Firavun’un ölümü
Kuran’da firavun ve kavminin İsrailoğullarına zulmü, Hz. Musa’nın yaşadıkları ve firavunun helakı en fazla yer verilen kıssalardır. Günümüzde yaşanan pek çok olay içinde ibretliktir. Firavun kendisine ilahlık da atfeden zorba bir liderdi. Dünyevi anlamda büyük bir güce sahipti.
Her fani gibi ölümü tadan firavunun helakında nasıl bir hikmet gizli?
Firavunun denizde açılan yoldan geçmek isterken öldüğünü hepimiz biliyoruz. Neden böyle bir ceza uygulandı acaba? Suda boğulması sadece bir ölüm sebebi miydi?
Bunun sırları firavunun israiloğullarına uyguladığı işkencede ve kendine yakıştırdığı ilahlık iddiasında gizli.
Kasas 4: ‘Firavun yeryüzünde büyüklenmiş ve oranın halkını birtakım guruplara bölmüştü; onlardan bir bölümünü eziyor, erkek çocuklarını boğazlayıp kadınlarını diri bırakıyordu. Çünkü o, fesat çıkaranlardandı.’
Kuran’da firavunun israiloğullarına uyguladığı zulümle ilgili olarak işkencelerin en kötüsü tanımı yapılır.
Araf 141: ‘Hani sizi, işkencenin en kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayan Firavun hanedanından kurtarmıştık. Bunda size Rabbinizden büyük bir imtihan vardır.’
Firavunun yaptığı gerçekten çok büyük bir vahşetti. İsrailoğullarının o dönem yaşadığı işkenceyi onların yerine kendimizi koyarak düşününce daha iyi anlayabiliriz. Firavun belli dönemlerde İsrailoğullarının erkek çocuklarını öldürerek hem onlar üzerinde nufüs kontrolü yapıyor hem de güçlerini zayıflatarak baskı altında tutuyordu. (Neden belli dönemlerde dediğimi Hz. Harun’u düşünerek anlayabiliriz) Ta ki Hz. Musa gönderilene kadar bu durum devam etti. Allah’ın verdiği güç ve yetkiyle Hz. Musa firavun ve önde gelenlerin karşısına çıktı önce Allah tarafından kendisine verilen yılana dönüşen asa ve beyaz el mucizeleri ile onları hidayete davet etti. Fakat inkarda direnince firavun kavmi Allah tarafından musibetlere uğratıldı.
Araf 132-133: ‘Onlar: “Bizi büyülemek için mucize (ayet) olarak her ne getirirsen getir, yine de biz sana inanacak değiliz” dediler. Bunun üzerine ayrı ayrı ayetler (mucizeler) olarak üzerlerine tufan, çekirge, buğday güvesi, kurbağa ve kan musallat kıldık. Yine büyüklük tasladılar ve suçlu bir kavim oldular.’
Musibet yada ilim anlamında hiçbir mucize Firavunu doğru yola getiremedi. Bunun üzerine son büyük mucizenin zamanı gelmişti.
Firavun’un iman etmesi
Şuara 52-56: Musa’ya: ‘Kullarımı geceleyin yürüt. Şüphesiz siz takib edileceksiniz’ diye vahyettik. Firavun da şehirlere toplayıcılar gönderdi. “Gerçek şu ki bunlar azınlık olan bir topluluktur;” “Ne var ki bizi öfkelendiriyorlar!” Biz ise uyanık bir toplumuz” (dedi).’
Firavun’un ölüm anı
Yunus 90: ‘İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun ve askerleri de taşkınlık ve düşmanlıkla onların peşlerine düştüler. Sonunda su onu boğmaya başlayınca: ‘İsrailoğullarının iman ettiğinden başka ilah olmadığına iman ettim ve ben de Müslümanlardanım’ dedi.
Firavun ve şehirlerden topladığı büyük ordusu suda boğularak helak edildi. Buraya kadar geçen konu hepimizin bildiği olaylar. Peki bu cezadaki ibret ve hikmet nedir?
Yazının en başındaki Kasas 4 ayetini hatırlayın firavun israiloğullarının ‘erkek çocuklarını boğazlayıp kadınlarını diri bırakıyordu’. Peki kendisi israiloğullarının peşine nasıl düşmüştü nasıl bir hazırlık yapmıştı? Firavun kendi mahiyetindeki askerler ile yetinmeyerek şehirlerden asker topladı ve büyük bir ordu kurdu. Haliyle bu ordu kendi kavminin erkeklerinden oluşuyordu.
Başka bir kavmin erkek çocuklarını öldüren zalim kavmin daha ağır bir ceza olarak yetişkin erkekleri yok edildi. Yıllarca uyguladıkları eziyet ve zayıflatma politikasının çok daha ağırına kendileri bir anda düştü.
