nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
GAVSÎ AHMED BÜYÜKBABA
On yedinci asır Anadolu velîlerinden İsmi Ahmed, mahlası Gavsî'dir Gavsî Ahmed Büyükbaba diye ünlü olmuştur Mevlânâ Celâleddîni Rûmî hazretlerinin tasavvuftaki yolu olanMevleviyye'ye mensuptur Gelibolulu Yazıcızâdeler sülâlesindendir Büyük velî Ahmedi Bîcân hazretlerinin torunlarındandır Doğum târihi belli değildir İstanbul'da doğmuştur 1697 (H1109) senesinde İstanbul'da vefât etti Kabri Galata Mevlevîhânesi bahçesindedir
Âlim ve asîl bir âileye mensûb olan Gavsî Ahmed Dede, küçük yaştan îtibâren ilim tahsîline başladı Zamânının usûlüne göre aklî ve naklî ilimleri tahsîl edip icâzet, diploma aldı Selânik kâdısı İmâmzâde'nin yanında nâiblik yaptı Bu vazîfeyi adâletle yürüttü Bu sırada kalbine düşen bir aşk ateşi ile tasavvufa ve tasavvuf ehline aleyhinde büyük alâka duydu Dünyâ makam ve zevklerini terk edip, bir gönül ehlinin eteğinden yapışmaya karar verdiBir Allah adamına talebe almak niyetiyle Selânik'ten ayrılıp Bursa'ya geldi Bursa Mevlevîhânesi Şeyhi olan Sâlih Büyükbaba Efendiye talebe oldu Onun hizmet ve sohbetlerinde bulunarak tasavvuf yolunda ilerledi Dört sene müddetle Sâlih Dede Efendinin hizmetinde kaldı Zâten ilimde yüksek bir âlim olan Gavsî Büyükbaba, fazîlet ve hoş ahlâk sâhibi bir velî oldu Hocasının emir ve tavsiyesi üstüne Mevlânâ Celâleddîni Rûmî'nin memleketi olan Konya'ya gitti Uzun müddet Konya'da kalıp Mevlevî dergâhının usûlüne tarafından hırka giydi Talebe yetiştirmek ve mevlevî dervişlerinin ihtiyaçlarını tedarik etmek için çalıştı On altı sene müddetle değişik memleketlere seyâhat edip insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlattı Pekçok kimse onun sohbetlerinde bulunup, istifâde etti Bu sırada Horasan'a dek gittiği, kaynaklarda bildirilmektedir
Gavsî Ahmed Büyükbaba, hocası Sâlih Büyükbaba Efendinin vefâtından daha sonra İstanbul'a geldi Galata Mevlevîhânesi Şeyhi Ârızî Dedenin yanında Mesnevîhân yâni Mesnevî okuyucusu oldu Bu sırada çoğu nâtı şerîfler yanına, tasavvufî şiirler söyledi Yazdığı şiirleri Ârizî Dedeye okuyunca, Ârizî Dede ona teberrüken Gavsî mahlasını verdi Bundan sonra Gavsî diye meşhur oldu Bu vazîfeye devâm ederken aldığı mânevî bir işâret üstüne Fâtih'te SultanSelîm Câmii yakınındaki evinde inzivâya çekildi İbâdet ve Allahü teâlânın ismini anıp zikirle meşgul oldu Kasımpaşa Şeyhi Seyyid Halil Büyükbaba Efendiyle ara sıra görüşüp sohbette bulundu Seyyid Halil Büyükbaba'nin teşvikiyle Mevlevîhâne şeyhliğini arzu etmek üzereEdirne'de yer alan pâdişâhın huzûruna gitmeye karar verdi Bu yolculuğa çıkmadan önce Mevlânâ Dergâhı şeyhi Çelebi Efendi kadar kendisinin Galata Mevlevîhânesi Postnişînliğine tâyin edildiği bildirildi Fakat Gavsî Ahmed Dede kendisinin bu vazîfeyle vazîfelendirilmesini pâdişâha arz etmek üzere Edirne'ye gitti Pâdişâha durumu arz edip konuyla ilgili berâtını alarak İstanbul'a döndü Yirmi bir sene bu makamda kalıp insanlara İslâmiyetin dikte ve yasaklarını anlattı
Nâyî Osman Dedenin kayınpederi olan Gavsî Ahmed Dede, Galata Mevlevîhânesi şeyhi olarak vazîfe yaptığı sırada 1697 (H1109) senesinde vefât ettiVazîfe yaptığı Galata Mevlevîhânesi bahçesine defnedildi
Ârifâne şiirleri bulunan Gavsî Ahmed Dedenin Dîvân'ı vardır
DÂVETE İCÂBET
