iltasyazilim
FD Üye
Fiziğin Tarihi
Fiziğin Tarihsel Gelişimi
FİZİĞİN TARİHÇESİ
Madde ve madde bileşenlerini inceleyen, aynı zamanda bunların etkileşimlerini açıklamaya çalışan bir bilim dalıdır Fizik genelde cansız varlıklarla uğraşan, ama çok vakit canlılarla ilgilenen bilimlere de tezgâhtar olan bir bilim kolu olarak ta anılır Fizik kelimesi yunanca Doğaanlamına gelen terimlerden kaynaklanmaktadır böylece yakın zamana dek fiziğe Doğa felsefesigözüyle bakılmıştır Gökbilim, Kimya, Biyoloji, Yerbilim,vs de birer doğa bilimi olmalarına rağmen, fiziğin en temel doğa bilimi ve aynı zamanda bu doğa bilimlerinin en önemli yardımcıları olduğu gerçektir bundan başka Tıp, Mühendislikvs gibi uygulamalı bilimlerde fazla kullanılan ve bazılarının temelini oluşturan Fizik, ilk bakışta hiç ilgisi olmadığı düşünülen kazıbilim, psikoloji, tarihvs konularında da önemli bir yardımcıdır Ama konusu bakımından Fiziğe en yakın, hatta Fizikle iç içe olan bilim ilk olarak kimyadır O halde Fizik neredeyse tüm bilimlerin gelişmesine asistan olmakta ve bir fazla konuda onlarla iş birliği yapmaktadır Bu işbirliğinden kuşkusuz Fizik te yararlanmakta ve gelişmektedirFiziğin en yakın yardımcısı ise Matematiktir Matematik bilimi kısaca fiziğin dilidir Esas doğa bilimi olan fizik, evrenin sırlarını, madde yapısını ve bunların arasındaki etkileşimlerini açıklamaya çalışırken fiziğin iki metodu vardır; bunlar gözlem ve deneydir Doğa olaylarının çeşitli duyu organlarını etkilemeleri sonucu fizikte çeşitli kolların gelişmesi sağlanmıştır Bu sebeple görme duyusunu uyandıran ışıkla beraber Fiziğin bir kolu olan optik gelişmiştir Aynı şekilde işitme ile akustik, sıcak soğuk duyusu ile termodinamikvs fizik konulan ortaya çıkmıştır Bunların yanı sıra elektromagnetizma gibi aracısız duyu organlarını etkilemeyen kolları da gelişmiştir Fiziğin 19 yüzyılın sonuna kadar geçirdiği aşamalarda her ne değin mekanik esas ise de, birbirinden bağımsız olarak incelenen fizik konulan alışılmış fizik aşağıda toplanabilir 20 yüzyılın başından itibaren olağan fizik kurallarından daha değişik, ama fazla daha mantıklı ve çok iyi sonuçlar elde edilmiştir Bu nesil modellerle olayı açıklayan Fizik kolları ise Çağdaş Fizik adı aşağıda toplanmıştır Fizik eğitimi bugün de gerçeğe çok yakın sonuçlar veren Herzamanki Fizikle başlamaktadır
Ortaçağ
Bu dönemin sonlarına dürüst fizik çalışmaları iki esas konu üstünde yoğunlaşmıştır Bunlardan birisi mekanik, diğeri ise optiktir Mekanikte Aristoteles'in hareket kuramı üzerinde çalışılmış, optikte ise İbn elHeysem'in düşünceleri doğrultusunda dağıtılmış sorunlar üstünde talimatlar yapılmıştır
Yunan Dünyası'nda olduğu gibi, Ortaçağ İslâm Dünyası'nda da, bugünkü fizik bilimine karşılık gelen egemen bir disiplin yoktur ve fizik araştırmaları, doğa felsefesinin sınırları içinde yürütülmüştür Bu anlayış, fiilen yakın dönemlere değin gelmiştir Örneğin, fizik tarihinin en büyük bilginlerinden birisi olan Newton, temel yapıtını Doğa Felsefesinin Esas İlkeleriolarak adlandırmıştır ve dolayısıyla kendisini bir doğa filozofu olarak görmüştür