Bu cezadaki hikmet burada bitmiyor. İlahlık iddiasında bulunan firavun üzerinden verilen mesajlara da dikkat edin. Firavun Mısıra hayat veren, kendi krallığının, ordularının ve halkının can damarı olan Nil nehri için nasıl bir iddiada bulunuyordu:
Zuhruf 51: ‘Firavun kavminin içinde seslenip dedi ki: ‘Ey kavmim! Mısır’ın hükümranlığı ve şu altımdan akıp giden nehirler benim değil mi? Görmüyor musunuz?’
Kapıldığı hastalık seviyesindeki kibrin etkisiyle trajikomik bir psikoloji içine düşen firavun ilahlık iddiasının yanı sıra gerçekte Allah’ın lütfu olan koskoca nehire de sahip çıkıyor. Benim dediği nehir değil miydi kendi sarayında büyüttüğü ve onun felaketi olan Musa’yı bebekken ona getiren?
Kasas 8: ‘Nihayet Firavun ailesi onu aldı. O sonunda kendileri için bir düşman ve üzüntü kaynağı olacaktı. Şüphesiz, Firavun, Hâmân ve askerleri yanılıyorlardı.’
Verilen mesaj net. O nehir üzerinde bir hakimiyetin olsa felaketini sana getirir miydi? Nehirlerin sahibi sen olsaydın suda boğulan bir zavallı haline düşer miydin? İstediğin kadar zengin yada güçlü ol, yanlış yola saparsan Allah’ın azabı karşısında hiçbir şey sana fayda veremez.
Şunu kesinlikle bilmemiz gerekiyor ki Kuran’da geçen kıssalar okuyanlara hoş zaman geçirtmek için anlatılmıyor. Bu kıssalar içinde pek çok hikmet gizli. Kuran hitabet mucizeleri ile dolu bir kitaptır. Kuran’da özel sayısal işaretler olabilir ama öncelikle bizim odaklanmamız gereken Kuran’ın mesajını anlamaktır. Bazılarının yaptığı gibi ebced hesaplarına girerek, hiçbir tutarlılığı olmayan harf-rakam kombinasyonları yaparak mucize iddialarında bulunmak bizi hakikate değil fasıklığa götürür.
Kuran’da firavun ve kavminin İsrailoğullarına zulmü, Hz. Musa’nın yaşadıkları ve firavunun helakı en fazla yer verilen kıssalardır. Günümüzde yaşanan pek çok olay içinde ibretliktir. Firavun kendisine ilahlık da atfeden zorba bir liderdi. Dünyevi anlamda büyük bir güce sahipti.
Her fani gibi ölümü tadan firavunun helakında nasıl bir hikmet gizli?
Firavunun denizde açılan yoldan geçmek isterken öldüğünü hepimiz biliyoruz. Neden böyle bir ceza uygulandı acaba? Suda boğulması sadece bir ölüm sebebi miydi?
Bunun sırları firavunun israiloğullarına uyguladığı işkencede ve kendine yakıştırdığı ilahlık iddiasında gizli.
Kasas 4: ‘Firavun yeryüzünde büyüklenmiş ve oranın halkını birtakım guruplara bölmüştü; onlardan bir bölümünü eziyor, erkek çocuklarını boğazlayıp kadınlarını diri bırakıyordu. Çünkü o, fesat çıkaranlardandı.’
Kuran’da firavunun israiloğullarına uyguladığı zulümle ilgili olarak işkencelerin en kötüsü tanımı yapılır.
Araf 141: ‘Hani sizi, işkencenin en kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayan Firavun hanedanından kurtarmıştık. Bunda size Rabbinizden büyük bir imtihan vardır.’
Firavunun yaptığı gerçekten çok büyük bir vahşetti. İsrailoğullarının o dönem yaşadığı işkenceyi onların yerine kendimizi koyarak düşününce daha iyi anlayabiliriz. Firavun belli dönemlerde İsrailoğullarının erkek çocuklarını öldürerek hem onlar üzerinde nufüs kontrolü yapıyor hem de güçlerini zayıflatarak baskı altında tutuyordu. (Neden belli dönemlerde dediğimi Hz. Harun’u düşünerek anlayabiliriz) Ta ki Hz. Musa gönderilene kadar bu durum devam etti. Allah’ın verdiği güç ve yetkiyle Hz. Musa firavun ve önde gelenlerin karşısına çıktı önce Allah tarafından kendisine verilen yılana dönüşen asa ve beyaz el mucizeleri ile onları hidayete davet etti. Fakat inkarda direnince firavun kavmi Allah tarafından musibetlere uğratıldı.
