iltasyazilim
FD Üye
FIKRA NEDİR?
Bu yazı türünü, halk müziği arasında anlatılan kısa, güldürücü, ders verici durum anlatılarıyla karıştırmamak gerekir Gazetelerdeki köşe yazılarındandır Her gün aynı köşe veya sütunda yayınlanır Siyasal, hesaplı, eğitim gibi günlük toplumsal konular ayrıntıya girilmeden kısaca işlenir
FIKRANIN BELİRLEYİCİ ÖZELLİKLERİ:
Makale gibi düşünsel plânla yazılır Fakat makaleden kısa yazılardır
Yazan anlattıklarını görünmek zorunda değildir Bilimselden fazla bireysel görüşünü açıklar, okuyucusunu
kendisi gibi düşündürme kaygısı yoktur
Günübirlik yazılardır, en beğenileni bile birkaç gün sonradan unutulur
Yazar, yapmacıklıktan uzaktır Anlatım yalın ve sade bir dille yapılır
Anlatım yazarın kendine özgü olmalıdır
Bu kurallara tüm yazılmış anlatımlarda uygulanacak genel kuralları ekleyiniz
KAHRAMAN EBE
Maraş'ın Bertiz Bucağına emrindeki köylerdeki 10 tifolu çocuğu çare ederken 20 yaşındaki genç ve hoş köy ebesi aynı hastalığa yakalanarak ilaçsızlık yüzünden ölmüştür Yolları, belleri kar tutmuş, köyün şehirle bağlantısı kesilmiştir Elinde ama çocukları çare edecek dek ilaç bulunan Döndü Çomar adındaki genç ve güzel ebe çocukları kurtarmış, fakat kendini kurtaramamıştır
Döndü Çomar hatıra defterine şunları yazmıştır:
Hekim yüzü görmeyen, senenin 6 ayında dış dünya ile her türlü bağlantısı kesik olan bu günahsız insanlara elimden geldiğince faydalı olmaya çalışıyorum Çevrede 10 tane tifolu yavru var Hekim olmadığı için aileleri ile birlikte bu yavrular hayat umutlarını bana bağlamışlar Onların yüzüne baktıkça üzüntüden kahroluyorum Elimde fazla az sayıda hap var Yollar açılıncaya değin bunlarla yöneticilik etmeme imkân değil Zorlama bir görev yüklendiğimin farkındayım Lakin kendimi çok kaslı hissediyorumIssız ve sahipsiz Anadolu öyle ya da böyle bütün köyleri böyledir Kış geldi mi, şehirlerle bağlantısı kesilir, yalnızlığa ve kaderine bürünür Bertiz bucağına emrindeki köylere bir ebe gidebilmiş nasıl gidebilmişse Başkalarında ebe de, ilâç yoktur Insanlar, hayvanlar, kırılır da kimsenin haberi bile olmaz Acayip bir raslantı, genç ebe Döndü Çomar'ın vefat haberinin geldiği gün gazeteler Tıp Bayramını yazıyordu Ankara'da ve İstanbul'da kutlanan bayram esnasında köylerimizin sağlıktan mahrum durumunu gösteren vefat haberi de geldi Bilmiyorum, doktorlarımızın yüreğini bu kahraman genç ebenin yaşam hikâyesi burkmuş mudur?
