iltasyazilim
FD Üye
Fatiha Suresi Meali ve Tefsiri
Fatiha Suresi Anlamı
Fatiha Suresi Anlamı:
''Hamd (Methetmek, övülmek), alemlerin Rabbi olan, Rahman ve Rahim olan, ahiret gününün sahibi olan Allah'a mahsustur (Ya Rabi) fakat sana kulluk ederiz (ibadet ederiz) ve yalnız senden destek isteriz Bizi içten yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet Gazaba uğrayanların ve sapıkların (yoluna) yok'' (Amin)
Fatiha Suresi Tefsiri
İslâm kültürü bir kimsenin her işe Allah adı ile başlamasını gerektirir Eğer bu bilinçli bir şekilde ve içtenlikle yapılırsa şu üç güzel sonucu doğuracaktır: Birincisi, bu, kişiyi kötülükten uzakta tutacaktır Çünkü, Allah ismi onun, fena bir niyeti veya hatalı bir davranışı O'nun adını anarak yapmaya hakkı olup olmadığı konusunda düşünmesini sağlayacaktır İkincisi, birey meşru bir işe başlarken Allah'ın adını anarsa, onun her hareketi tabiatıyla Allah'ın rızasına uygun üretilmiş olur Üçüncüsü, o birey Allah'ın takviye ve nimetiyle karşılaşacak ve Şeytan'ın aldatmalarından korunacaktır Çünkü kim Allah'a yönelirse Allah da ona yönelir
Dua, bize içten yakarış şeklini öğretmesine muhabere etmek bakımından Allah'a hamd ile başlıyor
Başlamanın en iyi yolu, duada yöneldiğimiz zatın ulu konumunu, nimetlerini ve üstünlüklerini sergilemektir bu nedenle duamıza, Allah'a hamd ile başlarız Çünkü O, bizim koruyucumuz ve tüm üstünlüklerin mükemmele eriştiği varlıktır O'nun Yüceliğini kabul ettiğimizi ve O'nun bize verdiği sayısız nimetlere karşı şükretttiğimizi göstermek için Allah'ı ta'zim ederiz
Hamd Allah'adırve Hamd yalnızca Allah içindirBu fark çok önemlidir: Çünkü bu, O'nun yaratıklarından herhangi birine ibadet etme durumunu ortadan kaldırır Yaratıklardan hiçbiri hamde lâyık olmadığı için, hiçbiri ibadete de lâyık değildir Hiçbir insan, hiçbir melek, hiçbir peygamber, hiçbir ilâh, hiçbir yıldız, hiçbir put, kısacası O'nun yarattıklarından hiçbiri, bizatihi (kendi başına) iyi niteliklere sahip değildir Eğer yaratıklardan biri iyi bir niteliğe sahipse, bu Allah kadar verilmiştir O halde sadakât, ibadet ve şükür O'nun yaratıklarına değil, bu nitelikleri Yaratan'a lâyıktır
ArapçaRabkelimesi şu kavrama kazanç: a) Melik ve Mâlik, b) Kefil olan, Rızık veren, İhtiyaçları karşılayan, Koruyucu, c) Hükümran, Kanun koyan, Yöneten ve Düzenleyen Allah, tüm bu anlamlarıyla Alemlerin Rabbi'dir
Arapça Rahmankelimesi abartı sigasıyla rahmet ve merhamet anlamlarını ihtiva etmesine rağmen, bu ifade bile Allah'ın sınırsız sıfatlarını açıklama etmekte beceriksiz kalır bu nedenle, bu yetersizliği kapatmak için aynı kökten türeyen bir sözcük olan Rahimkelimesi kullanılmıştır
Allah'ın Rahman (Esirgeyen) ve Rahim (Bağışlayan) olduğu söylendikten sonra derhal O'nun Din (Hesap) Günü'nün sahibi olduğu belirtiliyor Bu şekilde esirgeyicilik ve bağışlayıcılık özellikleri hiç kimsenin, O'nun Kıyamet Günü'nde gelmiş ve geçmiş tüm insanları toplayacağı ve herkesten yaptıklarının hesabını soracağı gerçeğini unutmasına neden olmayacaktır böylece bir müslüman, Allah'ın yalnızca yufka yürekli değil, aynı zamanda adil olduğu gerçeğini de hiç bir vakit unutmamalıdır aynı zamanda Allah, dilediğini affetme ve dilediğini cezalandırma yetkisine sahiptir Çünkü O'nun herşeye gücü yeter bu nedenle akıbetimizi iyi veya kötü kılma yetkisinin O'nun elinde olduğu konusunda belirli bir inanca sahip olmalıyız
