Fikri Ve Sınai Mülkiyet Hukukunda İhtiyati Tedbirler Kavram: İhtiyati tedbir kavramı, özel hukukumuzda epeyce geniş uygulaması yer alan bir kavramdır İhtiyati tedbirden ne anlaşılması gerektiği hususunda epeyce değişik düşünceler bulunmaktadır Yaygın kanaat olarak, tedbirlerin, davanın esası ile ilgili verilecek hükme dek, davanın uzaması halinde doğabilecek sakıncaları gidermeye yönelik ve geçici hukuki korunma sağlamak olarak tanımlanmaktadır Fakat ihtiyati tedbirlerin kötüye kullanılması veya dava sonucunda elde edilebilecek bir hakkın peşinen temin edilmesini sağlayıcı özelliği de bulunmaktadır Başlıca hükümle tedbir kararı arasındaki bu sıkı sadakât uygulayıcıları tedbirin işletilmesi konusunda tereddüde sevk etmekte bu sebeple de fazla öbür uygulamalara yol açmaktadır Sınaî ve fikri mülkiyet hukukunda ihtiyati tedbirler özel bir tartma talep etmektedir Tazminat yanında daha fazla rastlanan müdahalenin men’i taleplerinin sıklaşmıştır Bu davaların ise ölçülebilen sürede bile bitmesi bilhassa çoğu vakit daha uzun sürmesi hakkın zamanında teslimin engellediğinde şüphe yoktur Bu sebeple olsa lüzum kanun koyucular sınai sahiplik hukukunda ihtiyati tedbirleri genel usul hukukundan bambaşka ve özel olarak düzenleme gereği hissetmişlerdir Derhal bütün dünya uygulamasında bunu açık açık bakmak mümkündür Kanuni Düzenlemeler: İhtiyati tedbirlerin esasları bilindiği gibi HUMK m 101 vd maddelerinde yer almaktadır Buna rağmen ihtiyati tedbirler fikri ve sınai sahiplik ve haksız rekabet hukukunda keza ve bilhassa düzenlenmiştir TTK 63 maddesinde haksız rekabet ile ilgili önlem taleplerinin hangi hususları kapsayacağı HUMK’na da atıf yapılarak düzenlenirken, 556 sayılı KHK’nın 76, 77 maddeleri, 551 sayılı KHK nin 151, 152 ve 153mleri , 554 sayılı KHK nin 63,64,ve 65 mleri 555 sayılı KHK nin 34, 35 ve 36 mlerde ve 5846 sayılı zihin ve sanat eserleri kanunu’nun 77 maddesinde de ayrıca düzenlemeler yapılmıştır İhtiyati Tedbire İlişkin Şartlar: İhtiyati önlem talebinin bir başvuru ile talep edilmesi ve talep edilmeden tedbire hükmedilemeyeceği kuralı HUMK 1051 maddesi gereğidir Benzer esas sınai sahiplik hukuku için de geçerlidir öte taraftan ihtiyati tedbirde neticei talebin belirli ve açık olması sınırlarının hâkimin takdirine bırakılmaması gereklidir Yani sadece önlem istiyorum şeklinde değil hangi tedbirleri istediğinin de tedbir isteğinde bulunanca belirtilmesi gereklidir Tabiidir ancak, ihtiyati tedbire karşın neticei talebin dilekçede dobra dobra gösterilmesi, Hileli Rekabet ile Fikri ve Sınai Sahiplik Hukuku alanındaki tecavüzlerin durdurulması ya da ortadan kaldırılması laf konusu olduğunda hiç de basit değildir Kanunda yer bahşedilen önlem türünü dilekçede tekrarla yetinen talep sahibi, sonuçi talebi fiziksel ayla getirmiş olmaz Maalesef gerçekte tam da bu durumla karşılaşılmaktadır Burada hâkime geniş bir takdir yetkisi bırakılmaktadır Ancak örneğin, Marka tecavüzü halinde, markayı oluşturan kelimenin ve resmin açık açık gösterilmesi, Fotoğraf de tescilli ise, sicil numarasının verilmesi tatmin edici olup huysuz halde dilekçeye eklenmesi gerekir Kayda Değer bir sorunda husumet yetkisidir Yani istek eden ve aleyhine talep edilen Genel dava şartında olduğu gibi sınai sahiplik hukukunda da aynı ilke geçerlidir Ama hileli rekabet hukuku alanında TTK 58 maddesi gereğince hileli rekabet dolayısıyla ekonomik menfaatleri zarar görebilen veya hasar tehlikesine maruz kalan kişiler, ekonomik menfaatleri zarar görebilen müşteriler ile mesleki ve iktisadi kuruluşlar da talepte bulunabilirler Yalnız bu yargı yalnızca haksız rekabet hukukunda varken sınai sahiplik hukukuna ilişkin düzenlemelerde buna yer verilmemiştir Fikri ve sınai sahiplik hukukunda, marka, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım, coğrafi muhabere hakkını haiz olanlar ve eser sahipleri ile bunların halefleri, ihtiyati önlem talebinde bulunabileceklerdir Korunma süresi bittikten sonradan, istenen ihtiyati önlem talepleri mahkemece kabul edilemez Patent başvurusunda