iltasyazilim
FD Üye
İnsanoğlu var olduğundan beri doğaya karşı hep ilgi ve alaka içerisinde olmuştur Bunun nedeni ise, insanın fizyolojisinde olan meraktır Merak, insanlık tarihi var olduğundan günümüze kadar, bilimi ilerletmiş ve hala da ilerletmeye devam ettirmektedir Bu ilerlemede hiç şüphesiz ki, astronomi biliminin ilerleyişi ve hala da sırrı çözülemeyen birçok konunun oluşu, günümüzde astronomi bilimiyle alakalı oldukça teknolojik çalışmaların yapılmasına sebep olmaktadır Öyle ki, sorusuna cevap bulunamayan konular arasında gökadalar kendilerine yer edinmektedir Gökadalarla ilgili çözülmeyi bekleyen en önemli sorulardan birisi ise, gökadaların ölümüyle ilgilidir
İçerisinde yaşadığımız evrende, milyarlarca yıldız bulunmaktadır Bu yıldızlar, dünyamıza göre devasa büyüklüklerdedir Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, evrenin sınırlarını bilmek ve evrende yer alan gök cisimlerinin sayısını saptayabilmek imkansızdır Durum böyleyken, araştırmalarla evrende gökadalar saptanmıştır Gökada, milyarlarca yıldızı bünyesinde barındıran bir yıldız topluluğudur Bu gökadaları uzayda saptayan bilim adamı ise, Fransız bilim adamı olan Charles Messier’dir Dünyamızı ve güneş sistemini içerisinde bulunduran gökada ise Samanyolu’dur
Yapılan bilimsel araştırmalar neticesinde, evrenin genişlediği ve bu genişlemenin de gün geçtikçe daha da hızlandığı ortaya çıkmıştır Bu genişlemeye bağlı olarak, bünyesinde milyarlarca yıldız barındıran galaksi yani gökadalar da birbirlerinden giderek uzaklaşabilir ya da yakınlaşabilmektedirler Bilim çevrelerinin aradığı soru ise, gökadaların ölmesiyle ilgilidir Eğer iki gökada birbirine yakınlaşırsa, çarpışabilir Bunun nedeni ise, kütleçekim etkisidir Bu çarpışma bazı bilim çevrelerince gökadaların ölümü olarak nitelendirilse de, durum biraz daha karmaşıktır Gökadaların çarpışması sonucunda, aynı zamanda gökadalar birleşir Gökadalar milyarlarca yıldız barındırır ve bu yıldızlar birbirlerine milyarca km uzakta olabilmektedir Yani yıldızlar arası mesafe, iki gökadanın birleşmesi sonucunda yıldızların çarpışmasını sağlamayacak kadar uzaktır Bu durumda, gökadalar birleşince eğer istisnai bir durum yoksa çarpışmazlar Gökadaların birleşmesi sonucunda gaz bulutları aralarında birleşme özelliği gösterir ve bu gaz bulutlarının yoğunluğu da artmış olur Bu süreç, yeni bir yıldız oluşumu anlamına gelmektedir
Gökadaların iki farklı türü bulunmaktadır Bu türler, sarmal gökada ve eliptik gökadadır Spiral gökadalar, genç gökadalardır Bu tür gökadalarda sürekli olarak yeni bir yıldız oluşur Bu duruma örnek vermek gerekirse, bir güneş yılı içerisinde bir yıldız oluşmaktadır Gökadalarda yıldız oluşma durumu, gökadaların ölme ihtimalini oldukça düşürmektedir Öyle ki, eliptik gökadalar ise tam tersine yıldız üretmezler Bunun nedeni ise, gökadanın içerisinde barındırdığı gaz miktarının yıldız oluşumunun oldukça yavaş olmasıdır Eliptik gökadalar, bazı bilim çevrelerince ölü gökadalar olarak da isimlendirilmektedir Bünyesinde Güneş Sistemi’ni de barındıran Samanyolu Galaksisi, spiral gökadalar arasında yer almaktadır
