Fesi kim bulmuştur
Fesi bulan kimdir
Fes Osmanlı son doneminde kullanılan koyu kırmızı renkli, tepesinde kenara veya arkaya sarkan puskullu, silindir şeklinde bir tur şapkadır
Ceşitli kaynaklarda fesin ilk kaynağını Fas gosterilirse de hakkında kesin bilgi yoktur Tarihte hangi devirden itibaren kullanıldığı da belli değildir Yalnız Turklerin giydiği ve Timurtaş Paşa zamanına kadar beyaz olan renginin onun tarafından kırmızıya boyandığı bilinmektedir
Akdenizde seferdeyken yeniceriliğin kaldırıldığını duyan serasker ve kaptanı derya Koca Husrev Paşa Tunustan getirdiği fesleri kalyoncu askerine giydirmiş ve Sultan İkinci Mahmudun takdirini kazanmıştı 1828de Fes Nizamnamesi yayınlanarak fesin nerelerde giyilip giyilmeyeceği ve kimlerin ne ceşit fes giyeceği belirtilmişti Fes, 1832de yayınlanan bir tamimle resmi serpuş (başlık) olarak kabul edilmiştir
Tanzimat devrinde sarık yalnız ulema sınıfı ile muderris ve tarikat mensuplarına bırakılmıştır Bunlar fes uzerine sarık, esnaf kısmı ise fes ustune arakiye ve yemeni sararlardı Sarıksız fese dalfes denirdi Fes, saraydaki kadınlar tarafından da kullanılırdı Tunustan getirilen feslerin resmen kabUlunden sonra İstanbulda Halic kıyısında bir fes fabrikası (feshane) de kurulmuştur
Fesler genellikle kesik koni şeklinde kırmızı cuhadan yapılırdı Duz olan ust kısma tablo denir Bunun ortasından cıkarılan ibik tabir edilen yere puskul bağlanırdı Puskul fese ve fesi kullanan şahsa gore değişik olurdu Tunus fesi denilen dar fese buyuk puskul takılırdı Rengi mavi olan bu puskulun yarım okka gelenleri vardı Buyuk puskuller uzun olup enseden aşağı kadar sarkardı Sonradan kuculmuş
sadece arkada kalacak şekil kalmıştı Feslerin durumunu muhafaza etmek icin kalıplar yapılmış ve bunlar uzun zaman dukkanlarda kullanılmıştı Kalıplar birbirinden farklı alt ust şeklinde olurdu Fes bu iki kalıbın arasında kalır ve kol tazyiki veya pres ile sıkıştırılarak kalıbın şekli aldırılırdı Feslerin renkleri gittikce koyulaşmak uzere kırmızı, cifte zero, iki sıfır, bir sıfır, bir renk, iki renk, uc renk, dort renk, beş renk olup; adları ise kırmızı, unabi, mor, orta renk, al narciceği ve siyahtır Bicimlerine gore ise zuhaf, aziziye, mecidiye, hamidiye, sıfır numara, fino, dar beyoğlu gibi adlar verilir
Bugun Anadolunun bazı yorelerinde kadınlar, başortulerinin altına altınla suslenmiş fes koymaktadırlar Ayrıca her yorenin kendine has milli oyun ekipleri de fes giymektedir
1925 yılında cıkan bir kanunla fes giyilmesi yasaklandı Bazı İslam ulkelerinde halen fes kullanılmaktadır
Alıntı
Fesi bulan kimdir
Fes Osmanlı son doneminde kullanılan koyu kırmızı renkli, tepesinde kenara veya arkaya sarkan puskullu, silindir şeklinde bir tur şapkadır
Ceşitli kaynaklarda fesin ilk kaynağını Fas gosterilirse de hakkında kesin bilgi yoktur Tarihte hangi devirden itibaren kullanıldığı da belli değildir Yalnız Turklerin giydiği ve Timurtaş Paşa zamanına kadar beyaz olan renginin onun tarafından kırmızıya boyandığı bilinmektedir
Akdenizde seferdeyken yeniceriliğin kaldırıldığını duyan serasker ve kaptanı derya Koca Husrev Paşa Tunustan getirdiği fesleri kalyoncu askerine giydirmiş ve Sultan İkinci Mahmudun takdirini kazanmıştı 1828de Fes Nizamnamesi yayınlanarak fesin nerelerde giyilip giyilmeyeceği ve kimlerin ne ceşit fes giyeceği belirtilmişti Fes, 1832de yayınlanan bir tamimle resmi serpuş (başlık) olarak kabul edilmiştir
Tanzimat devrinde sarık yalnız ulema sınıfı ile muderris ve tarikat mensuplarına bırakılmıştır Bunlar fes uzerine sarık, esnaf kısmı ise fes ustune arakiye ve yemeni sararlardı Sarıksız fese dalfes denirdi Fes, saraydaki kadınlar tarafından da kullanılırdı Tunustan getirilen feslerin resmen kabUlunden sonra İstanbulda Halic kıyısında bir fes fabrikası (feshane) de kurulmuştur
Fesler genellikle kesik koni şeklinde kırmızı cuhadan yapılırdı Duz olan ust kısma tablo denir Bunun ortasından cıkarılan ibik tabir edilen yere puskul bağlanırdı Puskul fese ve fesi kullanan şahsa gore değişik olurdu Tunus fesi denilen dar fese buyuk puskul takılırdı Rengi mavi olan bu puskulun yarım okka gelenleri vardı Buyuk puskuller uzun olup enseden aşağı kadar sarkardı Sonradan kuculmuş
sadece arkada kalacak şekil kalmıştı Feslerin durumunu muhafaza etmek icin kalıplar yapılmış ve bunlar uzun zaman dukkanlarda kullanılmıştı Kalıplar birbirinden farklı alt ust şeklinde olurdu Fes bu iki kalıbın arasında kalır ve kol tazyiki veya pres ile sıkıştırılarak kalıbın şekli aldırılırdı Feslerin renkleri gittikce koyulaşmak uzere kırmızı, cifte zero, iki sıfır, bir sıfır, bir renk, iki renk, uc renk, dort renk, beş renk olup; adları ise kırmızı, unabi, mor, orta renk, al narciceği ve siyahtır Bicimlerine gore ise zuhaf, aziziye, mecidiye, hamidiye, sıfır numara, fino, dar beyoğlu gibi adlar verilir
Bugun Anadolunun bazı yorelerinde kadınlar, başortulerinin altına altınla suslenmiş fes koymaktadırlar Ayrıca her yorenin kendine has milli oyun ekipleri de fes giymektedir
1925 yılında cıkan bir kanunla fes giyilmesi yasaklandı Bazı İslam ulkelerinde halen fes kullanılmaktadır
Alıntı