geçmişim mi? hatırlamıyorumo mu? geçmişim mi? hatırlamıyorumo mu? bilmem, tanımıyorum hiç tanışmadım kendisiyle ilk defa görüyorum evet, evet geleceğimde herşey bak azıcık dikkatli bakarsan sen de görürsün o iri, parlak, büyüleyici ışığı sende gördün demi! iştee bak geleceğim nasıl da hoş işte tam orda bekliyor beni, bir adım ötede, tek bir adım ama arkaya bakmamak lazım neden mi? o kadar işte!!! olmaz, değil değil olmaz arkama bakarsam yapamam geriye gidemem zaten, geçmişimi gömdüm ben oraya sen bak lakin, kapkaranlık dimi! kimse var mı? söylesene neden sustun! söyle lütfen yalnız oturmuş biri mi var kim fakat o? ben tanımıyorum ordan kimseyi çok mu üzgün… ağlıyor mu… neden ağlıyor oysa sorsana! bana mı bakıyor, tanıyor mu beni… yahut o mu! o mu kim? değil, değil pek biri bir şey demedim lakin ağlamasın söyle… gitme mi diyor, bana mı? gitme demez ama o kendi zamanında çok gitti ben hiç yapmadım fakat o gitti arkasına bakmadan gitti e emrindeki arkaya bakmamak lüzumlu o öğretti bunu bana derhal nasıl gitme der ! ne hakla ! yaklaşmasına izin verme n’olur gelmesin o gitti, geri gelemez, hem gelse de artık ben yokum gidiyorum bak veya gittim çoktan çok mu pişmanmış… affetmemi mi istiyor… hangisini affedeyim peki habersizce gidişlerini mi, kuruyan gözlerimdeki sızıyı mı, yahut son çırpınışlarımı umursamayışını mı?? hangisini affetmemi istek eder veya bunu benden hangi yüzle ister bittiğini söylermisin ona tek adım kaldı bundan böyle sona o gittiğinde bitmemişti şayet ama benim gidişimle herşey bitti… kim mi o? bilmiyorum, tanımıyorum daha önce de dedim ya keza nasıl tanırım çokk karanlık orası bakamam geçmişime bakamam geleceğimde şu anda gözlerim baksana ne dek güzel!! kessin artık şu fısıldamalarını dinlemek istemiyorum elveda da demicem boşuna beklemesin! lakin sana elveda yalnızlığım her zaman yanımda oldun karanlık gecelerimdeki tek ışığımdın bundan böyle ona gidebilirsin fakat sus sakın söyleme gitçeğimi, sessiz sedasız olmalı arkama bakmadan habersizce, ve tek adımla alinti