fotoimagesfoto5ad778223c0f8png))))))))
Kaza yerinin etrafını once polis kordonu sonra da buyuk bir meraklı
kalabalığı cevirmişti Gazetesineiyi bir kaza fotoğrafı yetiştirmek
isteyen uyanık foto muhabiri cemberleri aşamayınca
Yol verin Yol verin Ben kaza kurbanının oğluyumdiye bağırmağa
başladı Kenara cekilip yol verdiler Foto muhabiri yaklaştı
Arabanın onunde bir eşek yatıyorduimagesfoto5ad778234cc29gif imagesfoto5ad778234cc29gif
Kac Etsin???imagesfoto5ad778234cc29gif
Bir matematikci, bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı işe baş vururlar Goruşmeci matematikciye sorar:
“iki kere iki kac eder?
Matematikci cevap verir:
“Dort!
Goruşmeci sorar:
“Kesin dort mu?
Matematikci kendinden emin cevaplar:
“Evet, kesin dort!
Matematikci cıkar ve ekonomist odaya girer Bu sefer goruşmeci aynı soruyu ekonomiste yoneltir Ekonomist yanıtlar:
“Ortalama dort eder, yuzde 10 aşağıya veya yukarı oynayabilir, ama ortalama dort eder!
Ekonomistte de cıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona da sorulur
Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve goruşmeciye yaklaşarak sorar:
“Kac etsin istersiniz?
Cıkar ağzından baklayideyimin hikayesini biliyormusunuz?
* Vaktiyle cok kufurbaz bir adam yaşarmış Zamanla kendine
yakıştırılan kufurbazlık şohretine tahammul edemez olmuş Soluğu bir
tekkede almış ve durumu tekkenin şeyhine anlatıp sırf bu huyundan
vazgecmek icin dervişliğe soyunmaya geldiğini soylemiş Şeyh efendi bakmış,
adamın niyeti halis, geri cevirmek olmaz, matbahtan bir avuc bakla tanesi
getirtmiş Bunlara okuyup ufledikten sonra yeni dervişe donup tembih
etmiş:
*Şimdi bu bakla tanelerini al Birini dilinin altına, diğerlerini
cebine koy Konuşmak istediğin vakit bakla diline takılacak, sende kufur
etmeme isteğini hatırlayıp o an da soyleyeceğin kufurden gececeksin Bakla
ağzında ıslanıp da erimeye başlayacak olursa cebinden yeni bir baklayı dilinin
altına yerleştirirsin *
*Adamcık şeyhinin dediği gibi tekkede kalıp kendini kontrol etmeye
başlar
Bu arada şeyh efendi de bir yere gidince onu yanından ayırmamaktadır
Yağmurlu bir gunde şeyh ile derviş bir sokaktan gecerlerken bir evin
penceresi hızla acılır ve gencten bir kız cocuğu başını uzatarak, *
* Şeyh efendi, biraz durur musun? Deyip pencereyi kapatır Şeyh efendi
soyleneni yapar, illa yağmur sicim gibi yağmaktadır Sığınacak bir
sacak altı da yoktur Ustelik nicin durdurulduğunu henuz bilmemektedir ve kız
da pencereden kaybolmuştur Bir ara evin kapısına varıp kızın ne
istediğini sormak gecer icinden ve tam kapıya yoneleceği sırada kız tekrar
pencerede gorunur ve, *
* Şeyh efendi, der, birkac dakika daha bekleseniz*
*Şeyh icinden lahavlecekse de denileni yapmamak tarikat adabına
mugayir olduğundan biraz daha beklemeyi goze alır O sıra da kufurbaz derviş
kendi kendine soylenmeye başlamıştır Yağmurun şiddeti gittikce artmakta,
bizimkiler de iliklerine kadar ıslanmaktadırlar Nihayet pencere ucuncu
kez acılır ve kız seslenir: *
* Gidebilirsiniz artık! *
*Şeyh efendi merak eder ve sorar:*
* İyi de evladım bir şey yok ise bizi nicin beklettin? *
* Efendim, der kız, elbette bir şey var, sizi sebepsiz
bekletmiş değiliz Tavuklarımızı kuluckaya yatırıyorduk Yumurtaları tavuğun
altına koyarken bir kavuklunun tepesine bakılırsa pilicler de tepeli olur,
horoz cıkarmış Annem sizi gecerken gordu de yumurtaları kuluckaya koydu *
*Munasebetsizliğin bu derecesi uzerine şeyh efendi, *
* Ulan derviş, der, cıkar ağzından baklayı!