Gözleri dertli okudum ben haberi Ebe, çocukları tedavi ederken kendinin de hastalığa yakalandığını anlıyor Elinde ilâç yoktur Çaresizdir Çaresizliğini biliyor, lakin ne yapsın? Oturup anı defterine ölmeden şunları yazıyor: Tanrıya binlerce teşekkür, 10 yavru her yerde hayata kavuştu bu arada elimde ilâç da kalmadı Üç gündür hastayım Tifoya yakalandığımı sanıyorum Yollar kapalı, şehre inemem Keza çocukları uzakta da olsa denetleme etmem gerekiyor Her lahza, her dakika ölüme azıcık daha yaklaştığımı hissediyorum Ölüm beni hiç, lakin hiç korkutmuyor Görevini yapan insanların iç huzurunu duyuyorum bu arada bana inanan, beni seven insanların arasında rahatça ölebilirim
Ne bilinçli, ne tahsis duygusu ile batmış bir ölüme gidiştir bu! İnsanların kafasında bu bilinç oldu mu, ölüme gidiş değil, ölümsüzlüğe gidiş oluyor Bütün tarihe geçen kahraman hemşirelerin şanlı destanları arasına bu da katılacaktır Bu köylerden birine, ikisine ya da Bertiz bucağına bu kahraman ebenin adı konmalıdır bir de heykeli dikilmelidir diğer bir türlü kahramana minnet borcumuzu ödeyemeyiz Köylüler fazla sevdikleri bu ebenin anısına saygı örneği olarak İçişleri Bakanlığı'na başvurmalı, adının bucağa konmasını ve heykelinin dikilmesini istemelidirler
(Mehmed Kemal)
FIKRA ÖRNEKLERİ
TUFAN VE PAPAZ
Hıristiyan bir ülkede tufan olmuş İnsanların tümü oradan uzaklaşmış Ülkenin başka tufan olmayan bölgelerine göç etmişler Yalnızca kilisedeki papaz kiliseden ayrılmıyormuş Nedeni ise; Kilise Tanrın'ın evidir Tanrının kendisini koruyacağını söylüyormuş Papaz; Ben insanlara Tanrı yolunu öğretiyorum demiş böylece Tanrı beni kurtarır diyormuş Yağmurlar yağmış, seller olmuş, her yeri su basmış Devlet yetkilileri arabayla papazı almaya gelmişler Papaz Allah beni kurtarır demiş ve gitmemiş
Sular iyice yükselmiş Papaz kilisenin ikinci katına çıkmış Millet bu kere kurtarmaya botla gelmişler Papaza: Boğulup gideceksin gel kurtaralım seni dedilerse de papaz inat etmiş gitmemekte Allah beni kurtarır demiş bitmiş
Sular yükselmeye devam etmiş Papaz kilisenin en yüksek yerine çıkmış Bu defa helikopterle gelmişler papazı kurtarmaya Papaz bir kere inat etmiş ya; Tanrı beni kurtarır, ben Tanrıya güveniyorum demiş Gitmemiş Sular daha da yükselmiş Papaz gidecek ve tutunacak yer bulamadığı için sularda boğulmuş gitmiş Papaz ölünce öteki dünyada Tanrıya yakınmış: Ben sana çok güvendim kurtaracaksın diye Lakin tüm ümitlerim boş yere çıktı Benim canımı aldın sular aşağıda demiş Tanrı da Ben sana üç talih verdim Sen aklını kullanamadın ben ne yapayımdemiş
İNGİLİZ, AMERİKAN ve TÜRK LİDERLERİ
İngiltere başbakanı, Amerikan Başkanı ve Türkiye Başbakanı biraraya gelmiş sohbet ediyorlarmış Konu da ekonomi ve işçi ücretleri üzerineymiş Sözü ilk olarak Amerikan Başkanı almış;
Ben çalışan vatandaşıma ayda 4000 dolar dolar veririm Bu paranın 2000 dolarını harcar, 2000 dolarını ne yapar bilmem
İngiliz lider de şöyle demiş;
Ben çalışan vatandaşıma ayda 2000 EURA veririm Bu parayla rahatça geçinir Eğlenceye nerden para bulur bilemem
Türkiye Başbakanı alır sözü ve;
Ben çalışan vatandaşıma ayda 450 YTL veriyorum Türkiyede geçinebilmek için 1000 YTL gereklidir 1000 YTL'nin 550 YTL'sini nerden bulur bilemem
BANKACILAR
Yaşlı çift evliliklerinin kırkıncı yıl dönümünde paraya kıymışlar, Avusturalya'da tatil yapmaya karar vermişlerdiUçağın penceresinden saatlerdir okyanusu seyrediyorlardı
Sessizliği pilotun anonsu bozdu:Sayın yolcularımız! Korkarım size fena bir haberim var Motorlarımızdan biri sustu, diğeri de susmak üzere Acil iniş yapmak zorundayız
Neyse ki altımızda haritada görülmeyen bir ada var ve sahiline inmeye çalışacağız
Bunu başarabilirsek tek sorunumuz bizi bulabilmeleri için dua etmek olacak
Uçak küçük adanın kumsalına başarılı bir iniş yaptı, kimsenin burnu kanamadı
Uzun bir rahatlama sessizliğinden daha sonra adam karısının ellerini tuttu,gözlerine endişeyle baktı;
Mona, bu ayki kredi kartı borcunu ödemiş miydin?Hayır sevgilim,unutmuşum Kızdın mı?
Adam endişeyle yeniden sordu: Otomobil kredisinin taksitini ödemiş miydin?Özür dilerim canım, onu da ödememiştim
Ihtiyar adam karısının ellerini bıraktı ve kırk yıldır yapmadığı şekilde ona sıkı sıkıya sarıldı Bravo Karısı sersemlemiş, korkarak sordu İyi misin tatlım?