bulunup ta demin tescili yapılmamış ise, incelemeli berat başvurusunda bulananın talebinin kabulü oysa teminatla mümkün olabilir Ama berat hakkının doğması için sicile kaydı ve ilanı zaruri olduğundan başvuruya dayanarak önlem isteğinde bulunulamaz Uluslar arası ve Avrupa berat başvurusunun ilanı ise, ihtiyati tedbir başvurusunda bulunmak için tatmin edici değildir İhtiyati önlem talebinin marka ve patent hukukunda yöneltilebileceği kişiler ise şunlar olabilir; korunan hak ile ürünü üreten, satan, dağıtan ya da başka bir şekilde ticaret alanına çıkartan, ithal eden, ticari amaçla elde bulunduran, endüstriyel tasarım ve coğrafi işaretle tecavüzde ve haksız rekabette ise, tecavüz fiilini işleyenler aleyhinde talepte bulunulabilir Yetkili ve Görevli Duruşma: Türk Hukukunda fikri sınai sahiplik hukuku ve hileli rekabet hukuku düzenlemelerinde ihtiyatı önlem kararı vermeye yetkili bir mahkeme belirlenmemiştir Dolayısıyla HUMK 104 maddesi uyarınca, ilk önce dava için yetkili mahkemeden ve bu tedbirin minimum masrafla ve en ivedi nerede yerine getirilmesi muhtemel ise o yer mahkemesinden istenmesi mümkündür Buna tarafından Pat KHK 137 maddesine kadar, “Üçüncü kişiler tarafından berat başvurusu veya berat sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili duruşma, davalının ikametgâhının bulunduğu yerdeki mahkemedir Berat başvurusu veya berat sahibinin Türkiye'de ikamet etmemesi halinde yetkili duruşma sicilde belirtilmiş patent vekilinin iş yerinin bulunduğu yerdeki ve eğer vekillik kaydı silinmiş ise, Enstitü merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemedir öte taraftan FSEK 66son maddesi uyarınca ise, eser sahibinin ikamet ettiği yer mahkemesi de tecavüzün ref’i ve müdahalenin men’i davaları bakımından hem yetkili kılmıştır HUMK da ihtiyati tedbirler yönünden görevli mahkemeyi belirleyen bir hüküm yoktur Ama dava açıldıktan sonra kesinlikle davaya bakan mahkeme ihtiyati tedbir kararı verecektir Öteki yanlamasına Yargıtay, derdest bir dava varken bir öteki mahkemenin verdiği ihtiyati önlem kararını hukuka tutarsız bulmaktadır Ölümsüz Kuru da, mahkemelerin kendi görevlerine girmeyen davalara ilişkin olarak ( davadan önce ) ihtiyati tedbir taleplerini re’sen reddetmesi gerektiğini vurgulamaktadır ( Kuru, C lll s 3072 ) Neticede, ihtiyati tedbirin , Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi yer alan yerlerde bu mahkemeden, bulunmayan yerlerde üçten pozitif Asliye Hukuk Mahkemesi varsa 3 Asliye Hukuk Mahkemesinden, rakam üçten az ise 1 Asliye Hukuk Mahkemesinden istenilmesi yerinde olacaktır Aksi halde bu konulara müstemirren bakmayan mahkeme hakimleri HUMK dışındaki tedbirlerde yeterince gizli karar veremeyeceklerdir Bu durumun gözden ırak tutulmamasında fayda vardır Vakit bakımından ise, İhtiyati tedbir başvurusunda bulunanın çabuk ihtiyacının bulunması gereklidir Ola Ki talepte bulanan karşısında tarafın hukuka tutarsız davranışını bilmesine rağmen tedbir talebinde bulunmak için uzun zaman beklemiş ise, bu davranışı ile uğradığı zararın ihtiyati önlem yolu ile giderilebilecek bir hasar olmadığını göstermiş sayılır Bu durumda tedbir talepleri kaide olarak reddedilmektedir Ama bu hal dava açmasına ve hakkını almasına engel de teşkil etmez Yalnız tedbirler bakımından hakkın kötüye kullanılması durumunu meydana getirmemek önemlidir İhtiyati Tedbir Taleplerinde Ispat Meselesi: İhtiyati tedbir taleplerinde mutlak ispat kuralı aranmaz Ağırlıklı olarak talepte bulunanın haklı olması ihtimalinin bulunması lakin aksinin de olası olabileceğinin göz ardı edilmemesi ilkesi kabul edilmiştir Ama uzaktan bir ihtimal tatmin edici değildir, ihtimalin yakın olması da siklet talep etmektedir Nitekim Pat KHK m 1511, marka KHK m 761 uyarınca marka ve patentin korunması nedeniyle verilecek ihtiyati tedbirlerde “önemli ve etkili araştırmalar yapıldığının ispatı gerektiğinden söz edilmektedir İhtiyati tedbirlerde kanıt yükünün hangi tarafa düştüğü de yukarda yapılan çakılmalar ışığında manâlı olduğu ortaya çıkmaktadır Marka