iltasyazilim
FD Üye
Gerçekler Niçin Önemlidir?
Mahmud Celâl Özmen
Düşüncenin gerçekolması için vakıayla uyumluluk göstermesi gerekir Düşüncenin gerçekolup olmadığını anlamak için vakıayla uyumlu olup olmadığına bakılmalıdır
Vakıayla uyumluysa gerçek, değilse gerçek değildir Gerçekler hakkında düşünmek, sadece aklî mekanizmayı harekete geçirmek değildir Aklî mekanizmanın harekete geçirilmesinin yanında, bu aklî eylemden doğan düşüncenin, vakıa üzerinde uygulanmasıdır Uygulamanın sonunda eğer düşünce, kendisinin göstergesi konumundaki vakıayla uyumluysa gerçek, değilse gerçek değildir Kısaca gerçek üzerinde akıl yürütmekiki şekilde olur:
Birincisi; düşünceyi elde etmek amacıyla ilk defa akıl yürütmek Bu durumda elde edilen düşüncenin vakıayla uyumlu olup olmadığına bakılır Düşünceyle vakıa arasında uyumluluk varsa gerçeğin var olduğuna karar verilir Böyle bir uyumluluk yoksa gerçeği ortaya çıkarmak amacıyla vakıayla uyumlu bir düşünce aranır
İkincisi ise; mevcut fikirleri ele alarak bu fikirlerin gerçekliğini araştırmakla olur Bu durumda önceden ortaya konmuş olan mevcut düşüncelerin vakıayla uyumluluğuna bakılır ve gerçekile ilgili bir sonuca varılır
Mugalâtalar Yanıltmacalar
Burada iki noktaya dikkat etmek gerekir:
1 Gerçeklerin sürekli karşı karşıya kaldığı mugalâtalar,
2 Gerçeklere ulaşmayı engelleyen mugalâtalar
Önce, gerçeklerin sürekli karşı karşıya kaldığı mugalâtaları ele alalım: Bu tür mugalâtalar, gerçeklerin veya düşüncelerin benzeşmelerinden kaynaklanmaktadır Söz konusu benzeşme, birtakım teknikler kullanılarak meydana getirilir Bu tekniklerden bazıları şöyle sıralanabilir:
A Düşüncelerin benzeşmesini gerçekleri örtbas etme aracı olarak kullanmak,
B Herhangi bir gerçeği başka bir gerçeği örtbas etmek amacıyla kullanmak,
C Herhangi bir gerçeğin gerçekliği konusunda şüphe duymak veya söz konusu gerçeğin belli koşullar için geçerli olduğunu, koşullar değiştiği için gerçekliğini artık yitirdiğini düşünmek Mesela; Yahudilerin Müslümanların düşmanı olduğu, bir gerçektir Yahudilerin Filistinlilerin düşmanı olduğu da bir gerçektir Bu iki gerçek benzeşen ve iç içe olan bir gerçektir Fakat mugalâta sayesinde YahudiFilistin düşmanlığını öngören gerçek, ön plana çıkarılmış ve benzeşen veya iç içe olan bu gerçek, YahudiMüslüman düşmanlığını ortadan kaldırmak için bir araç olarak kullanılmıştır
Amerika'da özgürlük vardırdüşüncesi gerçek bir düşüncedir Amerikan başkanları sermaye sahipleri tarafından seçilirdüşüncesi de bir gerçektir Her iki gerçekde Amerikan gerçeğini yansıtmaları bakımından birbiriyle benzeşmektedir Ancak burada Amerika'da özgürlüğün var olduğu gerçeği, Amerikan başkanlarının sermaye sahipleri tarafından seçildiği gerçeğini örtbas etmek için bir araç olarak kullanılmıştır Böylece
birinci gerçek ikinci gerçeği örtbas etmiş, insanlar Amerikan başkanlığını kazanan kişinin, halk nezdinde en çok popüler olan kişi olduğunu zannetmiştir