Hiç olmadığım dek Çünkü bankacılar bizi belirli bulur!
DENEYIMSIZ ASKER
Askerliğe yeni başlamış bir er çavuşunun yanına gitgide artarak:
Efendim, çorbada kum vardı! dedi
Çavuş kaşlarını çatarak
Ne olmuş yani? Buraya yemek yemek beğenmeye değil, vatan toprağını korumaya geldiniz bir daha böyle bir şikayet istemem! dedi Erin cevabı hazırdı:
Evet fakat komutanım! Biz buraya vatan toprağını yemeye de gelmedik!
AKIL HASTANESİNDE
Us hastanesinde doktor iki hastasına:
Şu dolabı beraber yukarı çıkarın! dedi
Azıcık daha sonra hastalardan birinin dolabı omuzlamış, oflaya puflaya yukarı çıkardığını gördü:
Oğlum, hani öteki arkadaşın? Ben size dolabı beraber taşıyın demiştim!
Arkadaşım dolabın içinde rafları taşıyor hekim bey!
ZIHINSEL OLARAK GELİŞTİRİR
Seyahat esnasında ara verme tahsis etmek isteyen ihtiyar bir adam, bir hana girdi Bu sırada hana bir başka yolcu daha girdi ve ikisi birdenbire hancıdan gıda bir şeyler istediler Lakin hancı yiyecek olarak yalnızca bir balık olduğunu söyledi ve bunu paylaşmalarını önerdi
Bunun üstüne ihtiyar adam, hancıya,
Ben balığın yalnızca başını yiyeceğimdedi
Hancı bunun nedenini sordu
Ihtiyar adam da,
Balık başı zekayı artırır, balık başı yiyen insan zeki olurdedi
Bunun üzerine öteki yolcu hemen atıldı ve ihtiyar adama:
Balık başını niye sen yiyeceksin, ben yemek yemek istiyorumdedi
Yaşlı adam da itiraz etmedi ve balığın koca gövdesini yedi ve bir güzel karnını doyurdu
Öbür yolcu ise yalnızca balığın başını yedi ve sonradan yaşlı adama seslendi:
Sen koca gövdeyi yedin karnını doyurdun ben sadece kafayı yedim aç kaldımdedi
Ihtiyar adam da bu sözlere şöyle karşılık verdi:
Bak nasıl akıllandın
*
Bu yazı türünü, halk müziği arasında anlatılan kısa, güldürücü, ders verici durum anlatılarıyla karıştırmamak gerekir Gazetelerdeki köşe yazılarındandır Her gün aynı köşe veya sütunda yayınlanır Siyasal, hesaplı, eğitim gibi günlük toplumsal konular ayrıntıya girilmeden kısaca işlenir
FIKRANIN BELİRLEYİCİ ÖZELLİKLERİ:
Makale gibi düşünsel plânla yazılır Fakat makaleden kısa yazılardır
Yazan anlattıklarını görünmek zorunda değildir Bilimselden fazla bireysel görüşünü açıklar, okuyucusunu
kendisi gibi düşündürme kaygısı yoktur
Günübirlik yazılardır, en beğenileni bile birkaç gün sonradan unutulur
Yazar, yapmacıklıktan uzaktır Anlatım yalın ve sade bir dille yapılır
Anlatım yazarın kendine özgü olmalıdır
Bu kurallara tüm yazılmış anlatımlarda uygulanacak genel kuralları ekleyiniz
KAHRAMAN EBE
Maraş'ın Bertiz Bucağına emrindeki köylerdeki 10 tifolu çocuğu çare ederken 20 yaşındaki genç ve hoş köy ebesi aynı hastalığa yakalanarak ilaçsızlık yüzünden ölmüştür Yolları, belleri kar tutmuş, köyün şehirle bağlantısı kesilmiştir Elinde ama çocukları çare edecek dek ilaç bulunan Döndü Çomar adındaki genç ve güzel ebe çocukları kurtarmış, fakat kendini kurtaramamıştır
Döndü Çomar hatıra defterine şunları yazmıştır:
Hekim yüzü görmeyen, senenin 6 ayında dış dünya ile her türlü bağlantısı kesik olan bu günahsız insanlara elimden geldiğince faydalı olmaya çalışıyorum Çevrede 10 tane tifolu yavru var Hekim olmadığı için aileleri ile birlikte bu yavrular hayat umutlarını bana bağlamışlar Onların yüzüne baktıkça üzüntüden kahroluyorum Elimde fazla az sayıda hap var Yollar açılıncaya değin bunlarla yöneticilik etmeme imkân değil Zorlama bir görev yüklendiğimin farkındayım Lakin kendimi çok kaslı hissediyorumIssız ve sahipsiz Anadolu öyle ya da böyle bütün köyleri böyledir Kış geldi mi, şehirlerle bağlantısı kesilir, yalnızlığa ve kaderine bürünür Bertiz bucağına emrindeki köylere bir ebe gidebilmiş nasıl gidebilmişse Başkalarında ebe de, ilâç yoktur Insanlar, hayvanlar, kırılır da kimsenin haberi bile olmaz Acayip bir raslantı, genç ebe Döndü Çomar'ın vefat haberinin geldiği gün gazeteler Tıp Bayramını yazıyordu Ankara'da ve İstanbul'da kutlanan bayram esnasında köylerimizin sağlıktan mahrum durumunu gösteren vefat haberi de geldi Bilmiyorum, doktorlarımızın yüreğini bu kahraman genç ebenin yaşam hikâyesi burkmuş mudur?