Arapça İbadetkelimesi üç anlamda kullanılır: a) Tapma ve bağlılık; b) Boyun eğme ve itaat etme; c) Hükmü altına girme ve kulluk yapma Burada bu üç kavrama da gelir; yani: Biz yalnız sana ibadet ederiz, yalnız senin kulların ve kölelerinizYalnız Sen'le bu nesil bir ilişki içindeyizve Bu üç anlamıyla da Sen'den başka hiç kimseyi mâbud kabul etmiyoruz
Senin yardımını diliyoruz, çünkü senin Alemlerin Rabbi olduğunu, herşeye kâdir olduğunu ve her şey üstünde hükümran olduğunu biliyoruz böylece, açlık ve ihtiyaçlarımızın karşılanması için yardımını can atarak sana yöneliyoruz
Yani, Hayatın her safhasında bizi doğruluğa iletecek yolu bize göster, bizi hatalardan, fena akibetlerden koru ve sonunda bizi başarıya ulaştır
Bu, kulun Kur'an okumaya başlamadan önce Allah'tan istediği şeydir Kul Allah'a kendisini hayatın her döneminde bilgi eksikliğinden kaynaklanan kesin olmama ve bağdaşmama labirentlerinden koruması ve içten yola iletmesi için dua eder Kul aynı zamanda Rabb'inden, bunca sapık yol arasından kendisine hayatta dürüst yolu göstermesini diler
Bizim istediğimiz doğru yol, senin nimet verdiğin ve desteklediğin kimselerin takip ettikleri yoldur
Bu, nimet bahşedilen kimselerin, yeryüzünün geçici nimetlerinden yararlandıkları halde sapan ve Allah'ın gazabına uğrayan kişiler olmadıklarını kullanmak içindir Doğrusu kendilerine nimet bahşedilen kimseler dürüst yaşayışları nedeniyle kurtuluşa erenlerdir Bundan da anlaşılacağı üzere nimetlerkelimesi ile zalimlerin, Firavunların, Nemrudların ve Karunların bile yararlandıkları ve bugün de dürüst yoldan sapan, birçok kötü işlerle uğraşan kimselerin yararlandıkları bu dünyanın geçici faydaları yok, dürüst bir şekilde yaşamanın ve Allah'ın rızasını kazanmanın sonucu olarak bahşedilen hakikî ve sürekli nimetler kastedilmektedir *
Fatiha Suresi Anlamı
Fatiha Suresi Anlamı:
''Hamd (Methetmek, övülmek), alemlerin Rabbi olan, Rahman ve Rahim olan, ahiret gününün sahibi olan Allah'a mahsustur (Ya Rabi) fakat sana kulluk ederiz (ibadet ederiz) ve yalnız senden destek isteriz Bizi içten yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet Gazaba uğrayanların ve sapıkların (yoluna) yok'' (Amin)
Fatiha Suresi Tefsiri
İslâm kültürü bir kimsenin her işe Allah adı ile başlamasını gerektirir Eğer bu bilinçli bir şekilde ve içtenlikle yapılırsa şu üç güzel sonucu doğuracaktır: Birincisi, bu, kişiyi kötülükten uzakta tutacaktır Çünkü, Allah ismi onun, fena bir niyeti veya hatalı bir davranışı O'nun adını anarak yapmaya hakkı olup olmadığı konusunda düşünmesini sağlayacaktır İkincisi, birey meşru bir işe başlarken Allah'ın adını anarsa, onun her hareketi tabiatıyla Allah'ın rızasına uygun üretilmiş olur Üçüncüsü, o birey Allah'ın takviye ve nimetiyle karşılaşacak ve Şeytan'ın aldatmalarından korunacaktır Çünkü kim Allah'a yönelirse Allah da ona yönelir
Dua, bize içten yakarış şeklini öğretmesine muhabere etmek bakımından Allah'a hamd ile başlıyor
Başlamanın en iyi yolu, duada yöneldiğimiz zatın ulu konumunu, nimetlerini ve üstünlüklerini sergilemektir bu nedenle duamıza, Allah'a hamd ile başlarız Çünkü O, bizim koruyucumuz ve tüm üstünlüklerin mükemmele eriştiği varlıktır O'nun Yüceliğini kabul ettiğimizi ve O'nun bize verdiği sayısız nimetlere karşı şükretttiğimizi göstermek için Allah'ı ta'zim ederiz