Araf 132-133: ‘Onlar: “Bizi büyülemek için mucize (ayet) olarak her ne getirirsen getir, yine de biz sana inanacak değiliz” dediler. Bunun üzerine ayrı ayrı ayetler (mucizeler) olarak üzerlerine tufan, çekirge, buğday güvesi, kurbağa ve kan musallat kıldık. Yine büyüklük tasladılar ve suçlu bir kavim oldular.’
Musibet yada ilim anlamında hiçbir mucize Firavunu doğru yola getiremedi. Bunun üzerine son büyük mucizenin zamanı gelmişti.
Firavun’un iman etmesi
Şuara 52-56: Musa’ya: ‘Kullarımı geceleyin yürüt. Şüphesiz siz takib edileceksiniz’ diye vahyettik. Firavun da şehirlere toplayıcılar gönderdi. “Gerçek şu ki bunlar azınlık olan bir topluluktur;” “Ne var ki bizi öfkelendiriyorlar!” Biz ise uyanık bir toplumuz” (dedi).’
Firavun’un ölüm anı
Yunus 90: ‘İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun ve askerleri de taşkınlık ve düşmanlıkla onların peşlerine düştüler. Sonunda su onu boğmaya başlayınca: ‘İsrailoğullarının iman ettiğinden başka ilah olmadığına iman ettim ve ben de Müslümanlardanım’ dedi.
Firavun ve şehirlerden topladığı büyük ordusu suda boğularak helak edildi. Buraya kadar geçen konu hepimizin bildiği olaylar. Peki bu cezadaki ibret ve hikmet nedir?
Yazının en başındaki Kasas 4 ayetini hatırlayın firavun israiloğullarının ‘erkek çocuklarını boğazlayıp kadınlarını diri bırakıyordu’. Peki kendisi israiloğullarının peşine nasıl düşmüştü nasıl bir hazırlık yapmıştı? Firavun kendi mahiyetindeki askerler ile yetinmeyerek şehirlerden asker topladı ve büyük bir ordu kurdu. Haliyle bu ordu kendi kavminin erkeklerinden oluşuyordu.
Başka bir kavmin erkek çocuklarını öldüren zalim kavmin daha ağır bir ceza olarak yetişkin erkekleri yok edildi. Yıllarca uyguladıkları eziyet ve zayıflatma politikasının çok daha ağırına kendileri bir anda düştü.
Bu cezadaki hikmet burada bitmiyor. İlahlık iddiasında bulunan firavun üzerinden verilen mesajlara da dikkat edin. Firavun Mısıra hayat veren, kendi krallığının, ordularının ve halkının can damarı olan Nil nehri için nasıl bir iddiada bulunuyordu:
Zuhruf 51: ‘Firavun kavminin içinde seslenip dedi ki: ‘Ey kavmim! Mısır’ın hükümranlığı ve şu altımdan akıp giden nehirler benim değil mi? Görmüyor musunuz?’
Kapıldığı hastalık seviyesindeki kibrin etkisiyle trajikomik bir psikoloji içine düşen firavun ilahlık iddiasının yanı sıra gerçekte Allah’ın lütfu olan koskoca nehire de sahip çıkıyor. Benim dediği nehir değil miydi kendi sarayında büyüttüğü ve onun felaketi olan Musa’yı bebekken ona getiren?
Kasas 8: ‘Nihayet Firavun ailesi onu aldı. O sonunda kendileri için bir düşman ve üzüntü kaynağı olacaktı. Şüphesiz, Firavun, Hâmân ve askerleri yanılıyorlardı.’
Verilen mesaj net. O nehir üzerinde bir hakimiyetin olsa felaketini sana getirir miydi? Nehirlerin sahibi sen olsaydın suda boğulan bir zavallı haline düşer miydin? İstediğin kadar zengin yada güçlü ol, yanlış yola saparsan Allah’ın azabı karşısında hiçbir şey sana fayda veremez.
Şunu kesinlikle bilmemiz gerekiyor ki Kuran’da geçen kıssalar okuyanlara hoş zaman geçirtmek için anlatılmıyor. Bu kıssalar içinde pek çok hikmet gizli. Kuran hitabet mucizeleri ile dolu bir kitaptır. Kuran’da özel sayısal işaretler olabilir ama öncelikle bizim odaklanmamız gereken Kuran’ın mesajını anlamaktır. Bazılarının yaptığı gibi ebced hesaplarına girerek, hiçbir tutarlılığı olmayan harf-rakam kombinasyonları yaparak mucize iddialarında bulunmak bizi hakikate değil fasıklığa götürür.