Gözleri dertli okudum ben haberi Ebe, çocukları tedavi ederken kendinin de hastalığa yakalandığını anlıyor Elinde ilâç yoktur Çaresizdir Çaresizliğini biliyor, lakin ne yapsın? Oturup anı defterine ölmeden şunları yazıyor: Tanrıya binlerce teşekkür, 10 yavru her yerde hayata kavuştu bu arada elimde ilâç da kalmadı Üç gündür hastayım Tifoya yakalandığımı sanıyorum Yollar kapalı, şehre inemem Keza çocukları uzakta da olsa denetleme etmem gerekiyor Her lahza, her dakika ölüme azıcık daha yaklaştığımı hissediyorum Ölüm beni hiç, lakin hiç korkutmuyor Görevini yapan insanların iç huzurunu duyuyorum bu arada bana inanan, beni seven insanların arasında rahatça ölebilirim
Ne bilinçli, ne tahsis duygusu ile batmış bir ölüme gidiştir bu! İnsanların kafasında bu bilinç oldu mu, ölüme gidiş değil, ölümsüzlüğe gidiş oluyor Bütün tarihe geçen kahraman hemşirelerin şanlı destanları arasına bu da katılacaktır Bu köylerden birine, ikisine ya da Bertiz bucağına bu kahraman ebenin adı konmalıdır bir de heykeli dikilmelidir diğer bir türlü kahramana minnet borcumuzu ödeyemeyiz Köylüler fazla sevdikleri bu ebenin anısına saygı örneği olarak İçişleri Bakanlığı'na başvurmalı, adının bucağa konmasını ve heykelinin dikilmesini istemelidirler
(Mehmed Kemal)
FIKRA ÖRNEKLERİ
TUFAN VE PAPAZ
Hıristiyan bir ülkede tufan olmuş İnsanların tümü oradan uzaklaşmış Ülkenin başka tufan olmayan bölgelerine göç etmişler Yalnızca kilisedeki papaz kiliseden ayrılmıyormuş Nedeni ise; Kilise Tanrın'ın evidir Tanrının kendisini koruyacağını söylüyormuş Papaz; Ben insanlara Tanrı yolunu öğretiyorum demiş böylece Tanrı beni kurtarır diyormuş Yağmurlar yağmış, seller olmuş, her yeri su basmış Devlet yetkilileri arabayla papazı almaya gelmişler Papaz Allah beni kurtarır demiş ve gitmemiş
Sular iyice yükselmiş Papaz kilisenin ikinci katına çıkmış Millet bu kere kurtarmaya botla gelmişler Papaza: Boğulup gideceksin gel kurtaralım seni dedilerse de papaz inat etmiş gitmemekte Allah beni kurtarır demiş bitmiş
Sular yükselmeye devam etmiş Papaz kilisenin en yüksek yerine çıkmış Bu defa helikopterle gelmişler papazı kurtarmaya Papaz bir kere inat etmiş ya; Tanrı beni kurtarır, ben Tanrıya güveniyorum demiş Gitmemiş Sular daha da yükselmiş Papaz gidecek ve tutunacak yer bulamadığı için sularda boğulmuş gitmiş Papaz ölünce öteki dünyada Tanrıya yakınmış: Ben sana çok güvendim kurtaracaksın diye Lakin tüm ümitlerim boş yere çıktı Benim canımı aldın sular aşağıda demiş Tanrı da Ben sana üç talih verdim Sen aklını kullanamadın ben ne yapayımdemiş
İNGİLİZ, AMERİKAN ve TÜRK LİDERLERİ
İngiltere başbakanı, Amerikan Başkanı ve Türkiye Başbakanı biraraya gelmiş sohbet ediyorlarmış Konu da ekonomi ve işçi ücretleri üzerineymiş Sözü ilk olarak Amerikan Başkanı almış;
Ben çalışan vatandaşıma ayda 4000 dolar dolar veririm Bu paranın 2000 dolarını harcar, 2000 dolarını ne yapar bilmem
İngiliz lider de şöyle demiş;
