Felsefeyi Kavramak

Bir lahza için düşüncelerinizin olmadığını farz edinBir boşlukta sürüklenirmişçesine yaşadığınızı;yaşamınız hakkında , çevreniz hakkında hiçbir yargınızın bulunmadığını düş edinŞüphesiz bu bilinmezlik ve aldırmazlık sizi içinde boğardıSoru soramamak şayet de en büyük cinayet olurdu bu durumdaİnsanoğlunun ilk olarak yaşam almak üzere daha birçok konu da sahip olduğu bilgilere soru sorarak ulaştığı yadsınamaz bir gerçektir
Sorular ara sıra bizi güç yollardan geçirerek , çok değerli bilgilere ulaşmamıza yol açarken bazen de yeni sorular doğurur ve bizi bir çıkmaza sürüklerHer ne dek bir çıkmaz olarak ifade etmeyi seçim etsek de , felsefe bilimi ile aracısız ifade edilen bu şart açılmamış kapıların anahtarıdırHer soruda bir umut yatarBilinmezliğin umudu…Bulunması muhtemel cevapların telaşı bizi düşünmeye biraz daha sevk eder ’Düşünüyorum öyleyse varım ’ der DescartesYaşamın ve insanoğlunun varlığını tanımlayan en güzel laf budur şüphesiz
Sorulardan ve cevaplardan , cevapsız sorulardan bahsettikFelsefenin doğuşuna kısaca değinecek olursak tarih sayfalarını İÖ 6 yüzyıla dek karıştırmak gerekirFelsefenin doğuşu tarih kitaplarında , Thales ’in ‘ Âlem nedir ? ’ sorususunu sormasıyla başlamıştırAncak felsefeyi hafıza bilimi olarak tanımlayacak olursak Thales ’in aklını kurcalayan soruları ilk sesli dile getiren kişi olduğunu anlatmak daha içten olacaktırÇünkü insan sorgulayan bir mekanizmadır ve birincil insandan beri bu özeliğini devam ettirmiştirAncak Thales ile birlikte soruların daha anlaşılır olduğunu ve öncelikle dinden uzaklaşılarak sorulara cevap aranmaya başlandığını anlatmak mümkündürThales ’cilt önce çoğu defa âlem tanımlanmaya çalışılmış oysa evrenin varlığı her zaman dinsel temelllere dayandırılmıştırBuna karşın dinfelsefe ilişkisine dikkat çekmek gerekirFelsefe bilminde akıl yoluıyla sorulara cevap aranırken dinden uzaklaşılması sadece ezberlenmiş ve açıklaması olmayan yargılara ilişkindirOysa din de bilindiği üzere varlığımızı hafıza aracılığıyla algılamaya yöneliktirİnsanların yaratıcılarını , evreni ve yaşamı bir gücün varlığına dayandırarak kavramaya çalışması amaçlanmıştırDinfelsefe ilişkisi başlı başına tartışmaya açılacak bir konudurO yüzden yalnızca esas esasaları dikkatte alındığında arasında bir ilişki olduğunu söylemekle yetinelim
Felsefe bilimine bir nevi yaşamın bilimi seslenmek mümkündürFelsefe içerisinde barındırdığı paradokslarla,ara sıra aklımızın sınırlarını zorlayan sorularla yaşadığımızı bir defa daha hissettiriyorFelsefe denildiği vakit yalnızca hararetli ve bilimsel içerikli konuşmalar akla gelmemelidirDikkat edecek olursak felsefe biz insanların ta kendisidirKendinizi sorgulamanız,kişiliğinizi oluşturmanız fiilen kendi yarattığınız felsefenin birer ürünüdür