İngiltere'nin Avrupa Birliği'ne karşı olduğu bir gerçektir İngiltere'nin Avrupa Birliği'yle güçlenmek istediği de bir gerçektir Ancak İngiltere, ikinci gerçeği, birinci gerçeği örtbas etmek için bir araç olarak kullanmış ve Ortak Pazara girmiştir Son bir örnek: İslâm'ın yenilmez bir güç olduğu bir gerçektir Ancak bu gerçek, şüpheyle karşılanmış, hatta bunun gerçek olmadığı veya bu gerçeğin İslâm'ın ilk dönemi için geçerli olduğu ve zamanla gerçekliğini yitirdiği düşünülmüştür
İşte, mugalâtalar gerçeklere böyle musallat olurlar Böylece gerçekler ya başka gerçeklerle ya da şüpheci yaklaşımlarla örtbas edilirler Batılılar, bu teknikleri Müslümanların sahip oldukları gerçeklere büyük bir ustalıkla uygulamışlardır
Bu nedenle mugalâtalarayanıltmacalara, demagojilere dikkat etmek gerekir Gerçeklere demirden ellerle yapışmak, onlara ulaşmak için derin ve samimi düşünmek gerekir
Gerçeklerden istifade etmeyi engelleyen en büyük tehlike, tarihsel gerçeklerin ve özellikle tarihin temelini oluşturan gerçeklerin ihmal edilmesidir
Gerçekler kesindir, sabittir, değişmezler, kuşku götürmezler, değişen koşullar veya durumlardan etkilenmezler
Evet, düşüncenin içinde bulunduğu koşullardan soyutlanamayacağı veya genel bir değerlendirmeye tabi tutulamayacağı doğrudur Ancak bu doğruluk, henüz gerçekolmayan bir düşünce için geçerlidir Düşünce gerçekhaline geldiğinde ise, koşullar ve durumlar ne denli değişirse değişsin bunlara bakılmaz Aksine düşüncenin içinde bulunduğu koşullara bakmaksızın onu olduğu gibi ele almak gerekir
Mahmud Celâl Özmen
alıntıdır
Mahmud Celâl Özmen
Düşüncenin gerçekolması için vakıayla uyumluluk göstermesi gerekir Düşüncenin gerçekolup olmadığını anlamak için vakıayla uyumlu olup olmadığına bakılmalıdır
Vakıayla uyumluysa gerçek, değilse gerçek değildir Gerçekler hakkında düşünmek, sadece aklî mekanizmayı harekete geçirmek değildir Aklî mekanizmanın harekete geçirilmesinin yanında, bu aklî eylemden doğan düşüncenin, vakıa üzerinde uygulanmasıdır Uygulamanın sonunda eğer düşünce, kendisinin göstergesi konumundaki vakıayla uyumluysa gerçek, değilse gerçek değildir Kısaca gerçek üzerinde akıl yürütmekiki şekilde olur:
Birincisi; düşünceyi elde etmek amacıyla ilk defa akıl yürütmek Bu durumda elde edilen düşüncenin vakıayla uyumlu olup olmadığına bakılır Düşünceyle vakıa arasında uyumluluk varsa gerçeğin var olduğuna karar verilir Böyle bir uyumluluk yoksa gerçeği ortaya çıkarmak amacıyla vakıayla uyumlu bir düşünce aranır
İkincisi ise; mevcut fikirleri ele alarak bu fikirlerin gerçekliğini araştırmakla olur Bu durumda önceden ortaya konmuş olan mevcut düşüncelerin vakıayla uyumluluğuna bakılır ve gerçekile ilgili bir sonuca varılır
Mugalâtalar Yanıltmacalar
Burada iki noktaya dikkat etmek gerekir:
1 Gerçeklerin sürekli karşı karşıya kaldığı mugalâtalar,
2 Gerçeklere ulaşmayı engelleyen mugalâtalar
Önce, gerçeklerin sürekli karşı karşıya kaldığı mugalâtaları ele alalım: Bu tür mugalâtalar, gerçeklerin veya düşüncelerin benzeşmelerinden kaynaklanmaktadır Söz konusu benzeşme, birtakım teknikler kullanılarak meydana getirilir Bu tekniklerden bazıları şöyle sıralanabilir:
