iltasyazilim
FD Üye
Felsefi düşüncenin bir öteki özelliği, onun çözümleyici (çözümsel) ve kurucu (sentetik) işlevidir
Felsefi düşüncenin çözümsel işlevi denilince kastedilen, yukarıda da kısmen sinyâl ettiğimiz gibi filozofun kendisinin de içinde bulunduğu ve bir parçasını teşkil ettiği dünyayı bilmek ve iyi anlamak için kendisine sunulan her türlü veri, deney, idrak ve seziş sonuçlarından oluşan malzemeyi kendi veri, deney, algılama ve algı yeteneklerine kadar baştan düşünmesi, çözümleme etmesi, aydınlığa kavuşturması işlevidir; fakat filozof sadece bununla yetinmez, dünyayı parçalanmış ve parçalarına bölünmüş bir halde bırakmaz; buna paralel olan bir öteki düşünme fiili ile bu üstünde düşünülmüş, çözümlenmiş ve aydınlığa kavuşturulmuş malzemeden ya da verilerden hareketle dünyayı her tarafta inşa eder, kurar, bir birlik ve bütünlüğe kavuşturur Buna felsefenin sentetik veya sistemleştirici işlevi adı verilir
Böylece sofistler, Hume, Viyana çevresine ait bazı filozofların felsefesi daha ziyade analitik denebilecek işlevi alanında temayüz etmelerine karşılık Platon, Aristoteles, İbni Sina, Hegel gibi filozoflar kendi paylarına dünyayı, tüm parçalarıyla uyumlu bir bütünlük arz eden bir inşa olarak baştan kuran sistemci filozoflar olarak kabul edilebilirler
Kaynak: Prof Dr Ahmet Arslan *
Felsefi düşüncenin çözümsel işlevi denilince kastedilen, yukarıda da kısmen sinyâl ettiğimiz gibi filozofun kendisinin de içinde bulunduğu ve bir parçasını teşkil ettiği dünyayı bilmek ve iyi anlamak için kendisine sunulan her türlü veri, deney, idrak ve seziş sonuçlarından oluşan malzemeyi kendi veri, deney, algılama ve algı yeteneklerine kadar baştan düşünmesi, çözümleme etmesi, aydınlığa kavuşturması işlevidir; fakat filozof sadece bununla yetinmez, dünyayı parçalanmış ve parçalarına bölünmüş bir halde bırakmaz; buna paralel olan bir öteki düşünme fiili ile bu üstünde düşünülmüş, çözümlenmiş ve aydınlığa kavuşturulmuş malzemeden ya da verilerden hareketle dünyayı her tarafta inşa eder, kurar, bir birlik ve bütünlüğe kavuşturur Buna felsefenin sentetik veya sistemleştirici işlevi adı verilir
Böylece sofistler, Hume, Viyana çevresine ait bazı filozofların felsefesi daha ziyade analitik denebilecek işlevi alanında temayüz etmelerine karşılık Platon, Aristoteles, İbni Sina, Hegel gibi filozoflar kendi paylarına dünyayı, tüm parçalarıyla uyumlu bir bütünlük arz eden bir inşa olarak baştan kuran sistemci filozoflar olarak kabul edilebilirler
Kaynak: Prof Dr Ahmet Arslan *