Hamd Allah'adırve Hamd yalnızca Allah içindirBu fark çok önemlidir: Çünkü bu, O'nun yaratıklarından herhangi birine ibadet etme durumunu ortadan kaldırır Yaratıklardan hiçbiri hamde lâyık olmadığı için, hiçbiri ibadete de lâyık değildir Hiçbir insan, hiçbir melek, hiçbir peygamber, hiçbir ilâh, hiçbir yıldız, hiçbir put, kısacası O'nun yarattıklarından hiçbiri, bizatihi (kendi başına) iyi niteliklere sahip değildir Eğer yaratıklardan biri iyi bir niteliğe sahipse, bu Allah kadar verilmiştir O halde sadakât, ibadet ve şükür O'nun yaratıklarına değil, bu nitelikleri Yaratan'a lâyıktır
ArapçaRabkelimesi şu kavrama kazanç: a) Melik ve Mâlik, b) Kefil olan, Rızık veren, İhtiyaçları karşılayan, Koruyucu, c) Hükümran, Kanun koyan, Yöneten ve Düzenleyen Allah, tüm bu anlamlarıyla Alemlerin Rabbi'dir
Arapça Rahmankelimesi abartı sigasıyla rahmet ve merhamet anlamlarını ihtiva etmesine rağmen, bu ifade bile Allah'ın sınırsız sıfatlarını açıklama etmekte beceriksiz kalır bu nedenle, bu yetersizliği kapatmak için aynı kökten türeyen bir sözcük olan Rahimkelimesi kullanılmıştır
Allah'ın Rahman (Esirgeyen) ve Rahim (Bağışlayan) olduğu söylendikten sonra derhal O'nun Din (Hesap) Günü'nün sahibi olduğu belirtiliyor Bu şekilde esirgeyicilik ve bağışlayıcılık özellikleri hiç kimsenin, O'nun Kıyamet Günü'nde gelmiş ve geçmiş tüm insanları toplayacağı ve herkesten yaptıklarının hesabını soracağı gerçeğini unutmasına neden olmayacaktır böylece bir müslüman, Allah'ın yalnızca yufka yürekli değil, aynı zamanda adil olduğu gerçeğini de hiç bir vakit unutmamalıdır aynı zamanda Allah, dilediğini affetme ve dilediğini cezalandırma yetkisine sahiptir Çünkü O'nun herşeye gücü yeter bu nedenle akıbetimizi iyi veya kötü kılma yetkisinin O'nun elinde olduğu konusunda belirli bir inanca sahip olmalıyız
Arapça İbadetkelimesi üç anlamda kullanılır: a) Tapma ve bağlılık; b) Boyun eğme ve itaat etme; c) Hükmü altına girme ve kulluk yapma Burada bu üç kavrama da gelir; yani: Biz yalnız sana ibadet ederiz, yalnız senin kulların ve kölelerinizYalnız Sen'le bu nesil bir ilişki içindeyizve Bu üç anlamıyla da Sen'den başka hiç kimseyi mâbud kabul etmiyoruz
Senin yardımını diliyoruz, çünkü senin Alemlerin Rabbi olduğunu, herşeye kâdir olduğunu ve her şey üstünde hükümran olduğunu biliyoruz böylece, açlık ve ihtiyaçlarımızın karşılanması için yardımını can atarak sana yöneliyoruz
Yani, Hayatın her safhasında bizi doğruluğa iletecek yolu bize göster, bizi hatalardan, fena akibetlerden koru ve sonunda bizi başarıya ulaştır
Bu, kulun Kur'an okumaya başlamadan önce Allah'tan istediği şeydir Kul Allah'a kendisini hayatın her döneminde bilgi eksikliğinden kaynaklanan kesin olmama ve bağdaşmama labirentlerinden koruması ve içten yola iletmesi için dua eder Kul aynı zamanda Rabb'inden, bunca sapık yol arasından kendisine hayatta dürüst yolu göstermesini diler
Bizim istediğimiz doğru yol, senin nimet verdiğin ve desteklediğin kimselerin takip ettikleri yoldur
Bu, nimet bahşedilen kimselerin, yeryüzünün geçici nimetlerinden yararlandıkları halde sapan ve Allah'ın gazabına uğrayan kişiler olmadıklarını kullanmak içindir Doğrusu kendilerine nimet bahşedilen kimseler dürüst yaşayışları nedeniyle kurtuluşa erenlerdir Bundan da anlaşılacağı üzere nimetlerkelimesi ile zalimlerin, Firavunların, Nemrudların ve Karunların bile yararlandıkları ve bugün de dürüst yoldan sapan, birçok kötü işlerle uğraşan kimselerin yararlandıkları bu dünyanın geçici faydaları yok, dürüst bir şekilde yaşamanın ve Allah'ın rızasını kazanmanın sonucu olarak bahşedilen hakikî ve sürekli nimetler kastedilmektedir *