Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Felçlerde Botulinum Toksin (Botoks) Tedavisi
Tek taraflı dimağ felci, öteki ismiyle inme (hemipleji) beyefendisine giden damarlarda bir tıkanıklık yada kanama sonucu dimağ hücrelerinin hasar görmesi ve buna bağlı olarak hastanın vücudunun bir tarafının hareket yeteneğini büsbütün yada kısmen kaybedilmesi manasına gelir. Dimağ felçleri devletimizdeki en değerli sakatlık nedenlerinin başında gelmektedir.
Tek taraflı felçlerde başkaca konuşma bozukluğu, yutma zorluğu, yüz kaslarında felçler de görülebilir. Velev kanama velev tıkanma nedenli olsun akut devir atladıldıktan sonra hasta o taraf hareketlerin yavaş yavaş kazanmaya başlar. Birinci çıkan hareketler kaba ve İlker paterndedir, yani hasta ince hareketleri yapamaz. Dimağ felci sonrasında bu hareketlerin ortaya çıkması dimağ plastisitesi ile ilgilidir. Yani dimağın ölen hücrelerinin hizmetinin kısmen de olsa sağlam kalan fakat asıl hizmeti farklı olan hücreler tarafından bölgesine getirilmesidir. Bu sayede şayet dimağ hasarı hafifse hasta büsbütün güzelleşebilir. Ağır hasarlı dimağ felçlerinde ise kesinlikle az yada çok sekel kalır. Felç sonrası hareketlerin güzelleşmesi sürecinde derhal her vakit bacakta düzgünleşme kol ve eldekinden daha güzel olmaktadır. Bu sırada ortaya çıkan ve rehabilitasyon sürecini olumsuz etkileyen en kıymetli hadise spastisite olarak isimlendirdiğimiz ve felçli taraf kaslarının ölçüsüz kasılarak yeni hareketlerin ortaya çıkışını engellemesidir.Bu kasılma bir istikamete yanlışsız olur. Sözgelimi elde hastanın eli yumruk yapacak biçimde kasılır ve bu eli açan kaslarda hareket ortaya çıkmasını köstekler. Bu kasılma bazen o kadar şiddetli olurki hastanın eli dışardan birinin yardımı ile bile açılamaz.
Spastisite ile savaşta çok çokça tedavi alternatifi yoktur. Umumide ilaçlar birinci seçenek olmakla birlikte yeteri kadar kas gevşemesi sağlayabilmek için çıkılan dozlarda yan tesirler ortaya çıkmakta ve bu nedenle tesirleri sonlu kalmaktadır. Evvelden daha sık kullanılan ve şimdilerde çok tercih edilmeyen kimyasal unsurlarla sonlara hasar verilerek spastisite azaltılabilir. Bu teknikte mümkün yan tesirler yüzünden sonlu kullanılmaktadır. Fizik tedai sistemleri spastisiteyi lakin süreksiz bir vade azaltabilir. Spastisite ile savaşta en kıymetli silahımız botulinum toksin (botox ) enjekisyonu tedavisidir. Aslında bir mikrobun ürettiği ve sonradan sentetik olarak üretilen bu toksin çok güçlü bir kas gevşeticidir. Botulinum toksini yapıldığı kasda doza bağlı olarak değişen şiddette 3-4 ay süren muvakkat bir felç yapar. Hastanın umumide spastisite nedeniyle bir cihete yapamadığı hareketleri yapabilmesi için şiddetli gergin kaslara botoks enjeksiyonu yapılır. Bir seferde bir çok kasa enjeksiyon yapılabilir. Ancak yekun doz 400 IU yi geçmemelidir. Bu dozlarda bariz bir yan tesir görülmez ve son nokta sağlam bir tedavidir. Bu sayede botoks uygulanan kaslar gevşer ve felcin güzelleşme devrinde öbür kaslarda hareket ortaya çıkması için bir pencere devri yaratılmış olur. Botoksun tesiri 3-4 ay kadar sürer. Bu vadede hastaya ağır fizyoterapi uygulanması güçsüz kasların güçlenmesini sağlar ve ilacın tesiri geçtiğinde bu kaslar hareket edebilir hale gelir. Hastanın durumuna nazaran botoks enjeksiynlarına 3-4 ay aralıklarla uzun vade devam edilebilr.
Botulinum toksin enjeksiyonu felçte spastik kasları gevşetmek için son nokta tesirli bir usuldür. Duruma nazaran ilaçlar ile desteklenir. Bu süreçte ağır fizyoterapinin de kullanılmasıyla nispeten başarılı sonuçlar alınabilir. Bu türlü bir usulün varlığına karşın hastaların büyük kısmına uygulanmamaktadır. Devlet kurumlarınca karşılanan botulinum toksin tedavisi elverişli hastalarda kesinlikle denenmelidir. Bu sayede el ve ayaklarında felcteki kasılmalar önlenebiir ve hasta çok daha rahat ve fonksiyonel formda hareket edebilir.
