Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

felatun bey ile rakım efendi romanı özeti

felatun bey ile rakım efendi romanı özeti
0
105

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
felatun bey ile rakım efendi romanın özeti
Felâtun Bey ile Rakım Efendi adlı romanın, birbirine ayrıntılarıyla zıt karakterde iki kahramanı vardır Ahmet Mithat Efendi, eserinde bu iki kahramanın çeşitli yönlerine farklı alanlara yönlendirilmiş ışıklar tutarak, onları okuyuculara tanıtmaya çalışır
Kahramanların ikisi de Türk aileden gelmiş iki Türk gencidir Fakat bunlardan biri, batı uygarlığının yalnız bize yatkın ve yararlı yönlerini almasını bilen, boşboğaz taraflarına siklet vermeyen, yerli ve işine düşkün bir insan tipini; öteki ise batılılaşmayı kuytu anlamda alafrangalığa özenmek, hattâ züppeleşmek biçiminde anlayan, dingin bir insan tipini temsilcilik eder
Yazar; roman kurallarını birazcık da bir yandan iterek, taraf tutarak, okuyucunun vermesi gereken yargılara karışarak olayların akışı baştan başa bu iki tipi birbirleriyle karşılaştırır
Kahramanlardan ilkinin adı Felâtun Bey'dir Felâtun Bey, Mustafa Meraki Efendi adında varlıklı bir adamın oğludur Adam, Tophane'nin «Beyoğlu'na yakınca bir mahallesinde oturmaktadır Burada oturuşunun sebebi alafrangalığa olan eğilimidir Biri kız biri erkek iki çocuğu bulunmaktadır Mustafa Merakı Efendi, çocuklarını fazla şık ve pak giydirmektedir fakat, onların eğitim ve öğrenimlerini pek umursamamaktadır Bu yüzden, özellikle Felâtun Bey, kendisini alafrangalığa, daha doğrusu züppeliğe kaptırır Bütün isteği herkesin dikkatini çekecek biçimde şık giyinmek gezmek tozmaktır
Babası kendisini önemlice devlet dairelerinden birine ödev ettirmiştir Fakat buradan aldığı maaştan kat kat pozitif cep harçlığı olan delikanlı, görevine devam etmeyi aklına bile getirmez O zamanın tatil günü plan cumaları mutlaka bir gezintiye yollanır Cumartesi, bir gün öncesinin yorgunluğunu çıkarır Pazar günleri alafranga çevrelerin tatili olduğundan oralara gitmemezlik edemez, Pazartesi ise pazar gününün yorgunudur, dinlenir Salı günü işe gitmek için hazırlanır ise de havayı uygun görünce Beyoğlu'nun bir takım yerlerini ve eşi dostu ziyaret arzusu buna da engel olur Çarşamba neyse daireye uğrar; lakin akşama kadar haftalık olayları anlatmaktan çalışmağa vakit bulamaz O günün gecesi iki arkadaşı ile alafranga bir şekilde eğlenmek gerektiğinden, perşembe günü de evde uyur; hafta böylece dolmuş bulunurBir zaman sonradan babası ölünce Pelâtun Bey'e büyük bir miras kalır Bu sırada bir İtalyan oyuncu kızı ile de tanışmıştır Bu kızla olan dostluğu ve aşkı yüzünden, o büyük serveti çok kısa bir zamanda eritir, yokluğa düşer Genç adam keza alacaklıları tarafından da sıkıştırılmaktadır Neyse ki tanıdıklarından eski bir baba dostu kendisine acır; uzakça illerden birinde bir ödev sağlar Felâtun Bey, büyük bir endişe içinde, İstanbul'dan uzaklaşırRakım Efendi; yoksul ve alaturka bir ailenin çocuğudur Kavaslık yapan babası, kendisi daha böylece küçükken ölmüştür Dul kalan annesi ile evin emektar Arap dadısı onun üzerine kol kanat germişlerdir
Bir zaman daha sonra anne de ölünce Rakım, adamakıllı Arap dadının elinde kalır Fakat bu fedakâr ve vefalı bayan hizmetçilik yaparak, çamaşır yıkayarak çocuğun okumasını sağlamaya çalışır Rakım, çok küçük yaşta, içinde bulunduğu zorlukları kavramıştır Bu yüzden gece gündüz ölümsüz bir çaba göstererek öğrenimini tamamlar bu arada Fransızcayı da öğrenmiştir Parasız olarak devlet dairelerinden birine girer; orada çalışkanlığı, zekâsı, dürüstlüğü ile kendisini âmirlerine sevdirir, sonunda maaşa geçer bu arada bildiği dilden çeviriler de yapmakta, kimi gazete ve dergilere vermekte, bunlardan iyi fena bir kazanç sağlamaktadır Dairedeki çalışmalarından, çeviri işlerinden artırdığı zamanını özel ders vermeye ayırmakta, bu işinden de bir şeyler kazanmaktadırKısa zamanda önemlice bir para biriktirir Felâtun Bey'in para yedirdiği oyuncu kıza karşılık, o küçük bir Türk kızını cariye olarak evine almış, bu kızın eğitim ve öğrenimi ile de ilgilenmeye başlamıştır Minik kız, bir yanlamasına büyürken, bir yandan da okuma yazma, hatta piyano dersleri almaktadır Birkaç sene daha sonra Rakım Efendi, her bakımdan iyi yetiştiği kadar, güzelliği de artmış olan bu genç kızı kendisine benzeşen olarak seçer Mutlu bir evlenme yaparlar
Rakım Efendi, dürüstlüğün, çalışkanlığın, batının yardımsever yeniliklerini kabul etmekle birlikte, kendisini yitirmemenin, soysuzlaşmamanın tam bir mükâfatını görmüştürİki genci, Rakım Efendi'nin çocuklarına Türkçe dersi verdiği bir İngiliz'in evinde karşılaştıran Ahmet Mithat Efendi; bu romanında da iyiyle kötünün, çalışkanlıkla tembelliğin, temelde yerli kalışla soysuzlaşmanın eleştirmelerini yapmış ve sonuçlar çıkarmıştır *
 
858,496Konular
982,225Mesajlar
30,139Kullanıcılar
negan61Son üye
Üst Alt