KHK mad 761 de “ dava açan veya dava açacak kişiler dava konusu markanın kendi haklarına tecavüz edecek şekilde Türkiye’de kullanılmakta olduğunu ya da kullanılması için önemli ve etkin araştırmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla… ifadesi yer almaktadır Buradan meydana çıkan sonuç ise yargılamasında olduğu gibi kanıt yükü kime düşüyorsa onun göre ispatı gerekeceği oysa tedbirde haklılığın da ispatı şartı aranmayacağıdır Gerçeğe yakınlık ölçüsü yeterlidir Ama bu kanıt şartı rakip dinlenilmeden tedbir kararı verilmesi halinde aranacaktır Eğer karşı tarafı dinlemek mümkün ise o takdirde en ince ayrıntısına kadar kanıt yükü karşısında tarafa düşecek ve tecavüzde bulunmadığını gerçeğe yakın ölçüde o taraf kanıt edecektir Burada en manâlı husus ise; ifa amaçlı tedbirlerde mutlaka rakip dinlenerek tedbire hükmedilmeli aksi takdirde tedbir talebi hakkında muhalif dinlenildikten sonra karar verilmek üzere talep reddedilmeden beklenilmelidir Gene burada karşımıza sık sık çıkan bir sorunda; gerçeğe yakın ölçüde iddiayı delillendirmeden güvence mukabilinde önlem talepleridir Zaten gerçeğe yakın derecede iddia ispatlanmış ise önlem verilecektir Olasılık yarının aşağıda ise reddedilecektir Yarının aşağıda bir ihtimalin bulunması halinde sırf teminatla bu şartın aşındırılmaması gerekir Zira ne miktarda gösterilecek bir güvence hasmın zararını karşılayabilir bunu ölçebilmek muhtemel olamaz Özenli ve ölçülü olmakta yarar bulunmaktadır id İhtiyati Tedbir Taleplerinde Deliller: Fikri ve sınai mülkiyet hukukunda ve hileli rekabet hukukunda istenilen tedbirlerde hangi delilerin aranması gerektiği kayda değer bir meseledir çoğunlukla buluş deliline başvurulduğu gözlenmektedir ancak bu pratik tatbik tedbir isteyen açısından en kestirme yol olarak karşımıza çıkmaktadır Yalnız keşifte uyarı edilmesi gereken husus, bilirkişi raporunun detaylı ve sonuca vardırıcı olmaktan ziyade tesbit edici mahiyette olması gerektiğidir Tarafların delilleri toplanmadan bahşedilen raporlar aldatıcı olabilir Daha çok marka hakkına tecavüzlerde bu yola gidilmesi gerektiği düşünülmektedir Tanıkta dinlenmesi mümkündür Tedbir talep edenin gerçeğe en yakın ölçüde iddiasını ispat edecek derecede muhtemel olduğunca tüm delillerini sunması gerekir Bu anlamda belge, şahit ve buluş gibi bütün delillere dayanılabilmelidir İhtiyati Tedbir Kararının İçeriği: Kural sonuçi taleple bağlılık olmakla birlikte başat talepten daha aza da hükmedebilir Burada kayda değer olan ölçülülük ilkesine riayettir İhtiyati tedbirin haksız çıkması ihtimali katiyen göz ardı edilmemelidir Dürüst sonuca varırken iki tarafın da menfaatlerini gözetmek hâkimin görevidir Tehlikeyi bertaraf edecek en etkili tedbire hükmederken hasmın davranışları da göz önüne alınmalıdır Ara Sıra aylarca tedbir talep etmeyerek eyleme göz yumduktan sonradan en ağır tedbiri talep eden hasım da temiz kalpli değildir Bu dahi gözden ırak tutulmadan sonuca gidilmelidir Önlem kararları güvence amaçlı ve ifa amaçlı olabilir Teminat amaçlı tedbirlerde başlıca davada verilecek hükmün sonra icra edilmesini garanti altına almak amacı vardır İfa amaçlı tedbirlerde ise bir nev’i hakkın peşin temini laf konusudur Yargıtay’ın, başlıca davada alınması gereken sonucun tedbirle elde edilemeyeceğine ilişkin müstakar içtihatları bulunmakla birlikte ifa amaçlı tedbirlerin mutlak anlamda uyuşmazlığın esasını çözdüğünün kabulü büyük sakıncaları da beraberinde getirmektedir Bu sebeplerle kanunlarımızda dobra dobra ifa amaçlı tedbirle cevaz veren hükümler konulmuştur Aksi halde genel ilkelerle bu mümkün olmayacaktı Gerek Ticaret Kanununda gerekse FSEK ve sınai mülkiyet hukukuna ilişkin kararnamelerde tedbirlerin mahiyeti açıkça belirlenmiştir Egemen karar verirken maddesel olarak tecavüzde bulunanın nelerden kaçınacağını dikte kipi ile açıkça tereddüde mahal bırakmadan kararında belirtmelidir Bunun yanında talepte bulunanın da sonuçi talebini takdire bırakmak yerine anlaşılması mümkün ve açık net olarak ifade etmesinde fayda vardır