Gidersen yıkılır bu şehir Gidersen yıkılır bu şehir, kuşlar da gider Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında Yanlış adreslerdeydik, kimliksizdik belki Sarışın bir şaşkınlık olurdu tüm ışıklar Biz mi yalnızdık, aralıksız olarak yağmur yağardı Üşür müydük nar çiçekleri ürperirken Gidersen kim sular fesleğenleri Kuşlar nereye sığınır akşam olunca Sessizliği dinliyorum derhal ve soluğunu Sustuğun yerde bir şeyler kırılıyor Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun Adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor dahası seni ekliyorum susuşlarıma Selamsız, saygısız yürüyelim sokakları Belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar Geriye Doğru mapushaneler kalır, paslı soğuklar Adını bilmediğimiz dostlar kalır yalnız Yüreğimize alırız onları, ısıtırız Gardiyan olmayız kendi ömrümüze her akşam Gidersen kar yağar avuçlarıma, üşürsün Bir ceylan sessizliği olur burda aşklar Fiyakalı ışıklar yanıyor panolarında Aralıksız Olarak çoğalıyor faili bilinmez cinayetler Ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde Menekşeler, nergisler yerine kuş ölüleri Bir su sesi, bir fesleğen kokusu Şimdi uzakta yangınları anımsatıyor genç ölülere artık Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman Sis ve intihar çöküyor tüm birahanelere Bu kentin künyesi bellidir bundan böyle ve susuşun Ayaklanma olur milyon kez, hiç bilmez miyim Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın Devriyeler basıyor karartılmış evleri yine Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da ölür Bir tufan olurum sustuğun her alıntı