Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Gaita Nakli

Gaita Nakli
0
123

makaleci

FD Üye
Katılım
Ocak 14, 2020
Mesajlar
87,772
Etkileşim
8
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
68


Günümüzde artık bağırsaklar, “vücudun ikinci beyni” olarak nitelendiriliyor. Bağırsaklar neden insan sağlığı için bu kadar değerli? Mikrobiyotanın önemini kısaca anlatır mısınız?

Vücudumuzun en büyük enerji kaynağı yediklerimizdir. Normalde beynimiz, büyüklük açısından tüm vücudumuzun %2’ni oluşturur. Ancak beyin, vücudumuza besinlerle alınan enerjinin tek başına % 20’ni tüketen bir organdır. Bu nedenle ne ile beslendiğimiz beyin açısından çok önemlidir. Yani ağzımıza aldığımız her maddenin beyin üzerinde etkisi vardır. Mutluluğumuzu, neşeli yada depresif olmamızı, zevkli ya da zevksiz olmamızı, duygulu yada duygusuz olmamızı sağlayan dopaminin % 70’i, serotonin denilen hormonun %95’ bağırsaklardan salgılanmaktadır. Bu salgılar yediğimiz maddelerden etkilenen mikrobiyota ile direkt ilişkilidir. İnsanın yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli olan savunma sisteminin %80-85’i bağırsaklarımızda yaşayan, kişiye göre sayısı 100 trilyon ile 160 trilyon arasında değişen, muhteşem canlı bir dünya ile sağlanmaktadır. Bu gün anlaşıldı ki, kanserlerin önemli bir kısmının oluşumunda, sadece %10’u soydan gelen mutasyonlarla gelişmektedir. Gerisi sonradan oluşan somatik, yani çevresel (beslenme, sigara, radyasyon, mikrobiyotadaki değişiklikler) mutasyonlarla ortaya çıktığı tespit edildi. Biz biliyoruz ki; bağırsak mikrobiyotası, oldukça kompleks, sayısı 100 trilyonu aşan, dinamik bir mikrobiyal topluluktur. Bunlar, metabolik, immünolojik ve savunma fonksiyonlarını bir denge içinde götürürler. İşte Muhteşm dünya dediğimiz 100-160 trilyonluk bu mikrobiyotadaki bu bozulmanın (dysbiosis), Bir çok hastalığın oluşmasında ve karsinogenezis dediğimiz kanser oluşumundaki bulmacadaki eksik parçanın, yeni bir OYUNCU olan mikrobiyotadaki bozulma olduğunu yeni tespit ettik. İşte kanser bilinmeyenindeki eksik parçanın mikrobiyota olduğunu ve mikrobiyotadaki bozulma ile hücre siklüsu bozulmakta, toksinlerin üretimi ile veya kanserojenik metabolik ürünler ile, ev sahibinin (host) inflamatuvar cevabını istediği yönde düzenleyerek, kansere yol açabilmektedir. Artık yapılan bir çok çalışmada da gösterildi ki, İntestinal mikrofloranın metabolik etkisi, bir çok kansere yol açmaktadır.Gerçekten de, Sirozda, Pankreas, Akciğer, Kolorektal ve karaciğer kanserinin oluşmasında, disbiyotik mikrobiyotanın rolü kesin olarak gösterilmiştir.

    Modern yaşamda insanların çok sık karşılaştığı depresyonun esas sebebi büyük olasılıkla bağırsaklarımızdaki muhteşem canlı dünyadaki dengenin bozulmasıdır. Uzun zamandır “ben”liğimizin yalnızca beyinden oluştuğunu düşünüyorduk. Ama artık “ben” liğimizin oluşmasında bağırsakların ciddi rolü olduğunu biliyoruz. Yani vücudun 2.ci beyni bağırsaklarımızdır. Bağırsaklarımız aslında insandaki mental beynin dışında 2.ci DUYGUSAL BEYİNDİR. Bağırsaklarımız bizim, mutlu ya da mutsuz, neşeli ya da depresif, iyi yada kötü insan olmamızda, etkili olduğu için insan sağlığı için çok gereklidir. 

Gaita nakli nedir, neden önemlidir ve nasıl yapılır? (Kimler yaptırabilir, alıcı ve verici neye göre belirlenir?).

Fekal mikrobiyota transplantasyonu (FMT), gaita transplantasyonu ve gaita nakli olarak ta adlandırılan bu işlem, sağlıklı bir donörden alınan gaitanın, çeşitli işlemlerden geçirilerek, gaita kısmı atıldıktan sonra, 100-160 trilyon civarındaki muhteşem canlı bir mikroflora kısmının, alıcının gastrointestinal sistemine (GİS) yerleştirilmesi işlemidir.

Gaita naklini, bilinci yerinde olan herkes  yaptırabilir. Alıcıda yani hastada, gaitasında ve kanında çeşitli enfeksiyonlar olabilir, onların tedavisi yapıldıktan sonra  gaita nakli yapılmalıdır. Donör, çeşitli testler ile sağlıklı olduğu teyit edilmiş, yakını yada herhangi 3. bir kişi olabilir. Cinsiyet fark etmez.

Gaita nakli hangi hastalıkların tedavisinde kullanılıyor? En çok dikkat çeken hastalıkları birer cümle ile anlatır mısınız?