Galata Mevlevîhânesi şeyhliği sırasında Halvetiyye yolu büyüklerinden Muhammed Nasûhî Üsküdârî hazretleri ile görüşüp sohbette bulundu Muhammed Nasûhî hazretleri, Üsküdar'da yaptırdığı dergâhın açılışı esnasında Gavsî Ahmed Dedeyi de dâvet etti
Gavsî Ahmed Dede, dâveti kabûl etti Lakin Üsküdar'a gidecekleri gün sâhile vardıkları süre hava rüzgarlı ve denizin dalgalı olduğunu gördüler Bu sebeple kayıklar yolcu taşıyamıyorlardı Bâzı kayıkları dalgalar deniz dışına atmış, bâzıları da dalgalar aralarında bir o tarafa bir bu tarafa yatıyordu Gavsî Ahmed Dedenin yanında yer alan bâzı kimseler bu fırtınalı havada yola çıkılamayacağını söylediler Halbuki Gavsî Büyükbaba, verdiğimiz güya durmalıyız ve Üsküdar'a gitmeliyiz diyordu Gavsî Dedenin büyük bir velî olduğunu haberdar olan bâzı arkadaşları ise, ona teslim olup gitmek istiyorlardı O sırada deniz üzerinde bir gemi peyda oldu Gavsî Dede ve onun büyüklüğünü haberdar olan talebeleri hemencecik gemiye bindiler Gavsî Dedenin büyük bir velî olduğunu bilmeyenler ise belirsizlik ettiler Lakin diğerleri binince onlar da bindiler Deniz bir müddet durgunlaştı Allahü teâlâya tevekkül edip gemiye binen Gavsî Büyükbaba, yanındakilerle birlikte sağ ve sâlim Üsküdar'a ulaştı
Allahü teâlâ Gavsî Dedeye verdiği güya durmak istemesi, kendisine tam tevekkül ile emrindeki olması sebebiyle kerâmet olarak bu hâli ihsân etti Gavsî Dedenin büyüklüğünü bilmeyen diğer dervişleri de onun büyüklüğünü anladılar Gavsî Dede, Nasûhî Muhammed Efendinin dâvetine icâbet edip, dergâhının açılışında bulundu Onunla uzun sohbet edip biribirlerinden istifâde ettiler
1) Selîm Tezkiresi; s494
2) Vekâyiü'lFüdelâ; c2, s198
3) Sefînei Nefîsei Mevleviyân; c5, s144
4) Osmanlı Müellifleri; c1, s101 *
On yedinci asır Anadolu velîlerinden İsmi Ahmed, mahlası Gavsî'dir Gavsî Ahmed Büyükbaba diye ünlü olmuştur Mevlânâ Celâleddîni Rûmî hazretlerinin tasavvuftaki yolu olanMevleviyye'ye mensuptur Gelibolulu Yazıcızâdeler sülâlesindendir Büyük velî Ahmedi Bîcân hazretlerinin torunlarındandır Doğum târihi belli değildir İstanbul'da doğmuştur 1697 (H1109) senesinde İstanbul'da vefât etti Kabri Galata Mevlevîhânesi bahçesindedir
Âlim ve asîl bir âileye mensûb olan Gavsî Ahmed Dede, küçük yaştan îtibâren ilim tahsîline başladı Zamânının usûlüne göre aklî ve naklî ilimleri tahsîl edip icâzet, diploma aldı Selânik kâdısı İmâmzâde'nin yanında nâiblik yaptı Bu vazîfeyi adâletle yürüttü Bu sırada kalbine düşen bir aşk ateşi ile tasavvufa ve tasavvuf ehline aleyhinde büyük alâka duydu Dünyâ makam ve zevklerini terk edip, bir gönül ehlinin eteğinden yapışmaya karar verdiBir Allah adamına talebe almak niyetiyle Selânik'ten ayrılıp Bursa'ya geldi Bursa Mevlevîhânesi Şeyhi olan Sâlih Büyükbaba Efendiye talebe oldu Onun hizmet ve sohbetlerinde bulunarak tasavvuf yolunda ilerledi Dört sene müddetle Sâlih Dede Efendinin hizmetinde kaldı Zâten ilimde yüksek bir âlim olan Gavsî Büyükbaba, fazîlet ve hoş ahlâk sâhibi bir velî oldu Hocasının emir ve tavsiyesi üstüne Mevlânâ Celâleddîni Rûmî'nin memleketi olan Konya'ya gitti Uzun müddet Konya'da kalıp Mevlevî dergâhının usûlüne tarafından hırka giydi Talebe yetiştirmek ve mevlevî dervişlerinin ihtiyaçlarını tedarik etmek için çalıştı On altı sene müddetle değişik memleketlere seyâhat edip insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlattı Pekçok kimse onun sohbetlerinde bulunup, istifâde etti Bu sırada Horasan'a dek gittiği, kaynaklarda bildirilmektedir
