Yeşilçam'ın usta oyuncularından Filiz Akın geçtiğimiz perşembe gecesi yoğun bakıma alındığı ve cuma günü tedavisinin tamamlanıp taburcu edildiği öğrenildi. Tansiyonunun tehlikeli derecede düşük olduğunu, ateşinin 42'lere yükseldiğini söyleyerek sağlık durumu hakkında sevenlerini bilgilendirdi.
HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN İZLE
Tatil için Miami’de bulunan oğlu İlker İnanoğlu, sanatçının rahatsızlığını öğrenir öğrenmez ilk uçakla İstanbul’a döndü. Sağlık durumu iyiye giden ünlü sanatçının normal odaya alındığı öğrenildi. Sosyal medya hesabından sevenlerini bilgilendiren Akın, hastaneye yatırıldığı anların videosunu paylaştı. 42 derece ateşle Sepsis'e karşı mücadele veren usta oyuncu videonun altına şu notu düştü:
“Bu kadar üst üste gelen yangın ve sel felaketlerindeki acılara yürek dayanmıyor ve hastalanma derecesinde etkileniyor insan” demiştim.
"Burada ikinci kez Bodrum'da hastaneye getirilmişim. Tansiyon tehlikeli derecede düşük! Ateş 42… Sepsis'e karşı mücadelede ölümden kıl payı kurtaranlara, merak eden, iyileşme dilekleri ve dualarını yollayan sizlere çok teşekkür ederim…"
TABURCU OLDUM DEMİŞTİ!
Türk sineması usta isimlerinden biri olan ve 100’ü aşkın filme imza atan Filiz Akın hakkında, sevenlerini üzen bir haber gündeme oturdu. Posta'nın haberine göre; sanatçı, geçtiğimiz perşembe günü yoğun bakıma alındı.
Los Angeles'te bulunan oğlu İlker İnanoğlu, apar topar Türkiye'ye geldi. İnanoğlu, doğum günü pastasını bile hastanede üfledi.
Cuma günü akşam saatlerinde hastaneden taburcu edilen Akın'a, oğlu İlker İnanoğlu refakat etti.
Akın'ın özel yaşamı ve sanat hayatının bilinmeyenlerini anlattığı “Hayatın Provası Yok” adlı kitap, İnkılâp Kitabevi tarafından yayımlandı.
Sanatçı, nehir söyleşi türündeki kitapta Bircan Usallı Silan’ın sorularına yanıt verdi. Akın, “Oyunculuk yaparken es geçtiğin ya da doya doya yaşamadığın duygular oldu mu?” sorusunu şöyle yanıtladı:
CENAZEYE KATILAMAZDIK
“Biz o kadar yoğun çalışırdık ki, yakınlarımızın cenazesine bile katılamadığımız olurdu. Fazla özveri isteyen bir işti sinema. Günler, geceler boyunca çalışırdık. Hiçbir duyguyu hakkını vererek yaşadığımı söyleyemem. Kadın olmak ne tuhaf. Ayrıca bunun hakkını nasıl verebilirsiniz? Bol bol süslenmek, giyinmek, farkını ortaya koymak ise; evet, bunları filmlerimizde rol gereği yaptık. Bir de ayrıca yapacak zaman yok. Abla olmak duygusu örneğin. Kız kardeşimi hep sevdim, hep ihtiyacı olduğunda yanında olmaya çalıştım. Annemle de öyle. Onlarla her an birlikte olamıyordum ama destektik birbirimize. Hayat böyle bir role uygun görmüştü bizi. Gerçek yaşamdan çok filmlerde yaşanacak ana temalar, duygular. Ama bunu şikâyet olarak söylemiyorum. Değdi mi demiyorum en azından. Değdiğine inanıyorum. Şu gördüğüm sevgi, saygı. Az şey mi bunlar?”
Kanseri bile nazikçe karşıladı
Kitapta, ünlülerin Filiz Akın’la ilgili düşüncelerine de yer verildi.
ZÜLFÜ LİVANELİ: Film yıldızı olmak ilginç bir deneyim. Kim bilir kaç insanın hayalini süslüyorsun, kim bilir kaç bin duvarda resmin asılı, kim bilir kaç genç kız sana benzemeye çalışıyor. İşte bütün bunlara rağmen “sahici, yalın, dost bir insan” kalabilmek için Filiz Akın olmak gerekiyor.
TÜRKAN ŞORAY: Adını duyunca içimin titrediği Filiz; narin, duygusal, zarif kişiliğinin yanı sıra her olayı metanetle karşılayan çok güçlü bir yanı da olan arkadaşım. En umutsuz anda bile, bir umut ışığı yakalar.
OYA BAŞAR: Çocukken açık hava sinemasına gider, o sihirli dünyayı seyrederdik. Sarı uzun saçları, zarafeti ve şıklığı bana hep çok farklı gelmişti. Yıllar sonra kendisini tanıdığımda ruhunun da ne kadar güzel ve gerçek olduğunu gördüm. Benim hem ablam, hem arkadaşım, hem sırdaşım oldu.
İLKER İNANOĞLU: Bana hayat veren insan. Zevkli, kaliteli, kibarlık örneği. Kanseri bile nazikçe karşılayan hayat öğretmenim. Beni hep şaşırtmayı başaran benim en iyi arkadaşım, annem.