İslâm Dünyası'ndaki fizik çalışmaları, hareket ve başıboşluk gibi, Aristoteles'in belirlediği konular çerçevesinde kalmıştır ve onun görüşlerine dayanmıştır Oluş ve bozuluşa uğrayan her şey, Aristoteles metafiziğinin temelini yaratıcı dört nedensel prensip doğrultusunda anlamlandırılmaya çalışılmıştır
Hareket, kayıtlı bir cismin, kayıtlı bir biçimde gerçekleşen deviniminden oluşmuştur ve bu devinimin keza bir yapıcısı ve ayrıca de bir amacı bulunmaktadır Yine bu dönem fiziğinin öteki bir özelliği, bugün fiziğin bir dalı olan, ışık ve ses gibi esas konuların, o dönem için fiziksel bilimlerin yok de, matematiksel bilimlerin bir dalı olarak kabul edilmesidir Nitekim optik konusunda çok değerli incelemeler yapan İbn elHeysem, uzun süre Doğu'da ve Batı'da bir fizikçiden çok bir matematikçi olarak algılanmış ve tanınmıştır
Yeniçağ
Bu dönemde fizik alanı diğer alanlar dek gelişmemiştir Fakat Gilbert'in mıknatıs üstüne yapmış olduğu deneyde kullanılan araştırmalar denek yöntemin güçlenmesini sağlamıştır
Bu dönemde modern mekanik ve optik bilimleri kurulmuştur Galilei, kinematiksel yaklaşımı benimseyerek modern mekaniğin esas problemlerini matematiksel olarak belirli ve çözüme kavuşturulmuştur
Eylemsizlik İlkesi'nin formüle edilmesi ile birlikte olağan mekaniğin doğal yer, ivme ve kütle gibi esas kavramları matematiksel bir biçimde yeniden açıklama edilmiş ve hareketsizlik, hareket gibi, hareket de hareketsizlik gibi doğal bir olgu niteliğine kavuşturulmuş ve bu bağlamda hareket bir problem olmaktan çıkarılmıştır
Newton ise Eylemsizlik İlkesi'nin doğal bir hareket olarak kabul edilmesi sonucunda döngüsel hareketin açıklanmasının gerekliliğini vurgulayarak, kinematiksel yaklaşımın yerine dinamiksel yaklaşımla göksel cisimlerin döngüsel hareketlerini çekim kavramı çerçevesinde çözüme kavuşturmuştur
Optikte ise Newton, ışığın yapısına ilişkin olarak Parçacık Kuramı'nı ve Huygens ise günümüzde benimsenen biçiminden ayrı bir Dalga Kuramı'nı geliştirmişlerdir
Yakınçağ
Bu dönemdeki fizik araştırmalarının bilhassa elektrik konusunda yoğunlaştığı ve Gilbert ve Otto von Guericke'in arkasında, Du Fay, Franklin, Cavendish, Coulomb, Galvani, Ampere ve Volta'nın çalışmaları sonucunda elektriğin egemen bir fizik dalı olarak ortaya çıktığı görülmektedir
Hem, ses, ışık, ısı ve enerjinin doğasını açıklamaya yönelik araştırmalar yoğunlaşmış ve bu maddesel varlıklar arasındaki ilişkiler matematiksel olarak gösterilmiştir Dalton, kimyasal tepkimeleri açıklamak için Atom Kuramı'nı, Young ise ışığa ilişkin modern Dalga Kuramı'nı geliştirmiştir
Bu dönemde Görelilik ve Kuantum Kuramlarının ortaya çıkmasıyla birlikte, fizik alanı, kavram ve kuramları açısından yeni temellere oturtulmuştur Atom altı parçacıkların bulunmasından sonra Atom Kuramı tamamen yeni bir görünüme kavuşmuştur *