Ben çalışan vatandaşıma ayda 2000 EURA veririm Bu parayla rahatça geçinir Eğlenceye nerden para bulur bilemem
Türkiye Başbakanı alır sözü ve;
Ben çalışan vatandaşıma ayda 450 YTL veriyorum Türkiyede geçinebilmek için 1000 YTL gereklidir 1000 YTL'nin 550 YTL'sini nerden bulur bilemem
BANKACILAR
Yaşlı çift evliliklerinin kırkıncı yıl dönümünde paraya kıymışlar, Avusturalya'da tatil yapmaya karar vermişlerdiUçağın penceresinden saatlerdir okyanusu seyrediyorlardı
Sessizliği pilotun anonsu bozdu:Sayın yolcularımız! Korkarım size fena bir haberim var Motorlarımızdan biri sustu, diğeri de susmak üzere Acil iniş yapmak zorundayız
Neyse ki altımızda haritada görülmeyen bir ada var ve sahiline inmeye çalışacağız
Bunu başarabilirsek tek sorunumuz bizi bulabilmeleri için dua etmek olacak
Uçak küçük adanın kumsalına başarılı bir iniş yaptı, kimsenin burnu kanamadı
Uzun bir rahatlama sessizliğinden daha sonra adam karısının ellerini tuttu,gözlerine endişeyle baktı;
Mona, bu ayki kredi kartı borcunu ödemiş miydin?Hayır sevgilim,unutmuşum Kızdın mı?
Adam endişeyle yeniden sordu: Otomobil kredisinin taksitini ödemiş miydin?Özür dilerim canım, onu da ödememiştim
Ihtiyar adam karısının ellerini bıraktı ve kırk yıldır yapmadığı şekilde ona sıkı sıkıya sarıldı Bravo Karısı sersemlemiş, korkarak sordu İyi misin tatlım?
Hiç olmadığım dek Çünkü bankacılar bizi belirli bulur!
DENEYIMSIZ ASKER
Askerliğe yeni başlamış bir er çavuşunun yanına gitgide artarak:
Efendim, çorbada kum vardı! dedi
Çavuş kaşlarını çatarak
Ne olmuş yani? Buraya yemek yemek beğenmeye değil, vatan toprağını korumaya geldiniz bir daha böyle bir şikayet istemem! dedi Erin cevabı hazırdı:
Evet fakat komutanım! Biz buraya vatan toprağını yemeye de gelmedik!
AKIL HASTANESİNDE
Us hastanesinde doktor iki hastasına:
Şu dolabı beraber yukarı çıkarın! dedi
Azıcık daha sonra hastalardan birinin dolabı omuzlamış, oflaya puflaya yukarı çıkardığını gördü:
Oğlum, hani öteki arkadaşın? Ben size dolabı beraber taşıyın demiştim!
Arkadaşım dolabın içinde rafları taşıyor hekim bey!
ZIHINSEL OLARAK GELİŞTİRİR
Seyahat esnasında ara verme tahsis etmek isteyen ihtiyar bir adam, bir hana girdi Bu sırada hana bir başka yolcu daha girdi ve ikisi birdenbire hancıdan gıda bir şeyler istediler Lakin hancı yiyecek olarak yalnızca bir balık olduğunu söyledi ve bunu paylaşmalarını önerdi
Bunun üstüne ihtiyar adam, hancıya,
Ben balığın yalnızca başını yiyeceğimdedi
Hancı bunun nedenini sordu
Ihtiyar adam da,
Balık başı zekayı artırır, balık başı yiyen insan zeki olurdedi
Bunun üzerine öteki yolcu hemen atıldı ve ihtiyar adama:
Balık başını niye sen yiyeceksin, ben yemek yemek istiyorumdedi
Yaşlı adam da itiraz etmedi ve balığın koca gövdesini yedi ve bir güzel karnını doyurdu
Öbür yolcu ise yalnızca balığın başını yedi ve sonradan yaşlı adama seslendi:
Sen koca gövdeyi yedin karnını doyurdun ben sadece kafayı yedim aç kaldımdedi
Ihtiyar adam da bu sözlere şöyle karşılık verdi:
Bak nasıl akıllandın
*