iltasyazilim
FD Üye
vantilatör
Donald Ramsfeld ölmüş ve cennete gitmiş
Aziz Peter'in aleyhinde cennetin kapsında dururken arkasında
saatlerle batmış koskocoman bir kapı görmüş ve sormuş:
'Bu saatler ne böyle?'
Aziz Peder yanıt vermiş:
'Bunlar yalan saatleri Dünyadaki herkesin bir yalan saati vardır
Her yalan söyleyişinde saatteki ibre hareket eder'
Ramsfeld:
'Ooo, peki bu kimin saati?'
'Bu Azize Teresa'nın saati İbre hiç bir vakit oynamadı, yani hiç
yalan söylememiş
'İnanılmaz' demiş Ramsfeld
'Peki bu kimin saati?'
Peder yanıt vermiş:
'Bu Abraham Lincoln'ün saati İbre iki defa hareket etti, yani Abraham
bütün yaşamında yalnızca iki kez yalan söyledi'
En sonunda Ramsfeld dayanamamış ve sormuş:
'Peki Bush'un saati nerede??'
'Bush'un saati İsa'nın ofisinde, Isa onu vantilatör olarak kullanıyor
kaplumbağa
Ücra bir köyün ilkokuluna müfettiş geleceği haberi alınır Bunu duyan tek sınıflı ilkokulun tek öğretmeni panikler çünkü çocuklar 2 sınıfta olmalarına rağmen fazla zorlama okumaktadırlar Hoca müfettişin geleceği gün sınıfta minik bir söylev yapar:
Bakın çocuklar bugün okulumuza müfettiş gelecek Muhtemelen de tahtaya birşeyler yazıp okumanızı isteyecek Müfettiş tahtaya birşey yazmaya başlarsa derhal bana bakın ben size ne yazdığını anlatırım, siz de okumuş gibi yapıp söylersiniz
Çocukların aklına yatmış bu natürel Müfettiş gelmiş, kısa hoşbeşten daha sonra müfettiş çocuklardan birine Kalk bakalımdemiş Su tahtaya yazdığımı okuve başlamış iri harflerle kaplumbağayazmaya Bunu gören hoca müfettişe el altından çocuğa bir hoş anlatmış tahtadakinin ne olduğunu
Müfettiş: Oku bakalım oğlum ne yazıyor?
Öğrenci: Tosbağa
kulak
Bizim marangoz Esas, ahşap bir binanın restorasyonunda çalışmaktadır Elinde testere ile ikinci katın iskelesinde çalışırken görünmez bir kaza meydana gelir ve testereyi kaydırarak bir anda yanlışlıkla kulağını keser Kulak da aşağıya düşer Kulağını görmek ümidiyle aşağıya bakar ve orada çalışan işçilere seslenir:
'Hey efendiler aşağılarda bir kulak gördünüz mü?'
Şaşkın işçiler şöyle bir etraflarına bakarlar ve kanlar içinde bir kulak bulup bizim Temel'e gösterirler:
'Bu mu?'
Temel aşağıda dürüst eğilip gözlerini kısar:
Yok yav, benimkinin ardından kalem olacaktı*
Donald Ramsfeld ölmüş ve cennete gitmiş
Aziz Peter'in aleyhinde cennetin kapsında dururken arkasında
saatlerle batmış koskocoman bir kapı görmüş ve sormuş:
'Bu saatler ne böyle?'
Aziz Peder yanıt vermiş:
'Bunlar yalan saatleri Dünyadaki herkesin bir yalan saati vardır
Her yalan söyleyişinde saatteki ibre hareket eder'
Ramsfeld:
'Ooo, peki bu kimin saati?'
'Bu Azize Teresa'nın saati İbre hiç bir vakit oynamadı, yani hiç
yalan söylememiş
'İnanılmaz' demiş Ramsfeld
'Peki bu kimin saati?'
Peder yanıt vermiş:
'Bu Abraham Lincoln'ün saati İbre iki defa hareket etti, yani Abraham
bütün yaşamında yalnızca iki kez yalan söyledi'
En sonunda Ramsfeld dayanamamış ve sormuş:
'Peki Bush'un saati nerede??'
'Bush'un saati İsa'nın ofisinde, Isa onu vantilatör olarak kullanıyor
kaplumbağa
Ücra bir köyün ilkokuluna müfettiş geleceği haberi alınır Bunu duyan tek sınıflı ilkokulun tek öğretmeni panikler çünkü çocuklar 2 sınıfta olmalarına rağmen fazla zorlama okumaktadırlar Hoca müfettişin geleceği gün sınıfta minik bir söylev yapar:
Bakın çocuklar bugün okulumuza müfettiş gelecek Muhtemelen de tahtaya birşeyler yazıp okumanızı isteyecek Müfettiş tahtaya birşey yazmaya başlarsa derhal bana bakın ben size ne yazdığını anlatırım, siz de okumuş gibi yapıp söylersiniz
Çocukların aklına yatmış bu natürel Müfettiş gelmiş, kısa hoşbeşten daha sonra müfettiş çocuklardan birine Kalk bakalımdemiş Su tahtaya yazdığımı okuve başlamış iri harflerle kaplumbağayazmaya Bunu gören hoca müfettişe el altından çocuğa bir hoş anlatmış tahtadakinin ne olduğunu
Müfettiş: Oku bakalım oğlum ne yazıyor?
Öğrenci: Tosbağa
kulak
Bizim marangoz Esas, ahşap bir binanın restorasyonunda çalışmaktadır Elinde testere ile ikinci katın iskelesinde çalışırken görünmez bir kaza meydana gelir ve testereyi kaydırarak bir anda yanlışlıkla kulağını keser Kulak da aşağıya düşer Kulağını görmek ümidiyle aşağıya bakar ve orada çalışan işçilere seslenir:
'Hey efendiler aşağılarda bir kulak gördünüz mü?'
Şaşkın işçiler şöyle bir etraflarına bakarlar ve kanlar içinde bir kulak bulup bizim Temel'e gösterirler:
'Bu mu?'
Temel aşağıda dürüst eğilip gözlerini kısar:
Yok yav, benimkinin ardından kalem olacaktı*