GONARTROZ NEDİR?
Gonartroz, diz ekleminde oluşan kıkırdak kaybına verilen addır. Halk arasında kireçlenme olarak bilinir ancak sanıldığı gibi bir birikme değil, tam tersine kayıp söz konusudur.
Artroz sözcüğü, artro (eklem) ve oz (hastalık) sözcüklerinin birleşiminden ortaya çıkmış olup Türkçe karşılığı eklem hastalığıdır. Gonartroz, diz eklemi artrozudur. Kalça eklemi artrozuna koksartroz, omurga eklemlerinin artrozuna spondilartroz adı verilir.
- Gonartrozun tipleri var mıdır? Her gonartroz aynı mıdır?
Gonartroz, erken ve geç yaşta karşımıza çıkabilir. Erken yaşta görülen gonartroz tipi sıklıkla sekonderdir ve daha hızlı seyrederek hastanın erken yaşta cerrahi müdahale görmesine neden olabilir. Primer gonartroz ise, genellikle 50’li yaşlarla beraber başlar ve yavaş ilerleyerek çok daha ileri yaşlarda cerrahi tedavi gerektirebilir.
Her hastada gonartrozun derecesi farklıdır. Muayene bulguları ve radyolojik olarak gonartrozun evresi belirlenebilir. Tedaviye de, bu evreye göre karar verilir.
- Gonartroz nasıl tanınır? Belirtileri nelerdir?
Gonartrozun tanısı fizik muayene ile konabildiği gibi, tanının kesinleştirilmesi için radyolojik yöntemlere de gereksinim vardır. İster primer, ister sekonder olsun gonartrozun radyolojik tanısında, öncelikle röntgen grafilerinin çekilmesi gerekir. Standart olarak ön-arka ve yan grafiler çekilir; ön-arka grafinin yüklenme sırasında, yani hasta ayakta dururken çekilmesi, gonartrozun şiddetini daha iyi gösterir. Ön-arka grafilerde, özellikle iç eklem aralığının daraldığı ve hatta ileri evre olgularda tamamen kapandığı görülür. Bunun yanında, eklemi oluşturan uyluk ve kaval kemiklerinin yüklenme olmayan yüzlerinde kemik çıkıntıları (osteofit) ve kıkırdak eksilmesini gösteren, kıkırdak altındaki kemikte beyazlaşma (subkondral skleroz) görülür. Diz kapağı kemiğinde de benzer görüntüler ortaya çıkar.
- Gonartrozda MR istenmeli midir?
Yukarda bahsedilen hasta grubunda, MR’da eklemi oluşturan kemiklerde ödem saptanabilir. Kemik iliği ödemi adı verilen bu durum, iyi bir istirahatle zaman içinde kaybolabilir. Ancak gecikilirse uzun sürebilir ve hatta kemik ölümü (osteonekroz) gelişebilir. Osteonekroz MR ile saptanabilir ve bu tip hastada MR’ın faydası büyüktür.
Ayrıca MR ile gonartroza eşlik eden menisküs yırtıkları da saptanabilir. Ancak MR’ın 50 yaş üzerindeki menisküs yırtıklarında doğruluk oranı, daha genç hastalara göre düşüktür. Menisküsler de, yaşla beraber diğer organlar gibi dejenere olmaya başladığı için MR’da yırtık görünümü verebilir ve radyoloji uzmanı tarafından bu şekilde rapor edilebilir.
- Gonartroz engellenebilir bir hastalık mıdır?
Hastalığı geciktirmek veya oluşmasını önlemek için bazı şeylere dikkat etmek gerekir. Günümüzde obesite, özellikle diz ve omurga artrozu için çok önemli bir nedendir. Bu nedenle, diyete dikkat edilmesi ve kilo alınmaması, gonartrozdan korunmayı sağlar. Bir diğer korunma faktörü de egzersizdir. İnsan vücuduna her bakımdan gerekli olan egzersiz, diz eklemeleri için de vazgeçilmezdir. Bacak ve kalça kaslarının kuvvetli olması, gonartrozdan koruyucu ve hatta engelleyici olabilir. Radyolojik görüntüleri aynı olmasına rağmen, düşük kilolu ve bacak kasları güçlü olan kişilerde, kilolu ve bacak kasları zayıf olan kişilere göre, gonartrozun yavaş ilerlediği ve ameliyat gereksiniminin daha az olduğu görülmektedir. Bu nedenle, bacak egzersizlerinin erken yaşlardan itibaren alışkanlık haline getirilmesi oldukça yararlıdır.
- Sporcularda gonartroz daha mı sıktır ve daha erken mi başlar?
- Gonartroz, kadınlarda daha mı sıktır?
- Gonartrozun beslenmeyle ilgisi var mıdır? Sağlıklı beslenmeyle önlenebilir mi?
- Ağızdan alınan glikozamin içeren maddelerin gonartroz tedavisinde yeri var mıdır?
Bu maddelerin gonartroz tedavisindeki yeri tartışmalıdır ve hastalığın seyrini değiştirdiği ile ilgili bilimsel bir kanıt yoktur. Bazı hastalarda iyi sonuç alınabilir.
- Diz içi enjeksiyonların gonartroz tedavisinde yeri var mıdır?