Kaza yerinin etrafını once polis kordonu sonra da buyuk bir meraklı
kalabalığı cevirmişti Gazetesineiyi bir kaza fotoğrafı yetiştirmek
isteyen uyanık foto muhabiri cemberleri aşamayınca
Yol verin Yol verin Ben kaza kurbanının oğluyumdiye bağırmağa
başladı Kenara cekilip yol verdiler Foto muhabiri yaklaştı
Arabanın onunde bir eşek yatıyorduimagesfoto5ad778234cc29gif imagesfoto5ad778234cc29gif
Kac Etsin???imagesfoto5ad778234cc29gif
Bir matematikci, bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı işe baş vururlar Goruşmeci matematikciye sorar:
“iki kere iki kac eder?
Matematikci cevap verir:
“Dort!
Goruşmeci sorar:
“Kesin dort mu?
Matematikci kendinden emin cevaplar:
“Evet, kesin dort!
Matematikci cıkar ve ekonomist odaya girer Bu sefer goruşmeci aynı soruyu ekonomiste yoneltir Ekonomist yanıtlar:
“Ortalama dort eder, yuzde 10 aşağıya veya yukarı oynayabilir, ama ortalama dort eder!
Ekonomistte de cıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona da sorulur
Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve goruşmeciye yaklaşarak sorar:
“Kac etsin istersiniz?
Cıkar ağzından baklayideyimin hikayesini biliyormusunuz?
* Vaktiyle cok kufurbaz bir adam yaşarmış Zamanla kendine
yakıştırılan kufurbazlık şohretine tahammul edemez olmuş Soluğu bir
tekkede almış ve durumu tekkenin şeyhine anlatıp sırf bu huyundan
vazgecmek icin dervişliğe soyunmaya geldiğini soylemiş Şeyh efendi bakmış,
adamın niyeti halis, geri cevirmek olmaz, matbahtan bir avuc bakla tanesi
getirtmiş Bunlara okuyup ufledikten sonra yeni dervişe donup tembih
etmiş:
*Şimdi bu bakla tanelerini al Birini dilinin altına, diğerlerini
cebine koy Konuşmak istediğin vakit bakla diline takılacak, sende kufur
etmeme isteğini hatırlayıp o an da soyleyeceğin kufurden gececeksin Bakla
ağzında ıslanıp da erimeye başlayacak olursa cebinden yeni bir baklayı dilinin
altına yerleştirirsin *
*Adamcık şeyhinin dediği gibi tekkede kalıp kendini kontrol etmeye
başlar
Bu arada şeyh efendi de bir yere gidince onu yanından ayırmamaktadır
Yağmurlu bir gunde şeyh ile derviş bir sokaktan gecerlerken bir evin
penceresi hızla acılır ve gencten bir kız cocuğu başını uzatarak, *
* Şeyh efendi, biraz durur musun? Deyip pencereyi kapatır Şeyh efendi
soyleneni yapar, illa yağmur sicim gibi yağmaktadır Sığınacak bir
sacak altı da yoktur Ustelik nicin durdurulduğunu henuz bilmemektedir ve kız
da pencereden kaybolmuştur Bir ara evin kapısına varıp kızın ne
istediğini sormak gecer icinden ve tam kapıya yoneleceği sırada kız tekrar
pencerede gorunur ve, *
* Şeyh efendi, der, birkac dakika daha bekleseniz*
*Şeyh icinden lahavlecekse de denileni yapmamak tarikat adabına
mugayir olduğundan biraz daha beklemeyi goze alır O sıra da kufurbaz derviş
kendi kendine soylenmeye başlamıştır Yağmurun şiddeti gittikce artmakta,
bizimkiler de iliklerine kadar ıslanmaktadırlar Nihayet pencere ucuncu
kez acılır ve kız seslenir: *
* Gidebilirsiniz artık! *
*Şeyh efendi merak eder ve sorar:*
* İyi de evladım bir şey yok ise bizi nicin beklettin? *
* Efendim, der kız, elbette bir şey var, sizi sebepsiz
bekletmiş değiliz Tavuklarımızı kuluckaya yatırıyorduk Yumurtaları tavuğun
altına koyarken bir kavuklunun tepesine bakılırsa pilicler de tepeli olur,
horoz cıkarmış Annem sizi gecerken gordu de yumurtaları kuluckaya koydu *
*Munasebetsizliğin bu derecesi uzerine şeyh efendi, *
* Ulan derviş, der, cıkar ağzından baklayı!