımın lütufkâr davetini kabul etmeden önce vazifemi iyi bir sonuca ulaştırdığımı beni gönderen, bana güvenmiş olan insana bildirmem gerektir… Bu sözler Fatih'in de aklına yatmıştı Ali Kuşçu'ya güveni bir kat daha büyüyen Fatih, onun Tebriz'e geri dönmek üzere gitmesine müsade verdi
Hızır Bey : Fatih'in İstanbul'a atadığı ilk Belediye BaşkanıdırHızır Bey harikulade bir hafızaya sahiptir Esprilidir, kıvraktır, zekidir Sözün nereye varacağını evvelden kestirir ve soruya soruyla cevap verir Kuvvet meseleleri basite indirger ve çok hoş misallendirir Sadece fakih değil ediptir, şairdirFatih, Hızır Bey ’le sıkça buluşur Onun feyizli sohbetlerini içercesine dinler Devlet işlerini istişare eder Birbirlerini abi kardeşten öte severler *
Akşamseddin : Haci Bayram Veli ’nin müridi ve Fatih Sultan Mehmet ’in hocalarındandır İstanbul'un manevi fatihi olarak da anılır Saçının ve sakalının ak olması ve beyaz elbiseler giymesinden nedeniyle Akşeyh veya Akşemseddin adlarıyla ünlü olmuştur
Molla Hüsrev : Reel adı Muhammed bin Feramuz (Feramerz)'dir Hanefi mezhebi fıkıh alimidirFatih sultan Mehmetle birlite Manisaya gitmiştirFatih Sultan Mehmed baştan tahta geçince, Molla Hüsrev de İstanbul'a gelmiştir İstanbul'da Galata ve Üsküdar kadılıklarına atama edilmiştir giderken Ayasofya öğretmenliğini de yürütmüştür Bir ara Bursa'ya gidip bir medrese kurarak ilim öğretmekle meşgul olduğu sırada, Fatih Sultan Mehmedtarafından İstanbul'a ağırlama edilerek, 1460 (Hicri 865) yılında şeyhülislamlığa ödev edilmiştir Molla Hüsrev, yirmi sene boyuncu bu görevi yürütmüştür
Molla Gürani : İslam âlimi, dördüncü Osmanlı şeyhülislâmı Bütün ismi, Ahmed bin İsmâil bin Osman Gürânî`dirFâtih Sultan Mehmed'e çok nasîhat eder, işlerinde asistan olurdu Ona karşı duyduğu samîmi sevgi ve alâka sebebiyle, yeri geldikçe tenkid etmekten de çekinmezdi
Ali Kuşçu Türk islam âleminin en ö ıslak astronomi ve matematik âlimlerindendirHocası Uluğ Bey'in en verimli çağında ölümü onu çok üzmüştü her zaman kendisine destek olan, can dostu Uluğ Bey'in bir ihanet sonucu öldürülmesi onda derin yaralar açmıştı Bu ol aydan kısa bir zaman daha sonra ailesini de yanında alarak Tebriz'e gitmeye karar verdi Tebriz'de onu Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan karşıladı ve ona büyük haysiyet gösterdi Uzun Hasan, ondan Fatih Sultan Mehmet'in huzuruna kendi elçisi olarak gitmesini ve aralarını bulmasını istedi Uzun Hasan, Fatih Sultan Mehmet'in âlimlere ne kadar değerinde verdiğini biliyordu Bunun üzerine Ali Kuşçu, kendisine bunca asalet eden Uzun Hasan'ın isteği üzerine yol hazırlıklarını tamamladı ve bu uzun yolculuğa çıktı Sıkıcı bir yolculuğun sonunda Osmanlı'nın payitahtı İstanbul'a ulaştı Huzura kabul edildiği zaman Osmanlı hükümdarından beklemediği değin övgü gördü Çünkü kendisinden önce, eserlerinin ünü İstanbul'a değin ulaşmıştı Uluğ Bey Rasathanesi'ndeki çalışmalarından, Semerkand'a aylarca uzaktan mesafede yer alan İstanbul'daki hükümdarın Haberi vardı Fatih Sultan Mehmet kendisinden, İstanbul'da kalarak İstanbul medreselerinde dersler vermesini ve öğrenciler yetiştirmesini istedi Bu nazik daveti dikte telakki eden Ali Kuşçu, Fatih'in bu isteğini kabul etti, peşinde da kendisinin ne değin ahlâklı, sözünün eri olduğunu şu sözleriyle ispatladı: “Hünkârım izin verirlerse önce Tebriz'e döneyim Çünkü burada bulunmamın asıl sebebi Akkoyunlu hükümdarının elçisi olmaktır Elçiye zeval yoktur Hünkârımın lütufkâr davetini kabul etmeden önce vazifemi iyi bir sonuca ulaştırdığımı beni gönderen, bana güvenmiş olan insana bildirmem gerektir… Bu sözler Fatih'in de aklına yatmıştı Ali Kuşçu'ya güveni bir kat daha büyüyen Fatih, onun Tebriz'e geri dönmek üzere gitmesine müsade verdi
Hızır Bey : Fatih'in İstanbul'a atadığı ilk Belediye BaşkanıdırHızır Bey harikulade bir hafızaya sahiptir Esprilidir, kıvraktır, zekidir Sözün nereye varacağını evvelden kestirir ve soruya soruyla cevap verir Kuvvet meseleleri basite indirger ve çok hoş misallendirir Sadece fakih değil ediptir, şairdirFatih, Hızır Bey ’le sıkça buluşur Onun feyizli sohbetlerini içercesine dinler Devlet işlerini istişare eder Birbirlerini abi kardeşten öte severler *