Diz içine enjeksiyonla verilebilen maddeler genel olarak kortikosteroidler (kortizon) ve kıkırdak koruyucu ajan adı da verilen hyalüronik asittir.
Kortikosteroidler, ağrı kesici ve inflamasyonu azaltıcı etkileri ile uzun zamandır tedavide kullanılmaktadır. Ancak etki süreleri kısadır ve tekrarlayan dozlarda kullanılmaları, özellikle nispeten erken gonartroz olgularında önerilmemektedir. Daha çok ileri evre olup ta ameliyat olmak istemeyen veya olamayan hastalarda uygulanmaktadır. Etkin bir ağrı kesici olmalarına rağmen literatürde eklem kıkırdağında kalıcı hasara yol açtığını gösteren bilgiler vardır.
Hyalüronik asit, eklem kıkırdağında doğal olarak bulunan bir maddedir. Diz eklemi sıvısının kayganlığını sağlar ve kıkırdak hücrelerini koruyucu etkisi vardır. Gonartrozda, haylüronik asit eksikliği ortaya çıkar. 1980’li yılların sonundan bu yana dünyada kullanılan bir medde olup halk arasında horoz ibiği olarak bilinir. Gerçekten de dünyada ilk kez horoz ibiğinden elde edilen hyalüronik asit, daha sonraki yıllarda bakteriyel fermentasyon yoluyla da elde edilebilir hale gelmiştir.
Eklem içine enjekte edilen hyalüronik asitin esas etkisi, ağrı kesmek değildir. Doğrudan değil ama dolaylı yoldan ağrı kesici etki gösterebilir. Esas etkisi, eklemde eksilen hyalüronik asidin yerine konularak eklem kayganlığını sağlamak ve kıkırdağın dayanıklılığını artırmaktır.
Hyalüronik asit enjeksiyonları, piyasada değişik isimlerle bulunmaktadır. Bunların bazıları, 6 aylık süre için haftada bir üç kez, bazıları 6 ayda bir tek enjeksiyon, bazıları da yılda tek enjeksiyon şeklinde uygulanmaktadır. Etki mekanizmaları farklı değildir.
Eklem içi enjeksiyonların hastalığın seyrini değiştirdiğine dair bir kanıt yoktur.
- Fizik tedavi gonartroza iyi gelir mi?
- Gonartrozda ne zaman ameliyat gerekir?
- Eklemin tümünü veya bir kısmını ilgilendiren ileri evre gonartrozda,
- Hastanın günlük yaşam aktivitelerinin önemli derecede kısıtlanması durumunda,
- Fizik tedaviden yeterli sonuç alınamaması durumunda,
- Eklem hareketi kısıtlılığında,
- Obesite ve ileri evre gonartrozda ameliyat gerekebilir.
- Gonartroz ameliyatlarında neler yapılmaktadır?
Daha ileri evre gonartrozda, yüksek tibial veya femoral osteotomiler ve diz protezi ameliyatları yapılmaktadır.
- Gonartrozda kıkırdak ve kök hücre nakli yapılabilir mi?
- İnsanın kendi kıkırdağından alınan silindirik kemik ve kıkırdak içeren silindirik parçaların eksik alana nakli: Bu işleme, literatürde otolog osteokondral transfer veya mozaikplasti adı verilmektedir. Aynı ameliyat sırasında yapılır. Hastanın diz bölgesinde, yüklenme olmayan alanlardan özel aletlerle alınan parçalar, hasarlı bölgeye yerleştirilir. Oldukça ucuz ve literatürde kabul gören, günümüzde sık kullanılan bir yöntemdir.
- İnsanın kendi kıkırdağından alınan bir parçadan elde edilen kıkırdak hücrelerinin laboratuarda çoğaltıldıktan sonra ikinci bir ameliyatta, bir zarla beraber hasarlı alana yerleştirilmesi: Bu işleme, literatürde otolog kondrosit transplantasyonu adı verilir ve sürekli gelişmekte olan bir yöntemdir.Bunun için ilk ameliyatta, görüntüler kayıt edilmekte ve uygulama izni için bakanlığa gönderilmektedir. Ancak izin alındıktan sonra ikinci ameliyat (artroskopi) ile hastanın sağlam kıkırdak bölgesinden toplu iğne başı iriliğinde bir parça alınmakta ve çoğaltma için laboratuara gönderilmektedir. Bu laboratuar, her hastanede bulunan laboratuar değildir. Özel olarak bu işle ilgilenen laboratuarlar gerekir ki Türkiye’de de az sayıda bulunmaktadır. En erken 3-4 hafta sonra üçüncü bir ameliyatla, laboratuardan gelen materyal hastaya nakledilmektedir.
Her 2 yöntem de, literatürde oldukça geniş olarak yer alır. Ancak kesin olarak birbirlerine üstünlüklerini kanıtlayan bir çalışma yoktur. Her 2 tedavi yöntemi de, genç ve erken evre gonartrozda kullanılmaktadır. Tüm dizi etkileyen ileri evre ve ileri yaştaki hastalarda, bu tedavilerin yeri yoktur.
Günümüzde birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaya başlanan kök hücre tedavisi, henüz gonartrozda kendisine yer bulamamıştır; daha doğru bir tabirle etkisi kanıtlanmamıştır.