Gökadaların ölümüyle ilgili sorulara, günümüzde dahi net cevaplar verilememektedir Bu konuda yapılan çalışmalar halen devam etmekte ve soruya cevap aranmaktadır Bu sorular kapsamında Samanyolu Galaksisi yakınında bazı gökadalar saptanmıştır Bu gökadalar Andromeda, Küçük Macellan ve Sculptore’dir
İçerisinde yaşadığımız evrende, milyarlarca yıldız bulunmaktadır Bu yıldızlar, dünyamıza göre devasa büyüklüklerdedir Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, evrenin sınırlarını bilmek ve evrende yer alan gök cisimlerinin sayısını saptayabilmek imkansızdır Durum böyleyken, araştırmalarla evrende gökadalar saptanmıştır Gökada, milyarlarca yıldızı bünyesinde barındıran bir yıldız topluluğudur Bu gökadaları uzayda saptayan bilim adamı ise, Fransız bilim adamı olan Charles Messier’dir Dünyamızı ve güneş sistemini içerisinde bulunduran gökada ise Samanyolu’dur
Yapılan bilimsel araştırmalar neticesinde, evrenin genişlediği ve bu genişlemenin de gün geçtikçe daha da hızlandığı ortaya çıkmıştır Bu genişlemeye bağlı olarak, bünyesinde milyarlarca yıldız barındıran galaksi yani gökadalar da birbirlerinden giderek uzaklaşabilir ya da yakınlaşabilmektedirler Bilim çevrelerinin aradığı soru ise, gökadaların ölmesiyle ilgilidir Eğer iki gökada birbirine yakınlaşırsa, çarpışabilir Bunun nedeni ise, kütleçekim etkisidir Bu çarpışma bazı bilim çevrelerince gökadaların ölümü olarak nitelendirilse de, durum biraz daha karmaşıktır Gökadaların çarpışması sonucunda, aynı zamanda gökadalar birleşir Gökadalar milyarlarca yıldız barındırır ve bu yıldızlar birbirlerine milyarca km uzakta olabilmektedir Yani yıldızlar arası mesafe, iki gökadanın birleşmesi sonucunda yıldızların çarpışmasını sağlamayacak kadar uzaktır Bu durumda, gökadalar birleşince eğer istisnai bir durum yoksa çarpışmazlar Gökadaların birleşmesi sonucunda gaz bulutları aralarında birleşme özelliği gösterir ve bu gaz bulutlarının yoğunluğu da artmış olur Bu süreç, yeni bir yıldız oluşumu anlamına gelmektedir
Gökadaların iki farklı türü bulunmaktadır Bu türler, sarmal gökada ve eliptik gökadadır Spiral gökadalar, genç gökadalardır Bu tür gökadalarda sürekli olarak yeni bir yıldız oluşur Bu duruma örnek vermek gerekirse, bir güneş yılı içerisinde bir yıldız oluşmaktadır Gökadalarda yıldız oluşma durumu, gökadaların ölme ihtimalini oldukça düşürmektedir Öyle ki, eliptik gökadalar ise tam tersine yıldız üretmezler Bunun nedeni ise, gökadanın içerisinde barındırdığı gaz miktarının yıldız oluşumunun oldukça yavaş olmasıdır Eliptik gökadalar, bazı bilim çevrelerince ölü gökadalar olarak da isimlendirilmektedir Bünyesinde Güneş Sistemi’ni de barındıran Samanyolu Galaksisi, spiral gökadalar arasında yer almaktadır
Gökadaların ölümüyle ilgili sorulara, günümüzde dahi net cevaplar verilememektedir Bu konuda yapılan çalışmalar halen devam etmekte ve soruya cevap aranmaktadır Bu sorular kapsamında Samanyolu Galaksisi yakınında bazı gökadalar saptanmıştır Bu gökadalar Andromeda, Küçük Macellan ve Sculptore’dir