Fiziğin Tarihsel Gelişimi
FİZİĞİN TARİHÇESİ
Madde ve madde bileşenlerini inceleyen, aynı zamanda bunların etkileşimlerini açıklamaya çalışan bir bilim dalıdır Fizik genelde cansız varlıklarla uğraşan, ama çok vakit canlılarla ilgilenen bilimlere de tezgâhtar olan bir bilim kolu olarak ta anılır Fizik kelimesi yunanca Doğaanlamına gelen terimlerden kaynaklanmaktadır böylece yakın zamana dek fiziğe Doğa felsefesigözüyle bakılmıştır Gökbilim, Kimya, Biyoloji, Yerbilim,vs de birer doğa bilimi olmalarına rağmen, fiziğin en temel doğa bilimi ve aynı zamanda bu doğa bilimlerinin en önemli yardımcıları olduğu gerçektir bundan başka Tıp, Mühendislikvs gibi uygulamalı bilimlerde fazla kullanılan ve bazılarının temelini oluşturan Fizik, ilk bakışta hiç ilgisi olmadığı düşünülen kazıbilim, psikoloji, tarihvs konularında da önemli bir yardımcıdır Ama konusu bakımından Fiziğe en yakın, hatta Fizikle iç içe olan bilim ilk olarak kimyadır O halde Fizik neredeyse tüm bilimlerin gelişmesine asistan olmakta ve bir fazla konuda onlarla iş birliği yapmaktadır Bu işbirliğinden kuşkusuz Fizik te yararlanmakta ve gelişmektedirFiziğin en yakın yardımcısı ise Matematiktir Matematik bilimi kısaca fiziğin dilidir Esas doğa bilimi olan fizik, evrenin sırlarını, madde yapısını ve bunların arasındaki etkileşimlerini açıklamaya çalışırken fiziğin iki metodu vardır; bunlar gözlem ve deneydir Doğa olaylarının çeşitli duyu organlarını etkilemeleri sonucu fizikte çeşitli kolların gelişmesi sağlanmıştır Bu sebeple görme duyusunu uyandıran ışıkla beraber Fiziğin bir kolu olan optik gelişmiştir Aynı şekilde işitme ile akustik, sıcak soğuk duyusu ile termodinamikvs fizik konulan ortaya çıkmıştır Bunların yanı sıra elektromagnetizma gibi aracısız duyu organlarını etkilemeyen kolları da gelişmiştir Fiziğin 19 yüzyılın sonuna kadar geçirdiği aşamalarda her ne değin mekanik esas ise de, birbirinden bağımsız olarak incelenen fizik konulan alışılmış fizik aşağıda toplanabilir 20 yüzyılın başından itibaren olağan fizik kurallarından daha değişik, ama fazla daha mantıklı ve çok iyi sonuçlar elde edilmiştir Bu nesil modellerle olayı açıklayan Fizik kolları ise Çağdaş Fizik adı aşağıda toplanmıştır Fizik eğitimi bugün de gerçeğe çok yakın sonuçlar veren Herzamanki Fizikle başlamaktadır
Ortaçağ
Bu dönemin sonlarına dürüst fizik çalışmaları iki esas konu üstünde yoğunlaşmıştır Bunlardan birisi mekanik, diğeri ise optiktir Mekanikte Aristoteles'in hareket kuramı üzerinde çalışılmış, optikte ise İbn elHeysem'in düşünceleri doğrultusunda dağıtılmış sorunlar üstünde talimatlar yapılmıştır
Yunan Dünyası'nda olduğu gibi, Ortaçağ İslâm Dünyası'nda da, bugünkü fizik bilimine karşılık gelen egemen bir disiplin yoktur ve fizik araştırmaları, doğa felsefesinin sınırları içinde yürütülmüştür Bu anlayış, fiilen yakın dönemlere değin gelmiştir Örneğin, fizik tarihinin en büyük bilginlerinden birisi olan Newton, temel yapıtını Doğa Felsefesinin Esas İlkeleriolarak adlandırmıştır ve dolayısıyla kendisini bir doğa filozofu olarak görmüştür
