Ruddlof
1893 yılında Danimarkalı dilbilimci Vilhelm Ludwig Peter Thomsen tarafından, Rus Turkolog Vasili Vasilyevic Radlof'un yardımıyla cozulmuş ve aynı yılın 15 Aralık gunu Danimarka Kraliyet Bilimler Akademisi'nde bilim dunyasına acıklanmıştır
1866 yılında yayımladığı ilk eserinin on sozunde Turkce icin, Yeryuzundeki hicbir dil ailesi Turkce kadar geniş sahalara yayılmış değildir Afrika'nın kuzeydoğu bolgesinden Turkiye'ye ve Rusya'nın guneydoğusundan Sibirya'nın guneyine ve Gobi Colu'nun iclerine kadar Turkce konuşan kavimler yaşamaktadır Onların buyuk bir kısmı, İslamiyet ’i kabul ettikten sonra diğer milletlerin ve ozellikle din kardeşi olan Arap ve Farsların etkisi altında kalmışlardır Bu etkiyi ozellikle edebi eserlerde gormek mumkundur Onlar, yalnız dillerine uymayan Arap yazısını almakla kalmamış, yazı dillerinden binlerce kelimeyi de alarak oyle bir yazı dili meydana getirmişlerdir ki, bu uzerinde rengarenk her turlu yamalar bulunan bir elbiseye benzetilebilir Bu yazı dili, doğal olarak Turk halkı icin anlaşılamayan bir halkadan ibaret olup, halkın kultur seviyesini yukseltmek yerine, halk kulturunun taze yeşilliği ile beslenemediği icin kendi kendini koreltmekteydişeklinde değerlendirmesi vardır
1893 yılında Danimarkalı dilbilimci Vilhelm Ludwig Peter Thomsen tarafından, Rus Turkolog Vasili Vasilyevic Radlof'un yardımıyla cozulmuş ve aynı yılın 15 Aralık gunu Danimarka Kraliyet Bilimler Akademisi'nde bilim dunyasına acıklanmıştır
1866 yılında yayımladığı ilk eserinin on sozunde Turkce icin, Yeryuzundeki hicbir dil ailesi Turkce kadar geniş sahalara yayılmış değildir Afrika'nın kuzeydoğu bolgesinden Turkiye'ye ve Rusya'nın guneydoğusundan Sibirya'nın guneyine ve Gobi Colu'nun iclerine kadar Turkce konuşan kavimler yaşamaktadır Onların buyuk bir kısmı, İslamiyet ’i kabul ettikten sonra diğer milletlerin ve ozellikle din kardeşi olan Arap ve Farsların etkisi altında kalmışlardır Bu etkiyi ozellikle edebi eserlerde gormek mumkundur Onlar, yalnız dillerine uymayan Arap yazısını almakla kalmamış, yazı dillerinden binlerce kelimeyi de alarak oyle bir yazı dili meydana getirmişlerdir ki, bu uzerinde rengarenk her turlu yamalar bulunan bir elbiseye benzetilebilir Bu yazı dili, doğal olarak Turk halkı icin anlaşılamayan bir halkadan ibaret olup, halkın kultur seviyesini yukseltmek yerine, halk kulturunun taze yeşilliği ile beslenemediği icin kendi kendini koreltmekteydişeklinde değerlendirmesi vardır