En sık kullanılan endikasyonlar :

1- Çocukluk ve erişkinde C. Difficile’ye bağlı kronik psödomembranöz enterokolit ishalinde

2- Erişkinlerde Ülseratif Kolit ve Crohn Hastalığında 

3- İrritable barsak sendromu- Spastik kolon

4- Kronik İSHAL / Kronik KABIZLIK

5- Kronik yorgunluk sendromu

Metabolik Hastalıklar

6- Tip-1 ve Tip-2 Diyabetes Mellitus,

7- Obezite, 

8- Alkolik olmayan karaciğer yağlanması

9- İnsülin rezistansı

Nörölojik Hastalıklar

10- Multiple skleroz

11- Autism

12- Parkinson hastalığı

13- Miyoklonik distoni

14- Alopesi denilen saç dökülmesinde

15- İdiopatik Trombositopenik Purpura

16- Ateroskleroz ve İskemik kalp hastalığı

17- Kolelitiyazis (safra kesesi taşları)

18- Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) 

19- Ağız kokusu (halitosis)

20- Astım 

21- Artrit denilen eklem ağrıları

22- Ekzema 

23- Fibromiyalji

24- Hay fever denilen bahar nezlesi / saman nezlesi

25- Hiperkolesterolemi

26- Duygu ve durum bozuklukları

27- Hepatik ansefalopati

28- Çöliyak hastalığı

29- Hashimato’s troiditi

30- Oksalik asit içeren böbrek taşları

Ayrıca

31 - Kolon polipleri ve kolon kanseri 

32- Mide kanseri ve lenfomalar 

 Sizin MS tedavisinde gaita nakli ile ilgili çalışmalarınız var, bu çalışmalar ne aşamada? 

MS ile ilgili olarak 26 hastaya gaita nakli yapabildik. Bu araştırma dünyada ilk araştırmadır. Hastaların özellikleri nedeni ile oldukça zor ilerlemektedir. Çünkü fiziksel engelli oldukları için, kolon temizlikleri çok zor olmaktadır. Bu araştırmada şu ana kadar 6 hastada çok ciddi düzelme gördük, 2 hasta yürüteci walkırı bırakarak duvara tutunup yürüyecek hale geldi.

Yöntem kanser tedavisinde veya kanserden korunmada kullanılıyor mu, özellikle hangi kanserler ve bununla ilgili yayın var mı? 

Direkt olarak kanser tedavisinde kullanılacak seviyede ilerleme henüz yok. Ancak hastalıklı mikrofloranın kesin olarak kansere yol açtığı ispat edildi. Bu nedenle önleyici tedavi olarak kullanılması önerilmektedir. Şu ana kadar yapılmış çok çalışma var. Şu anda bir çok kanser tipinin oluşmasında etkili olduğu gösterildi. Sirozda, portal hipertansiyonda ve karaciğer kanserinde, pankreas, akciğer, kolon ve ağız kanserinde disbiyotik (hastalıklı)  mikrobiyotanın etkili olduğu artık kesin olarak kabül edildi.

10- Gaita naklinin herhangi bir komplikasyonu var mı? (Alıcı ve verici açısından)

Verici açısından hiç bir komplikasyonu yok. Alıcı açısından uzun dönem komplikasyonları bilinmiyor ve bu konu ile ilgilenen 6-7 merkezin en çok merak ettiğimiz konuda budur. Akut dönemde alıcıda ateş enfeksiyon, bulantı gibi çok rahat kontrol edilebilecek hafif komplikasyonlar var.


 

Similar threads

İlk kez 4. yüzyılda Çin’de tedavide kullanılmış. Veterinerlik alanında tavuklarda “salmonellozis” hastalığını önlemek için uzun zamandır kullanılmaktaymış. İlk kez 1958 yılında insanlar üzerinde kullanılmış. Bu tedavi bağırsaklarda hastalık yapan bakterilerin”zararsız” bakterilerle, daha...
Cevaplar
0
Görüntüleme
131
Sağlıklı vericiden alınan dışkıdan özel yöntemler kullanılarak üretilen, insan sağlığı için gerekli ve yararlı zengin bakteri florasının korunarak, endoskopik yolla (Gastroskopi/kolonoskopi) verilmesi işlemidir. Bağırsaktaki bakteri florası insan sağlığı üzerinde çok önemli ve yararlı...
Cevaplar
0
Görüntüleme
257
Kontrol edilemeyen gaz ya da dışkı kaçırmasına Anal İnkontinens denir. Anal İnkontinens (Gaz-Gaita Kaçırma) bağırsaklarınızı kontrol etmekte sorunlarınız olduğu zaman ortaya çıkmaktadır. Gaz Nasıl Oluşur? Vücut, belirli enzim eksiklikleri nedeniyle ince bağırsakta bulunan karbonhidratları...
Cevaplar
0
Görüntüleme
147
Kabızlığın farklı tanımları vardır, tuvalet yaparken zorlanma ve ıkınma muhtaçlığı olması, gaitanın çok sert olması, iki üç günde bir tuvalete çıkmak biçiminde tanımlayabiliriz. İşlevsel tıp yaklaşımı açısından olağan sağlıklı bir insanın her gün tuvalete çıkması gerekir, zira dışkılama...
Cevaplar
0
Görüntüleme
46
Tedavi maksatlı olarak gaita materyali birinci kere, 4. yüzyılda Çin’de ‘’Sarı Çorba’’ ismiyle ishalli hastalarda verilmiştir. Literatürde 1958 yılında Eiseman ve arkadaşları tarafından ‘’Surgery’’de yayınlanan bir makalede, fekal enemanın psödomembranöz enterkolitte tedaviye yardımcı olduğu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
113
858,461Konular
981,117Mesajlar
29,532Kullanıcılar
Üst Alt