Gavsî Ahmed Büyükbaba, hocası Sâlih Büyükbaba Efendinin vefâtından daha sonra İstanbul'a geldi Galata Mevlevîhânesi Şeyhi Ârızî Dedenin yanında Mesnevîhân yâni Mesnevî okuyucusu oldu Bu sırada çoğu nâtı şerîfler yanına, tasavvufî şiirler söyledi Yazdığı şiirleri Ârizî Dedeye okuyunca, Ârizî Dede ona teberrüken Gavsî mahlasını verdi Bundan sonra Gavsî diye meşhur oldu Bu vazîfeye devâm ederken aldığı mânevî bir işâret üstüne Fâtih'te SultanSelîm Câmii yakınındaki evinde inzivâya çekildi İbâdet ve Allahü teâlânın ismini anıp zikirle meşgul oldu Kasımpaşa Şeyhi Seyyid Halil Büyükbaba Efendiyle ara sıra görüşüp sohbette bulundu Seyyid Halil Büyükbaba'nin teşvikiyle Mevlevîhâne şeyhliğini arzu etmek üzereEdirne'de yer alan pâdişâhın huzûruna gitmeye karar verdi Bu yolculuğa çıkmadan önce Mevlânâ Dergâhı şeyhi Çelebi Efendi kadar kendisinin Galata Mevlevîhânesi Postnişînliğine tâyin edildiği bildirildi Fakat Gavsî Ahmed Dede kendisinin bu vazîfeyle vazîfelendirilmesini pâdişâha arz etmek üzere Edirne'ye gitti Pâdişâha durumu arz edip konuyla ilgili berâtını alarak İstanbul'a döndü Yirmi bir sene bu makamda kalıp insanlara İslâmiyetin dikte ve yasaklarını anlattı
Nâyî Osman Dedenin kayınpederi olan Gavsî Ahmed Dede, Galata Mevlevîhânesi şeyhi olarak vazîfe yaptığı sırada 1697 (H1109) senesinde vefât ettiVazîfe yaptığı Galata Mevlevîhânesi bahçesine defnedildi
Ârifâne şiirleri bulunan Gavsî Ahmed Dedenin Dîvân'ı vardır
DÂVETE İCÂBET
Galata Mevlevîhânesi şeyhliği sırasında Halvetiyye yolu büyüklerinden Muhammed Nasûhî Üsküdârî hazretleri ile görüşüp sohbette bulundu Muhammed Nasûhî hazretleri, Üsküdar'da yaptırdığı dergâhın açılışı esnasında Gavsî Ahmed Dedeyi de dâvet etti
Gavsî Ahmed Dede, dâveti kabûl etti Lakin Üsküdar'a gidecekleri gün sâhile vardıkları süre hava rüzgarlı ve denizin dalgalı olduğunu gördüler Bu sebeple kayıklar yolcu taşıyamıyorlardı Bâzı kayıkları dalgalar deniz dışına atmış, bâzıları da dalgalar aralarında bir o tarafa bir bu tarafa yatıyordu Gavsî Ahmed Dedenin yanında yer alan bâzı kimseler bu fırtınalı havada yola çıkılamayacağını söylediler Halbuki Gavsî Büyükbaba, verdiğimiz güya durmalıyız ve Üsküdar'a gitmeliyiz diyordu Gavsî Dedenin büyük bir velî olduğunu haberdar olan bâzı arkadaşları ise, ona teslim olup gitmek istiyorlardı O sırada deniz üzerinde bir gemi peyda oldu Gavsî Dede ve onun büyüklüğünü haberdar olan talebeleri hemencecik gemiye bindiler Gavsî Dedenin büyük bir velî olduğunu bilmeyenler ise belirsizlik ettiler Lakin diğerleri binince onlar da bindiler Deniz bir müddet durgunlaştı Allahü teâlâya tevekkül edip gemiye binen Gavsî Büyükbaba, yanındakilerle birlikte sağ ve sâlim Üsküdar'a ulaştı
Allahü teâlâ Gavsî Dedeye verdiği güya durmak istemesi, kendisine tam tevekkül ile emrindeki olması sebebiyle kerâmet olarak bu hâli ihsân etti Gavsî Dedenin büyüklüğünü bilmeyen diğer dervişleri de onun büyüklüğünü anladılar Gavsî Dede, Nasûhî Muhammed Efendinin dâvetine icâbet edip, dergâhının açılışında bulundu Onunla uzun sohbet edip biribirlerinden istifâde ettiler
1) Selîm Tezkiresi; s494
2) Vekâyiü'lFüdelâ; c2, s198
3) Sefînei Nefîsei Mevleviyân; c5, s144
4) Osmanlı Müellifleri; c1, s101 *