A Düşüncelerin benzeşmesini gerçekleri örtbas etme aracı olarak kullanmak,
B Herhangi bir gerçeği başka bir gerçeği örtbas etmek amacıyla kullanmak,
C Herhangi bir gerçeğin gerçekliği konusunda şüphe duymak veya söz konusu gerçeğin belli koşullar için geçerli olduğunu, koşullar değiştiği için gerçekliğini artık yitirdiğini düşünmek Mesela; Yahudilerin Müslümanların düşmanı olduğu, bir gerçektir Yahudilerin Filistinlilerin düşmanı olduğu da bir gerçektir Bu iki gerçek benzeşen ve iç içe olan bir gerçektir Fakat mugalâta sayesinde YahudiFilistin düşmanlığını öngören gerçek, ön plana çıkarılmış ve benzeşen veya iç içe olan bu gerçek, YahudiMüslüman düşmanlığını ortadan kaldırmak için bir araç olarak kullanılmıştır
Amerika'da özgürlük vardırdüşüncesi gerçek bir düşüncedir Amerikan başkanları sermaye sahipleri tarafından seçilirdüşüncesi de bir gerçektir Her iki gerçekde Amerikan gerçeğini yansıtmaları bakımından birbiriyle benzeşmektedir Ancak burada Amerika'da özgürlüğün var olduğu gerçeği, Amerikan başkanlarının sermaye sahipleri tarafından seçildiği gerçeğini örtbas etmek için bir araç olarak kullanılmıştır Böylece
birinci gerçek ikinci gerçeği örtbas etmiş, insanlar Amerikan başkanlığını kazanan kişinin, halk nezdinde en çok popüler olan kişi olduğunu zannetmiştir
İngiltere'nin Avrupa Birliği'ne karşı olduğu bir gerçektir İngiltere'nin Avrupa Birliği'yle güçlenmek istediği de bir gerçektir Ancak İngiltere, ikinci gerçeği, birinci gerçeği örtbas etmek için bir araç olarak kullanmış ve Ortak Pazara girmiştir Son bir örnek: İslâm'ın yenilmez bir güç olduğu bir gerçektir Ancak bu gerçek, şüpheyle karşılanmış, hatta bunun gerçek olmadığı veya bu gerçeğin İslâm'ın ilk dönemi için geçerli olduğu ve zamanla gerçekliğini yitirdiği düşünülmüştür
İşte, mugalâtalar gerçeklere böyle musallat olurlar Böylece gerçekler ya başka gerçeklerle ya da şüpheci yaklaşımlarla örtbas edilirler Batılılar, bu teknikleri Müslümanların sahip oldukları gerçeklere büyük bir ustalıkla uygulamışlardır
Bu nedenle mugalâtalarayanıltmacalara, demagojilere dikkat etmek gerekir Gerçeklere demirden ellerle yapışmak, onlara ulaşmak için derin ve samimi düşünmek gerekir
Gerçeklerden istifade etmeyi engelleyen en büyük tehlike, tarihsel gerçeklerin ve özellikle tarihin temelini oluşturan gerçeklerin ihmal edilmesidir
Gerçekler kesindir, sabittir, değişmezler, kuşku götürmezler, değişen koşullar veya durumlardan etkilenmezler
Evet, düşüncenin içinde bulunduğu koşullardan soyutlanamayacağı veya genel bir değerlendirmeye tabi tutulamayacağı doğrudur Ancak bu doğruluk, henüz gerçekolmayan bir düşünce için geçerlidir Düşünce gerçekhaline geldiğinde ise, koşullar ve durumlar ne denli değişirse değişsin bunlara bakılmaz Aksine düşüncenin içinde bulunduğu koşullara bakmaksızın onu olduğu gibi ele almak gerekir
Mahmud Celâl Özmen
alıntıdır