İslâm Dünyası'ndaki fizik çalışmaları, hareket ve başıboşluk gibi, Aristoteles'in belirlediği konular çerçevesinde kalmıştır ve onun görüşlerine dayanmıştır Oluş ve bozuluşa uğrayan her şey, Aristoteles metafiziğinin temelini yaratıcı dört nedensel prensip doğrultusunda anlamlandırılmaya çalışılmıştır
Hareket, kayıtlı bir cismin, kayıtlı bir biçimde gerçekleşen deviniminden oluşmuştur ve bu devinimin keza bir yapıcısı ve ayrıca de bir amacı bulunmaktadır Yine bu dönem fiziğinin öteki bir özelliği, bugün fiziğin bir dalı olan, ışık ve ses gibi esas konuların, o dönem için fiziksel bilimlerin yok de, matematiksel bilimlerin bir dalı olarak kabul edilmesidir Nitekim optik konusunda çok değerli incelemeler yapan İbn elHeysem, uzun süre Doğu'da ve Batı'da bir fizikçiden çok bir matematikçi olarak algılanmış ve tanınmıştır
Yeniçağ
Bu dönemde fizik alanı diğer alanlar dek gelişmemiştir Fakat Gilbert'in mıknatıs üstüne yapmış olduğu deneyde kullanılan araştırmalar denek yöntemin güçlenmesini sağlamıştır
Bu dönemde modern mekanik ve optik bilimleri kurulmuştur Galilei, kinematiksel yaklaşımı benimseyerek modern mekaniğin esas problemlerini matematiksel olarak belirli ve çözüme kavuşturulmuştur
Eylemsizlik İlkesi'nin formüle edilmesi ile birlikte olağan mekaniğin doğal yer, ivme ve kütle gibi esas kavramları matematiksel bir biçimde yeniden açıklama edilmiş ve hareketsizlik, hareket gibi, hareket de hareketsizlik gibi doğal bir olgu niteliğine kavuşturulmuş ve bu bağlamda hareket bir problem olmaktan çıkarılmıştır
Newton ise Eylemsizlik İlkesi'nin doğal bir hareket olarak kabul edilmesi sonucunda döngüsel hareketin açıklanmasının gerekliliğini vurgulayarak, kinematiksel yaklaşımın yerine dinamiksel yaklaşımla göksel cisimlerin döngüsel hareketlerini çekim kavramı çerçevesinde çözüme kavuşturmuştur
Optikte ise Newton, ışığın yapısına ilişkin olarak Parçacık Kuramı'nı ve Huygens ise günümüzde benimsenen biçiminden ayrı bir Dalga Kuramı'nı geliştirmişlerdir
Yakınçağ
Bu dönemdeki fizik araştırmalarının bilhassa elektrik konusunda yoğunlaştığı ve Gilbert ve Otto von Guericke'in arkasında, Du Fay, Franklin, Cavendish, Coulomb, Galvani, Ampere ve Volta'nın çalışmaları sonucunda elektriğin egemen bir fizik dalı olarak ortaya çıktığı görülmektedir
Hem, ses, ışık, ısı ve enerjinin doğasını açıklamaya yönelik araştırmalar yoğunlaşmış ve bu maddesel varlıklar arasındaki ilişkiler matematiksel olarak gösterilmiştir Dalton, kimyasal tepkimeleri açıklamak için Atom Kuramı'nı, Young ise ışığa ilişkin modern Dalga Kuramı'nı geliştirmiştir
Bu dönemde Görelilik ve Kuantum Kuramlarının ortaya çıkmasıyla birlikte, fizik alanı, kavram ve kuramları açısından yeni temellere oturtulmuştur Atom altı parçacıkların bulunmasından sonra Atom Kuramı tamamen yeni bir görünüme kavuşmuştur *