Tek taraflı dimağ felci, öteki ismiyle inme (hemipleji) beyefendisine giden damarlarda bir tıkanıklık yada kanama sonucu dimağ hücrelerinin hasar görmesi ve buna bağlı olarak hastanın vücudunun bir tarafının hareket yeteneğini büsbütün yada kısmen kaybedilmesi manasına gelir. Dimağ felçleri devletimizdeki en değerli sakatlık nedenlerinin başında gelmektedir.
Tek taraflı felçlerde başkaca konuşma bozukluğu, yutma zorluğu, yüz kaslarında felçler de görülebilir. Velev kanama velev tıkanma nedenli olsun akut devir atladıldıktan sonra hasta o taraf hareketlerin yavaş yavaş kazanmaya başlar. Birinci çıkan hareketler kaba ve İlker paterndedir, yani hasta ince hareketleri yapamaz. Dimağ felci sonrasında bu hareketlerin ortaya çıkması dimağ plastisitesi ile ilgilidir. Yani dimağın ölen hücrelerinin hizmetinin kısmen de olsa sağlam kalan fakat asıl hizmeti farklı olan hücreler tarafından bölgesine getirilmesidir. Bu sayede şayet dimağ hasarı hafifse hasta büsbütün güzelleşebilir. Ağır hasarlı dimağ felçlerinde ise kesinlikle az yada çok sekel kalır. Felç sonrası hareketlerin güzelleşmesi sürecinde derhal her vakit bacakta düzgünleşme kol ve eldekinden daha güzel olmaktadır. Bu sırada ortaya çıkan ve rehabilitasyon sürecini olumsuz etkileyen en kıymetli hadise spastisite olarak isimlendirdiğimiz ve felçli taraf kaslarının ölçüsüz kasılarak yeni hareketlerin ortaya çıkışını engellemesidir.Bu kasılma bir istikamete yanlışsız olur. Sözgelimi elde hastanın eli yumruk yapacak biçimde kasılır ve bu eli açan kaslarda hareket ortaya çıkmasını köstekler. Bu kasılma bazen o kadar şiddetli olurki hastanın eli dışardan birinin yardımı ile bile açılamaz.
Spastisite ile savaşta çok çokça tedavi alternatifi yoktur. Umumide ilaçlar birinci seçenek olmakla birlikte yeteri kadar kas gevşemesi sağlayabilmek için çıkılan dozlarda yan tesirler ortaya çıkmakta ve bu nedenle tesirleri sonlu kalmaktadır. Evvelden daha sık kullanılan ve şimdilerde çok tercih edilmeyen kimyasal unsurlarla sonlara hasar verilerek spastisite azaltılabilir. Bu teknikte mümkün yan tesirler yüzünden sonlu kullanılmaktadır. Fizik tedai sistemleri spastisiteyi lakin süreksiz bir vade azaltabilir. Spastisite ile savaşta en kıymetli silahımız botulinum toksin (botox ) enjekisyonu tedavisidir. Aslında bir mikrobun ürettiği ve sonradan sentetik olarak üretilen bu toksin çok güçlü bir kas gevşeticidir. Botulinum toksini yapıldığı kasda doza bağlı olarak değişen şiddette 3-4 ay süren muvakkat bir felç yapar. Hastanın umumide spastisite nedeniyle bir cihete yapamadığı hareketleri yapabilmesi için şiddetli gergin kaslara botoks enjeksiyonu yapılır. Bir seferde bir çok kasa enjeksiyon yapılabilir. Ancak yekun doz 400 IU yi geçmemelidir. Bu dozlarda bariz bir yan tesir görülmez ve son nokta sağlam bir tedavidir. Bu sayede botoks uygulanan kaslar gevşer ve felcin güzelleşme devrinde öbür kaslarda hareket ortaya çıkması için bir pencere devri yaratılmış olur. Botoksun tesiri 3-4 ay kadar sürer. Bu vadede hastaya ağır fizyoterapi uygulanması güçsüz kasların güçlenmesini sağlar ve ilacın tesiri geçtiğinde bu kaslar hareket edebilir hale gelir. Hastanın durumuna nazaran botoks enjeksiynlarına 3-4 ay aralıklarla uzun vade devam edilebilr.
Botulinum toksin enjeksiyonu felçte spastik kasları gevşetmek için son nokta tesirli bir usuldür. Duruma nazaran ilaçlar ile desteklenir. Bu süreçte ağır fizyoterapinin de kullanılmasıyla nispeten başarılı sonuçlar alınabilir. Bu türlü bir usulün varlığına karşın hastaların büyük kısmına uygulanmamaktadır. Devlet kurumlarınca karşılanan botulinum toksin tedavisi elverişli hastalarda kesinlikle denenmelidir. Bu sayede el ve ayaklarında felcteki kasılmalar önlenebiir ve hasta çok daha rahat ve fonksiyonel formda hareket edebilir.
